ÜZÜM PEKMEZı
Vücuttaki kanı arttırır
Enerji verir
ıştah açar
Hamilelikta ve bebek gelişiminde çok faydalıdır
Mideyi, bağırsakları, böbrekleri kuvvetlendirir
Damar sertliğine iyi gelir
Kan dolaşımını rahatlatır
DUT PEKMEZı
Kan eksikliği bulunan hastalarda çok büyük faydalar sağlar.
Mide hastalıklarında özellikle, ülser hastalığına iyi gelir.
Astım ve bronşit hastalıklarında faydalıdır.
Soğuğa karşı vücut direncini arttırıcı özelliğe sahiptir.
Sporcular için bir enerji deposudur.
Bebeklerin büyümesinde ve gelişmesine yardımcı olur.
Çocukların zeka gelişimine yardımcı olur.
Gargara halinde ağız ve boğaz hastalıklarında etkilidir.
Çocuklarda sıklıkla rastlanan pamukçukta da yaygın olarak kullanılır
KEÇı BOYNUZU (HARNUP) PEKMEZı
Kolestrolü düşürür ve tansiyonu dengeler
Kalbi takviye eder
Cinsel gücü ve sperm sayısını artırıcı özelliği kesinlik kazanmıştır.
Vücudu güçlendirip dinamize eder
Kansızlığa birebirdir
Dişleri besler Kemikleri güçlendirir
Bağırsakları çalıştırır
Çocuklar ve hamile bayanlar için faydalıdır
Potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, bakır, çinko içerir
akciğer rahatsızlıklarında da kullanılır.
ANDIZ PEKMEZı
Andız pekmezi ise bronşit, öksürük, sarılık, kaşıntı, egzama, mide bulantısı, akciğer, karaciğere faydalı bir pekmezdir.Bütün pekmez cinslerinde olduğu gibi kan yapıcıdır ve enerji verir.
Pekmez yapma mevsimi geldi. Bağlar bozuluyor. Peki köylerimizde ve evlerimizde nasıl Pekmez yapabilir.Doğal ortamda ve köyde pekmez yapankar.Üzümleri topladıktan sonra , bir oluğun içinde, temiz bir çuvala koydukları pekmezlik üzümleri yine temiz sırf onun için saklanan çizmeleri giyip eziyorlar. Eskiden üzümleri çuvala koymazlarmış sonradan akıl etmişler çok daha rahat olmuş.
Üzümler ezilince çıkan üzüm suyuna “şıra” deniliyor. Oluktan akan şıra kovada toplanıyor. Ezilen üzümün posasının adı da “cibre”. Bu cibreyi de bir kere daha ezip çıkandan daha sulu biraz daha ekşimsi içimlik pekmez yapıyorlar.
Ateşler yakılır, üzerine kazanlar kurulur ve şıralar kaynatılmaya başlanır.
.
Şıra kaynamaya başladı. Taşmaması için sık sık karıştırmak gerekiyor. Pekmez yapımı; şıranın kaynatılarak içindeki suyun büyük bölümünün buharlaştırılarak, şıranın “pek – koyu bir kıvama” dönüşmesi işlemi aslında.
.
ıki buçuk – üç saat kadar kaynadıktan sonra içine “pekmez toprağı” denilen beyaz renkli toprak atılacak. Şimdi sıra ona geldi.Pekmez toprağı denilen toprak, işte bu beyaz renkli topraktır.
Topaklanmış olan bu toprağı küçük bir çekiçle ezdik.Daha sonra elendi ve un halindeki bu toprak elde edildi.
Pekmez toprağı atılıyor kazanlara. Her kazana iki çatal avuç (yan yana getirilmiş iki avuç) toprak atıldı. Her kazanda da yaklaşık 55 litre şıra vardı.
Kazanlara pekmez toprağı atılır atılmaz kaynayan şıra (müstakbel pekmez) hızlı bir şekilde kabarmaya başlar.
Taşmasını önlemek için karıştırmaya hazır olmak gerek. Sonra da arada bir karıştırılarak kaynatmaya devam edilecek.Kazanların altındaki ateşleri çektik ve biraz soğumaya bıraktık. Daha sonra kazanlar ocaktan alınarak üzerleri örtülecekler ve dinlenmeye bırakılacaklar.
Bir kazanda kala kala bu kadar kaldı işte. Üstelik dibindeki tortu da dahil. Bakalım ne kadar pekmez çıkacak. ıki kazanda toplam 110 litre şıra varmış. Aşağı yukarı 25 lt civarında pekmez olacakmış.Bu gece dinlenecek, yarın süzülecek ve dibe çöken kısımlar ayrılarak, her iki kazandakiler bir kazana toplanacak ve tekrar kaynatılacaklar. Taa ki uygun kıvama gelinceye kadar. Bir gece dinlenen kazanlardaki pekmezleri süzüyoruz ve kaynatmaya başlıyoruz. Kazanın dibindeki çökeltinin üzerindeki pekmezi bir kapla alıyoruz, dibe yaklaşıldığında dikkatlice alarak ve aynı zamanda da süzgeçten geçirerek alıyoruz. Sonra ateşi yakıp kazanı tekrar ateşe koyuyoruz. Epeyce kaynatıp,ateşten alıyoruz.
Kaşıkla alıp, biraz yukardan dökerek akışkanlığını kontrol ettiğinizde, su gibi değil ve koyulaşmışsa, kaşığın içinde bırakılan ve soğuyan bir kaç damlanın koyulaşmasını ve kaşığın içine sıvanmasını kontrol ettiğinizde, su gibi değil ve koyulaşmışsa işlem tamamdır. Bir kontrol yöntemi daha; eğer çok sıcak olmayan bir iki damlayı tırnağınızın üzerine damlattığınızda dağılıp, su gibi akıp gitmiyorsa, bu da pekmezi yeterince kaynadığının işaretidir.Kaşıkla alıp, biraz yukardan dökerek akışkanlığını kontrol ettiğinizde, su gibi değil ve koyulaşmışsa, kaşığın içinde bırakılan ve soğuyan bir kaç damlanın koyulaşmasını ve kaşığın içine sıvanmasını kontrol ettiğinizde, su gibi değil ve koyulaşmışsa işlem tamamdır. Bir kontrol yöntemi daha; eğer çok sıcak olmayan bir iki damlayı tırnağınızın üzerine damlattığınızda dağılıp, su gibi akıp gitmiyorsa, bu da pekmezi yeterince kaynadığının işaretidir.
Kaynatılma işlemi biten pekmezi soğuması ve durulması için serin ve kuytu bir köşeye aldık. Ateşten yeni alınmış pekmezin duru olmadığı, içinde bazı parçacıkların olduğu da görülür. Soğuduğu zaman bunlar da dibe çökecek ve üst kısımda kalan ve berraklaşan, koyulaşan pekmez alınarak tüketime hazır hale gelecek.Pekmezimiz iyice soğuyunca artık şişelerimize doldurabiliriz.Bu ara da garova/Mehmet Vural’a çok teşekkür ederim.Size bu konuyu aktarabilmek için Emeklerinden çok faydalandım.
Hemen “ooo! çok zor işmiş, biz nerede yapacağız bu pekmezi,doğru satın almaya” demeyin.Evde de yapabilirsiniz Nasılmı?
Yaklaşık 3 kg kadar şıraya 30 gr toprak parçalarını bir tülbent parçasına koyun ve tülbenti bir kese olacak şekilde bağlayın.
Toprak kesesini üzüm suyunun içine koyun, ve kaynatmaya başlayın.
Bir taşım kaynattığınız üzüm suyu içinden toprak kesesini alın ve üzüm suyunu dinlenmeye bırakın.
yaklaşık 5-6 saat dinlensinki tortusu dibe çöksün.
Toprak ile kaynatma işleminden sonraki gece kesilmiş üzüm suyunu süzdüm ve tortudan ayırın. Kalan üzüm suyunu karıştırarak kaynatın. Bir saat kadar kaynattıktan pekmezimiz hazır. Tadı çok lezzettli. 3 ml üzüm suyundan yaklaşık 500 ml pekmez elde eders iniz. AFiyet olsun.