Evli bayanlar...evlilik düşünen kızlara önereceğiniz durumlar neler olmalıdır?

evlilik dışarıdan göründüğü gibi olmuyor ne yazıkki...çok severkte evlenseniz, görücü usulüylede evlenseniz..hiç aklınızın ucundan geçmeyeceği durumlar yaşarsınız..aslında evlilik rüyasıyla ayaklarınızın yerden kesildiği zamanlarda hiç te dikkat etmediğiniz olaylar eviliğinizin ilerleyen günlerinde sizin için büyük bir problem olacaktır...
işte bu rüya zamanlarında nelere dikkat edilmeli? hangi durumlar tehlike sinyali?
kaynana faktörü(iyi de var kötüde var)
elti faktörü( ' ' ' ')
görümce faaktörü
maddiyat faktörü
ailelerin denk olması faktörü
bekarlık arkadaş faktörü
cinsel uyum faktörü( aşırı istek, aşırı isteksizlik..ki bunu anlamanın nasıl bir püf noktası olabilir bilemiyorum..)
erkeğin-kadının ailesine düşkünlüğü
çocuk meselesi
çalışan kadınsanız, maaşın kullanım etkisi, erkek ya da kadında aşırı tutum yada aşırı savurganlık
erkeğin-kadının ( giyim,içki, gezme, arkadaş,tatil,temizlik,tertip-düzen, eğlenme anlayışı)

aklıma gelen temel konu başlıkları bunlar...bu konularda dikkat edilmesi gereken ince noktalar vardır..çoğu insanın hiç de dikkate almadığı..yardımcı olurmusunuz, tecrübelerinizi paylaşırmısınız?

bence en önemli kriter aşkın kısa süreli yoğun bir duygu olduğu ve gözü karartabileceğini unutmamak.
evlilik de önemli olan aşkı uzun süreli saygıya dayalı sevgi dolu beraberliğe döndürebilmek
işte o sürede bu yukarıda yazdığınız maddeler etkili oluyor.
bir kere baştan çok önyargılı yaklaşmamak lazım aile ilişkilerine, sonuçta sevgiliniz/nişanlınız/eşinizin o aileden çıktığını o otomatikman nefret etmeye programlandığımız kaynanın büyüttüğünü unutmamak lazım. Sonuçta armut dibine düşer, mutlaka nesil farkı , eğitim farkının yarattığı olumlu artılar olsa da bizde ailelerimize göre, temel değerleri ailemizden alıyoruz. bazı karakterleri kayınvalidemizde/pederimzide göremiyorsak yüksek ihtimalle aynı sorunları şimdi olmasa da eşimizde ileride görme şansımız yüksek olur.
Ben eşimle 4 sene çıktıktan sonra evlendim, söz/isteme sürecine kadar yaşadığı şehire gitmedim, ailesinin içine girmedim , istanbula geldiklerinde bir iki yemege gitmisligimiz var o kadar, yanlıs bir hareketmis, eğer şansınız varsa mutlaka iş ciddiye binmeden önce aile yasantılarını görmeye calısın derim , burda okuyorum sakın gitme etme laf söz olur ileride yüzüne carpar diye yazanlar oluyor ama benim nacizane fikrim bu tarz bir seyi ileride yüzüne carpma ihtimali olan bir aileye mümkünse gelin gitmeyin.
başka bir önemli nokta kendinizden taviz vermeyin , içinizden gelmiyorsa sırf eşiniz istiyor diye kapanmayın mesela, ya da askılı giyinen bir insansanız sizi hırkasız dısarı cıkartmam diyorsa kosarak kaçın.. herkes baştan kendi hayat tarzına uygun kız seçmeli, sonradan değiştirme çabaları ilişkileri olumsuz etkiler.
eğitim düzeyi önemlidir, önemsiz gibi gözükse de önemlidir, üniversite hayatı yaşamış bir kızın o hayatı hiç yaşamamış bri erkekle anlaşması zor olur , üniversite sadece meslek edinme yeri değildir o 4 sene boyunca sosyal açıdan da geliştiğiniz bir yerdir. siz üniversite okurken ne bileyim tiyatroya, sinemaya gitme alıskınlıgı kazanmıssınızdır, arkadaslarınızla cuma/cumartesi cıkıp
bir seyler yemeyi icmeyi dans etmeyi seviyorsunuz ama o sevmeyebilir ( her ikiniz aynı duzeyde egitime sahip olsanız da gecerli bir durum) bu da sorun yaratabilir.
maddi düzey de çok önemlidir, denk benzer olması hatta erkek tarafı lehine biraz daha olumlu olması bence iyidir, diğer türlü sıkıntılar çekilebilir. hatta en güzeli kız ve erkeğin az da olsa kendi birikimlerini yapıp öyle evlenmesidir. ailelerin karışma gücü sizin onların elindeki maddi gücü olan bağımlılığınızla doğru orantılı olarak artar.
evliliğe adım atmadan önce nasıl bir hayat yasamak istediginizi gozunuzde canlandırmakta fayda var, hayat bu tabii ne olacagı belli olmaz Allah'ın takdiri her zaman ama
gözü kapalı da evlilige atılmamak lazım.
her istediginiz de olmuyor tabi yeri gelince fedakarlık da yapıcaksınız hayallerinizden .
ama ben sunu ögrendim ailee yapısı cok önemli , o degismiyor yani insanın maddi durumu degisir iyiyken kötü kötüyken iyi olabilir, iyi bir meslege sahipse egitimi varsa üstünden gelinebilecek konular.
benim esimin ailesi muhafazakar benim ailem degil , sorunlar yasanıyor yani.
evlilik evet piyango ama sayısal lotodaki gibi bir bastan makineden alayım ne cıkarsa demek var bir de en azından ugurlu sayılarını yazıp sansını denemek :))
 
34moni53, sana appla diyebilir miyim ? Nasıl haklı haklı ve tatlı tatlı anlatmışsın...Bazıları benim de söylediklerimin açılmış detaylandırılmış hali, bazıları da cidden çok önemli diğer konular. Dediklerin o kadar doğru ki, ailesini tanıyın tanıyın tanıyın...Yaşam şekillerine bakın bakın bakın...Babası eline tornavida bile almamış bi insansa, oğlu da muhtemelen öyledir.Annesinin görsel zevkleri yoksa muhtemelen oğlu da öyledir.İstediği kadar anne babadan uzakta büyümüş olsun, kendini yetiştirmiş olsun..Evlendikten sonra eşinizde gözünüze batan bir konu mu var, dönün bakın, kaynaklarını anne babasında göreceksiniz.
 
Güzel bir başlık olmuş, evlilik arefesindeki hallerim geldi aklıma ve annemin (o zamanlar burun kıvırdığım, şimdi ise bir çoğunun doğru olduğunu anladığım) sözleri. Dört duvarlar farklı olsa da gözlemlediklerimden ve yaşadıklarımdan şöyle bir anafikir çıkartabilirim. Bu arada 10 senelik evliyim.

Kaynana, elti ve görümcelerden ne uzak durun ne çok yakın. İlk başlarda kurmanız gerek o mesafeyi ve saygıyı. "Evleneceğiz", kaynanama, eltime görümceme şirin görüneceğim diye farklı tanıtmayın kendinizi, neyseniz o olun. Sert olmamak şartıyla çizgilerinizi çizin, yoksa evliliğinizin 3. günü onları yatak odanızın çekmecelerini karıştırırken bulursunuz.

Ne onları eşinize nede eşinizi onlara şikayet edin. Değişen hiçbir şey olmaz, kötü düşünen ve fesat siz olur kalırsınız.

Her ailenin bir sömürülen evladı olur (maddi). bunlara kuzenler, yeğenler, dayılar, amcalar da dahil olabilir. Umarım o evlat size denk gelmez. Gelirse 2 seçenek var; ya görmemezlikten gelin, ya da bu kişilerle bir araya gelince "çook maddi zorluklar çekiyoruz, zor geçiniyoruz diye yakının" yakının ki istemeye yüzleri olmasın.

Eşinizi kendi akranlarınızdan seçin. Arada 10-15 yaş fark olmasın. Önceleri " olgun erkek şöyle olur böyle olur" dense de; ileride bazı zevk ayrılıkları yaşanabilir. Mesela siz bir konsere gitmek isterken kendisi evde oturup maç yada tartışma programı seyretmek isteyebilir. Bunu size belli eder yada etmez, o, o kişinin sabrına bağlı.

Aile ve kültür denkliği de inanılmaz önemli. "ben Ahmetcan ile evleniyorum, ailesinden banane" kesinlikle demeyin. Bir nev-i ailesiyle de evlenmiş oluyorsunuz. Uzak-yakın hiç farketmez her zaman hayatınızın içinde olacakları gerçeğini unutmayın. Kültür'e gelince, diplomadan bahsetmiyorum. Kendini yetiştirmiş ve anlaşabiliyorsanız çok çokk uçurum yoksa sorun değil. O sizi eğitir siz onu olur biter. Fakat aile ve sosyal çevre kültürü, gelenek-görenek çok önemli. Örneğin; ikinizden birisinin şehirde diğerinin köyde yetişmiş olması bazı zorlukları beraberinde getirebiliyor. Size gayet normal gelen bir davranış (misafir bir erkekle tokalaşma, arkadaşlarla yemeğe gitme-buluşma, yolun ortasında arabaya bir tanıdık bindiyse kalkıp arka koltuğa geçme, vs.vs.vs) eşinize ve ailesine çok saygısız ve terbiyesizce gelebilir. Eğer bunları sorun etmem diyorsanız, buyurun...

Maddiyat kesinlike çok önemli, ailenizi geçindirebilecek kadar bir gelire sahip olmanız gerekli.. Sırf bu yüzden evliliklerinin 1. yılında aşkları biten ve ayrılan birçok insan tanıyorum. Maalesef bu konuda çok bencilleşti insanlar, bolluk içinde yaşamak herkesin hayali oldu. Birşey diyemem...

Erkeğin ailesine düşkünlüğü hem iyi hem de kötü. Siz iyi yanından bakın hep. Ailesine düşkün olan, kendi eşine-çocuklarına da düşkün olur (dırdırcı olmazsanız).

Aşk mı - mantık mı derseniz, ikisinden de olsun derim. Evlilik bu, her ikisi de lazım:34:

Siz her zaman ılımlı ve olumlu taraf olmaya çalışın, yoksa evli kaldığınız yıllarda "keşke" sözünü tekrarlayıp durursunuz.

Yazılacak daha çok şey var, ama kısaca şu söz herşeyi açıklıyor sanırım.

"Her seçiş, bir vazgeçiştir"
 
Güzel bir başlık olmuş, evlilik arefesindeki hallerim geldi aklıma ve annemin (o zamanlar burun kıvırdığım, şimdi ise bir çoğunun doğru olduğunu anladığım) sözleri. Dört duvarlar farklı olsa da gözlemlediklerimden ve yaşadıklarımdan şöyle bir anafikir çıkartabilirim. Bu arada 10 senelik evliyim.

Kaynana, elti ve görümcelerden ne uzak durun ne çok yakın. İlk başlarda kurmanız gerek o mesafeyi ve saygıyı. "Evleneceğiz", kaynanama, eltime görümceme şirin görüneceğim diye farklı tanıtmayın kendinizi, neyseniz o olun. Sert olmamak şartıyla çizgilerinizi çizin, yoksa evliliğinizin 3. günü onları yatak odanızın çekmecelerini karıştırırken bulursunuz.

Ne onları eşinize nede eşinizi onlara şikayet edin. Değişen hiçbir şey olmaz, kötü düşünen ve fesat siz olur kalırsınız.

Her ailenin bir sömürülen evladı olur (maddi). bunlara kuzenler, yeğenler, dayılar, amcalar da dahil olabilir. Umarım o evlat size denk gelmez. Gelirse 2 seçenek var; ya görmemezlikten gelin, ya da bu kişilerle bir araya gelince "çook maddi zorluklar çekiyoruz, zor geçiniyoruz diye yakının" yakının ki istemeye yüzleri olmasın.

Eşinizi kendi akranlarınızdan seçin. Arada 10-15 yaş fark olmasın. Önceleri " olgun erkek şöyle olur böyle olur" dense de; ileride bazı zevk ayrılıkları yaşanabilir. Mesela siz bir konsere gitmek isterken kendisi evde oturup maç yada tartışma programı seyretmek isteyebilir. Bunu size belli eder yada etmez, o, o kişinin sabrına bağlı.

Aile ve kültür denkliği de inanılmaz önemli. "ben Ahmetcan ile evleniyorum, ailesinden banane" kesinlikle demeyin. Bir nev-i ailesiyle de evlenmiş oluyorsunuz. Uzak-yakın hiç farketmez her zaman hayatınızın içinde olacakları gerçeğini unutmayın. Kültür'e gelince, diplomadan bahsetmiyorum. Kendini yetiştirmiş ve anlaşabiliyorsanız çok çokk uçurum yoksa sorun değil. O sizi eğitir siz onu olur biter. Fakat aile ve sosyal çevre kültürü, gelenek-görenek çok önemli. Örneğin; ikinizden birisinin şehirde diğerinin köyde yetişmiş olması bazı zorlukları beraberinde getirebiliyor. Size gayet normal gelen bir davranış (misafir bir erkekle tokalaşma, arkadaşlarla yemeğe gitme-buluşma, yolun ortasında arabaya bir tanıdık bindiyse kalkıp arka koltuğa geçme, vs.vs.vs) eşinize ve ailesine çok saygısız ve terbiyesizce gelebilir. Eğer bunları sorun etmem diyorsanız, buyurun...

Maddiyat kesinlike çok önemli, ailenizi geçindirebilecek kadar bir gelire sahip olmanız gerekli.. Sırf bu yüzden evliliklerinin 1. yılında aşkları biten ve ayrılan birçok insan tanıyorum. Maalesef bu konuda çok bencilleşti insanlar, bolluk içinde yaşamak herkesin hayali oldu. Birşey diyemem...

Erkeğin ailesine düşkünlüğü hem iyi hem de kötü. Siz iyi yanından bakın hep. Ailesine düşkün olan, kendi eşine-çocuklarına da düşkün olur (dırdırcı olmazsanız).

Aşk mı - mantık mı derseniz, ikisinden de olsun derim. Evlilik bu, her ikisi de lazım:34:

Siz her zaman ılımlı ve olumlu taraf olmaya çalışın, yoksa evli kaldığınız yıllarda "keşke" sözünü tekrarlayıp durursunuz.

Yazılacak daha çok şey var, ama kısaca şu söz herşeyi açıklıyor sanırım.

"Her seçiş, bir vazgeçiştir"

sanırım evlilik ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi :) telkinlerinizi aklıma yazdım hocam:61:
 
bence en önemli kriter aşkın kısa süreli yoğun bir duygu olduğu ve gözü karartabileceğini unutmamak.
evlilik de önemli olan aşkı uzun süreli saygıya dayalı sevgi dolu beraberliğe döndürebilmek
işte o sürede bu yukarıda yazdığınız maddeler etkili oluyor.
bir kere baştan çok önyargılı yaklaşmamak lazım aile ilişkilerine, sonuçta sevgiliniz/nişanlınız/eşinizin o aileden çıktığını o otomatikman nefret etmeye programlandığımız kaynanın büyüttüğünü unutmamak lazım. Sonuçta armut dibine düşer, mutlaka nesil farkı , eğitim farkının yarattığı olumlu artılar olsa da bizde ailelerimize göre, temel değerleri ailemizden alıyoruz. bazı karakterleri kayınvalidemizde/pederimzide göremiyorsak yüksek ihtimalle aynı sorunları şimdi olmasa da eşimizde ileride görme şansımız yüksek olur.
Ben eşimle 4 sene çıktıktan sonra evlendim, söz/isteme sürecine kadar yaşadığı şehire gitmedim, ailesinin içine girmedim , istanbula geldiklerinde bir iki yemege gitmisligimiz var o kadar, yanlıs bir hareketmis, eğer şansınız varsa mutlaka iş ciddiye binmeden önce aile yasantılarını görmeye calısın derim , burda okuyorum sakın gitme etme laf söz olur ileride yüzüne carpar diye yazanlar oluyor ama benim nacizane fikrim bu tarz bir seyi ileride yüzüne carpma ihtimali olan bir aileye mümkünse gelin gitmeyin.
başka bir önemli nokta kendinizden taviz vermeyin , içinizden gelmiyorsa sırf eşiniz istiyor diye kapanmayın mesela, ya da askılı giyinen bir insansanız sizi hırkasız dısarı cıkartmam diyorsa kosarak kaçın.. herkes baştan kendi hayat tarzına uygun kız seçmeli, sonradan değiştirme çabaları ilişkileri olumsuz etkiler.
eğitim düzeyi önemlidir, önemsiz gibi gözükse de önemlidir, üniversite hayatı yaşamış bir kızın o hayatı hiç yaşamamış bri erkekle anlaşması zor olur , üniversite sadece meslek edinme yeri değildir o 4 sene boyunca sosyal açıdan da geliştiğiniz bir yerdir. siz üniversite okurken ne bileyim tiyatroya, sinemaya gitme alıskınlıgı kazanmıssınızdır, arkadaslarınızla cuma/cumartesi cıkıp
bir seyler yemeyi icmeyi dans etmeyi seviyorsunuz ama o sevmeyebilir ( her ikiniz aynı duzeyde egitime sahip olsanız da gecerli bir durum) bu da sorun yaratabilir.
maddi düzey de çok önemlidir, denk benzer olması hatta erkek tarafı lehine biraz daha olumlu olması bence iyidir, diğer türlü sıkıntılar çekilebilir. hatta en güzeli kız ve erkeğin az da olsa kendi birikimlerini yapıp öyle evlenmesidir. ailelerin karışma gücü sizin onların elindeki maddi gücü olan bağımlılığınızla doğru orantılı olarak artar.
evliliğe adım atmadan önce nasıl bir hayat yasamak istediginizi gozunuzde canlandırmakta fayda var, hayat bu tabii ne olacagı belli olmaz Allah'ın takdiri her zaman ama
gözü kapalı da evlilige atılmamak lazım.
her istediginiz de olmuyor tabi yeri gelince fedakarlık da yapıcaksınız hayallerinizden .
ama ben sunu ögrendim ailee yapısı cok önemli , o degismiyor yani insanın maddi durumu degisir iyiyken kötü kötüyken iyi olabilir, iyi bir meslege sahipse egitimi varsa üstünden gelinebilecek konular.
benim esimin ailesi muhafazakar benim ailem degil , sorunlar yasanıyor yani.
evlilik evet piyango ama sayısal lotodaki gibi bir bastan makineden alayım ne cıkarsa demek var bir de en azından ugurlu sayılarını yazıp sansını denemek :))



Aklın yolu birdir..
Hic birsey beklemiyorum ailesinden bekleyemiyorum böyle bir mecburiyetleri yok kesinlikle!
Yatları , katları , holdingleri yok orta gelirli bir aile ve ben onları dara sokmak istemiyorum!
Aynı sekilde kendi ailemi de zorlamak istemiyorum onlar yeterince cabalayıp bizlere yapacaklarını yaptılar zaten calısıyorsak , birikimimizi kendimiz yapmalıyız olacaksak en az sekilde yük olmalıyız ailemize....:68:
 
34moni53, sana appla diyebilir miyim ? Nasıl haklı haklı ve tatlı tatlı anlatmışsın...Bazıları benim de söylediklerimin açılmış detaylandırılmış hali, bazıları da cidden çok önemli diğer konular. Dediklerin o kadar doğru ki, ailesini tanıyın tanıyın tanıyın...Yaşam şekillerine bakın bakın bakın...Babası eline tornavida bile almamış bi insansa, oğlu da muhtemelen öyledir.Annesinin görsel zevkleri yoksa muhtemelen oğlu da öyledir.İstediği kadar anne babadan uzakta büyümüş olsun, kendini yetiştirmiş olsun..Evlendikten sonra eşinizde gözünüze batan bir konu mu var, dönün bakın, kaynaklarını anne babasında göreceksiniz.

Evet..çocuk ailenin aynasıdır...gözünüze batan kusurları,asla gözardı etmeyin..zamanla değişir diye düşünmeyin...belki bir dönem değişmiş gibi görünür ama eninde sonunda özüne geri döner.
Ha buarada...babamızı elinden tornavida dahil bilumum aletler düşmez ama oğlumun gözlüğünün vidası düşse,tek sapıyla haftalarca kullanabilir :) Şimdilik beklemedeyiz umutla...heran özüne dönebilir. :)
 
Ben yaklaşık 2 senelik evliyim.Ben de kendi tecrübelerimden bahsedeyim:
Eşimle eğitim durumumuz ve arkadaş çevremiz aynı fakat ailelerimiz çok farklı.Benim ailemin maddi durumu çok iyi fakat eşiminkiler yoksul insanlar.Bu da çok iyi kalpli olmalarına rağmen davranışlarına yansıyor.Evlenmeden önce bu konuyu çok düşündüm çünkü her ne kadar anne-babasını çok sevsem de uzun süre beraber olamıyorum.Saygısızlık yapmamak için, ilk tanışmamızdan beri mesafemi ayarladım.Ne soğugum ne sıcağım.İlk gelinleri ile daha yakınlar öncelikle ilk gelinden torunları var.Çocuğa bakmak filan derken daha çok zaman geçiriyorlar.Eşim de bu konunun farkında ve bir şekilde bu konuda uzlaştık.Yanlış anlamayın kimseyi küçümsemiyorum ama bu farklılıkların ileride sıkıntı yaratmaması için önlemimi aldım.Yani eğer eşinizi çok seviyor ve iyi anlaşıyorsanız ve benzer bir durumunuz varsa eşinizin ailesiyle çok yakın olmamanızı öneririm.Bunu da kimseyi kırmadan yapmak ve aradaki dengeyi ayarlamak çok önemli.Herkese evlilik hayatında mutluluklar dilerim :71:
 
- seçtiğiniz eşin işi iyi olsun çalışmayı sevsin.
- mutlaka evi olsun. araba şart değil ev varsa arabada alınabilir fakat ev çok önemli.
- tasarruflu olsun har vurup harman savurmasın.
- asla dul kaynananın oğluyla evlenmeyin.başka uğraşı kalmadıgı için siiznle uğraşır.
- evlenmeden önce kaynanayı aile yapısı iyi gözlemleyin..banane ailesinde ben kocama bakarım demeyin aileyle de evleniyorsunuz.
- evlenmeden önce damadı araştırıp soruştururlarya bence kaynanayı araştırın.
- eşinizin ailesiyle sıkı fıkı olmayın baştan karralı olun kendınızden kişiliğinizden taviz vermeyin mesafeli olun.
- asla kaynanayla altlı üstlü oturmayın.yakın olmayın.
- eşiniizn iyi bir baba olacagından eve bakabılecegınden emın olduktan sonra evlenmeye karar verin..
 
maddiyat önemli.

ben bunun disinda hic bi sorun yasamadim o yüzden benim tek verebilecegim tavsiye anca ailelerin ve evleneceklerin maddi imkani varsa bu yola girmeleri.

ben cok üzülüyorum bu konuda, hatta maddi sebeblerden evliligimin yakinda 1 senesi dolacagi halde kocamdan ayriyim. o trde ben yurtdisinda.ordaki maddi sorunlari halledemedigi icin buraya gelemiyor,
ben ise bekarligimda aman bi daha mi gelcem dünyaya diyip elime gecen parayi harcadigim icin ona yardimci olamiyorum.

tek üzüntüm bu... keske ikimizde maddi durumumuzu yoluna koyupta evlenseymisik...

Maddiyat gercekten cok önemli günümüzde. Evlilik öyle yada böyle para isteyen bir vakâ. ThirtyFour senin adina gercekten üzüldüm. Umarim suan kocana kavusmussundur.
 
Evlilik bir şans işi ben evleneli 4 sene oldu hiç birşey ilk tanışdığımız gibi değil sonrtadan erkekler çok değişiyor sevgi, aşk oluyor ama bazen saygı olmuyor bazıları benim ilişkim mükemmel dersede inanma çünkü bazen insan yapmacık olabiliyor hele birde kendi sevip aldıysa bence evlenicek kızlar karşındakini çok iyi tanımaya çalışmalı sonradan yanılmamalı...
 
Maddiyat gercekten cok önemli günümüzde. Evlilik öyle yada böyle para isteyen bir vakâ. ThirtyFour senin adina gercekten üzüldüm. Umarim suan kocana kavusmussundur.


saol canim. maalesef hala ayriyiz, uzun sürede böyle olacak gibi.
düsünüp kendimi üzmemeye calisiyorum, herseye ragmen sükrediyorum
ama an geliyor dokunuyor insana evli bi bayan olarak hala baba evinde kalmak.
ALLAH baska dert vermesin, kocamla cok iyi anlasiyorum sükürler olsun.
 
bizim de haziran da ikinci senemiz olacak tecrübeli sayılmam ama şanslı olan kesimdeyim sanırım..

eşim her zaman destek ve yanımda..

eşimin ailesiyle aramız iyi ama kendimce mesafelerim var tabi..

maddiyat tabiki önemli büyükşehirde yaşayacaksanız evi olması hayatın kolaylaşması açısından önemli..

ama ben herşeyin nasip olduğuna inanıyorum..

bolca dua gerekli..

hayırlı yuvasına bağlı çalışkan eşlerle karşılaşın inş..

eğer doğru kişiyle yollar kesişirse evlilik tadında yenmez oluyor :69:
 
Evleneceğin erkeği aile ortamında görmek gerektiğine kesinlikle katılıyorum,

Ayrıca farklı ortamlarda da nasıl tepkiler verdiğine dikkat etmek gerek,

Mesela trafikte araba kullanırken,mesela iş arkadaşlarıyla muhabbet ederken,ya da bi kavga ortamında,

Bu gibi durumlarda nasıl tepki verdiğini incelerseniz kişiliği hakkında kesin yargılara varabilirsin,

Ailelerle çok sıkı fıkı olmamak da gerekli,ne kadar sevilirse sevilsinler,insan kendi ailesiyle bile yakın

olmak istemeyebiliyo bazen,

Uzakta olsun tatlı olsun derler,çok güzel bi tabir,

En önemlisi bence her doğruyu her yerde söylememek,

Bu o kadar önemli ki,erkek ne kadar seviyosa sevsin değer versin yanlış bi ortamda yanlış bi

zamanda söylenilen en doğru şey bile eşlere zarar verebiliyo,

Eniştelerinizi eşinize karşı övmeyin mesela,ya da eşinizi ailenize çok övmeyin,bunlar da ters tepen şeyler,

Ve evliliğin başlıca kuralı,sakın ama sakın pembe dizilerdeki gibi hayal ürünü davranışlar beklemeyin

erkekten,sonra çok hayal kırıklığına uğrarsınız...

Makul olun her konuda,ilgi beklerken de maddiyat isterken de,bu zamanda insanlar artık daha rahat

yaşamak için -eğer mesleği de varsa- onun kahrını çekemem ekonomik özgürlüğüm var deyip bi sene

bile dolmadan boşanabiliyo,bencillik olursa evlilikte BİZ olmak imkansız olur...

Fedakarlık,merhamet,sabır,saygı olmazsa olmazlardan....:97:

 
Haaa bi de, dış görünüşüne de dikkat edin...Sonra en ufak kriz anında size olduğundan 5 kat çirkin görünüyor, barışasınız hiç gelmiyor.
 
Güzel bir başlık olmuş, evlilik arefesindeki hallerim geldi aklıma ve annemin (o zamanlar burun kıvırdığım, şimdi ise bir çoğunun doğru olduğunu anladığım) sözleri. Dört duvarlar farklı olsa da gözlemlediklerimden ve yaşadıklarımdan şöyle bir anafikir çıkartabilirim. Bu arada 10 senelik evliyim.

Kaynana, elti ve görümcelerden ne uzak durun ne çok yakın. İlk başlarda kurmanız gerek o mesafeyi ve saygıyı. "Evleneceğiz", kaynanama, eltime görümceme şirin görüneceğim diye farklı tanıtmayın kendinizi, neyseniz o olun. Sert olmamak şartıyla çizgilerinizi çizin, yoksa evliliğinizin 3. günü onları yatak odanızın çekmecelerini karıştırırken bulursunuz.

Ne onları eşinize nede eşinizi onlara şikayet edin. Değişen hiçbir şey olmaz, kötü düşünen ve fesat siz olur kalırsınız.

Her ailenin bir sömürülen evladı olur (maddi). bunlara kuzenler, yeğenler, dayılar, amcalar da dahil olabilir. Umarım o evlat size denk gelmez. Gelirse 2 seçenek var; ya görmemezlikten gelin, ya da bu kişilerle bir araya gelince "çook maddi zorluklar çekiyoruz, zor geçiniyoruz diye yakının" yakının ki istemeye yüzleri olmasın.

Eşinizi kendi akranlarınızdan seçin. Arada 10-15 yaş fark olmasın. Önceleri " olgun erkek şöyle olur böyle olur" dense de; ileride bazı zevk ayrılıkları yaşanabilir. Mesela siz bir konsere gitmek isterken kendisi evde oturup maç yada tartışma programı seyretmek isteyebilir. Bunu size belli eder yada etmez, o, o kişinin sabrına bağlı.

Aile ve kültür denkliği de inanılmaz önemli. "ben Ahmetcan ile evleniyorum, ailesinden banane" kesinlikle demeyin. Bir nev-i ailesiyle de evlenmiş oluyorsunuz. Uzak-yakın hiç farketmez her zaman hayatınızın içinde olacakları gerçeğini unutmayın. Kültür'e gelince, diplomadan bahsetmiyorum. Kendini yetiştirmiş ve anlaşabiliyorsanız çok çokk uçurum yoksa sorun değil. O sizi eğitir siz onu olur biter. Fakat aile ve sosyal çevre kültürü, gelenek-görenek çok önemli. Örneğin; ikinizden birisinin şehirde diğerinin köyde yetişmiş olması bazı zorlukları beraberinde getirebiliyor. Size gayet normal gelen bir davranış (misafir bir erkekle tokalaşma, arkadaşlarla yemeğe gitme-buluşma, yolun ortasında arabaya bir tanıdık bindiyse kalkıp arka koltuğa geçme, vs.vs.vs) eşinize ve ailesine çok saygısız ve terbiyesizce gelebilir. Eğer bunları sorun etmem diyorsanız, buyurun...

Maddiyat kesinlike çok önemli, ailenizi geçindirebilecek kadar bir gelire sahip olmanız gerekli.. Sırf bu yüzden evliliklerinin 1. yılında aşkları biten ve ayrılan birçok insan tanıyorum. Maalesef bu konuda çok bencilleşti insanlar, bolluk içinde yaşamak herkesin hayali oldu. Birşey diyemem...

Erkeğin ailesine düşkünlüğü hem iyi hem de kötü. Siz iyi yanından bakın hep. Ailesine düşkün olan, kendi eşine-çocuklarına da düşkün olur (dırdırcı olmazsanız).

Aşk mı - mantık mı derseniz, ikisinden de olsun derim. Evlilik bu, her ikisi de lazım:34:

Siz her zaman ılımlı ve olumlu taraf olmaya çalışın, yoksa evli kaldığınız yıllarda "keşke" sözünü tekrarlayıp durursunuz.

Yazılacak daha çok şey var, ama kısaca şu söz herşeyi açıklıyor sanırım.

"Her seçiş, bir vazgeçiştir"

ellerine sağlık çok güzel anlatmışsın..
 
Back
X