Gelecekte tv nasıl izlenecek ?

ema1

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdlr
Pro Üye
10 Ağustos 2009
26.021
18.162
Serdar Turgut
Düzen bozucular
27 Mayıs 2014 Salı,
09:KK48:38 Güncelleme:
10:KK9:33
ALIŞTIĞIMIZ medya düzeni, hem yazılı hem
de görsel olarak çöküyor. Çökerken yeni
düzenin kurulma süreci de yaşanıyor, yani
yapıcı bir yıkım süreci bu.
Bu süreçte "disrupters" diye adlandırılan,
benim "düzen bozucular" diye çevirdiğim
bazı devrimci girişimciler ortaya çıkıyor.
Bu girişimciler öyle yeni ve devrimci fikirleri
hayata geçiriyorlar ki, bir yandan büyük
paralar kazanırken diğer taraftan yeni
fikirleriyle eski düzene ölümcül bir darbe
vurup yeni kurulan düzeni güçlü bir şekilde
tanımlıyorlar. Onları izlerken bile insanın başı
dönebiliyor.
Ben geçen hafta boyunca New York'ta bu
düzen bozucuların önemli bölümünü
dinleme ve onlardan öğrenme fırsatını
buldum. IWNY (Internet Week New York)
etkinlikleri boyunca. Bu "düzen bozucular/
yeni düzeni kuranlar", bizlere medyada
geleceğin ne olacağını anlattılar.
Washington Post'un executive direktörü
Martin Baron, yakın bir gelecekte çeşitli
markaların kendi medya tanımları içinde
gazetelerin de mutlaka olacağını, ancak
gazetelerin önem ve ağırlıklarının medya
tanımındaki diğer unsurlara göre azalmış
olacağını söyledi. Gelecekte dijital yayıncılık
ve özellikle akıllı telefonlara yönelik yayınlar
ağırlık kazanacak, temel medya büyümesi
akıllı telefonlardan gelecek.
Washington Post'un yaptığı bu tespite VICE
MEDlA'nın kurucusu ve CEO'su Shane Smith,
FACEBOOK'un kurucularından olan ve şu
anda The New Republic Dergisi'nin sahibi ve
yayın yönetmeni Chris Hughes, VOX
MEDlA'nın kurucusu ve CEO'su Jim Bankoff,
Guggenheim Media'nın başkan yardımcısı
Janice Min de (aynı zamanda Hollywood
Reporter'ın yayın yönetmeni) katılıyorlar.
Yani gelecekte bir medya şirketinin sahip
olduğu medya varlıkları bileşimi içinde,
hangisinin öneminin azalacağı, hangisinin
ise artacağı yönünde bir tür konsensüs var
diyebiliriz.
NASIL ÇALIŞIYORLAR?
Bu düzen bozucuların nasıl çalıştıklarını en
net biçimde, televizyonun geleneksel izlenme
biçiminin (buna linear TV deniliyor) nasıl
değiştiğinin ve yeni televizyon izleme
tarzının nasıl olacağının tartışıldığı
programlarda gördüm.
USA Today Gazetesi'nin medya köşe yazarı
Michael Wolff'un sorularını sahnede
cevaplayan AEREO'nun CEO'su Chet
Kanojia'nın seansları son derece ilginçti.
Konuşmaya elindeki bir kuruştan daha
küçük boyuttaki cismi bizlere göstererek
başlayan Michael Wolff, bunun ne olduğunu
bilip bilmediğimizi sordu.
Bilemedik tabii ki. O minik cisim, AEREO'nun
yaratıp patenlediği 21'inci yüzyılın yeni dijital
televizyon anteniymiş. Ve bunlardan
milyonlarca üretmişler. Eğer siz AEREO'nun
sistemini kullanmak isterseniz her ay belirli
miktar bir para karşılığında (8 dolar) bu
dijital antenlerden bir tanesini
kiralıyorsunuz.
O anten sizin hesabınıza ayrılıyor. Ve o minik
alet, Amerikan TV yayıncılığında istediğiniz
her kanalın yayınını alıp size yolluyor ve siz
akıllı televizyonunuzda istediğiniz bütün
kanalları ayda sadece 8 dolara
izleyebiliyorsunuz. Bunun, kablolu
yayıncılığın kurduğu pahalı düzeni nasıl
yıkmaya başladığını umarım
görebiliyorsunuz.
Ayrıca NETFLIX'in programlardan sorumlu
müdürünün anlattıkları olağanüstü
düşündürücüydü. Ona göre bundan sonra
televizyon programlarını istediğimiz zaman,
istediğimiz sırayla ve istediğimiz yerde
izleyecektik. Yani alıştığımız programlama
türleri, linear TV izlemek, bir dizinin devamını
görmek için bir hafta beklemek gibi
hareketler artık sona ermişti ve internet TV,
streaming TV tarafından güç, izleyicinin eline
verilmişti.
Anlayacağınız, medyada alışılan ve değişmez
sanılan bütün kalıplar yıkılıyor. Evdeki ekran
ve TV anteni veya kablolu bağlantısından
oluşan TV linear yayıncılığı artık bitti. Aynı
şekilde bir gün öncesinin haberlerini
gazetede belirli ve sabit bir biçimde veren
eski yazılı basın anlayışı da değişmek
zorunda. Bu eski anlayışı geleneksel
mimariye benzetebiliriz. Bu benzetmeyi
Responsive Design'ın kurucusu Ethan
Marcotte yapıyor.
Tüketicilerin, yani medyayı kullananların
arzuları, talepleri ve beklentileri değişti. Ama
gazeteler hep alıştıkları aynı formattaki
fiziksel yapılarıyla buna karşılık vermeye
çalışıyorlar.
Mimaride de hep aynı problem var. Fiziksel
yapılar bir kez yapıldılar mı, onları
kullananların arzuları, talepleri değişse de bu
yapılar fiziksel olarak bu taleplere karşılık
veremiyorlar.
Ama internet ve dijital yayıncılık bu problemi
çözmüş durumda. Tüketicinin arzularına
göre tasarımını değiştiren ve Responsive
Design tarafından tasarlanmış dijital yayınlar,
aynı zamanda içeriklerini de bu taleplere
göre ayarlayınca eski yapılar tamamen
çöküyor, yeni olan kuruluyor.
Şimdi yeni düzende her şey daha
demokratik, her şey kişiselleşmiş ve
tüketicinin arzu ve taleplerine karşılık veren
içerikler var. TV ve gazete dünyası hızla
değişiyor, bizim de buna uyum sağlamamız
gerekiyor. Bizim de bir an önce,
gelenekselleşmiş yapılarımızı yıkarak yeni
tüketicinin arzu ve taleplerini öncelikle akıllı
telefonlardan karşılamaya hazır olmamız
lazım.
5
Paylaş
28 Mayıs 2014 Çarşamba 03:04 Misaf
 
Dünya da icat edilmiş en gereksiz icatlarda ilk 10 sıralaman nedir diye sorsalar, o listeye girenlerden birtanesi de televizyon.

Annem gibi tv müptelası yakınlarımın gönlü hoş olsun diye duvarda duran bir aygıt benim için, doğru dürüst seyretmem bile, insanları bu alete ne kadar bağımlı yaptılar.

Yararından çok zararı var, eğitici öğretici programlar seyredilse bir nebze ama o tür programlardan çok gereksiz gereksiz programlar, maçlar vs.

O minicik antenleri üretip satabileceklerini düşündüklerine göre insanların tv bağımlılığına güveniyorlar.
 
Dünya da icat edilmiş en gereksiz icatlarda ilk 10 sıralaman nedir diye sorsalar, o listeye girenlerden birtanesi de televizyon.

Annem gibi tv müptelası yakınlarımın gönlü hoş olsun diye duvarda duran bir aygıt benim için, doğru dürüst seyretmem bile, insanları bu alete ne kadar bağımlı yaptılar.

Yararından çok zararı var, eğitici öğretici programlar seyredilse bir nebze ama o tür programlardan çok gereksiz gereksiz programlar, maçlar vs.

O minicik antenleri üretip satabileceklerini düşündüklerine göre insanların tv bağımlılığına güveniyorlar.

aynen kayılıyorum.....
 
tv lerde öğretici şeyler yok ki. Kaynana gelin muhabbeti, eltim salam sosis suçuk yiyor ben niye yiyemiyorum. :KK37: çok nadir bilgiye dayalı programlar var. onlarada rağbet yok zaten. :KK51:
 
Benimde bu konuda eleştirelerim olacak bıraksınlar şu ünlü şarkıcılarla program sunmayı

asla bakmam onlara

gülben ergen sunduğu programı abartılı ve basit sunuyor ve körler sağırlar birbirini ağırlar ,seda sayan sundukları kavgaya yönelik
gibi asalet yok dedi kodu programı, mankenlerin(çağla şikel,tülün şahin) sunduğu programda fiyasko elli defa dönüyorlar kıyafetlerini göstermek için sunuculuk ve tv için birikim ve deneyim yok zaten bu konudada eğitimleri yetersiz
asla reyting alamıyacaklar i /z/l/e/m/i/y/o/r/u/z anladınız mı!


İzzet yıldızhanda sunuyordu sonra bu otelde basıldı kötü kadınlarla

bunlar bize örnek olamaz ve reyting alamaz , kalite

deneyim ,birikim .emek
ve sanatçı olmayacak!

anca gidersiniz sieeeee
 
X