Takdir etmek işe yarayabilir.Pekiştirmek yani.Aynen bir çocuk gibi.Benim eşim de bu yaşa kadar işten güçten anlamaz, düşünmeye, bulmaya, keşfetmeye kafa yormadan yönetilmişti.Şimde komple değişti mi? Hayır ama gelişti.
Alışverişe yollardım, salata için kuru soğan isterdim misal ki biz çeyrek küçük soğan koyarız salataya, adam gider tanesi rahat yarım kilo çeken soğanları doldururdu torbaya, ya da patates kızartacağım gider en miniğinden, bebek yumruğu gibi alırdı, len neresini soyayım, neresini kızartayım? Ya da o kafam kadar soğanı komple salataya koyayım da mide spazmından mı ölelim ?

Ama anlattım, gösterdim ve hep takdir edip, teşekkür ettim.Şimdi benim aldığım/seçtiğim meyve sebzelere bir kulp takar, tüm alışverişi kendisi yapar.İyide yapar.
İlk ütü yapışında resmen ağlamıştım ütülenen şeyin çektiği eziyetten, ama "aferin","ben bile böyle ütüleyemezdim"ler işe yaradı, şimdi benim gibi ütü yapabiliyor, en azından kendi t-shirtlerini bile ütülemesi yükümü azaltıyor.
Akşamları "parkta yürüyelim","şuraya gidelim"ler "ayy ne harika bir fikir, nasılda buluyorsun bu harika fikirleri?" (sanki cennet bahçesi, evin karşısındaki park işte ama gene de takdir var) işe yaradı, şimdi daha güzel fikirlerle geliyor.
Yani demem o ki; eğitim şart.Hem de bir ömür boyu.Şimdiki durumunuzda sanırım hamilelikle alakalı biraz da.Eskiden tek kişiyi yönlendirmek, eğitmek, ya da onu taşımak durumundayken şimdi 2. birey yolda.Endişelerinizde, kaygınızda haklısınız.Elişi işler gibi sabırla, anlayışla, yavaş yavaş durumları değiştirebilirsiniz.Ama "bir gece konuştuk, ertesi gün amanın hemen de değişti","2 seans terapiste gittik, mükemmel oldu"lara inanmıyorum.35 yılda elde edilen huylar değişse değişse sonraki 35 yılda değişir.Kimileri sabreder, kimileri "eaah yeter be" der.
Umarım mutlu ve sorunlardan uzak bir hamilelik geçirir, sağlıkla bebeğinizi kucağınıza alırsınız.