Eskiden Erzurumda Aile Yaşantısı Nasılmış

nbatur55

baldan tatlı can kızım...
Kayıtlı Üye
23 Ekim 2007
510
4
96
43
Diğer
Eskiden Erzurumda Aile Yaşantısı Nasılmış


Tandırbaşında Yarenlik proğramlarının birinde dile gelen ve Erzurumlu yaşlı amcalarımızın anlattıklarını sizlere aktarmayı borç bildim.
Mart ayı içerisinde, Erzurum Evlerinde bir tandır başı proğramında da konu: Erzurumda aile yapısı idi. Toplantıya veya yarenliğimize Fethi Resuloğlu amcamız(95 yaşında) Sadrettin Haşıloğlu amcamız (75) yaşında. Faik Engiz amca (75) yaşında. Necati Tutaç ağabeyimiz (70) , Hamit yavuzer ağabeyimiz (6o) yaşında ve diğer Erzurum sevdalısı yarenlikçi; Erol Kürkçüoğlu hoca, Erzdal Güzel bey ve diğerleri...........
O gecenin konusu, gine Erzurum ve Erzurumda Ev yaşantısı, aile yapısı olmuştu.
Katılımcıların bütünü 40 sene öncesini anlatırken gözlerinden yaş gelenler ve duygusal bir hava ile yarenlik sürdü gitti.
Sanki sürükleyici bir roman okunuyor, otobanda sıfır araba ile yol alırken duyulan huşuya benzer bir havada anlatılanlar, zevkle izlenen bir dizinin zevkiyle akıp gidiyordu.
Erzurumun bundan otuz kırksene evvelinde, evlerde babaya bağlı birkaç kardeş ve onların hanım ve çocuklarının birlikte oturmaları, bişrbaşka zevkle dile getiriliyordu.
Bir ana ailenin birkaç çekirdek aile bölümünün birlikte aynı evi paylaşımının zorlukları unutulup; zevkli paylaşımı dile getiriliyordu.
Evet Erzurumlu, şimdiki gibi apartman kültürüne mahkum, yüzlerce metrekareye dağılıp duygusallıktan uzak biirlikteliği zedelenmiş durumda değildi. Bazı zorluklara zevkle katlanarak, dar mekanlarda zevkle paylaşımın hazzını yaşarken; duygusallık,aile bağı, muhabbet b undan daha güzeldi.
Günlük yaşantı bir hareketli, görev dağılımı, iş dağılımı ve buna bağlı servet sahipliği daha tatminkardı. Bu nedenle şükürler karlardan önde koşardı.
Garak evde gerekse erkeklerde görev dağılımına boyun eğme zorla değil gönül rızasıylaydı.
Yiyilen iki lokma lezzetli, yaşanılan bir saniye dahi huzurlu,alınanın bereketi var, giyilen zevkle giyiliyordu. Kimseye imrenme yoktu.
Evin reisi veya babası yaşıyorsa dede idi. Dede yoksa büyük amca baba rolünü alır tüm çocuk ve yeğenler ona baba derlerdi. Öz babaya da ya abi, ya da amca denirdi. Hatta babasına ismine bey ekleyerek hitapta bulunan da vardı.
Nine varsa ana o olurdu. Nene yoksa, en büyük yenge ana olur da diğer analara çocukları abla diye hitabederdi.
Herkes aynı düşünür, aynı duygu ile hareket ederdi. Kan bağı başka bağlarla kenetlenirdiki, o aile bir bütündü.
Bu anne ve babaya hitap konusu geçerken sayın avukat Sadrettin Haşıloğlu:"belli bir yaşa kadar amcama baba yengeme ana demekten benim birkaç ana birkaç babam var düşüncesi gelişti." espirisi de yarenliğimize renk kattı.
Ayrıca Necati Dadaşımın gazel ve türküleri de bizleri o günlere götürdü.
 
bu yazınız üzerine bir konu açmayı şart bildim kendime bir erzurumlu olarak maalesef ben pek erzurumlu olduğum için memnun değilim de....
 
Back
X