Facebook'a ’Varlığımla terbiye olmayanı yokluğumla terbiye ederim’ yazdı ve...

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.826
898


Kahreden haber Eskişehir'den. 8’inci sınıf öğrenci olan ikisi de 14 yaşlarında N.F. ile E.Ç. adlı kızlar sulama kanalına atladı. E.Ç. çevredekiler tarafından kurtarılırken, N.F. kayboldu.

Ne yaptınız çocuklar!
Olay dün saat 15.00 sıralarında Çamlıca Mahallesi Elmalık mevkiindeki DSİ’ye ait sulama kanalında meydana geldi. Şehit Barış Öztürk Ortaokulu 8’inci sınıf öğrencileri olan N.F. ile E.Ç., ’Mutlu değiliz’ yazılı not yazıp, içerisinde defter ve kitapların olduğu okul çantaları ile montlarını su kıyısına bıraktıktan sonra, sulama kanalına atladı. Suda çırpınan kızları gören çevredekiler kanala doğru koştu. Kızlardan E.Ç.’yi köprü yakınında sudan çekip alarak dışarı çıkardı. Akıntıda çırpınan N.F. ise kısa süre sonra gözden kayboldu.


Kurtarılan E.Ç., 112 ambulansıyla Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan E.Ç.’nin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Olay yerine gelen Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekiplerinden 3 kişi, kanılın her iki tarafından tutularak gerilen ipe tutunarak suya girdi. Ekipler bu şekilde sudaN.F.’yi aradı. Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, Ankara’dan Emniyet Genel Müdürlüğü’nden dalgıç talebinde bulunduklarını, dalgıçların gelmesiyle kanalda geniş çaplı arama yapılacağını, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdi.

Bu arada hastanede tedavisi süren E.Ç.’nin sosyal paylaşım sitesi facebook’taki sayfasında ’Sen hep mutlu ol Yusuf’um’, ’Ölüm haberimi aldığında mutlu olacak insanlar var’, ’Sabah uykum gibi sevebileceğim biri lazım’ cümlelerini yazdığı belirtilirken, suda kaybolan N.F.’nin facebook’taki sayfasında ise olaydan sadece birkaç dakika önce ’Varlığımla terbiye olmayanı yokluğumla terbiye ederim’ cümlesini yazdığı görüldü. milliyet
 
şaka gibi ya. çok deli çağlar bunlar, ailelerin çok dikkatli olması lazım.
 
Ailelerin duygusal olarak arkadaşça bir bağ kurması gerekiyor çocuklarıyla. Ailelerinden ayrılmayı göze alabiliyorlarsa bence ailenin bencilliği yüzünden düşünüyorum. Çocuklar ölümü düşündüklerinde ailelerine bile tutunamamışlar. Bu yaşlar çok tehlikeli olabiliyor.
 
Doğru düzgün acı çekmemiş, şımarık kızlar .
Aşk acısı görünce ölümü düşünüyorlar böyle.
Kayıp olan da bulunur inşallah. Ama böyleleri çok mutlu olmaz, yazık.
 
Ah be yavrucaklar, bu yaşlarda aşkı ölümsüz sanıyorlar, sevdikleri insanla ömür boyu birlikte olacaklarını, bir daha hiç aşık olmayacaklarını zannediyorlar.
Dünya başlarını yıkılmış, hiç mutlu olamayacak gibi davranıyorlar

Offff çocuklar offf anne babalarınızın yüreğine indiriyorsunuz, biri kurtulmuş çok şükür, keşke diğeri de sağsalim kurtulsa
 
bence sosyal medya ergenlik çağındaki bazı çocukları çok etkiliyor, beğenilme arzusu, bak nasıl lafı koydu desinler arzusu vs..
 
Hepimiz cocukken böyle düsünmedikmi ? Hep böyle zamanlarda özellikle ilk asik oldugumuzda ilk kalbimizin acidigi zamanda annemizle babamizla dost gibi konusmayi hayal etmedikmi ? Öyle bir bag olmaliki aileyle cocuk arasinda ... cocuk herseyi anlatabilmeli .. icini dökebilmeli...
Aileden daha cok arkadas olabilmeli.... Maalesef cocuk bakmayi bilmeyen cok ebeveynlerimiz var
 
Ya ben anlamıyorum, benim de yeğenim 14 yaşında..Çocuğun tek derdi ingilizceden aldığı ortalama not..Biz de geçtik bu yaşlardan. Cidden anlayamıyorum


Kayıp olandan da haber gelir umarım, ama iyi haber geleceğini sanmıyorum
 
bence sosyal medya ergenlik çağındaki bazı çocukları çok etkiliyor, beğenilme arzusu, bak nasıl lafı koydu desinler arzusu vs..

Evet bu da çok etkili chess..Ben belimde hulohop çevirirdim, ip falan atlardım bu yaşlarda. Bilgisayarın b sini bilmezdik..
Dediğin gibi sosyal medya ve arkadaş çevresi çok etkiliyor çocukları.
 
bence sosyal medya ergenlik çağındaki bazı çocukları çok etkiliyor, beğenilme arzusu, bak nasıl lafı koydu desinler arzusu vs..



Ailelerinde çok etkisi var, geçenlerde burdaki bir topikte yazmıştım okuduysanız hatırlarsınız, çocuğun terbiyesi, ruhsal olarak sağlıklı yetişebilmesi için ailelere çok iş düşüyor, çocuğun her dediğini yapmak, onu hediyelere boğmak, al dediği herşeyi al demek değildir sağlıklı yetiştirmek.
Ya da ne bileyim yaptığı hiçbirşeyi görmemek değildir, birtek anneyle de olmuyor, babaya da çok görev düşüyor, kız çocuklarının büyük bir kısmı hala özellikle buluğ çağından itibaren baba sevgisinden mahrum bırakılıyor, büyüdü deyip kucağına almıyor baba, ona göre kızının vücudu ayıp hale geliyor.

Çocukları çok sevmek ve ilgilenmek gerekiyor, evdeki huzurda çok önemli, anne babanın ilişkisi sağlıklıysa çocukta huzurlu oluyor, babalık yeme içme barınma sağlamak değildir.

Ve mutlaka çocukla sürekli diyalog halinde olunmalı, sorunlarını anlatacak kişiyi evde bulabilmeli çocuklar.
 
maalesef çok ince bir çizgide gidip geldikleri yaşlar...

fakat ailesi ile saglam bir sevgi bagı olusturulan cocukların benzer davranıslarda bulunacagını düşünmüyorum.

hele varlıgını kanıtlamak ve terbiye etmek icin intihar etmek nasıl bir intikam duygusudur öyle?!
 
bu çocuklar ne yapıyor yahu? bu aileler nerede? ne kadar da başıboş bırakılmışlar. yazık. Allah hakkıyla ana baba olmayı nasip etsin..
 
Benimde kucuk kizim bu yaslarda . Allah anasina babasina sabir versin . İnanin kizlar bu devirde hicde kolay degil cokuklarla ilgilenmek . Bende 3 veled var . Psikolog oldum artik :))
Bu telefonlarin , internetin cocuklar uzerindaki etkisi felaket biz konusup anlasarak sinir koymakta vede denetimde bulduk careyi yoksa telefonla yatacak cocuklar
 
Ailelere çok iş düşüyor burada hayatta neyin daha önemli neyin önemsiz geçici şeyler olduğunu anlatması ilgilenmesi, dertleşmesi, arkadaş olması lazım öyle doğurdum dünyaya getirdim her ihtiyacını karşılıyorum, para veriyorum, istediği kıyafeti alıyorum filan demekle olmuyor. İlgi lazım, anlayış lazım hele bu yaştaki kız çocukları için bu çok önemli, takip önemli, iletişim önemli. Her istediği yapılan, gözünün içine bakılan çocuklarda sosyal hayatta biri tarafından reddedilince, sevilmeyince sanki herşey bitmiş gibi düşünüp tek acının derdin bu olduğunu başka derdin olamayacağını zannedip böyle kötü şeyler yapıyorlar. Gençlik çağları tabi o zamanlarda gerçekten hiç geçmez zannediliyor. Ama işte bir anlık bir şey mi dersin ne dersin ailelerin gözünü dört açması lazım.
 

Aynen katılıyorum, çocuk ailesine güven duyarsa, her başı sıkıştığında onlarla konuşabileceğini bilirse ve aile çocuklarının doğduğu günden itibaren birey olduğunu kabul ederse çocuklarda psikolojik sorunları pek görülmüyor ve ergenlik dönemi sıkıntıları kolay atlatılıyor.
Çocukların bir kısmı ne yazık ki aile içinde çocuk diye sıfatlandırılıp birey oldukları fikri kabul görmediğinden sorun yaşıyorlar.
Aileyi ilgilendiren her konu da fikirlerini almak, düşüncelerini öğrenmek, gideceği okul sosyal aktiviteler konusunda çocukların düşüncesine önem vermek lazım.

Birde en çok yapılan yanlış bebeklikten ergenliğe kadar farklı, ergenlikten itibarende farklı davranış ve kurallar olmamalı.
 

ben bu yazılanları birer tecrube olarak cıktısını alıp arsive koyayım her ebeveynin düşebilecegi hatalara da uyarı niteliginde...

boyle anlattıgın gibi yetistirilen bir cocugun ileriki yaşlarda da birey olarak daha özgüvenli, hayata karşı güçlü ve saglam karakterli olacagına inanıyorum,

aslında ebeveynler bebeklik/cocukluk cagında besin olarak yedirdiklerine dikkat ettikleri kadar sevgi-saygı konusunda da duygusal gelisimini ne ile beslediklerine dikkat etmeliler...
 
Son düzenleme:

Teşekkürler
Annelik duygusu her kadında oluyor ama anneliği çocuğunla öğreniyorsun, ilk doğduğu andan itibaren ne yapman gerektiğini öğretmeye başlıyor sana, ilk doğduğunda sanıyorsun ki senin gibi tepki veren, senin gibi düşünen biri doğdu, halbuki çocuğun da kendi karakteri, kendi doğru ve yanlışları, kendi zevkleri var.
Bunu kabullenip ona göre davranılmalı, sevgiyi dolu dolu vermeli ve her istediğini yapmamak, varlığı yokluğu beklemeyi öğretmek gerekiyor, birde çocuklara tutamayacağınız sözler vermeyin.
Söz vermeyi çok önemsiyorlar.
 
İşte tam da bu yüzden eğer kızımız olursa, bir ilişkisi olduğunda gelip erkek arkadaşını bizimle tanıştırmasını istiyorum. Sağolsun eşim de benimle artık aynı fikirde.

Çocukluktan genç kızlığa geçerken çok büyük duygu kırılmaları yaşanıyor, kolay iş değil gerçekten. Biz şımarık vs diyoruz kimi zaman, ama kişilik henüz oluşmamış, yaşadıklarının gerçekte ne olduğunun bile ayırdında değiller. Allah hiç kimseyi evlat acısıyla terbiye etmesin.
 

kızın çok şanslı mune

akranlarıma göre yine de bu konulara cok ozen gosteren bir annem vardı ama o söz olayı var ya... hala aklımdadır, kaç yaşına geldim onun "yaparız ederiz" cümlelerini duyunca rahatlamak yerine, istemsizce ona karşı bir güvensizlik oluşuyor.

yani söz vermenin dışında bazen geçiştirmek icin verilen yanıtlar daha sonra gercek manada söylense de etkisini yitiriyor...

çocugun kendi dogru ve yanlışları demissin ya, bir arkadaşım da annesinin söylediklerini koşulsuz kabullenmenin yanlış oldugunu bilmesine ragmen annesinin her dedigine evet demeyi bırakamadıgından ötürü hayatı zorlaştıgı icin terapiye gitme kararı aldı.

ufacık gordugumuz seyler yetişkinlik döneminde sürekli karşımıza cıkan engellere dönüsebiliyor...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…