• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

fikrinizi almak istiyorum

Valla ben iş için ne evladımı bırakırım ki sen evladını da alcakmışsın yanına ne de eşimi bırakırdım .

İş çok mu önemli ki canım ,gitmeyiver sen de..

Gözden uzak olan gönülden de ırak olurmuş diye bir söz vardır bilirsin boshayallersmile
 
yanlis anlama ama evliliginde sorunlar var da uzaklasmak icin bahane mi ariyorsun yoksa cidden ise atanmak mi istiyorsun?
ben senin yerinde olsam esimi askere yollar ben de istanbula atanirdim esim askerden geldikten sonra da istanbuldaki unilerden birine girmesi icin teklifte bulunurdum
madem her sekilde ayri kalcaksiniz iki kez ayri kalmayin bu zaman zarfinda esinizi askere yollayin..
 
kadrolu atanırsan git arkadaşım yarın ne olcağı belli olmaz zamanla ayarlanır birşeyler, atanıp da zamanında gitmeyen ve pişman biri olarak söylüyorum bunu da bil
 
şu an benim için ilk planda olan şey çocuğum zaten. ve devlette çalışma isteğim de çocuğumun eğitim hayatını garantiye alma bi nevi. çünkü özelde ne kadar çalışacağınız hiç belli değil. her an gönderilme durumuyla karşı karşıyasınız o yüzden paranıza güvenip hiçbişey yapamazsınız.(taksite girme,kredi alma, çocuğumu özel okula gönderme...vs.)

eşim henüz askerliğini yapmadı mesela. o gittiğinde yine çocuğum babasından ayrı kalacak. onunki mecburi peki benimki keyfi mi ? dediğiniz gibi aynı durum eşime olsa o hiç düşünmezdi eminim. söz konusu ben olunca hep birşeylerden fedakarlık yapmak zorunda kalıyorum.

askerlik meselesini söylediğin iyi oldu. dediğim gibi bu haksızlık canım. özel okulda veya dershanede sabahtan akşama kadar çalışıp, farenjit olmak, genç yaşta varisle uğraşmak bizim payımıza düşen. bak benim 32 yaşında arkadaşım var. kolejde çalışıyor. haftasonu kpss kursuna geliyor. maaşı da iyi. neden diye sorduk? çocuğumla vakit geçiremiyorum, işim çok yoğun o yüzden dedi. bi yıl hakkari'de kalmayı göze almış. eş durumundan gelirim diyor. işte türkiye'de kadın olmanın bedeli bu. hep sen fedakarlık yapmak zorundasın.
 
öncelikle "dul" gibi kavramlar benim dünya görüşümde yoktur
sonrasında ben hiç birzaman bir adam yurtdışına çıkınca çocuk babasız kalabilir demedim
başkası dediysede bilemem
zaten konuda o değil konuda konu sahibi arkadaş yani bayan eşden uzaklaşmayı düşünüyor, tersi değil
bu durumda annelik kavramı ve onun getirdiği sorumluluklar ağır basıyor
yoksa kimin ne yaptığı benim çokta umrumda değil herkesin hayatı kendine

bekâr olduğumu o yüzden yüksekten uçtuğumu söylediğiniz için bunu belirttim. ayrıca "dul gibi kavramlar benim dünya görüşümde yoktur" derken ne demek istediğinizi de anlayamadım. tecrübesiz olduğum için böyle konuşabildiğimi söyleyen sizdiniz. ben de mesele evlilik tecrübesi ise dul olmam bunu değiştirir mi diye sordum. her neyse.

anneliğin getirdiği sorumluluk herkese göre farklıdır. fedakarlık çocuk için kariyerinden, umutlarından, kişiliğinden, benliğinden vazgeçmek değildir bana göre. herkesin hayatı kendine ise "çocuğunu babasız bırakabilecek misin? buna değer mi?" gibi insanların vicdanını sızlatacak söylemlerden kaçının. fikir vermek ayrı şeydir, insana kendini kötü bir anneymiş gibi hissettirecek şeyler söylemek ayrı şeydir. bu yazıyı okuyan ve iş sebebiyle eşinden ayrı yaşayan insanların neler hissedebileceğini düşünün biraz.
 
bekâr olduğumu o yüzden yüksekten uçtuğumu söylediğiniz için bunu belirttim. ayrıca "dul gibi kavramlar benim dünya görüşümde yoktur" derken ne demek istediğinizi de anlayamadım. tecrübesiz olduğum için böyle konuşabildiğimi söyleyen sizdiniz. ben de mesele evlilik tecrübesi ise dul olmam bunu değiştirir mi diye sordum. her neyse.

anneliğin getirdiği sorumluluk herkese göre farklıdır. fedakarlık çocuk için kariyerinden, umutlarından, kişiliğinden, benliğinden vazgeçmek değildir bana göre. herkesin hayatı kendine ise "çocuğunu babasız bırakabilecek misin? buna değer mi?" gibi insanların vicdanını sızlatacak söylemlerden kaçının. fikir vermek ayrı şeydir, insana kendini kötü bir anneymiş gibi hissettirecek şeyler söylemek ayrı şeydir. bu yazıyı okuyan ve iş sebebiyle eşinden ayrı yaşayan insanların neler hissedebileceğini düşünün biraz.

neyi nasıl yazacağıma veya düşünceğime ben karar veririm
evet halende aynen görüşteyim ben olsam çocuğumu babasız büyütmek istemezdim
dediğim gibi ben olsaydım...
benim düşüncem ile kimse kendini kötü hissedeceğini sanmiyorum veya kimse kendini kötü anne hissedeceğinide sanmiyorum
herkes hayatıylan ilgili kararları kendisi verir ve buna göre yaşar
o yüzden başkasının fikri beni nasıl etkilemezse, başkasıda benim fikirlerimlen kötü hissedeceğini zannetmiyorum
 
neyi nasıl yazacağıma veya düşünceğime ben karar veririm
evet halende aynen görüşteyim ben olsam çocuğumu babasız büyütmek istemezdim
dediğim gibi ben olsaydım...
benim düşüncem ile kimse kendini kötü hissedeceğini sanmiyorum veya kimse kendini kötü anne hissedeceğinide sanmiyorum
herkes hayatıylan ilgili kararları kendisi verir ve buna göre yaşar
o yüzden başkasının fikri beni nasıl etkilemezse, başkasıda benim fikirlerimlen kötü hissedeceğini zannetmiyorum

düşüncenize karışan yok zaten. istediğinizi düşünüp istediğiniz şekilde uygularsınız. ama başka insanlar sizin gibi düşünmüyor diye onlara kötü bir anne olduklarını hissettirecek şeyler yazamazsınız.

mesela ben de sizinle ilgili şeyler düşünüyorum. yazmamı ister misiniz? ne de olsa bana da kimse karışamaz.

birincisi bu imlâ ile yazdıklarınızı anlamakta çok zorlandım. "hayatıylan" şeklinde bi yazım yoktur. ayrıca dahi anlamındaki de'ler de sözcüklerden ayrı yazılır. gerçekten çok kötü bi imlanız var.

ikincisi kimsenin sizin yazdıklarınızla kendisini kötü anne olarak hissettiğini sanmadığınızı belirtmişsiniz. bu konuda size ben de katılıyorum. bu imlayla yazılan bir yazıyı pek de ciddiye almamak lâzım.
 
düşüncenize karışan yok zaten. istediğinizi düşünüp istediğiniz şekilde uygularsınız. ama başka insanlar sizin gibi düşünmüyor diye onlara kötü bir anne olduklarını hissettirecek şeyler yazamazsınız.

mesela ben de sizinle ilgili şeyler düşünüyorum. yazmamı ister misiniz? ne de olsa bana da kimse karışamaz.

birincisi bu imlâ ile yazdıklarınızı anlamakta çok zorlandım. "hayatıylan" şeklinde bi yazım yoktur. ayrıca dahi anlamındaki de'ler de sözcüklerden ayrı yazılır. gerçekten çok kötü bi imlanız var.

ikincisi kimsenin sizin yazdıklarınızla kendisini kötü anne olarak hissettiğini sanmadığınızı belirtmişsiniz. bu konuda size ben de katılıyorum. bu imlayla yazılan bir yazıyı pek de ciddiye almamak lâzım.

eleştirecek başka bişey bulamayınca direk yazı stilimi yargılamaya başlamısınız
ne komik...
evet dediğin gibi kötü bi imlam olabilir
lakin hiç türkiyede okula gitmedim
yurtdışında doğdum büyüdüm
ancak bukadar yani
kötü imlamdam dolayı insanlar bugüne kadar beni hiç küçük gördüğü olmadı,ciddiye alınmadığımda olmadı
belkide insanlar böyle ufak tefek konulara takılmadığından, nasıl söylediğimden çok neyi söylediğime değer verdikleri içinde olabilir
bilemiyorum tabii insalar çok farklı başka bir konu bulamayınca böyle ufak tefek sorunlara takılanlarda var demekki...
neyse daha fazla uzatıp konu sahibini konusunun dağılmasını istemiyorum
 
eleştirecek başka bişey bulamayınca direk yazı stilimi yargılamaya başlamısınız
ne komik...
evet dediğin gibi kötü bi imlam olabilir
lakin hiç türkiyede okula gitmedim
yurtdışında doğdum büyüdüm
ancak bukadar yani
kötü imlamdam dolayı insanlar bugüne kadar beni hiç küçük gördüğü olmadı,ciddiye alınmadığımda olmadı
belkide insanlar böyle ufak tefek konulara takılmadığından, nasıl söylediğimden çok neyi söylediğime değer verdikleri içinde olabilir
bilemiyorum tabii insalar çok farklı başka bir konu bulamayınca böyle ufak tefek sorunlara takılanlarda var demekki...
neyse daha fazla uzatıp konu sahibini konusunun dağılmasını istemiyorum

savunduğunuz fikir neresinden bakarsak bakalım elimizde kalıyor. insanlara "sen bekarsın bilmezsin.", "çocuğunu babasız büyütmeye değer mi?" ithamlarda bulanacağınıza kendinizle ilgilenin bence.

imla meselesi size göre ufak tefek olabilir. bana göre değil. bir insanın imlasının kötü olması temel eğitiminde eksik olduğunu ve bu eksiğe rağmen kendini geliştirmek için bir çaba harcamadığını gösterir. kendisiyle ilgilenmeyen bir insanın dağıttığı akıla da ihtiyacım yok. ben bekarım siz evlisiniz. siz tabiki daha çok şey bilirsiniz efendim. biz susalım evliler konuşsun. olur mu? veya sizin anlayabileceğiniz şekilde olurmu? arkadaşın konusunu mahvetmemek adına size artık cevap vermeyeceğim. zaten ben bekarım bu işlerden anlamam.
 
savunduğunuz fikir neresinden bakarsak bakalım elimizde kalıyor. insanlara "sen bekarsın bilmezsin.", "çocuğunu babasız büyütmeye değer mi?" ithamlarda bulanacağınıza kendinizle ilgilenin bence.

imla meselesi size göre ufak tefek olabilir. bana göre değil. bir insanın imlasının kötü olması temel eğitiminde eksik olduğunu ve bu eksiğe rağmen kendini geliştirmek için bir çaba harcamadığını gösterir. kendisiyle ilgilenmeyen bir insanın dağıttığı akıla da ihtiyacım yok. ben bekarım siz evlisiniz. siz tabiki daha çok şey bilirsiniz efendim. biz susalım evliler konuşsun. olur mu? veya sizin anlayabileceğiniz şekilde olurmu? arkadaşın konusunu mahvetmemek adına size artık cevap vermeyeceğim. zaten ben bekarım bu işlerden anlamam.

kesinlikle her kelimeye katılıyorum.
şunu merak ediyorum
bu bayan, allah korusun eşinden problemleri oldu boşandı.
sağlam bir işi olmadığında,
zor durumda kaldığında yakınırken
yine aynı şeyleri söyleyebilecek misiniz?
 
bence bebeğinizle gidecekmişiniz gidin.bir bayan ayaklarının üstüne basmalı yarın neolacağımız belli değil.kendinizi garantiye almış olursunuz bide bebeğinizin geleceği için daha iyi.ben olsam giderdim bu benim görüşüm tabikide.dünyada okadar güvendiğimiz insanlar bizleri yarı yolda bırakıyo herşeyi düşünün geleceğiniz için olacak herşey.
 
kesinlikle her kelimeye katılıyorum.
şunu merak ediyorum
bu bayan, allah korusun eşinden problemleri oldu boşandı.
sağlam bir işi olmadığında,
zor durumda kaldığında yakınırken
yine aynı şeyleri söyleyebilecek misiniz?

tebrikler yazımda yarın boşanma olursa diye yazmak istemedim belki ağır bir kelime olur diye.ama çok haklısın bayan ayaklarının üstüne basmalı eline geçen fırsatı değerlendirmeli
 
tebrikler yazımda yarın boşanma olursa diye yazmak istemedim belki ağır bir kelime olur diye.ama çok haklısın bayan ayaklarının üstüne basmalı eline geçen fırsatı değerlendirmeli

hadi tamam problem yok boşanma olmadı diyelim ki olmasın da inşallah
bayan gitse bile evliliğin yürümesi için mesafeler engel değilki.
evliliklerin sorumluluk paylaşımından çok, kalp bağı ile yürüdüğüne inanırım.
ben de evliyim ve yaz sonu yurtdışına yüksek lisans için gitmeyi düşünüyorum tabii benim problemlerim var, o ayrı
ben gitmemin evliliğimde sorunlarımı atlatmamda da yardımcı olacağına inanıyorum mesela.
 
canım öncelikle vereceğin karar ne olursa olsun senin için hayırlı olmasını dilerim. sana tek diyebileceğim kadrolu olma imkanın varsa ve 1-1,5 yıl eşinden ayrı kalmayı başarabilirim ve bir araya geldiğimizde hayatımıza aynen devam edebilirim diyebiliyorsan başvur ama sözleşmeli olarak çalışma durumu söz konusuysa pek olumlu bakamayacağım çünkü bu eşinden en az 3 yıl ayrı kalmayı göze almak demektir. en az diyorum çünkü bu süre daha da uzayabilir. sen de eşin de ve en önemlisi bebeğiniz de bu süreçte çok ciddi sorunlar yaşayabillirsin. hele bebek psikolojisini düşününce iki kere düşünmek gerekir...
geçen sene eşimin işyerinde yaşadığı bir sorun yüzünden bulunduğumuz ilin en uzak ilçesinin en uzak köy karakoluna sürgün gitti 1-1,5 ay sonra ben de geçici görevlendirme ile yanına gittim sonrası eşim ve 6 aylık bebeğim için gittim ve en büyük sıkıntıyı ben yaşadım ama şimdi diyorum ki evet çok zorlandım ama iyi ki eşimle beraberim ve bebeğim babasını görerek büyüyor...
en başta da dediğim gibi senin için en hayırlısı ne ise o olsun canım...
 
yorumlarınız için teşekkür ediyorum. gerçekten zor bir karar. bi de eşim hiç desteklemiyor bu konuda. kendi kararın ama benim hiç gönlüm yok diyor. maddi anlamda da bu duruma ihtiyacımız var. napacağımı bilmiyorum. tercihler cuma günü bitiyor. o zamana kadar karar vermem gerekiyor.
 
Herhangi bir konuda en doğru yorumu yapabilmek için o konuda uzmanlaşmış olmak gerekir.
Aksi halde ne yazarsam yazayım bu bana göre olacaktır.
Ben olsam eşimle kalırdım.Ben olsam böyle bir tercihte eşiminde benimle kalmasını isterdim ve eşimde benimle daha da doğrusu bizimle kalırdı.Ama;
Bu tabii ki doğru olan diyemem,bu benim doğrum.Sanırım siz gitme kararını almışsınız ama sadece eşinizden onay alamamak kafanızda soru işareti oluşturmuş.Eğer bu gitmenin evliliğinize zararı olmayacağına kanaat getirir iseniz göze alır ve gidersiniz.
Ben gitmezdim dedim ya;benim için hayatımda olanların sıralamasına göre konuştum.Büyük konuşmadım yani!
Üstelik yazdıklarınızdan çok gitmek istediğinizi anlıyorum.Bu durumda eğer gitmemeyi seçerseniz bu eşinizle aranızda kapanmaz bir konu olacaktır.Her fırsatta bunu eşiniz yüzünden yapamadığınızı vurgulamakta evliliğinizin huzurunu kaçırabilir.Bunu da düşünün isterim.


Not:Konu birara T.D.K imla kılavuzuna dönüşmüş.Bu konuda eleştiri yapacak kadar söz sahibi olup insanları eğitimsizlikle suçlayanlar sanırım güzel türkçemizde cümleye büyük harf ile başlandığınıda bilirler muhakkak.Bilirler de sadece hızlı yazmak için dikkat etmiyorlardır tıpkı belki de aynı sebebten -de -da eklerini ayırmayanlar gibi
 


Not:Konu birara T.D.K imla kılavuzuna dönüşmüş.Bu konuda eleştiri yapacak kadar söz sahibi olup insanları eğitimsizlikle suçlayanlar sanırım güzel türkçemizde cümleye büyük harf ile başlandığınıda bilirler muhakkak.Bilirler de sadece hızlı yazmak için dikkat etmiyorlardır tıpkı belki de aynı sebebten -de -da eklerini ayırmayanlar gibi


güzel türkçemizden konu açılmışken kısaltmaların arasına nokta konulmaz. de ve da ek değildir, bağlaçtır. bu nedenle -de, -da diye yazılamaz. zira "-" kendisinden önce bir sözcüğe bağlı olduğunu gösterir ekin. ekler için kullanılır. cümleye küçük harfle başlamamın sebebi de sizin de dediğiniz gibi hızlı yazma isteğim değil caps lock tuşumun kopuk olmasıdır. yeni bir klavye alabilirsem o zaman büyük de yazarım. kaldı ki tamamen hızlı yazma isteğimden de olabilirdi. bu benim cümlenin ilk harfini büyük yazmayı bilmediğimi göstermez. ama türkçeyi savunurken de bağlacına ek demek temel eğitimde sorunlar olduğunu gösteriyor. bilmiyorsak susalım, konuşmayalım. sizin de dediğiniz gibi bazı konularda konuşurken bilgi sahibi olmak gerekiyor.
 
güzel türkçemizden konu açılmışken kısaltmaların arasına nokta konulmaz. de ve da ek değildir, bağlaçtır. bu nedenle -de, -da diye yazılamaz. zira "-" kendisinden önce bir sözcüğe bağlı olduğunu gösterir ekin. ekler için kullanılır. cümleye küçük harfle başlamamın sebebi de sizin de dediğiniz gibi hızlı yazma isteğim değil caps lock tuşumun kopuk olmasıdır. yeni bir klavye alabilirsem o zaman büyük de yazarım. kaldı ki tamamen hızlı yazma isteğimden de olabilirdi. bu benim cümlenin ilk harfini büyük yazmayı bilmediğimi göstermez. ama türkçeyi savunurken de bağlacına ek demek temel eğitimde sorunlar olduğunu gösteriyor. bilmiyorsak susalım, konuşmayalım. sizin de dediğiniz gibi bazı konularda konuşurken bilgi sahibi olmak gerekiyor.

Vermiş olduğunuz cevap tıpkı benim ki gibi yanlışlarla dolu inanın.
Neden?Çünkü insanız ve hiçbirimiz mükemmel değiliz.
Ben mesajınıza karşılık verdim çünkü;
Bir insana eğitimsiz demek hem de durduk yere klavye kahramanlığından başka bişey gibi durmadı benim gözümde.O şahıs adına üzüldüm ve aslında sizinde eleştirdiğiniz şeyde herşeyi bilmediğinizi göstermek istedim.Tıpkı benim gibi...Yok birbirimizden farkımız koysalar teraziye,üç aşağı beş yukarı denktir kefe.İnsanız neticede!
Hayırlı geceler...
 
Back
X