• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Evlat sahibi olmak isteyenler=birlikte dua edelim mi

ben de duaya katılmak istiyorum neleri okuyorsunuz ???

hoşgeldin ......liste ara ara yayınlanıyor ilgilenen arkadaşlar tarafından 6 yasin ---707 ya varis---100 en biya süresi o da listenin başında yazıyor...

ben şimdii çıkıyorum arkidaşlarım çay keyfi yapam az sonre tekrar gelemmm seviyorumm burayı muhabbetiii :))))bu arada anlatmadan yapamicamm bugün başıma çok korkunç bişe geldiii :53::53::53::53:akşam gelirken tam apt kapısını açtım ayaklarımın altındaa ne göreyimmm 2 tane faree bir oyana bir bu yana ayaklarımın altında dolanıyolar ay bir çığlıkla gerikaçtım dışarııı hamile olsam düşerdi herhalde bu korkuya bebeğimm:(((neyseki yöneetici geldi kurtardı beni derin bir ohh çektimmmm

ayy gerçekten öyle bende çook korkarım tüm hayvanlardan:1: büyükk geçmiş olsun ...

sa kızlar ben geldim bu hafta okunacak isimler listesinde bende varım ay nasıl heyecanlandım tamda cuma günü rahim filmim var Hz Allah hayırlı sağlıklı sıhhatli evlatlar nasib etsin inş. hepimize benmde film sonucumda bişeycikler çıkmasın inş. arkasındanda hemen hamilelk müjdesi vereyim inş. sizlere

a.s canım nasılsın rahim filmde inşallah bişey çıkmaz...herşey gönlünce olsun..

ya arkadaşlarrr ben bişe sorcamm ama birazcık utanıyorummm:17::17::17:şimdi bu bel altında kuyruk sokumu denen yer varyaa hanii iştee tam orası çok ağrıyor :18::18::18::18:kemiğim sızım sızım sızlıyorr hayır doktorada gidemiyorumm ne dicem benn pöçüğüm müü ağrıyorr diccemmmm:((((ayyy ne yapsam acabaa benn :(evde plates yapayım dediydim 1 ay önce ondan sonra oldu sanırım yanlış hareket yaptım

valla benim bir arkadaş bir günü aniden yerbir oturdu ondan beri acımaya başlamıştı artık nasıl acıyorsa hareket edemez tuvalete gidemez olduu....meğersem sonra kıl dönmesine çevirdi operasyon falan yattı bir süre....geçmezse hafife alma derim..


Canım şükürler olsunnn iyi dün patoloji sonuçları da çıktı maşallah kemoterapi falan hiçbişeye gerek yok demiş doktor :)))) inşallah bugün yarın da hastaneden çıkar öle işteee :))

çokk sevindim...bu gerçekten iyi haber...allah yardımını esirgemesin kimseden...herşey onun sayesinde dualarda..

selamm kizlarrr ben geldimmm. hayirli cumalarrr

a.s hayırlı cumalarr...

Kızlar sabah anneme sölemiştim çok eksiğimiz var die şimdi aradı eksiklerimiz için 10 tane yasin okumuş :):16::16:
Kaldı 25 eksikkk

canım yeni liste yayınlanmış ama hala eksik var mı son halini bize bildirirsen ben okurum....dün bugün giremedimm...

allah göstermesin canımm..evett bu hayatta neler nelerrr var bizim hiçççç sızlanmaya felan hakkımız yok aslındaa benim ablam 9 aylık eşini kan kanserinden kaybetmişti çok severdi eniştemi eniştem de onu tabiii allah rahmet eylesin:((ablam henüz 19 yaşındaydı

canım başınız sağolsun çok gençmiş...allah sabırlar versin kardeşine çok zorr..

sa arkadaşlar nasılsınz umarım iisinzdir ben hem müsait değil adet oldum hem grip üşütmüşüm artık yaz gelenekadar bu böle gider bende... evi eşime emanet ettim ama içim hiç rahat değil beni yerimden kaldırmıyo ya mutfağın halini merak ediyorum herhalde felaket olduğu için oda ile lavabo arasında başka yere geçemiyorum:))) arkadaşlar çok mahcup olarak size bişey söleyeceğim ben okumam gerekenleri yetiştiremedim 3 yasin i şerif eksiğim var eşimde yoğun oku diyemiyorum ona bana yardımcı olurmusunz olmazsanızda canınız saolsun artık eşime mecburi müracaat ederim... Allah ım ne olur şubat ayında hamile kalayaııııımmmmm lütfen Allahım....amiiinnnn

geçmiş olsun canım kendine iyi bak bebiş çabuk gelsin...:34:

SELAM ARKADAŞLAR NASILSINIZ

NE VAR NE YOK HAYIRLI CUMALAR


BİDEE

küçük eltimin oğlu

jouberd sendromlu
1,5 YAŞINDA
onun için 500 yasin topluyorumm


yürüyemiyor konuşamıyor

ALLAH cc izniyle kendini idame edecek kadar düzelmesi için şifa niyetine yasin okur ve okutur musunuz

1 kişiye 1 yasin inşALLAH

2 YAŞINA KADAR HAREKETLERİ YAPRSANIZ YÜRÜYEBİLİR DEMİŞLER

KNOUŞAMAYABİLİRMİŞ :(
HEPİNİZDEN DULARINIZI BEKLİYORUM


OKUYABİLECEK OLANLAR ÖZELDEN YAZARSA ÇOK MEMNUN OLURUM BURADAN GÖREMEYEBİLİRİM

bir aksilik çıkmazsa bende okurum 1 yasin...hastalanmam yakın okumasamda yazmaya çalışırım..

canım 150 tane kadar okunmuş. 246 tane okumamız gerekiyordu 96 tane açığımız var.
ben sönmezin eksik 2 yasinini okuyayım onuda 6 ya tamamlayalım. yarına kalmaz merak etma. ama enbiya suresi ya da ya varis yetişmeyecek gibi geliyo bana da:D

ben sönmez adına 2 yasin eksiğini okudum hatta bu sayfada da http://www.kadinlarkulubu.com/duala...olmak-isteyenlerbirlikte-dua-edelim-1128.html ecrine yazmıştım... gözden kaçmışş demekkii...neyse sağlık olsun....
 
Allah daha iyi etsin ben biraz mahcubum bugün eşimin doğum günü ama ona hediye almadım sürprizde yapmadım aslında hem hediye almayı hem sürpriz yapmayı çok severim ama nedense duygusuz biri oldum.birde pazar günü benim doğum günüm birlikte kutlarız diye düşündüm acaba son dakika son gol eşim gelmeden birşeyler mi yapsam diye düşünüyorum:34::34::34:

canım güzel bir sofra ne bileyim pasta gibi hazırlıklar onları her zaman mutlu eder....birlikte güzel vakit geçirmek en önemli olan..sevdiklerinle nice mutlu sağlıklı yıllara...yeni yaşınızla birlikte bebişinizin müjdesinide alırsınız inşalllah.

Herkes şuan benim gibi önceki sayfaları okuyor heralde, kimse cevap yazmadığına göre :)

aynen canım yaaa......oku oku bitmiyor 20 sayfamı okudum sayamadım da.....:52:

şekerler nasılsınız?

iyi sen nasılsın ??:27:
 
ya arkadaşlarrr ben bişe sorcamm ama birazcık utanıyorummm:17::17::17:şimdi bu bel altında kuyruk sokumu denen yer varyaa hanii iştee tam orası çok ağrıyor :18::18::18::18:kemiğim sızım sızım sızlıyorr hayır doktorada gidemiyorumm ne dicem benn pöçüğüm müü ağrıyorr diccemmmm:((((ayyy ne yapsam acabaa benn :(evde plates yapayım dediydim 1 ay önce ondan sonra oldu sanırım yanlış hareket yaptım
Geçmiş olsun ani hareketler yapmaktan kaçın ondan olabilir :31::8:
ben şimdii çıkıyorum arkidaşlarım çay keyfi yapam az sonre tekrar gelemmm seviyorumm burayı muhabbetiii :))))bu arada anlatmadan yapamicamm bugün başıma çok korkunç bişe geldiii :53::53::53::53:akşam gelirken tam apt kapısını açtım ayaklarımın altındaa ne göreyimmm 2 tane faree bir oyana bir bu yana ayaklarımın altında dolanıyolar ay bir çığlıkla gerikaçtım dışarııı hamile olsam düşerdi herhalde bu korkuya bebeğimm:(((neyseki yöneetici geldi kurtardı beni derin bir ohh çektimmmm
Ayyy bende ürperirdim geçmiş olsun Allah'tan yönetici yetişmiş:18::37:
şekerler nasılsınız?

Allah daha iyi etsin ben biraz mahcubum bugün eşimin doğum günü ama ona hediye almadım sürprizde yapmadım aslında hem hediye almayı hem sürpriz yapmayı çok severim ama nedense duygusuz biri oldum.birde pazar günü benim doğum günüm birlikte kutlarız diye düşündüm acaba son dakika son gol eşim gelmeden birşeyler mi yapsam diye düşünüyorum:34::34::34:
Hamdolsun sen nasılsın?Pazar günü doğumgünün demek şimdiden nice mutlu yıllar dilerim sevdiklerinle beraber.İnşallah seneye bebeğinle kutlarsınız:16::emir_bebek::nazar::38:
 
Kızlar sabah anneme sölemiştim çok eksiğimiz var die şimdi aradı eksiklerimiz için 10 tane yasin okumuş :):16::16:
Kaldı 25 eksikkk

Allah razı olsun annenden canım

rabbim burda karşılaşmamızı nasip etti. birbirimizin duasına muhtacız.Allah razı olsun dar zaman da ema ve sen yetişiyosunuz:)

Allah senden ve hepinizden razı olsun canım.Siz çalıştığınız halde dar zamanlarda yetişiyorsunuz maşallah.Allah işlerinizde kolaylıklar nasip etsin

canım inşaallah. ama kendine 1 yıl diyerek zaman koyma çünkü o 1 yıl hep uzar. ben eşimden sonra kapanmaya aşık oldum. yani gece gündüz kapanayım kapanayım diye hayal kuruyordum. annem ilk başta istemedi. okulumdan dolayı. sonra bi kapandım megerse ben hep kapalıymışım dedim. hiç bi tuhaflık gariplik hissetmedim. hep olmam gereken gibi oldum bin şükür. sonra ailemin haberi olmadan alışveriş yaptığımız bi magazan pardesü aldım. o akşam kapandım. sonra dünya kadar eşarp hediye geldi. hiç keşke demedim biliyor musun? 7 yıl bitti 2 hafta önce. sana tavsiyen hemen kapan. şuan dini duyguların üst seviyedeyken yap bunu. yarın ölmeyeceğin ya da şeytana kanmayacağımız ne malum.
eşim kapandığımı 1 hafta sonra öğrendi. çok güzel bi sürpriz yapmıştım:)

Maşallah sana canımmm ne güzel bir sürpriz olmuş eşine darısı bütün açık kardeşlerimize inşallah
 
iyi dilekleriniz ve doğum günü tebrikleriniz için hepinize teşekkür ederim.kızlar ben aslında her özel günü kutlardım hatta günler öncesinde eşime hatırlatırdım ama nedense bu sefer çok durgunum eşim bile şok olmuş durumda öğlen aramadı akşamda 5 te aradı canım hayırdır birşeyin mi var dedi yok iyiyim herşey yolunda dedim bilmem benim doğum günümü kutlamadın aramadın yoka sürprizmi hazırlıyorsun dedi .az evvel eve geldi odaları arıyor bana ne hazırladın diye sormazmı rezil oldum.kızlar sizce bana ne oldu bir insan 360derece değişebilirmi yoksa duygularımı mı kaybettim:1::1::1::1::1:
neyse bari kendi doğum günümde telafi edeyim yoksa kocişim çok üzülür bebiş gelmeden pabucumu dama attın demesin sonra:17::17::17::17::17:
 
ÖRTÜM ve BEN
Ayşe Çoşkuner
Aslında, biz kadınlar oldukça “örtü” meraklısıyız! Masa örtüsü, yatak örtüsü, sehpa örtüsü, buzdolabı-çamaşır makinası , fırın örtüsü, tüp örtüsü, sebzelik örtüsü... O kadar ki eski gaz lambalarına bile özene bezene, el emeği göz nuru dökerek örtü hazırlıyoruz. Evimizin, arabamızın koltuklarını tozdan kirden korumak ve nihayet güvenlik için arabaları da örtüyoruz. Belli ki “örtmeyi” çok seviyoruz. Peki ya örtünmeyi? Örtünmeye de aynı önemi veriyor ve ilâhi maksada uygun örtünüyor muyuz?

Bir kadın olarak bazen kendi hemcinslerimi anlamakta güçlük çekiyorum. Neredeyse günün birinde ev örtüsü ya da çatı örtüsü de icat edecekler! Önümüze gelen her şeye hemencecik bir örtü tasarlıyoruz. Ama kadın, kendini örtmeyi, kendine değer vermeyi, kendini koruma altına almayı akıl etmek istemiyor. Kadınlar kendine acımıyor! Örtünmenin Allah'ın emri olduğunu bildiği halde örtünmeye yanaşmıyor, örtünmeyi ciddiye almıyor. Örtünenlerin bir kısmı da ne yaptıklarının farkında değiller. Neden ?!

Örtünme, “edep” ve “sakınma”yı da içeren bir kavram olarak sosyal ve manevi hayat açısından ne denli önemli ve gerekli bir unsur olduğunu, etrafımızda yaşananları şöyle bir gözden geçirirsek daha iyi anlayabiliriz.

Şimdi mi hatırlayacaktık?

İki yıl önce bir tanıdığım amansız bir hastalıktan vefat etmişti. Henüz hayatının baharında, 19 yaşında, güzeller güzeli bir genç kız idi. Onu ahirete yolcu etmek için cenaze evindeydik.

Böyle zamanlarda insan öyle izlenimler ediniyor ki, yüreğinin cız etmemesi mümkün değil. Bilirsiniz, örtünenlere uzaydan gelmiş gibi bakan, sadece yaşlıların sıcaktan veya soğuktan muhafaza için örtündüklerini zanneden, köylü kadınların da işten güçten saçına bakım yapacak zamanı olmadığı için başlarını bağladığını düşünen epeyce insan var. Onlara göre örtünmek nedir ki !.. İnsanı bez mi koruyacak, derler, kişi kendini kendi korumalı... O eskidenmiş, derler. Böyle bir zihniyetin hakim olduğu sosyal çevrede dinî hassasiyet sahibi kişiler toplumsal baskıyı o denli yoğun hissederler ki, sonuçta kimileri yaşantılarından taviz vermeye başlarlar. Ama dünya kimseye baki değil. Ecel cana dokununca insan doğruyu yanlışı öyle iyi hatırlıyor, öyle güzel seçebiliyor ki ..

Cenaze evine vardığımda istisnasız herkesin huri melekler gibi örtünmüş olduğunu gördüm. Simalar değişmiş, yürekler değişmişti. Kızın annesine sakinleştirici iğne yapılmış, bir robot gibi monoton bir şekilde sadece “ Allahım !” diye inliyordu. Hastahaneden alınan tabutu evin içine getirdiler. Onu son kez görmek isteyenler çoğunluktaydı. Tabutu evin içine kadar taşıyan dört erkekten ikisi cenazeye mahrem idiler. Başta cenazenin annesi olmak üzere, orada bulunan pek çok kadın bir ağızdan, kararlı ve kesin bir tavırla hemen o yabancı erkeklerin dışarı çıkmasını, onlar çıkmadan cenazenin yüzünün asla açılmamasını söylediler. Şüphesiz bu isteklerinde haklıydılar, bu hassasiyete kim itiraz edebilirdi? Fakat işin çok acı bir tarafı vardı: Bu genç kız hayatta iken ona bu yönde hiçbir telkin yapılmamıştı. Oysa şimdi, öldükten sonra yüzü bile yabancı gözlerden sakınılıyordu! Bu kızcağızın tesettürü ve mahremiyeti, ölünce birdenbire çok önemli oluvermişti!

Hayretler içinde kalmıştım. O dile gelseydi acaba etrafındakilere ne söylerdi? Ben hayattayken bana mahrem olmayanlardan sakınmayı öğretmediniz, beni buna inandırmadınız, ama pişmanlığınızı ben daha toprağıma kavuşmadan gösterdiniz, demez miydi?

Yürek yakan iç hesaplaşma

İnsanoğluna ölümden daha büyük ibret yokmuş gerçekten. İnsan ister istemez böyle ortamlardan etkilenip kendini hesaba çekiyor. Ben de öyle yaptım. O anda hayatımı, ne ile nasıl meşgul olduğumu gözden geçiriyordum. Kutsal sayılan bir mesleğim vardı, lakin çalışma ortamım tesettüre müsaade etmiyordu. Kadının çalışıp para kazanmak zorunda olmadığını otuz beş yaşında öğrenmiştim, geri dönemedim! Maneviyat aynasında kendi suretime baktığımda hiç güzel göremiyordum. Saçımı örtebilmek hariç, diğer bütün yönleriyle tesettüre riayet etme ve kendimi muhafaza etme gayretlerime rağmen hiçbir zaman huzurlu olamamıştım . İşte o cenaze evinde, örtünmeden canımı almaması için Rabbim'e bir kez daha yalvardım.

Aradan iki yıl geçti. Şimdi emekli oldum. Daha doğrusu çok rahat bir iş ortamını ve kariyer yapma imkan ve hevesimi bir yana itip, kalan ömrümü tesettürlü ve vicdanen huzurlu yaşayabilmek için, kısaca örtünmek için emekli oldum. Şimdi huzurlu bir haleti ruhiye içindeyim. Evde canım da sıkılmıyor, emeklilik bunalımına ne zaman düçar olacağım diye bekliyorum. Oysa zaman geçtikçe kendimi daha da iyi hissediyorum. Yine de etraftan öyle tavırlarla karşılaşıyorum ki hayrete düşüyorum. Zihniyet olarak kendime yakın gördüğüm birçok “aklı başında” insanın emekli olduğumu duyunca yüzleri donuklaşıveriyor. Yazık ettiğimi söylüyorlar. “Daha yaşın genç, evde örtünüp oturmakla kime ne faydan olacak ki?” diyorlar. Üzülüyorum. Verdiğim karara değil, inanan insanların bu bakış tarzına üzülüyorum. Kim bilir, benimle aynı durumda olan ne kadar kadın vardır memlekette; inandığını yaşamaktan aciz!

Ama bu kez daha farklı bir bilince sahibim. Yirmi beş yıl öncesine dönüp baktığımda, o devirde, memleketin içinde bulunduğu siyasi kamplaşma ortamında bir gün aniden başımı örtüvermiştim. Artık mücadelemin simgesini başımın üstünde taşıyacaktım! Kalmakta olduğum kız öğrenci yurdunda bana benzer pek çok arkadaş vardı. Başörtülü olmak ayrıcalıktı. Grup içerisinde özellikle erkekler başörtülülere haddinden fazla iltifat ediyorlardı. Bu durum hoşa gidiyordu. O nesil zamanla iki yola ayrıldı. Bir kısmı “derin” etkilerle kolaycacık örtündükleri gibi hemencecik başörtülerini açıverdiler. Bir kısmı ise sonradan işin şuuruna varmışlardı. Sadece okula giderken başlarını örtmekle kalmayıp, namaz da kılıyorlardı. Grup içinde de olsa, daha takvalı davranıyorlardı. Bunlar tahsillerini yarıda bıraktılar. Sonra zamanla bu kararından pişmanlık duyanlar da oldu. Aflardan yararlanıp üniversitelere geri döndüler, okullarını bitirip çalışma hayatına atıldılar. Gerçek mücadeleyi orada verecektik! Nasıl da yanlış yönlendirilmişiz!

Şimdi özeleştiri yaptığımda, kendimizi ikna etmenin, açıkçası kandırmanın dışında hangi mesafeyi almışız, diye soruyorum. Yani bugün için örtünme konusu yirmi beş yıl öncesine göre mesafe aldı mı sizce? Oysa başörtüsü bir mücadele ya da çatışma unsuru haline getirilmeseydi, şimdi belki daha rahat örtünebilecektik. Düşünün bir kez: Başörtülü olduğum için beni okula almıyorlar diye ortalığı ayağa kaldıranlar sonra ne yapıyorlar? Bir çoğu şimdi ne haldeler?

Bazı şeylerin değeri onları kaybedince daha iyi anlaşılır. İtiraf etmeliyim ki, mecbur olmadığımız uygulamalara kendimizi mecbur tutmuşuz.

Huzura götüren yol

Öğrenciliğimin son yıllarında benden dört-beş yaş küçük bir köylü kızı ev arkadaşım olmuştu. İki yıllık bir bölümde okuyacaktı. Öyle temizdi ki... Ama arkadaş çevresi acımasız, kendisi de dirençsizdi. Ona abla rolü oynuyordum. Sırlarımızı paylaşıyorduk. Güzel bir kızdı. Arkadaşları hemen ona bir flört edindirmeye giriştiler. Başörtülü değildi, ancak hanım bir kızdı. Kendisine yakıştırılmaya çalışılan delikanlı ile okulunun kantininde ilk buluşmalarında oğlan onun elini tutmağa teşebbüs etmiş. Kızcağız da tepkili bir şekilde elini çekivermiş. Buna bozulan delikanlı demiş ki: “Kusura bakma ama ot gibi kızsın, seninle çıkamam!” Eve geldiğinde hüngür hüngür ağlıyordu. Boş yere üzülüyorsun, dedim, demek ki onun niyeti başkaymış, aslında sen kendinle iftihar etmelisin. Onun hakaret sandığın sözü sana bir iltifattır. Mahremiyetini koruyabilmişsin. Ne güzel!

Ev arkadaşım okulu bitince memleketine döndü. Efendi bir delikanlı ona talip oldu, örtünmesini de istedi. Evlendiler. Yıllar sonra yolumuz düştü, ziyaretlerine gittik. İki evladı, mutlu bir ailesi vardı. Çalışmıyordu ve hayatından memnundu. Onu mutlu görmek beni de duygulandırdı. O, hayatı için doğru bir karar vermişti.

İnsan inandığı gibi yaşayamayınca vicdanen ızdırap çekiyor. Her ne kadar vebali kurum ya da kişilere yüklese de, aslında çözümün kendi nefsinde düğümlendiğini bal gibi biliyor. Bir metrelik kumaş parçası olarak basite alınan örtü kadının başından uçuverince, hatalar da ardı sıra gelmeye başlıyor. Taviz tavizi getiriyor. Nihayetinde sebebi bilinmeyen bir mutsuzluk benliğini sarıyor. İbadetinden lezzet alamıyor, tövbesinde samimi olamıyor. Allah'ın huzurunda olduğunu unutuyor. Kendim için söylüyorum ..

Şimdi tekrar örtündüm. Ama bir mücadele amacım falan yok. Kendim için... Manevi olarak çok suçluluk yaşadım. Dünya güzeli bebeklerim şu fani dünyada sadece bir gün kadar eğleşip sütümü dahi tatmadan ahirete gittiklerinde, beni cennette bekliyor olacakları tek tesellim idi. Lakin cennete örtüsüz gidebilir miydim? Beni görünce hayal kırıklığına uğramayacaklar mıydı? Rabbim'in rızasına uyamamanın haricinde, bir günlük evlatlarımdan bile utanıyordum. Herkes gibi kaderimde yazılmış olan imtihanlarım oldu. Özlemler, umutla umutsuzluk arasında uzun hastane günleri, ani kayıplar, yanlış teşhisler, başkalarının hazmedilmesi güç ihmallerinin verdiği acılar... Bütün bunlara rağmen tevekkülle yaşayabilmenin tek yolu şüphesiz Yaradan'a sığınmaktı, ben de öyle yaptım. Seccadeye kapanmak, içimi Rabbim'e dökmek şifa kaynağım oldu. Şükürler olsun.

Niyetlerimiz kim ve ne için?

Madem ki Rabbim bu kadar lütufkâr, o zaman onun istediği şekilde yaşamak ne küçük bir karşılık değil mi? Tekrar örtünmek, ancak bu kez başkaları ya da mücadele için değil, yalnızca Rabbim'in rızası için... Ne güzel!

Çevremdeki bazı kişilerin benden uzaklaşabileceklerini, beni görmezden gelmeye çalışacaklarını biliyorum. Bunları yıllar önce de yaşamıştım. Bir takım sosyal sıkıntılarımız olacak elbet. Ama örtünmenin vereceği huzur bunların hepsine bedel. Çünkü ben ikisini de yaşayarak -maalesef- tecrübe ettim.

Bazen yanlışlar da yapıyoruz. Bize ön yargılı davranıldığı varsayımına kendimizi kaptırıp, biz de çevremize karşı önyargılı olabiliyoruz. Çocuğumuz okulda başarısız olsa, öğretmeninin bize gıcıklığından dolayı iyi eğitmediğini zannediyoruz. Hastanede sıra kavgası, olur olmaz yerlerde erkeklerle ağız dalaşı yapıyoruz. Bize hiç yakışmıyor. Tesettür sadece başımızı örtmek değil ki !.. Bu mücadele şartlanmasını bir tarafa bırakmalı, ilâhi emrin özüne uygun davranma yönünde kendimizi biraz daha disiplin altına almalıyız.

Örtünmenin sadece şekli bir emir olmadığı, bunun yanı sıra takva diye adlandırılan çekinme ve manevi korunmayı da içinde barındırdığı anlaşılmalı ve anlatılmalıdır. Özellikle gelenekler işin içine katıldığında yanlışlarımız daha da artıyor. Bazen kendimizi unutuveriyoruz.

Geçenlerde hevesle Hacı Bayram Camii'nin civarındaki dükkanlara başörtü almaya gitmiştim. Benden biraz daha yaşlıca bir hanım da otuz yaşlarında oğluyla beraber dükkana girdi. Belli ki oğlunun misafiriydi ve onu gezdiriyordu. Tezgahtâr benim de evladım yaşındaydı ama delikanlıydı. Birkaç başörtüye baktık. Kadınız ya! Rengi-deseni yakışacak mı, karar vermeliyiz. Örtünsek de yaşlansak da güzel görünme hevesindeyiz. Oysa tesettürün özü güzellikleri gizleme esasına dayalı değil mi? Her neyse .. O mu güzel, bu mu, derken diğer hanım karar veremeyince hemen eliyle başındaki örtüyü sıyırıverip yenisini denemek için aynanın karşısına geçti! Aklaşmış, tarumar saçları ortaya dökülmüştü. Şaşırmıştım. Oğlu belli ki daha bilinçliydi, anasını kırmadan: “Anam, senin el emeği oyalı örtün daha güzel.” diyerek hemen annesinin başını tekrar örtüverdi ve onu dükkandan dışarıya çıkardı. Sağ olasın oğul! Rabbim böyle evlatların sayısını arttırsın. Kızlarımız onlara emanet edilsin...

Örtü mü, başörtüsü mü?

Örtünme konusunda bir yazı yazmaya niyet ettiğimde, başlık olarak “Başörtüm ve Ben” yazmayı düşünmüştüm. Sonra bundan vazgeçtim Çünkü tesettür sadece başı örtmekle sağlanmış olmuyordu. Üzülüyorum ki, tesettür konusu epey değişime uğratıldı. Bu konuda da işin özüne tekrar dikkat çekmek gerekir. Herkesin ortalıkta manken gibi arz-ı endam ettiği bu devirde, inançlı genç kızlar da etkilenip işin özünü göz ardı ediyorlar. Tesettür sadece başörtüsü takmakla olmuyor ki... Vücut hatlarının gizlenmesi, çekici olmaktan kaçınma, hal ve tavır olarak ölçülü ve seviyeli olmayı da gerektiriyor. Örneğin başörtü taktığınızda kısa kollu bir giysi ile ya da hatlarınızı belirginleştiren bluz, pantolon ile dışarı çıkarsanız örtünmüş sayılmazsınız. Bile bile hata yapmamak gerekir.

Açılıp saçılanların ise hiç de imrenilecek bir hayatları olmadığını herkes görebilmekte. Kullanılan, sömürülen, kağıt mendil gibi çöpe atılıverenler bu güzel kadınlar değil mi? Bunun adına “özgürlük” diyorlarsa “esaret” daha iyidir! Sadece kadının güzelliği üzerine kurulu ilişkilerin nihayetinde hüsranla sonuçlanması da sık rastlanılan bir durumdur.

Kalabalıktan çıkıp yerimizi bulmamız gerekiyor. Meydanlara akın ederken terk ettiğimiz kalelerimize dönmek zor geliyor. Meydan ortasında öylece kalakalmamak için de taviz üstüne taviz veriyoruz. Günümüz müslüman toplumları, fetihlere çıkayım derken kuşatılmış, esir alınıp dönüştürülmüş insanlarla dolu. Bunun büyük bir oyun olduğunun farkında değil miyiz?

Artık alemler genişliğinde örtümüze sığınıp, yalnız Allah'a yönelme zamanı. Bırakalım şeytanlar birbirlerini kışkırtsınlar.

İşte “örtüm ve ben” bu duygu ve düşünceleri yaşıyoruz. Peki ya siz?...

 
iyi dilekleriniz ve doğum günü tebrikleriniz için hepinize teşekkür ederim.kızlar ben aslında her özel günü kutlardım hatta günler öncesinde eşime hatırlatırdım ama nedense bu sefer çok durgunum eşim bile şok olmuş durumda öğlen aramadı akşamda 5 te aradı canım hayırdır birşeyin mi var dedi yok iyiyim herşey yolunda dedim bilmem benim doğum günümü kutlamadın aramadın yoka sürprizmi hazırlıyorsun dedi .az evvel eve geldi odaları arıyor bana ne hazırladın diye sormazmı rezil oldum.kızlar sizce bana ne oldu bir insan 360derece değişebilirmi yoksa duygularımı mı kaybettim:1::1::1::1::1:
neyse bari kendi doğum günümde telafi edeyim yoksa kocişim çok üzülür bebiş gelmeden pabucumu dama attın demesin sonra:17::17::17::17::17:

Aman aman enişteyi küstürme :) Rabbim ikinize de hayırlı uzun sağlıklı ve bol bebişli ömür nasip etsin canım
 
saklanın saklanın aşagda. işim çıkar giderim öyle yazarsınız:( hep öyle oluyo :)kızlar bu arada sönmezin bu kadar girmemesi normal mi?
nekadarzor canım senin işlemin yarındı demi?

evet canim yarin araycaklar saati bildirmek icin cok heyecanliyim insallah bu sever tutunur
 
eksikler icin aldigim dualari okudum Allah kabul etsin...........bugun dergaha gittim orda devamli gordugum birisi var arkadas deyil sadece dergahta goruyorum.....bi kizi var daha bi yasinda deyil,kadinin karnu buyuyor ha bire bende dogumdan kaldi saniyordum,ama her gordugumde dahada buyuyor megersem hamileymis 5 aylik felan oglu olucakmis ALLAH hayirla kucagina almak nasip etsin...isin tuhafi bunu en son ben ogrendim....kizi bi tatli ona bakarken dalmisim kendime geldigimde boynum bukuk bebeye bakiyorum annesi ve bir kac kisi daha bakiyor....ama aciyarak.sonra bebeye bidaha bakamadim insanlarin bana acimasindan nefret ediyorum neler yasadim neler ama anlatmayi pek istemem bana acimasinlar diye........ama siz baskaa...siz benim gizli arkadaslarimsizin sizinle ayri bi dunyam var burda iyiki varsiniz....
 
günaydınnnn
Kızlarrr nasılsınız bakalım??? ben bugün gelemem demiştim ama geldim :))) yasinlerimiz de hala tamamlanamamış :))
 
günaydın ,hayırlı sabahlar herkese:16:
bende bugün bebek mevlütüne gidicem bi yanım bebeği görmek için can atıyor bir yanımdahiç istemiyor.:50:
nekadar zor seni çok iyi anlıyabiliyorum.işte bugünde buyuzden gitmek istememe sebebim:31:
rabbim büyüktür bu açılan elleri geri çevirmez inşallah:16:
 
200 enbiya suresi 5 yasin eksiğimiz varrr

ecrincim günaydın:16:
bende eksikler bitti sanıyodum istersen 5 yasini okuyabilirim.ama saat 1 gibi mevlüte gidicem .ordan gelmem 3ü bulur.5 gibi anca yazarım topiğe.eğer uygun olursa alıyım.bağış geç olur dersen kısmet değilmiş napalım.belki benden önce okuyan arkadaşlarım çıkabilir.nediyosun?
 
canım ya bende sabah gördüm bak gel oğlum yazısını çok hoşuma gitmişti ama o kadar çok mesaj yazıyorum ki muhata yazmayı unutmuşum şimdi senin mesajını görünce hatırladım:9::9::9:
teyzeleri güzel olmuş demi:)

bizimde yaklaşıyorr valla doğum günlerii ve tanışma yıldönümümüzz:)))sevgililer günü evlilik günü vs kutlamıyoruzz en önemli günümüzzz tanıştımızz günn olan 7 şubatt
dmek 7 şubat. ovü dönemin:) hii hii kutlayın kutlayın.malum 6 gün çalışma günün var:)
hoşgeldin ......liste ara ara yayınlanıyor ilgilenen arkadaşlar tarafından 6 yasin ---707 ya varis---100 en biya süresi o da listenin başında yazıyor...



ayy gerçekten öyle bende çook korkarım tüm hayvanlardan:1: büyükk geçmiş olsun ...



a.s canım nasılsın rahim filmde inşallah bişey çıkmaz...herşey gönlünce olsun..



valla benim bir arkadaş bir günü aniden yerbir oturdu ondan beri acımaya başlamıştı artık nasıl acıyorsa hareket edemez tuvalete gidemez olduu....meğersem sonra kıl dönmesine çevirdi operasyon falan yattı bir süre....geçmezse hafife alma derim..




çokk sevindim...bu gerçekten iyi haber...allah yardımını esirgemesin kimseden...herşey onun sayesinde dualarda..



a.s hayırlı cumalarr...



canım yeni liste yayınlanmış ama hala eksik var mı son halini bize bildirirsen ben okurum....dün bugün giremedimm...



canım başınız sağolsun çok gençmiş...allah sabırlar versin kardeşine çok zorr..



geçmiş olsun canım kendine iyi bak bebiş çabuk gelsin...:34:



bir aksilik çıkmazsa bende okurum 1 yasin...hastalanmam yakın okumasamda yazmaya çalışırım..



ben sönmez adına 2 yasin eksiğini okudum hatta bu sayfada da http://www.kadinlarkulubu.com/duala...olmak-isteyenlerbirlikte-dua-edelim-1128.html ecrine yazmıştım... gözden kaçmışş demekkii...neyse sağlık olsun....
kız bana bi agız tadıyla sevap işletmiyonuz:D ben okuyum diyrum bi bakıyorum ya ema okumuş ya da sen:) rabbim kabul etsin canım.

Allah razı olsun annenden canım

Allah senden ve hepinizden razı olsun canım.Siz çalıştığınız halde dar zamanlarda yetişiyorsunuz maşallah.Allah işlerinizde kolaylıklar nasip etsin



Maşallah sana canımmm ne güzel bir sürpriz olmuş eşine darısı bütün açık kardeşlerimize inşallah
payşalaştığın yazıyı okuyunca kendimi şeytana karşı 1-0 üstün hissettim:)
iyi dilekleriniz ve doğum günü tebrikleriniz için hepinize teşekkür ederim.kızlar ben aslında her özel günü kutlardım hatta günler öncesinde eşime hatırlatırdım ama nedense bu sefer çok durgunum eşim bile şok olmuş durumda öğlen aramadı akşamda 5 te aradı canım hayırdır birşeyin mi var dedi yok iyiyim herşey yolunda dedim bilmem benim doğum günümü kutlamadın aramadın yoka sürprizmi hazırlıyorsun dedi .az evvel eve geldi odaları arıyor bana ne hazırladın diye sormazmı rezil oldum.kızlar sizce bana ne oldu bir insan 360derece değişebilirmi yoksa duygularımı mı kaybettim:1::1::1::1::1:
neyse bari kendi doğum günümde telafi edeyim yoksa kocişim çok üzülür bebiş gelmeden pabucumu dama attın demesin sonra:17::17::17::17::17:
bebek gelsin de at eniştenin pabucunu dama:)
ÖRTÜM ve BEN
Ayşe Çoşkuner
Aslında, biz kadınlar oldukça “örtü” meraklısıyız! Masa örtüsü, yatak örtüsü, sehpa örtüsü, buzdolabı-çamaşır makinası , fırın örtüsü, tüp örtüsü, sebzelik örtüsü... O kadar ki eski gaz lambalarına bile özene bezene, el emeği göz nuru dökerek örtü hazırlıyoruz. Evimizin, arabamızın koltuklarını tozdan kirden korumak ve nihayet güvenlik için arabaları da örtüyoruz. Belli ki “örtmeyi” çok seviyoruz. Peki ya örtünmeyi? Örtünmeye de aynı önemi veriyor ve ilâhi maksada uygun örtünüyor muyuz?

Bir kadın olarak bazen kendi hemcinslerimi anlamakta güçlük çekiyorum. Neredeyse günün birinde ev örtüsü ya da çatı örtüsü de icat edecekler! Önümüze gelen her şeye hemencecik bir örtü tasarlıyoruz. Ama kadın, kendini örtmeyi, kendine değer vermeyi, kendini koruma altına almayı akıl etmek istemiyor. Kadınlar kendine acımıyor! Örtünmenin Allah'ın emri olduğunu bildiği halde örtünmeye yanaşmıyor, örtünmeyi ciddiye almıyor. Örtünenlerin bir kısmı da ne yaptıklarının farkında değiller. Neden ?!

Örtünme, “edep” ve “sakınma”yı da içeren bir kavram olarak sosyal ve manevi hayat açısından ne denli önemli ve gerekli bir unsur olduğunu, etrafımızda yaşananları şöyle bir gözden geçirirsek daha iyi anlayabiliriz.

Şimdi mi hatırlayacaktık?

İki yıl önce bir tanıdığım amansız bir hastalıktan vefat etmişti. Henüz hayatının baharında, 19 yaşında, güzeller güzeli bir genç kız idi. Onu ahirete yolcu etmek için cenaze evindeydik.

Böyle zamanlarda insan öyle izlenimler ediniyor ki, yüreğinin cız etmemesi mümkün değil. Bilirsiniz, örtünenlere uzaydan gelmiş gibi bakan, sadece yaşlıların sıcaktan veya soğuktan muhafaza için örtündüklerini zanneden, köylü kadınların da işten güçten saçına bakım yapacak zamanı olmadığı için başlarını bağladığını düşünen epeyce insan var. Onlara göre örtünmek nedir ki !.. İnsanı bez mi koruyacak, derler, kişi kendini kendi korumalı... O eskidenmiş, derler. Böyle bir zihniyetin hakim olduğu sosyal çevrede dinî hassasiyet sahibi kişiler toplumsal baskıyı o denli yoğun hissederler ki, sonuçta kimileri yaşantılarından taviz vermeye başlarlar. Ama dünya kimseye baki değil. Ecel cana dokununca insan doğruyu yanlışı öyle iyi hatırlıyor, öyle güzel seçebiliyor ki ..

Cenaze evine vardığımda istisnasız herkesin huri melekler gibi örtünmüş olduğunu gördüm. Simalar değişmiş, yürekler değişmişti. Kızın annesine sakinleştirici iğne yapılmış, bir robot gibi monoton bir şekilde sadece “ Allahım !” diye inliyordu. Hastahaneden alınan tabutu evin içine getirdiler. Onu son kez görmek isteyenler çoğunluktaydı. Tabutu evin içine kadar taşıyan dört erkekten ikisi cenazeye mahrem idiler. Başta cenazenin annesi olmak üzere, orada bulunan pek çok kadın bir ağızdan, kararlı ve kesin bir tavırla hemen o yabancı erkeklerin dışarı çıkmasını, onlar çıkmadan cenazenin yüzünün asla açılmamasını söylediler. Şüphesiz bu isteklerinde haklıydılar, bu hassasiyete kim itiraz edebilirdi? Fakat işin çok acı bir tarafı vardı: Bu genç kız hayatta iken ona bu yönde hiçbir telkin yapılmamıştı. Oysa şimdi, öldükten sonra yüzü bile yabancı gözlerden sakınılıyordu! Bu kızcağızın tesettürü ve mahremiyeti, ölünce birdenbire çok önemli oluvermişti!

Hayretler içinde kalmıştım. O dile gelseydi acaba etrafındakilere ne söylerdi? Ben hayattayken bana mahrem olmayanlardan sakınmayı öğretmediniz, beni buna inandırmadınız, ama pişmanlığınızı ben daha toprağıma kavuşmadan gösterdiniz, demez miydi?

Yürek yakan iç hesaplaşma

İnsanoğluna ölümden daha büyük ibret yokmuş gerçekten. İnsan ister istemez böyle ortamlardan etkilenip kendini hesaba çekiyor. Ben de öyle yaptım. O anda hayatımı, ne ile nasıl meşgul olduğumu gözden geçiriyordum. Kutsal sayılan bir mesleğim vardı, lakin çalışma ortamım tesettüre müsaade etmiyordu. Kadının çalışıp para kazanmak zorunda olmadığını otuz beş yaşında öğrenmiştim, geri dönemedim! Maneviyat aynasında kendi suretime baktığımda hiç güzel göremiyordum. Saçımı örtebilmek hariç, diğer bütün yönleriyle tesettüre riayet etme ve kendimi muhafaza etme gayretlerime rağmen hiçbir zaman huzurlu olamamıştım . İşte o cenaze evinde, örtünmeden canımı almaması için Rabbim'e bir kez daha yalvardım.

Aradan iki yıl geçti. Şimdi emekli oldum. Daha doğrusu çok rahat bir iş ortamını ve kariyer yapma imkan ve hevesimi bir yana itip, kalan ömrümü tesettürlü ve vicdanen huzurlu yaşayabilmek için, kısaca örtünmek için emekli oldum. Şimdi huzurlu bir haleti ruhiye içindeyim. Evde canım da sıkılmıyor, emeklilik bunalımına ne zaman düçar olacağım diye bekliyorum. Oysa zaman geçtikçe kendimi daha da iyi hissediyorum. Yine de etraftan öyle tavırlarla karşılaşıyorum ki hayrete düşüyorum. Zihniyet olarak kendime yakın gördüğüm birçok “aklı başında” insanın emekli olduğumu duyunca yüzleri donuklaşıveriyor. Yazık ettiğimi söylüyorlar. “Daha yaşın genç, evde örtünüp oturmakla kime ne faydan olacak ki?” diyorlar. Üzülüyorum. Verdiğim karara değil, inanan insanların bu bakış tarzına üzülüyorum. Kim bilir, benimle aynı durumda olan ne kadar kadın vardır memlekette; inandığını yaşamaktan aciz!

Ama bu kez daha farklı bir bilince sahibim. Yirmi beş yıl öncesine dönüp baktığımda, o devirde, memleketin içinde bulunduğu siyasi kamplaşma ortamında bir gün aniden başımı örtüvermiştim. Artık mücadelemin simgesini başımın üstünde taşıyacaktım! Kalmakta olduğum kız öğrenci yurdunda bana benzer pek çok arkadaş vardı. Başörtülü olmak ayrıcalıktı. Grup içerisinde özellikle erkekler başörtülülere haddinden fazla iltifat ediyorlardı. Bu durum hoşa gidiyordu. O nesil zamanla iki yola ayrıldı. Bir kısmı “derin” etkilerle kolaycacık örtündükleri gibi hemencecik başörtülerini açıverdiler. Bir kısmı ise sonradan işin şuuruna varmışlardı. Sadece okula giderken başlarını örtmekle kalmayıp, namaz da kılıyorlardı. Grup içinde de olsa, daha takvalı davranıyorlardı. Bunlar tahsillerini yarıda bıraktılar. Sonra zamanla bu kararından pişmanlık duyanlar da oldu. Aflardan yararlanıp üniversitelere geri döndüler, okullarını bitirip çalışma hayatına atıldılar. Gerçek mücadeleyi orada verecektik! Nasıl da yanlış yönlendirilmişiz!

Şimdi özeleştiri yaptığımda, kendimizi ikna etmenin, açıkçası kandırmanın dışında hangi mesafeyi almışız, diye soruyorum. Yani bugün için örtünme konusu yirmi beş yıl öncesine göre mesafe aldı mı sizce? Oysa başörtüsü bir mücadele ya da çatışma unsuru haline getirilmeseydi, şimdi belki daha rahat örtünebilecektik. Düşünün bir kez: Başörtülü olduğum için beni okula almıyorlar diye ortalığı ayağa kaldıranlar sonra ne yapıyorlar? Bir çoğu şimdi ne haldeler?

Bazı şeylerin değeri onları kaybedince daha iyi anlaşılır. İtiraf etmeliyim ki, mecbur olmadığımız uygulamalara kendimizi mecbur tutmuşuz.

Huzura götüren yol

Öğrenciliğimin son yıllarında benden dört-beş yaş küçük bir köylü kızı ev arkadaşım olmuştu. İki yıllık bir bölümde okuyacaktı. Öyle temizdi ki... Ama arkadaş çevresi acımasız, kendisi de dirençsizdi. Ona abla rolü oynuyordum. Sırlarımızı paylaşıyorduk. Güzel bir kızdı. Arkadaşları hemen ona bir flört edindirmeye giriştiler. Başörtülü değildi, ancak hanım bir kızdı. Kendisine yakıştırılmaya çalışılan delikanlı ile okulunun kantininde ilk buluşmalarında oğlan onun elini tutmağa teşebbüs etmiş. Kızcağız da tepkili bir şekilde elini çekivermiş. Buna bozulan delikanlı demiş ki: “Kusura bakma ama ot gibi kızsın, seninle çıkamam!” Eve geldiğinde hüngür hüngür ağlıyordu. Boş yere üzülüyorsun, dedim, demek ki onun niyeti başkaymış, aslında sen kendinle iftihar etmelisin. Onun hakaret sandığın sözü sana bir iltifattır. Mahremiyetini koruyabilmişsin. Ne güzel!

Ev arkadaşım okulu bitince memleketine döndü. Efendi bir delikanlı ona talip oldu, örtünmesini de istedi. Evlendiler. Yıllar sonra yolumuz düştü, ziyaretlerine gittik. İki evladı, mutlu bir ailesi vardı. Çalışmıyordu ve hayatından memnundu. Onu mutlu görmek beni de duygulandırdı. O, hayatı için doğru bir karar vermişti.

İnsan inandığı gibi yaşayamayınca vicdanen ızdırap çekiyor. Her ne kadar vebali kurum ya da kişilere yüklese de, aslında çözümün kendi nefsinde düğümlendiğini bal gibi biliyor. Bir metrelik kumaş parçası olarak basite alınan örtü kadının başından uçuverince, hatalar da ardı sıra gelmeye başlıyor. Taviz tavizi getiriyor. Nihayetinde sebebi bilinmeyen bir mutsuzluk benliğini sarıyor. İbadetinden lezzet alamıyor, tövbesinde samimi olamıyor. Allah'ın huzurunda olduğunu unutuyor. Kendim için söylüyorum ..

Şimdi tekrar örtündüm. Ama bir mücadele amacım falan yok. Kendim için... Manevi olarak çok suçluluk yaşadım. Dünya güzeli bebeklerim şu fani dünyada sadece bir gün kadar eğleşip sütümü dahi tatmadan ahirete gittiklerinde, beni cennette bekliyor olacakları tek tesellim idi. Lakin cennete örtüsüz gidebilir miydim? Beni görünce hayal kırıklığına uğramayacaklar mıydı? Rabbim'in rızasına uyamamanın haricinde, bir günlük evlatlarımdan bile utanıyordum. Herkes gibi kaderimde yazılmış olan imtihanlarım oldu. Özlemler, umutla umutsuzluk arasında uzun hastane günleri, ani kayıplar, yanlış teşhisler, başkalarının hazmedilmesi güç ihmallerinin verdiği acılar... Bütün bunlara rağmen tevekkülle yaşayabilmenin tek yolu şüphesiz Yaradan'a sığınmaktı, ben de öyle yaptım. Seccadeye kapanmak, içimi Rabbim'e dökmek şifa kaynağım oldu. Şükürler olsun.

Niyetlerimiz kim ve ne için?

Madem ki Rabbim bu kadar lütufkâr, o zaman onun istediği şekilde yaşamak ne küçük bir karşılık değil mi? Tekrar örtünmek, ancak bu kez başkaları ya da mücadele için değil, yalnızca Rabbim'in rızası için... Ne güzel!

Çevremdeki bazı kişilerin benden uzaklaşabileceklerini, beni görmezden gelmeye çalışacaklarını biliyorum. Bunları yıllar önce de yaşamıştım. Bir takım sosyal sıkıntılarımız olacak elbet. Ama örtünmenin vereceği huzur bunların hepsine bedel. Çünkü ben ikisini de yaşayarak -maalesef- tecrübe ettim.

Bazen yanlışlar da yapıyoruz. Bize ön yargılı davranıldığı varsayımına kendimizi kaptırıp, biz de çevremize karşı önyargılı olabiliyoruz. Çocuğumuz okulda başarısız olsa, öğretmeninin bize gıcıklığından dolayı iyi eğitmediğini zannediyoruz. Hastanede sıra kavgası, olur olmaz yerlerde erkeklerle ağız dalaşı yapıyoruz. Bize hiç yakışmıyor. Tesettür sadece başımızı örtmek değil ki !.. Bu mücadele şartlanmasını bir tarafa bırakmalı, ilâhi emrin özüne uygun davranma yönünde kendimizi biraz daha disiplin altına almalıyız.

Örtünmenin sadece şekli bir emir olmadığı, bunun yanı sıra takva diye adlandırılan çekinme ve manevi korunmayı da içinde barındırdığı anlaşılmalı ve anlatılmalıdır. Özellikle gelenekler işin içine katıldığında yanlışlarımız daha da artıyor. Bazen kendimizi unutuveriyoruz.

Geçenlerde hevesle Hacı Bayram Camii'nin civarındaki dükkanlara başörtü almaya gitmiştim. Benden biraz daha yaşlıca bir hanım da otuz yaşlarında oğluyla beraber dükkana girdi. Belli ki oğlunun misafiriydi ve onu gezdiriyordu. Tezgahtâr benim de evladım yaşındaydı ama delikanlıydı. Birkaç başörtüye baktık. Kadınız ya! Rengi-deseni yakışacak mı, karar vermeliyiz. Örtünsek de yaşlansak da güzel görünme hevesindeyiz. Oysa tesettürün özü güzellikleri gizleme esasına dayalı değil mi? Her neyse .. O mu güzel, bu mu, derken diğer hanım karar veremeyince hemen eliyle başındaki örtüyü sıyırıverip yenisini denemek için aynanın karşısına geçti! Aklaşmış, tarumar saçları ortaya dökülmüştü. Şaşırmıştım. Oğlu belli ki daha bilinçliydi, anasını kırmadan: “Anam, senin el emeği oyalı örtün daha güzel.” diyerek hemen annesinin başını tekrar örtüverdi ve onu dükkandan dışarıya çıkardı. Sağ olasın oğul! Rabbim böyle evlatların sayısını arttırsın. Kızlarımız onlara emanet edilsin...

Örtü mü, başörtüsü mü?

Örtünme konusunda bir yazı yazmaya niyet ettiğimde, başlık olarak “Başörtüm ve Ben” yazmayı düşünmüştüm. Sonra bundan vazgeçtim Çünkü tesettür sadece başı örtmekle sağlanmış olmuyordu. Üzülüyorum ki, tesettür konusu epey değişime uğratıldı. Bu konuda da işin özüne tekrar dikkat çekmek gerekir. Herkesin ortalıkta manken gibi arz-ı endam ettiği bu devirde, inançlı genç kızlar da etkilenip işin özünü göz ardı ediyorlar. Tesettür sadece başörtüsü takmakla olmuyor ki... Vücut hatlarının gizlenmesi, çekici olmaktan kaçınma, hal ve tavır olarak ölçülü ve seviyeli olmayı da gerektiriyor. Örneğin başörtü taktığınızda kısa kollu bir giysi ile ya da hatlarınızı belirginleştiren bluz, pantolon ile dışarı çıkarsanız örtünmüş sayılmazsınız. Bile bile hata yapmamak gerekir.

Açılıp saçılanların ise hiç de imrenilecek bir hayatları olmadığını herkes görebilmekte. Kullanılan, sömürülen, kağıt mendil gibi çöpe atılıverenler bu güzel kadınlar değil mi? Bunun adına “özgürlük” diyorlarsa “esaret” daha iyidir! Sadece kadının güzelliği üzerine kurulu ilişkilerin nihayetinde hüsranla sonuçlanması da sık rastlanılan bir durumdur.

Kalabalıktan çıkıp yerimizi bulmamız gerekiyor. Meydanlara akın ederken terk ettiğimiz kalelerimize dönmek zor geliyor. Meydan ortasında öylece kalakalmamak için de taviz üstüne taviz veriyoruz. Günümüz müslüman toplumları, fetihlere çıkayım derken kuşatılmış, esir alınıp dönüştürülmüş insanlarla dolu. Bunun büyük bir oyun olduğunun farkında değil miyiz?

Artık alemler genişliğinde örtümüze sığınıp, yalnız Allah'a yönelme zamanı. Bırakalım şeytanlar birbirlerini kışkırtsınlar.

İşte “örtüm ve ben” bu duygu ve düşünceleri yaşıyoruz. Peki ya siz?...

payşalaştığın yazıyı okuyunca kendimi şeytana karşı 1-0 üstün hissettim:)

evet canim yarin araycaklar saati bildirmek icin cok heyecanliyim insallah bu sever tutunur
canım sen oraya bebeğini almaya gidiyosun Allah'ın izniyle:) rahat ol.
eksikler icin aldigim dualari okudum Allah kabul etsin...........bugun dergaha gittim orda devamli gordugum birisi var arkadas deyil sadece dergahta goruyorum.....bi kizi var daha bi yasinda deyil,kadinin karnu buyuyor ha bire bende dogumdan kaldi saniyordum,ama her gordugumde dahada buyuyor megersem hamileymis 5 aylik felan oglu olucakmis ALLAH hayirla kucagina almak nasip etsin...isin tuhafi bunu en son ben ogrendim....kizi bi tatli ona bakarken dalmisim kendime geldigimde boynum bukuk bebeye bakiyorum annesi ve bir kac kisi daha bakiyor....ama aciyarak.sonra bebeye bidaha bakamadim insanlarin bana acimasindan nefret ediyorum neler yasadim neler ama anlatmayi pek istemem bana acimasinlar diye........ama siz baskaa...siz benim gizli arkadaslarimsizin sizinle ayri bi dunyam var burda iyiki varsiniz....
bende kucagıma bebek alamıyorum:(
 
ecrincim günaydın:16:
bende eksikler bitti sanıyodum istersen 5 yasini okuyabilirim.ama saat 1 gibi mevlüte gidicem .ordan gelmem 3ü bulur.5 gibi anca yazarım topiğe.eğer uygun olursa alıyım.bağış geç olur dersen kısmet değilmiş napalım.belki benden önce okuyan arkadaşlarım çıkabilir.nediyosun?

canım sen bi git gel geldiğinde eksik olursa eğer okurusun :)
 
selam kizlar 1 tane embriom olmus oda zayifmis baska hic dollenmemis,yani donduramadim yine,,nasip iste bugun saat 2 de transfer edicekler....ne olur dua edin Rabbim embrioma can versin...versinde tutunsun...morelim cok bozuldu....bundada var bi ayir illaki tevekkul etmek lazim cok sukur,hadi hic biri olmasaydi demi oda var...Rabbim verek ya emriosuzda verir....ssonmezden haber yokmu kizlar...persembe yumurta toplandi sali transfer edilecekti 5. gun emriosuydu...insallah a kaliteli yumosu olsun a kalitede bebeyi olsun...ben birazdan bebeyimi aliyim geliyim yine insallah
 
Back
X