Bugün eşimin bir arkadaşı ve eşiyle birlikte dışarı çıktık. Eşlerimiz samimi ama bizim daha birkaç kez görüşme fırsatımız oldu. Bu görüşmeler esnasında ki gözlemlerim ve kadının eşiyle alakalı anlattıkları beni bunalımlardan bunalımlara sürükledi resmen.
Ben okulu bitirir bitirmez atandım ve hemen (severek)evlendim. Sonrasında işimden ihraç oldum. Yılların emeği hiç oldu gitti. O arkadaş okumamış eşinin iyi bir işi ve çok iyi imkanları var. Tabiri caizse bir eli yağda bir eli balda
Benim eşim ailem her daim maddi manevi destek olmasına rağmen asla aileme karşı yüzü gülmez. Ne zaman ailem gelse başı ağrıyor halsiz yorgun. Surat beş karış. Kendi ailesi de ne yaparsa yapsın hep en kıymetli.
Benim eşim asla misafir sevmiyor. Akraba arkadaş... vs kimi evime davet edecek olsam hep huzursuzluk çıkarıyor. Gelmelerine müsade etmiyor. Gelince bir şekilde beni ve gelen misafiri huzursuz ediyor.
Alıp satacağım her şeyi gereksiz görüyor. Gelen her faturadan sonra arıza çıkarıyor. Sürekli sana şöyle yapacağım şuraya götüreceğim neler yapacağım... vs anlatıyor. Zamanı geldi mi çok mu gerekli bunlar yani diyor. Oğlumu birkaç saat anneannesine emanet edip dinlenmek istesem sen ne biçim annesin bi çocuğa bakamıyorsun o sana muhtaç falan diye anneliğime sürekli laf ediyor. Evle alakalı bir işten yakınsam ama ben sana dedim çocukla evini eşini ihmal etmeden hepsini birlikte yürütebilecek misin diye saatlerce konuşuyor. Sonra okuduğum kitaba izlediğim diziye giydiğim kıyafete...her şeye karışıyor. Bunun gibi olumsuz bir çok şey sayabilirim ama daha fazla uzatmak istemiyorum.
Bir de bugün o arkadaşın eşine baktım. Bu dördüncü kez buluşmamız üçü dışarda oldu. Üçünde de oğlunu babaannesine bırakmıştı ve eşi sürekli ‘bizim hanım oğlana çok düşkün aklı hep onda, onsuz boğazından da zor geçer’ gibi sürekli kadının evladına düşkünlüğünden bahsetti. Ben o ara ağlayan oğlumu susturmaya çalışırken bir yandan da bir şeyler yemeye çalışıyordum. Sonra kadın ‘Allah razı olsun eşimde ailesi de beni bir gün üzmediler, bir dediğimi iki etmediler diyor. Gece 2 de olsa bir şey canım istese 2 saatlik yol olsun gider alır getirir diyor. Sadece beni değil ailemi de el üstünde tutar diyor. Yani benim eşimin tam zıttı
Sonra çocuklardan bahsediyoruz. Oğlum gece 12 de bir yatar sabah 12 ye kadar uyur diyor. Benim oğlumda gece 2lere kadar ağlar maksimum sabah 8 de uyanır( 2 saatte bir uyanarak o da)
Sonra tüm bu konuşmalar üstüne evlilik çok güzel bir şey Hele evlat sahibi olmak o hiç anlatılmaz değil mi diyor? Oğlum nasıl olursa olsun bir kez üff demedim şükürler olsun deyor. Ben de sessizce dinliyorum ve kendi kendime soruyorum...
Sahi gerçekten evlilik çok güzel miydi? Evlat nasıl olursa olsun anne asla şikayet etmez miydi? Ben iyi bir anne değil miydim? Şimdi ben bu kadını kıskanıyor muydum? Acaba ben ne zaman bu kadar zavallı bir kadın olmuştum.