Evlilik cinsel duyguların tatmini midir?

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.001
‘Cinselliğin eksikliği evlilik birliğini temelinden sarsar’

YARGITAY 2. Hukuk Dairesi’nın geçtiğimiz günlerde boşanmak isteyen bir çiftin dava dosyasıyla ilgili olarak verdiği emsal karar tartışma yarattı. Psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulmamasının evlilik birliğini temelinden sarsacağına karar veren Yargıtay, gerekçesinde “Evlenmenin sosyal amacı yanında, cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır” diyerek çiftin boşanması yönünde karar aldı. Bu karardan yola çıkarak biz de farklı çevrelere “Evliliğin gayesi cinsel tatmin midir?” diye sorduk. Kimi cinselliğin evliliklerde çok önemli bir rol oynadığını dile getirirken, kimileri de “Cinsellik evliliğin olmazsa olmazı değildir” diyor.

‘Sekssizlik de açlık gibi sinirlendirir’
Davranış Bilimleri Uzmanı Aşkım KAPIŞMAK:

EVLİLİK müessesinin diğer ilişkilerden farkı, duygusal ihtiyaçların karşılanmasıyla birlikte artı cinsel ilişkiye girilmesidir. Yaradılış olarak biyolojik ihtiyaçlar psikolojik ihtiyaçlardan daha önde gelir. Cinsel arzular, insan beyninin yönetebildiği ve kontrol edebildiği dürtüler değildir. İnsanoğlu bu tehlikeli ve güzel duygunun farkında olduğu için evlenerek bu ihtiyacını düzenli olarak karşılamak ister. Bu kadın için de erkek için de aynı ihtiyaçtır. Eğer ki taraflardan birinin bu ihtiyacı karşılanmazsa, minimum 6 ay sonra cinsel ihtiyacı karşılanmamış taraf aşırı depresif ve saldırgan olmaya başlar. Bu da evlilikteki sözel ilişkiye yansır. İnsanlarda döl alma ve döl bırakma ihtiyacı vardır. Aldatmalar, psikolojik rahatsızlıklar, genelde evliliklerde sorunlar bu nedenlerle ortaya çıkar. Bana gelen vakalarda da en büyük problem bu. Yargıtay’ın bu kararı çok doğru. Evlilik sadece psikolojik ihtiyaçların karşılandığı bir müessese değil, ikisi birlikte yürüyor. Karnın doymadığında nasıl sinirleniyorsan, seks yapmadığında da aynı şey oluyor. Sağlıklı seks, sağlıklı ilişkidir.

‘Boşanma nedenine devlet karışamaz’
Sabancı Üniversitesi’nden Antropolog Yrd. Doç. Ayşe Gül ALTINAY:

İNSANLARA nasıl evlenirken hangi nedenden ötürü evlendikleri sorulmuyorsa aynı şekilde boşanırken de bir gerekçe sorulmamalı. Evlilik iki kişi arasında imzalanan bir sözleşmedir ve devlet kurumları bunun tanığıdır. O sözleşmeyi iki taraf anlaşmalı olarak bozmak istemişse zaten söyleyecek bir şey yoktur. Eğer yalnızca bir taraf boşanmayı istemiyorsa da zorla birliktelik olamayacağına göre o birliktelik bozulmuş demektir. Devletin görevi ayrılma sürecinin adil olması ve tarafların zarar görmemesini sağlamaktır. “İnsanlar neden evlenmelidir?” ya da “Neden boşanabilir?” gibi bir tanımlamanın yapılmaması gerekir. Devletin görevi bu değildir. “Şu yüzden boşanamazsınız” gibi bir belirleme yapmak kimseye düşmez. Evlilik akdinin kiminle yapılamayacağı konusunda, evliliğin de kiminle olması konusunda devlet karışamaz. Bir çok demokratik ülkede eşcinsel evlilikler yasal hale geldi. Evlenmeye de boşanmaya da devletin organları değil insanlar kendileri karar vermeli.

‘İktidarsızsa, evlenmeden söylemeli’
Psikolog Sibel ÜRESİN:

YARGITAY’ın kararı doğru ve güzel bir karar bence. Cinsellik evliliğin amaçlarından biridir ve hatta en önemlilerindendir. Eşlerin görevi haz alma noktasında birbirlerini tatmin etmektir. Hanımlar da ilişkiye giremeyince erkekler evliliklerini bitirebiliyorlar. Çünkü erkekte erken boşalma ya da iktidarsızlık problemi oluyor. Cinsel sorun varsa bu her iki taraf için ıstırap oluyor. Bir insanın iktidarsızlığı varsa bilir ve bunu evlenmeden önce eşine söylememişse bunun suç olması lazım. Cinsel tatminsizlik boşanmanın en baş sebeplerindendir. Eğer erkekten kaynaklı bir sorun varsa kadınlar bu problemin eşlerinin problemi olduğunu düşünmüyorlar ve kendilerinde bir sorun var diye algılıyorlar. Çünkü cahil veya bir uzman desteği almamış oluyor. Erkeğin verdiği yetersizlik nedeniyle, öfke ve güç hali nedeniyle kadın sıkıntısını dile getiremiyor. Erkek tatmin edemiyorsa bu durum erkekte güven problemi oluşturuyor, eşine şiddet göstererek bu durumu kamufle etmeye çalışıyor.

‘Evliliğin temelinde para yatıyor’
Tıbbi Seksoloji Danışmanı Dr. Akif POROY:

EVLİLİĞİN temelinde cinsellik var. Ama burada, tamamen kişilerin özgür iradesine bağlı olarak gelişen bir cinsellik söz konusu. Örneğin aseksüel yaşayıp beraber olanlar var. Avrupa’da eşcinsel evlilikler var. Bize göre taraflardan biri şikâyetçiyse, kanun bu yönde bir karar verebiliyor. Tıbbi seksoloji açısından evlilik kurumunun içinde kim eşiyle ne kadar beraber olur, bu o kurumun dışındaki insanların ilgi alanına girmemeli. Normalde diğer insanları ilgilendirmeyen bir konu. Ama burada önemli olan o iki kişinin cinselliği çok sık yaşaması ya da hiç yaşamamasıdır. Evli çift, bu durumdan şikâyetçi değilse bu durum başkasını ilgilendirmez. Romalılar döneminde, asillerle evlenen diğer esirlerin miras meselesinden evlilik kurumu doğdu. Evlilik kurumunun temelinde maalesef para yatıyor. Bence, evlilikler yürümediği zaman insanlar hür iradeleriyle yollarını ayırmalı. Evliliğin amaçları arasında sadece cinsel duyguların tatmini yoktur. Her tür konuda ortak karar alma, birlikte karar verme vardır. Evlilik, zor bir şirket beraberliğidir. Bizim ülkemizde kadın ve erkeklerin birbirinden bir şeyler beklemesi, birbirini tamamlayıcı görmemesi sonucu evliliklerde olumsuzluklar baş göstermektedir.

‘Cinsellik önemli olsaydı uzun evliliklerin bitmesi gerekirdi’
Prof. Dr. Mansur BEYAZYÜREK:

EĞER evliliği 100 olarak sayarsak, cinsel tatmin evlilikteki kişilerin kültürü, dünyaya bakışı, kişisel özellikleri gibi bir dolu özellik sayarsak yüzde 10 kadar rol oynar. Yani cinsellik evliliğin olmazsa olmazı olarak değerlendirilemez. Eğer öyle olsaydı o zaman cinselliğin daha az yaşanmaya başlandığı 40’lı, 50’li yaşlardan sonra evliliklerin bitmesi lazımdı. Oysa ileri yaşlarda devam eden evliliklerde ilişkilerin daha çok kemikleşmiş ve birbirlerine bağlı olarak devam ettiğini görüyoruz. Bu evlilikler bile Yargıtay’ın bu kararının geçersizliğini gösteriyor.

‘Çok sevdiği halde cinsellik yok diye ayrılanlar var’
Kadın Hastalıkları Uzmanı Operatör Dr. Özgür ÖZER:

CİNSELLİK evliliğin bir gerçeğidir. Kimse bunu inkâr edemez. Cinsel ilişkiye girilememe ya da orgazm sorunu varsa bunların tedavisi vardır. Eğer çiftlerin cinsel hayatları iyiyse evliliklerinde diğer sorunları daha kolay çözüme ulaştırabilirler. Ama cinsel hayatlarında sorunlar varsa diğer ufak sorunları bile büyüyebilir. Çocuğu olmasına rağmen erken boşalma, ereksiyon sorunu olan eğitimli kişilerin bile bir uzmandan yardım almadıklarından dolayı ilişkilerinin bittiğini gördüm. Erkek sorunu sorun olarak kabul etmediği için evlilikler bitiyor. Sadece cinsellik olmadığı için çok sevdiği halde ayrılan hastam var. Şu anda bile çok seviyor ama cinsellik eksik olunca olmuyor.

‘Yıllarca evli olup ilişkiye giremeyenler var’
Ürolog Operatör Dr. Burçin TUNÇ:

EVLİLİKLERDE cinsel tatmin de önemlidir. Çiftlerin evlenirken cinsel tatmin gibi bir gayeleri yoktur. Ama cinsellik evliliğin bir önemli amacı ve hayatın gerçeğidir. Cinsel tatmin yoksa o evlilik genelde devam etmiyor ve bitiyor. Birbirini çok seven çiftler, ilişki kuramadıklarında aralarındaki sevgi ve saygı da azalıyor. Bu tür sorunlar düşünülenden çok daha fazla. Çünkü dile getirilmiyor. Ama birçok ailede olabilen bir problem. Uzun yıllar evli kalıp hiç ilişkiye girememiş insanlar oluyor. Kadınlar ekonomik özgürlüklerini, boşanabilme hakkını aldıkça bu tarz problemler nedeniyle de boşanabiliyorlar.

Habertürk Tülay ŞUBATLI - Özlem YILMAZ / AHT
 
X