- 14 Kasım 2013
- 2.353
- 439
- 198
- Konu Sahibi prometheus
- #241
Dediklerinize siz inanıyor musunuz. Ben dayımla küçüklüğümden beri balığa giderim tam balık hastasıdır. Kayalıklarda yosunlu yerlerde taşlarda kumsalda balık tutulmaz çünkü hangi balığın geleceği belli olmaz insanı denize çeker karadeniz sahilinde de tuttuk ya da korunaklı yerlerden tuttuk ya da tekneyle açılıp tuttuk. Sendeleyip düşmesi mümkün olan bir yerde balık tutmaya çalışmak zaten saçma değil mi bir çok yer var denize kıyısı olan daha yüksek beton zaten olta uzun olmalı ki yüksek yerlerden tutulsun.
Balık tutan kadın değil ki eşi o kenarda bekliyor eşofmanla gidilir tabii ki çanta da alınır yanına bir boyun çantası, madem korunaklı yerden tutmuyor düşme risk var neden eşine veriyor balık tutan adama telefon anahtar verilir mi hem yük hem düşme risli olduğunu kendi belirtmiş eşimi uyardım diyor o zaman cebindekiler alıp çantasına koysa neden eşi itiraz etsin hadi itiraz etti anahtarları ve kendi telefonunu vermek zorunda değildi. Yengemin Sakarya'da köyüne gideriz yengem de dayımla gelir balık tutmaya ama çantasında dayımın cüzdanı anahtarlar ikisinin cep telefonunu o taşır kenarda durur. Dayım hiç birşey taşımaz.
Oltanın çıngırağının cepte ne işi var oraya girmesi zaten imkansız. Bir kişinin balık tutarken denize düşmesi için balığın gelmesi ve o kişiyi zorlaması lazım yoksa öylee beklersin ve beklenen yerin rahat olması lazım yani kayalık yosun olmaması lazım. Temkinli dediği şey arkadaşın şu, bir kere başına geldiyse neden hala telefonları anahtarları cüzdanı balık tutarken hala cebinde taşımak için inat ettiği. Düşme olasılığı olduğunu gördü sonuçta. O kadar şeyi bir olta çıngırağının takılıp düşürmesi saçma onu oradan kurtarayım derken düşürüyorsa geride duracak zaten tam denizin önünden tutulmaz ki balık olta boşuna mı o kadar uzun yapılmış tekneden ataren bile kaç m öteye gidiyor o geride durmak zor olmasa gerek.
uuppppssssssssssssss !
sakin ol bacım :115::115::115: