Evlilik, Ak ldryor mu?

bence evlilik aşkı öldürmüyor ama evlenince aşk dedikleri şey farklı birşeye dönüşüyor sevgin dahada artıyor gözünü açtığında sevdiğin kişiyi yanında görüyorsun mutlu oluyorsun aşkının dahada artığını hissediyorsun bence

a.s aynen katılıyorum... gerçktnde gün geçtikçe daha çok bağlanıyo,daha çok sewiyo insan...
 
aşk ve saygıyı kişiler öldürür aşk ölmez saygı ölmez kişiler, kendi eliyle katleder ve buna aşk saygı öldü denir kanımca.
 
özlemek ve heyecan aşkı besler.aslında evlilik diildir aşkı öldüren.aşk dediğin öle yıllarca sürmezki sevgidir süren.
 
aşk ve saygıyı kişiler öldürür aşk ölmez saygı ölmez kişiler, kendi eliyle katleder ve buna aşk saygı öldü denir kanımca.

özlemek ve heyecan aşkı besler.aslında evlilik diildir aşkı öldüren.aşk dediğin öle yıllarca sürmezki sevgidir süren.

ben evlenince sevdiğim adama bitaneme her sabah uyandığımda dahada bağlandım her işe gidişinde daha çok özledim... ve ondan da hep hergeçen gün beni dahada sevdiğini duydum..aşkım sevgim saygım bin kat dahada arttı..bu karşılıklı verilen duygulara bağlı bişi ...eğer sevdiğinizi hissetirmiyosanız zaten herşey zamanla söner yok olur.
 
Son düzenleme:
askmı kalıyo bee tatlımmmmm becerenlere helal olsun dıyorummm ama ask tek tarafla kalmıyokıııı cıft tarfatandaa destek olması sart ancak o sekıldee alev alevv suren bır ılıskı olur
 
:nazar:
AŞK ÖLSE DE SEVGİ ÖLENE KADAR DEVAM EDİYOR BENCE...
HELE BİR DE ÇOCUK OLUNCA İNSANIN EVLİLİĞİ DE EVİ DE DAHA BİR YÜCELİYOR...
 
Evlilik neden aşka zarar verir??? Bence;

Aşık olduğunuzda birbirinizin gözünde kendinizi görürsünüz ama evlendikden bir süre sonra gözgöze baktığınız bir anda o yada siz doğalgaz faturasını yatırdınmı diye yada kredi kartının son günü, yarın para yatırıcakmısın diye sormaaazz!
Yani aklımızda AŞK AŞK AŞK vardır önceleri. Sonra geçim sıkıntısı, iş hayatındaki streslerin eve yansıması, eşlerden herhangi birinin ailesinin yada sülalesinin gereksiz birtakım konularda arıza çıkarıp sizi çileden çıkarması gibi... uzayan bir liste oluşmaya başladığında aşk diye bişey kalmıyooo.
Ama bu demek değilki herşey bitti. Aşk bittiyse buyrun sevgi var... Ben kocama aşık değilim artık. Ama onu çok çok çok seviyorum. Onsuz bir hayat düşünemiyorum. Romantik olmasada birçok huyumuz uyuşmasada zaman zaman bazı şeylerin eksikliğini duysamda bu onu sevmeme engel olmuyor. Aşk asla bitmez diyenlerin açıkcası ben sevgiyle aşkı birbirine karıştırdıklarını düşünüyorum. Bir insanı ömür boyu sevebilirsiniz hatta yıllar geçtikçe dahada sevginiz artar ama aşk zamanla artmaz ve ömür boyu sürmez. Aniden gelir, içimizi titretir, ayaklarımız yerden kesilir, gözümüz hiçbişeyi görmez hatta sıkıntı ve problemler bile bize hafif gelir aşıkken. Ama birsüre sonra tansiyonu mutlaka düşer aşkın.
Herşeye rağmen aşk asla bitmez diyenleri kutlar ve ömür boyu sürdürmelerini dilerim. Şeniz
 
öldürmek ne kelime katliam yapıyor.zerresi kalmıyor bence öldürüyor..flört dönemindeki özen sevgi asla evlilikte olmuyor yüz göz oluyorsunuzya...
 
Evlilik neden aşkı öldursu ki?Aksıne evlılık oyle baska baska duyguları ortaya cıkarıyor kı aşk zaman zaman o duygulara hayran kalıp bı kenardan bakakalıyor.Hayatta varolan surprızlerı farkedıp hayata gecırırsen,kavga ederken bıle 'uzun surmez nasılolsa gonlumu alabılmeyı bılıyor'dıye dusunebılırsen yada sen gonlunu alabılıyorsan,evlılıgı bır kurum bır alıskanlık olarak gormuyorsan,hayatta onsuz bır hayal bıle kurmassan ve sen tum bunları dusunurken ve hıssederken karsındakının de bunları dusunup hıssettıgınden emın olabılıyorsan evlılık aşkı felan öldürmez.Flört hep farklı hep daha albenılı yasanan gunler gıbı gelır ınsana.Ama yıne ıkı tarafın elınde degılmı kı o albenıyı evlendıkden sonra da surdurebılmek?Aradakı tek fark flört zamanları kavgaların hırsı,acısı,siniri tek basına kapandıgın odanda olur evlendıkden sonra onunla bulundugun ortamda olur.
Velhasıl kelam öldürmez,ölduremez kısının hayatında olmasını ıstedıgı aşkı ne evlılıkkk ne de baska bırseyyyyy.
 
yaşanılması gereken bu hayatsa ve bu hayatı yaşamak için kendinize uygun bir eş bulduysanız bence bu güzelliği korumak için herşey yapılır.ne diyerek evet diyoruz iyi günde kötü günde.bir kere şu var evlilikte hergününüz lay lay lom geçmez arada bir tartışmalarda olur önemli olan bazan alttan almaktır.çünkü böyle gidiyor.hele ev dışındaki hiç kimse için sakın sakın eşinizle kötü olmayın arkadaşlar.

ewet aslında aynen katılıorum,olması gereken de o ama ınsan bazen cıleden cıkıo napalım.kesınlıkle haklısınız bı cogunuz.hepınıze ılgınızden ve ayırdıgınız zamandan dolayı tesekkur ederım.kucak dolusu sevgıler... a.s.
 
aşk hep vardır :asigim:

geçen gün mail geldi bu bana çok hoşuma gitti konuyuda görünce ekliyim dedim

Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.

İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.


Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.
Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.
'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.'
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?'
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.
'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.'
'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın?'
Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.


Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.
'Sevgilim' diye başlıyordu,
'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'

'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'

'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'<Sâdık arkadaşın>ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.'

'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'

'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'


Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.
Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'
Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.


Bu gerçek aşktı.





İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.

Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.

Hayat tam da böyle bir şeydir.

bu ne ya harıkaydı yek kelımeyle.cok guzel bı paylasım.okurken bı yandan agladım bı yandan mest oldum.tesekkurler :a015:
 
her aşk aşk deildirki .
aşk zannedilen şey tabikide çabuk ölür haliyle..
 
aşkı evlilik değil insan lar öldürüyor.karşılıklı saygısızlık yüz göz olma,evlendik cüzdan bende artık deyip sevgiliyken gösterilen itinanın çeyreği gösterilmediği için bitiyor aşk.aşk tensel çekimdir asl olan sevgi ve saygıdır.8,5 yıllık evliliğim var 1 yıl anlaştım eşimle hala seviyoruz birbirimizi kırmamaya özen gösteriyoruz.bir birimizin ailelerinin hatalarını hakaret ve öfkeyle küçümsemiyoruz.adaletli davranıyoruz.kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyi birbirimize yapmıyorum.elbette tartışıyoruz bazen küsüyoruz. ama bu bizi uzaklaştırmıyo dahada yakınlaştırıyo aynı evin içinde birbirimizi özlüyoruz.çünkü pişman olacağımız sözler hakaretler sarfetmiyoruz birbirimize.formülü çözülünce evlilik aşkı ve sevgiyi doyadoya yaşamanın en güzel yolu bence.Şeniz
 
Henüz 2 yıllık evliyiz ama bence öldürmüyor tam tersi artırıyor.

Hatta ben eşime diyorum ki biz sevgiliyken ben seni sevdiğimi zannediyordum, oysa şimdi hissettiklerimin yanında o zamanki duygular hiç bir şeymiş.
Böyle deyince de kızıyor ne yani o zamanlar sevmiyor muydun diyor bana, hayır diyorum o zaman çok sevdiğimi sanıyodum ama şu an hissettiğim aşkla kıyaslayınca şimdi daha da aşığım.
Sanırım güzel paylaşımlar artırıyor aşkı da sevgiyi de.
Evlendikten sonra, paylaşılan zaman ve yaşananlar arttıkça, eşimi daha iyi tanıdım ve ben eşime daha da aşık oldum daha da çok sevdim.
Her geçen gün de artıyor sevgim :))
Ne diyeyim herkesin sevgisini artırsın allahım:)
 
Son düzenleme:
kesinlikle öldürüyor demek hata. sadece bir süre sonra alışkanlıklar ön plana çıkıyor o kadar.
gerçi biz henüz o döneme girmedik:) umarım epeyce geç olur.
 
aşkı evlilik değil insan lar öldürüyor.karşılıklı saygısızlık yüz göz olma,evlendik cüzdan bende artık deyip sevgiliyken gösterilen itinanın çeyreği gösterilmediği için bitiyor aşk.aşk tensel çekimdir asl olan sevgi ve saygıdır.8,5 yıllık evliliğim var 1 yıl anlaştım eşimle hala seviyoruz birbirimizi kırmamaya özen gösteriyoruz.bir birimizin ailelerinin hatalarını hakaret ve öfkeyle küçümsemiyoruz.adaletli davranıyoruz.kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyi birbirimize yapmıyorum.elbette tartışıyoruz bazen küsüyoruz. ama bu bizi uzaklaştırmıyo dahada yakınlaştırıyo aynı evin içinde birbirimizi özlüyoruz.çünkü pişman olacağımız sözler hakaretler sarfetmiyoruz birbirimize.formülü çözülünce evlilik aşkı ve sevgiyi doyadoya yaşamanın en güzel yolu bence.Şeniz
çok güzel açıklamışsına.s.
malesef insanlar öldürüyo:çok üzgünüm:
bizde 3 yıllık evliyiz
ama çok şükür halen eşim seni her geçen gün daha çok seviyorum der:1rolleyes:
sanırım senin yazdığın sebeplerden kaynaklanıyo
hoşgörü saygı sevgi:asigim:
 
Valla en güzeli evlilik sayesinde gün be gün aşkın alevlenmesi. Benimle aşkımın amacı bu. Bu yüzden bence evlenmeden önce çok sıkı fıkı olunmamalı, belli bir seviye ve mesafe olmalı. Sevdayı bekletmek, azar azar yavaş yavaş yaşamak aşkı uzatabilir bence :asigim: :asigim:
 
Son düzenleme:
Back
X