Valla benim eşim dünyalar iyisi bir insan. Benden başka kimseye zararını görmedim. ama anası yılan. Nefffret ediyorum. Ilk tanışdığımız gün anladım yılan olduğunu. Kisilik bozuklugu derecesinde narsizmasi var. Aşırı manipülatif bir insan. Ağzından çıkan her laf birini bir şeye "çaktırmadan" yönlendirmek için. Laf sokar, kendini beğenir, her işe çok biliyorum deyip karışmak ister. Duygu sömürüsüyle işini yaptırır, oğlunu sürekli borçlu ve yük gibi hissettirir.
Ben bunları aileme de söyledim, dediler ki "x çok iyi bir insan, ailesi kötü ama o iyi". Bütün şikayetlerim böyle bastırıldı . Eşim 18 yaşında evden ayrılmış, kendi işini kendi gören, ailesiyle arası iyi ama çok da bağımlı olmayan bir ilişkisi vardı. Evlenene kadarmış. İlişkimize, evlilik öncesinde dahi çok müdahale etti kadın ve bunu hep manipüle ederek, ilişkimizle ilgili olmadığını öne sürdüğü gerekçelerle yaptı. Direkt söylese eşim karıştırmaz zaten. Ama o yönetmenin sinsi yolunu bulmuş. Acılar içinde ölmesini diliyorum.
Herkes oğluna bak demiş ama psikoloji bilimini hesaba katan olmamış. Biz bu hayatta ilk ilişkiyi annemizle kuruyoruz. Bu kadar sorunlu bir annenin çocuğunda psikolojik problem olmaması mümkün mü? Tamam hiçkimsenin annesi mükemmel değil, herkesin bir yerden yarası var ama bazıları daha ağır. Mesela eşim 35 yıl bu manipülatif yılanla bir arada yaşamış. Sevmeyi (!), bağlanmayı ondan öğrenmiş. Hayatta kendinden başka kimseyi sevmeyen birinden sevmeyi öğrenen bir çocuk elbetteki ilişkisinde sorun yaşar. Adam manipüle edildiğini anlamıyor ki? Bunu normal sanıyor. "Benim annem benim kötülüğümü istemez" diyor. "Benim annemi herkes çok sever, çok iyi bir insandır" diyor. Kadın kendi yalan evrenini yaratmış ve bu gariplere de kabul ettirmiş. O evrende ondan başka herkes değersiz, kimse sevilmiyor, o evrenin amacı onu memnun etmek. Bütün aile onu memnun etmeye çalışıyor. Basta baba teslim olduğu için bu narsiste çocukların başka şansı kalmamış. Eşim gibi çok akıllı, iyi huylu, tertemiz bir insana yaptıkları psikolojik eziyete şahitlik etmek beni çok üzüyor. Kahroluyorum ama engel olamıyorum.
Hiç tatar Ramazan gibi artistlik yapıp ben bu oyunu bozarım demenin manası yok. Beynin en köklü işleyiş biçimini dışardan biz değiştiremeyiz. Kimsenin gözünü açamayız. Kişi kendi fark ederse kendini değiştirebilir. O da şans.
Uzun lafın kısası, ailesinden önce eş önemli ama hepimiz ailemizin uzantılarıyız. Bunu da hesaba katmak lazım.