Eşimin kalabalıkta dünyanın en mutsuz insanına dönüşmesi..

salinger29

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
17 Ocak 2017
640
1.537
33
34
Merhaba hanımlar,

Bir seneyi aşkın evliyim. Eşim evin içinde minnoş bir kişilik diyebilirim. Sevgi gösterisinde bulunur, derli topludur, neşelidir, ev işlerine ortaktır, az çok huzurludur. Amma ve lakin ev sınırlarının dışına çıktığımız an anlaşmak çok ama çok güçleşiyor. Küçük bebekler kalabalığın içine girince hırçınlaşır bunalır ya, aynı öyle bir haller.. Sakin yerlerde, yeşilliklerde, ovalarda, market alış verişinde problemli değil fakat insan kalabalığı olan bir yere girdiğimiz an suratında sürekli acı çekiyormuş gibi bir hal söz konusu. Ne bir konserden zevk alabiliyorum, ne şehir kalabalığına dahil olmanın o garip mutluluğunu yaşayabiliyorum. Adam bildiğin insan sevmiyor, sıcak hava sevmiyor, gürültü sevmiyor, mutlaka rahatsız olacak bir şey buluyor. Kalabalık aile, akraba toplanmalarında kendini kuytu köşeye saklamaya çalışıyor, herkes mutlu fakat benimkinde ciddi bir yüz ifadesi... Onun yüzündeki bu memnuniyetsizlik sebebiyle bir yere gitmek istemez oldum veya kendim takılmak daha cazip gelmeye başladı. Türkiye'de yaşarken biraz daha dışarı çıkmaya meyilliydi, sevdiği bir kaç mekan ve aktivite vardı ama buraya taşındığımızdan beri 10 gün evden çıkmasa problem etmeyecek bir hale geldi. Ne yapacağım ben bu emekli ruhlu yarimle, inatlaşıp çabalamaya değer mi? Yoksa böyle gelmiş böyle gider diyip, beklentiyi mi sıfırlayayım? O zaman da neden evlendim diye düşünüyor insan..
 
Merhaba hanımlar,

Bir seneyi aşkın evliyim. Eşim evin içinde minnoş bir kişilik diyebilirim. Sevgi gösterisinde bulunur, derli topludur, neşelidir, ev işlerine ortaktır, az çok huzurludur. Amma ve lakin ev sınırlarının dışına çıktığımız an anlaşmak çok ama çok güçleşiyor. Küçük bebekler kalabalığın içine girince hırçınlaşır bunalır ya, aynı öyle bir haller.. Sakin yerlerde, yeşilliklerde, ovalarda, market alış verişinde problemli değil fakat insan kalabalığı olan bir yere girdiğimiz an suratında sürekli acı çekiyormuş gibi bir hal söz konusu. Ne bir konserden zevk alabiliyorum, ne şehir kalabalığına dahil olmanın o garip mutluluğunu yaşayabiliyorum. Adam bildiğin insan sevmiyor, sıcak hava sevmiyor, gürültü sevmiyor, mutlaka rahatsız olacak bir şey buluyor. Kalabalık aile, akraba toplanmalarında kendini kuytu köşeye saklamaya çalışıyor, herkes mutlu fakat benimkinde ciddi bir yüz ifadesi... Onun yüzündeki bu memnuniyetsizlik sebebiyle bir yere gitmek istemez oldum veya kendim takılmak daha cazip gelmeye başladı. Türkiye'de yaşarken biraz daha dışarı çıkmaya meyilliydi, sevdiği bir kaç mekan ve aktivite vardı ama buraya taşındığımızdan beri 10 gün evden çıkmasa problem etmeyecek bir hale geldi. Ne yapacağım ben bu emekli ruhlu yarimle, inatlaşıp çabalamaya değer mi? Yoksa böyle gelmiş böyle gider diyip, beklentiyi mi sıfırlayayım? O zaman da neden evlendim diye düşünüyor insan..
Sebebini kendisine sordunuz mu?
O da bu durumun farkında mi ve yorumu nedir?
 
Merhaba hanımlar,

Bir seneyi aşkın evliyim. Eşim evin içinde minnoş bir kişilik diyebilirim. Sevgi gösterisinde bulunur, derli topludur, neşelidir, ev işlerine ortaktır, az çok huzurludur. Amma ve lakin ev sınırlarının dışına çıktığımız an anlaşmak çok ama çok güçleşiyor. Küçük bebekler kalabalığın içine girince hırçınlaşır bunalır ya, aynı öyle bir haller.. Sakin yerlerde, yeşilliklerde, ovalarda, market alış verişinde problemli değil fakat insan kalabalığı olan bir yere girdiğimiz an suratında sürekli acı çekiyormuş gibi bir hal söz konusu. Ne bir konserden zevk alabiliyorum, ne şehir kalabalığına dahil olmanın o garip mutluluğunu yaşayabiliyorum. Adam bildiğin insan sevmiyor, sıcak hava sevmiyor, gürültü sevmiyor, mutlaka rahatsız olacak bir şey buluyor. Kalabalık aile, akraba toplanmalarında kendini kuytu köşeye saklamaya çalışıyor, herkes mutlu fakat benimkinde ciddi bir yüz ifadesi... Onun yüzündeki bu memnuniyetsizlik sebebiyle bir yere gitmek istemez oldum veya kendim takılmak daha cazip gelmeye başladı. Türkiye'de yaşarken biraz daha dışarı çıkmaya meyilliydi, sevdiği bir kaç mekan ve aktivite vardı ama buraya taşındığımızdan beri 10 gün evden çıkmasa problem etmeyecek bir hale geldi. Ne yapacağım ben bu emekli ruhlu yarimle, inatlaşıp çabalamaya değer mi? Yoksa böyle gelmiş böyle gider diyip, beklentiyi mi sıfırlayayım? O zaman da neden evlendim diye düşünüyor insan..

Öyle yerleri sevmiyor demek ki, yazık ne yapsın. Arkadaşlarınızla, ailenizle küçük gruplar halinde buluşun, baş başa yürüyüşler yapın, sakin mekanlarda takılın. Konsere, kalabalığa da arkadaşlarınızla gidin.

Bir de eşinizle anlaşma yapın. Kalabalık yerlere ayda 1 gidelim ama sen de o günlerde yüzünü asma, benimle eğlenmeye çalış deyin. Sevinip kabul eder herhalde. Oldu bitti.
 
Biz buna birazcik :yabanilik diyoruz. Benimki öyle bende farksiz sayılmam. Karakter meselesi bu
Düzelmez degismez beklentini 0 a indir
Ben öyle yaptım
Tepem atarsa kötü olcak tabi o ayrı
Seninki emekli ruhluymus yine
Benimkini görsen yaşlı dede den farksız
 
Bi an kocanız benim sandım. Ben de kalabalık ortamlardan hiç hoşlanmam. Birçok arkadaşım vardır ama asla 3 kişiden fazla bir grupla buluşmam. O kadar sesi kafam götür etmiyo valla. Ama bana beautiful trauma gel dağa gidelim bayıra gidelim kimse olmasın sessiz olsun her yer desinler koşa koşa giderim. Konserlerden nefret ederim. Bi konsere gitsem ordaki ışık ve ses yüzünden migrenim tutar bi hafta başıma tülbent bağlar gezerim. Eşinizi çok iyi anlıyorum o yüzden
 
Bizimkinde öyle ortamlarda kendi kabuğuna çekilir, sanki p ortamda değilmiş gibi kendini tamamen ortamdan soyutlar, ben, ailem ve kendi ailesi alıştı. Çok şükür yakın arkadaş ortamında yapmıyor. Resmen sıkılıyor kalabalık aile ortamlarından, bende ilk yıl takıyordum ama artık hiç umursamıyorum.
 
Evlenmeden önce hiçbir yere girmediniz mi adamın bu hali sürpriz mi oldu?

Değişeceğini sanmıyorum karakteri böyle sanırım.

Evlenmeden önce elbette bir yerlere gittik fakat öncelik her zaman birbirimizi görmek olduğu için çevresel faktörlere bu kadar odaklanmıyorduk. O zaman beni görmek için dışarı çıkması gerekiyordu, şimdi zaten evde, yanındayım..:/
 
Niye adamın surat ifadesini inceliyosunuz ki,kişilik olarak başkalarında kolay etkilenen bir tip misiniz?Boşverin kocanızın beyninin içini okumayı,ruh halimi çözümlemeyi filan,siz neşeli olun mutlu olun sizin neşeniz zamanla ona gecer.

Sürekli yüzünü inceleyip neden mutsuzsun nedeeeeğnnnn demiyorum esasında. Bazen o kadar ciddi görünüyor ki rahatsız oluyorum, bazen mimik okumama gerek kalmıyor mutsuzum sevmedim yoruldum diye sızlanmaya başlıyor. Kolay etkilenen bir tip olmadığımı da söyleyemem, o öyle davranınca ister istemez modum düşüyor..
 
Öyle yerleri sevmiyor demek ki, yazık ne yapsın. Arkadaşlarınızla, ailenizle küçük gruplar halinde buluşun, baş başa yürüyüşler yapın, sakin mekanlarda takılın. Konsere, kalabalığa da arkadaşlarınızla gidin.

Bir de eşinizle anlaşma yapın. Kalabalık yerlere ayda 1 gidelim ama sen de o günlerde yüzünü asma, benimle eğlenmeye çalış deyin. Sevinip kabul eder herhalde. Oldu bitti.
Vallahi dün bir anlaşma yazdık da printerdan çıkarıp imzalayacağız daha..:) ben ısrarla o da benim sevdiğim şeyleri sevsin istiyorum ama evlilik öyle bir şey değil galiba ..
 
Ben de öyleyim. Tabii bu özellikle kalabalığın kimlerden oluştuğuna bağlı, sevdiğim insanlar olunca toleransım artıyor. Yine de eve gelip odama geçtiğimde beynimin uyuşmuş olduğunu hissediyorum. Konserdir, kalabalık bar-cafe ortamlarıdır yine hiç benlik değil. Kalabalık sokaktan geçmemek için yolumu uzatırım. Bunları yapmazsam bilirim ki migren benim için kaçınılmazdır. Velhasılı kelam bunlar benim hayat kalitemi etkilediğini düşündüğüm için kaçındığım şeyler. Değişeceğimi sanmıyorum, eşiniz de değişmez muhtemelen.
 
Biz buna birazcik :yabanilik diyoruz. Benimki öyle bende farksiz sayılmam. Karakter meselesi bu
Düzelmez degismez beklentini 0 a indir
Ben öyle yaptım
Tepem atarsa kötü olcak tabi o ayrı
Seninki emekli ruhluymus yine
Benimkini görsen yaşlı dede den farksız

Oof. yani bu türün bi içine kapanık sessiz görüneni oluyor bir de agresif görüneni sanırım. Eşim biraz daha agresif, böyle etrafı küçümser bir tavırla izliyormuş gibi geliyor bana. O yüzden ben de geriliyorum .. size de Allah kolaylık versin:(
 
Merhaba hanımlar,

Bir seneyi aşkın evliyim. Eşim evin içinde minnoş bir kişilik diyebilirim. Sevgi gösterisinde bulunur, derli topludur, neşelidir, ev işlerine ortaktır, az çok huzurludur. Amma ve lakin ev sınırlarının dışına çıktığımız an anlaşmak çok ama çok güçleşiyor. Küçük bebekler kalabalığın içine girince hırçınlaşır bunalır ya, aynı öyle bir haller.. Sakin yerlerde, yeşilliklerde, ovalarda, market alış verişinde problemli değil fakat insan kalabalığı olan bir yere girdiğimiz an suratında sürekli acı çekiyormuş gibi bir hal söz konusu. Ne bir konserden zevk alabiliyorum, ne şehir kalabalığına dahil olmanın o garip mutluluğunu yaşayabiliyorum. Adam bildiğin insan sevmiyor, sıcak hava sevmiyor, gürültü sevmiyor, mutlaka rahatsız olacak bir şey buluyor. Kalabalık aile, akraba toplanmalarında kendini kuytu köşeye saklamaya çalışıyor, herkes mutlu fakat benimkinde ciddi bir yüz ifadesi... Onun yüzündeki bu memnuniyetsizlik sebebiyle bir yere gitmek istemez oldum veya kendim takılmak daha cazip gelmeye başladı. Türkiye'de yaşarken biraz daha dışarı çıkmaya meyilliydi, sevdiği bir kaç mekan ve aktivite vardı ama buraya taşındığımızdan beri 10 gün evden çıkmasa problem etmeyecek bir hale geldi. Ne yapacağım ben bu emekli ruhlu yarimle, inatlaşıp çabalamaya değer mi? Yoksa böyle gelmiş böyle gider diyip, beklentiyi mi sıfırlayayım? O zaman da neden evlendim diye düşünüyor insan..


Aynı benim kocam. Bende çok sevmem kalabalığı ama eşim kadar değil. Herşeye sinirlenmeye başlıyordu sürekli tartışıcak bişey çıkardı. Taaaa ki kızlar doğana kadar. Şimdi hadi çıkalım hadi gidelim benden önce eşim plan yapıyor. Benim eşimi çocuk değiştirdi. Yani değişebiliyorlar darısı başınıza.
 
Bi an kocanız benim sandım. Ben de kalabalık ortamlardan hiç hoşlanmam. Birçok arkadaşım vardır ama asla 3 kişiden fazla bir grupla buluşmam. O kadar sesi kafam götür etmiyo valla. Ama bana beautiful trauma gel dağa gidelim bayıra gidelim kimse olmasın sessiz olsun her yer desinler koşa koşa giderim. Konserlerden nefret ederim. Bi konsere gitsem ordaki ışık ve ses yüzünden migrenim tutar bi hafta başıma tülbent bağlar gezerim. Eşinizi çok iyi anlıyorum o yüzden

biz de bugün ilk olarak kalabalık bir yere gittik, panayır gibi bir yer diyeyim. Bir daha buraya gelmeyelim, beni böyle yerlere getirme diye memnuniyetsizlik seansına başladı. Sonra da çok uzun süre sakin bir yolda bisiklet sürdük, o kısımda mutluydu sanırım. Şu an başım ağrıyor diye dolanıyor. İlişkide sürekli 'iyi misin?, mutlu musun? her şey yolunda mı?' diye soran tip olmaya başladım. Yapısı farklı, anlıyorum ve gerçekten bu tip isteklerimin %70 ini kendi başıma veya arkadaşlarımla tatmin etmeye çalışıyorum. Kalan %30 da ise her deneyimimiz ikimiz içinde travmatik bir hal alıyor..
 
Bizimkinde öyle ortamlarda kendi kabuğuna çekilir, sanki p ortamda değilmiş gibi kendini tamamen ortamdan soyutlar, ben, ailem ve kendi ailesi alıştı. Çok şükür yakın arkadaş ortamında yapmıyor. Resmen sıkılıyor kalabalık aile ortamlarından, bende ilk yıl takıyordum ama artık hiç umursamıyorum.

Bu umursamama işinin sırrı nedir tam olarak?:) O mutsuzken kendi mutlu ruh halimi asla koruyamıyorum..
 
Oof. yani bu türün bi içine kapanık sessiz görüneni oluyor bir de agresif görüneni sanırım. Eşim biraz daha agresif, böyle etrafı küçümser bir tavırla izliyormuş gibi geliyor bana. O yüzden ben de geriliyorum .. size de Allah kolaylık versin:KK43:
Benimki agresif olmayan cinsi ice dönük sessiz ve biraz daha ezik versiyonu. Ayni zamanda cokta politik siyasetci 2 yüzlüdür. Senin eşin bana benzeyeni o varya cok sinir oluyordur birde girdiğiniz ortamlarda bos bos konusan ukalalar varsa ters ters bakıyordur da. Sakin ol hayatım takma kafana. Ben artik kocami kaale almiyorum onun bana davrandığı gibi davranıyorum sen kendi keyfine bak sen tek cik gez muzik ac dans et kitap oku basbasa gezmeye gidin ya da gunbatimi izleyin
 
Aynı benim kocam. Bende çok sevmem kalabalığı ama eşim kadar değil. Herşeye sinirlenmeye başlıyordu sürekli tartışıcak bişey çıkardı. Taaaa ki kızlar doğana kadar. Şimdi hadi çıkalım hadi gidelim benden önce eşim plan yapıyor. Benim eşimi çocuk değiştirdi. Yani değişebiliyorlar darısı başınıza.

Ayyyy aynından işte benimki de. Evde kedi yavrusu gibi dışarı çıkınca dördüncü dakka birbirimize sinir olmaya başlıyoruz, bir gerginlik,inatlaşma, restleşme.. çocuk yapasım geldi ama değişiklik olmazsa çok fena olur:)
 
Back
X