Fransız sevgilimden evlenme teklifi aldım, mutluyum ama bir konu var..

Selam hanımlar, hatırlarsınız buraya açtığım konular olmuştu Fransız Paul ile ilgili. İlişkiye dönmeyen flörtten bahsetmiştim karşılaşmamızdan bahsetmiştim. O günden beri adeta filmlerden fırlayan kareler gibi yollarımız tekrar kesişti ve bu sefer su gibi aktı herşey, sevgili olduk ve ben bir anda tutkulu bir aşka yelken açmış buldum kendimi.. İşler ilerledi ve geçen hafta evlenme teklifi etti bana, mutluyum çok.

Hatırlarsınız 15 yıl boyunca sevgilim olmadığını, kariyer yaptığımı ve doktoralı bir hukukçu olduğumu söylemiştim. Ara sıra üzülürdüm sevgilimin olmayışına aşksızlığa meğer boşuna üzülmüşüm meğer herşeyin zamanı varmış herşey en doğru zamanını beklermiş ve iyi ki de sevgilim olmamış gerçekten ilişkilerde yıpranmamışım ve canım aşkım çıktı karşıma. Herşey hayal dahi etmediğim kadar güzel gidiyor. Ama bu güzel tabloda beni düşündüren bir konu var ne yapacağımı bilemiyorum. Paul'un çalıştığı şirket onu yeni ofiste görevlendirecekmiş ve o ofis de ABD'de, New York'ta. Evlenirsek New York'a taşınmak zorunda kalacağız yani. Ailemden akrabalarımdan, sevdiklerimden uzak olacağım ve bir de çok uzak kaç saatlik yol, ha deyince gidemezsin. Ve tabi kariyerim sözkonusu. Ben hukukçu olarak iş bulabilir miyim oralarda? Paul illa da çalışmak zorunda değilsin, kazancım gayet yeterli diyor ama ben bir erkeğin eline asla bakamam. Ayrıca salt para meselesi de değil evde tüm gün oturamam ben, çalışmayı kariyerimin olmasını üretmeyi seviyorum. Düşün düşün çıkamadım işin içinden. Ve burda New York'ta yaşayan hukuk mezunu var mı bana yol gösterebilecek acaba?
New York'ta yaşamıyorum o konuda yardımcı olamayacağım ama bu konuyu çok iyi hatırlıyorum maşallah demeye geldim. Çok aşıktınız birbirinizi yeniden bulmanıza çok sevindim. İnşallah her şey hayal ettiğinizden bile daha güzel olur 🧿
 
Selam hanımlar, hatırlarsınız buraya açtığım konular olmuştu Fransız Paul ile ilgili. İlişkiye dönmeyen flörtten bahsetmiştim karşılaşmamızdan bahsetmiştim. O günden beri adeta filmlerden fırlayan kareler gibi yollarımız tekrar kesişti ve bu sefer su gibi aktı herşey, sevgili olduk ve ben bir anda tutkulu bir aşka yelken açmış buldum kendimi.. İşler ilerledi ve geçen hafta evlenme teklifi etti bana, mutluyum çok.

Hatırlarsınız 15 yıl boyunca sevgilim olmadığını, kariyer yaptığımı ve doktoralı bir hukukçu olduğumu söylemiştim. Ara sıra üzülürdüm sevgilimin olmayışına aşksızlığa meğer boşuna üzülmüşüm meğer herşeyin zamanı varmış herşey en doğru zamanını beklermiş ve iyi ki de sevgilim olmamış gerçekten ilişkilerde yıpranmamışım ve canım aşkım çıktı karşıma. Herşey hayal dahi etmediğim kadar güzel gidiyor. Ama bu güzel tabloda beni düşündüren bir konu var ne yapacağımı bilemiyorum. Paul'un çalıştığı şirket onu yeni ofiste görevlendirecekmiş ve o ofis de ABD'de, New York'ta. Evlenirsek New York'a taşınmak zorunda kalacağız yani. Ailemden akrabalarımdan, sevdiklerimden uzak olacağım ve bir de çok uzak kaç saatlik yol, ha deyince gidemezsin. Ve tabi kariyerim sözkonusu. Ben hukukçu olarak iş bulabilir miyim oralarda? Paul illa da çalışmak zorunda değilsin, kazancım gayet yeterli diyor ama ben bir erkeğin eline asla bakamam. Ayrıca salt para meselesi de değil evde tüm gün oturamam ben, çalışmayı kariyerimin olmasını üretmeyi seviyorum. Düşün düşün çıkamadım işin içinden. Ve burda New York'ta yaşayan hukuk mezunu var mı bana yol gösterebilecek acaba?
Ben de amerikadayım net York’a yakın, gel takılırız 🤩 hukuk malesef sıkıntılı, belki burada Yüksek lisans yaparsın. O şekilde bir iş fırsatın olabilir. Onun dışında Türkiye eğitimi - hukuk alanında- geçerli değil diğer ülkelerde genelde…
 
Yabancı dilde, İngilizce konusmak için gidip Arap mı buldunuz?
Hayır alakası yok ben zaten eşimle şans eseri tanıştım, ama yabancı bir çok arkadaşım olduğu için (dil kursuna gidiyodum o dönem) çekinmeden konuşabildim onunla, ben arapların hep kendi dilini konuştuğunu düşünürdüm kendi aralarında bile ingilizce konuşuyolar nerdeyse. Tabi bu ülkeden ülkeye değişiyodur bencr.
 
Dilciyiz demişsin ya , onu sordum 🙄
Canısı bizim zamanımızda, şu an nasıl bilmiyorum, lise 2’den itibaren herkes alan seçiyordu. Sayısal, sözel, eşit ağırlık ve dil bölümü vardı. Hangisini okursan da o bölümün sonuna -cı, -ci eki getirilir.

Biz sayısal dersleri değil, tarih coğrafya edebiyat gibi sözel dersleri gördük bir de bolca İngilizce dersleri vardı. Anadolu liseliler ek olarak Almanca da gördü, sevgilim gibi ama ben düz lise mezunuyum, sadece İngilizce öğrendik.

Üniversiteye başvururken de dil ya da sözel puanıyla gideceğin yerlere başvurabiliyordun. Biz genel yetenek sınavından sonra İngilizce sınavına girdik. İngiliz dili edebiyatı, İngilizce öğretmenliği, mütercim tercümanlık gibi bölümler arasından tercih yaptık.
 
Yazmayayım dedim ama dayanamadım. Sanırsın Latinle falan evlenmiş. Arap kültürüyle Türk kültürü çok çok benzer. Arap erkeğinin ne farkı var?
Bir anımı da eklemek isterim; bir gün çok yakın arkadaşımın Arap komşusu arkadaşımı kapı önünde paspal haliyle görmüş demiş ki sonradan “Biz erkeklerimiz ikinciyi üçüncüyü almasın diye evde bile üst düzey süsle geziyoruz siz bakımsız olsanız da eşleriniz ikinciyi üçüncüyü getirmiyor sırrınız ne?” Yani iki kültür arasında bir fark varsa o da çok eşliliğin yasal ve toplumdaki ahlaki durumu. Geri kalan bir çok şey aynı. Türk erkeğiyle de gayette yapardınız.
Kendini öyle tatmin ediyor çünkü her türk erkeği aynı olmayacağı gibi her arapta aynı değildir....ben 2 Türkle evlendim biri ayı idi...şu an ki eşim ise anlatamadigim kadar güzel huyları olan bir insan.. resmen hayallerdeki prens ...sonuç olarak herkesin hayatında mutlu olsun da ben misal bir arapla yapamazdık felan diye asla dememde dusunmemde gözüm ve aklım kocamdan başkasını görmez düşünmez ama o kişi oturup bunu düşünmüş enteresan yani ..biraz şey var kendini kanitlama çabası ben mutluyum arapla evlensem dahi gibi gibi
 
Kendini öyle tatmin ediyor çünkü her türk erkeği aynı olmayacağı gibi her arapta aynı değildir....ben 2 Türkle evlendim biri ayı idi...şu an ki eşim ise anlatamadigim kadar güzel huyları olan bir insan.. resmen hayallerdeki prens ...sonuç olarak herkesin hayatında mutlu olsun da ben misal bir arapla yapamazdık felan diye asla dememde dusunmemde gözüm ve aklım kocamdan başkasını görmez düşünmez ama o kişi oturup bunu düşünmüş enteresan yani ..biraz şey var kendini kanitlama çabası ben mutluyum arapla evlensem dahi gibi gibi
O yorumu yapan kişi 23 yaşında galiba 4 yıllık evli hayatı , insanları çok fazla tanıdığını düşünmüyorum. İnsanlar verdikleri kararların doğruluğunu ispatlamak için ekstra çabalayabiliyor
 
Ben sana bakarım gel diyen tek erkek tanıyorum o da ex nişanlım olan hıyartoydu. Onu da bana değil 5 para etmez iskeletor bir ablaya söylemişti :bicak: Sonra iskeletor buna tekmeyi atıp paralara konmuş idolümsün iskeletor gel bul beni:deli:

Ahaha Allah kurtarmış seni :KK70:

Annem Almanya'daki büyümüş hep söyler orada çocuklar bile belli bir yaştan sonra çalışıp eve ailesine kira gibi para ödüyor diye. Kaldı ki karı koca/sevgili yapacak bunu.
 
Araplar kendi aralarında bile ingilizce konuşur çünkü kendi ana dillerinde anlaşamazlar. Bin tane lehçe var. Sokak dili yöreden yöreye değişir. Onca lehçeye hakim olmaktansa ingilizce ortak bir anlaşma dili olarak kullanılır. Yani bi bakıma mecburiyetten. Dile maruz kala kala öğreniyorlar. Türkiyede ingilizce aslında çok güzel öğretiliyor ama gerek ihtiyaç duyulmadığından, gerekse çok fazla maruz kalınmadığından İngilizce konuşabilme oranı çok yaygın değil. İlgi meselesi bir de tabi. Ayrıca insanları ırklarına göre ayırmayı bir tarafa bırak, cinsiyet olarak bile ayırmayı doğru bulmuyorum çoğu zaman. Her yerde iyi insan kötü insan var. Milliyet vs değiştirmiyor bunu. Bir de bu konu inandırıcı değil. Mevzu yurt dışı vs değil, önceki konularla bakınca tutarsızlık var. Nasıl daldan dala bir konu oldu yalnız. 🤣
 
Ahaha Allah kurtarmış seni :KK70:

Annem Almanya'daki büyümüş hep söyler orada çocuklar bile belli bir yaştan sonra çalışıp eve ailesine kira gibi para ödüyor diye. Kaldı ki karı koca/sevgili yapacak bunu.
kız hepsi öyle değil benim eşimde Avrupadan maaşı falanda iyi oda bana demişti çalışmasan da olur diye. Ben tabi çalışıyorum ama evin hiçbir masrafına beni ortak etmez mesela onun maaşı benden çok daha iyi olduğu için
Her konu gibi bunda da genelleme yapmamak lazım :)
 
kız hepsi öyle değil benim eşimde Avrupadan maaşı falanda iyi oda bana demişti çalışmasan da olur diye. Ben tabi çalışıyorum ama evin hiçbir masrafına beni ortak etmez mesela onun maaşı benden çok daha iyi olduğu için
Her konu gibi bunda da genelleme yapmamak lazım :)

Yabancı mı eşin?

Demek ki onlarda da bizimkilerin kafasından olanlar var 😅
 
Canısı bizim zamanımızda, şu an nasıl bilmiyorum, lise 2’den itibaren herkes alan seçiyordu. Sayısal, sözel, eşit ağırlık ve dil bölümü vardı. Hangisini okursan da o bölümün sonuna -cı, -ci eki getirilir.

Biz sayısal dersleri değil, tarih coğrafya edebiyat gibi sözel dersleri gördük bir de bolca İngilizce dersleri vardı. Anadolu liseliler ek olarak Almanca da gördü, sevgilim gibi ama ben düz lise mezunuyum, sadece İngilizce öğrendik.

Üniversiteye başvururken de dil ya da sözel puanıyla gideceğin yerlere başvurabiliyordun. Biz genel yetenek sınavından sonra İngilizce sınavına girdik. İngiliz dili edebiyatı, İngilizce öğretmenliği, mütercim tercümanlık gibi bölümler arasından tercih yaptık.

Ben çaktım kız, gençler anlamaamış olabilir bizim zamanımızda sayısal, sözel, eşit ağırlık bir de dila alnı avrdı :KK76:
 
Selam hanımlar, hatırlarsınız buraya açtığım konular olmuştu Fransız Paul ile ilgili. İlişkiye dönmeyen flörtten bahsetmiştim karşılaşmamızdan bahsetmiştim. O günden beri adeta filmlerden fırlayan kareler gibi yollarımız tekrar kesişti ve bu sefer su gibi aktı herşey, sevgili olduk ve ben bir anda tutkulu bir aşka yelken açmış buldum kendimi.. İşler ilerledi ve geçen hafta evlenme teklifi etti bana, mutluyum çok.

Hatırlarsınız 15 yıl boyunca sevgilim olmadığını, kariyer yaptığımı ve doktoralı bir hukukçu olduğumu söylemiştim. Ara sıra üzülürdüm sevgilimin olmayışına aşksızlığa meğer boşuna üzülmüşüm meğer herşeyin zamanı varmış herşey en doğru zamanını beklermiş ve iyi ki de sevgilim olmamış gerçekten ilişkilerde yıpranmamışım ve canım aşkım çıktı karşıma. Herşey hayal dahi etmediğim kadar güzel gidiyor. Ama bu güzel tabloda beni düşündüren bir konu var ne yapacağımı bilemiyorum. Paul'un çalıştığı şirket onu yeni ofiste görevlendirecekmiş ve o ofis de ABD'de, New York'ta. Evlenirsek New York'a taşınmak zorunda kalacağız yani. Ailemden akrabalarımdan, sevdiklerimden uzak olacağım ve bir de çok uzak kaç saatlik yol, ha deyince gidemezsin. Ve tabi kariyerim sözkonusu. Ben hukukçu olarak iş bulabilir miyim oralarda? Paul illa da çalışmak zorunda değilsin, kazancım gayet yeterli diyor ama ben bir erkeğin eline asla bakamam. Ayrıca salt para meselesi de değil evde tüm gün oturamam ben, çalışmayı kariyerimin olmasını üretmeyi seviyorum. Düşün düşün çıkamadım işin içinden. Ve burda New York'ta yaşayan hukuk mezunu var mı bana yol gösterebilecek acaba?
Fransa'da hukuk alanında ne iş yapıyordunuz acaba?
 
X