Biri sizi yanlış anladığında, tanımadan yargıladığında, hiç hak etmediğiniz laflar işittiğinizde, söylediklerinizi bambaşka yerlere çektiğinde, arkanızdan dedikodular iftiralar dönerse, hak ettiğiniz değer verilmezse, saygı duyulmazsa.
Renkli renkli yaptım güzel oldu.
Bunların hepsi farklı şeyler yalnız.
Yanlış anlama medeni insanlar arasında konuşulup düzeltilebilir. Onda sıkıntı yok.
Diğerleri konusunda çeşitli fikirlerim var ama yazmaya gerek yok. Eğer bu yazdıklarınız işyerinde yaşanıyorsa, bu durumda sadece işinize odaklanmalı, kurumsal bir yapıdaysa gerekli yerlere şikayetlerde bulunmalı olmuyorsa da yeni bir iş bulup ayrılmalısınız.
Ben tüm bu yazdıklarınızı yaşamadım. Ama çok sevdiğim bir şey var. Ben asla bir konuda uzmanım demem, henüz olamam zaten. Hatta iyi biliyorum da demem, bilmediğim bir şey çıkabilir çünkü. Benim bu huyumdan faydalanıp, aynı konumdaki bir erkek meslektaşım bana üstünlük kurmaya çalışıyor mesela. Benim bildiğim şeyleri bana ilk defa öğreniyormuşum gibi söylüyor vs. Ya da güleryüzlü olduğum için bu mesleği yapamayacağımı söyleyen kadın meslektaşlarım da oldu. Yaralayıcı gibi gelse de, ben şahsen çok gülüyorum kendilerine. Ha, belki yapamam ama babamdan yana yüzüm gülmediği için belki de, hiçbir şeye zorunlu olduğumu, boyun eğmem gerektiğini düşünmüyorum. Yapamazsam alternatifine bakarım diyorum. Bu da rahatlık veriyor.
Bu arada eğer hakkınızda dedikodular dönüyorsa siz insanlara kendiniz hakkında bir tane de olsa bilgi vermişsiniz demektir. Onlar biri bin yapıp konuşurlar. Asla kendinizi anlatmayın derim, hatta burada kadınlar sevgilim işyerime çiçek göndermedi filan diyorlar, şaşıyorum. Özel hayatınızı insanlara niye gösteriyorsunuz, işyerindekilere hele. Ben bir tatil planlamıştım, parasını kendim ödedim, tek başıma gidecektim. Sonra iptal etmek zorunda kaldım sağlık problemlerinden ötürü. Bana tatilin hesabını sordular biliyor musunuz? İnsanlara hesap verdim gitmeme sebebimi. Ama haklılar, onlara sınırı ben açmıştım bir kere. Buna da dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.