Şu an ki erkek arkadaşımı tanıdığımda 23 yaşındaydım, 35 e kadar ikimizinde farklı hayatları vardı, yıllarca yalvardı bana. Tamam dedim, iki aydır beraberiz, onda da var bu asilik, senin ki kadar dik sözlerle değil ama var. Bundan yıllar önce, bana bir mektup yazmıştı; içinde şöyle bir cümle geçiyordu ; bu adam senin gözlerinde aciz biri ama o bir sahibeyle yaşamayı beceremiyor ...
Anladım onu şimdi, kadını her şeye karışan, kendini kısıtlamaya çalışan bir varlık olarak gördüğünde ayarı bozuluyor. Çözümü ona sormadan anlattırmakta buldum, yani nerdesin demiyorum, ama aklımdasın seni merak ettim diyorum, kendiliğinden dökülüyor =)
Kendi alanları konusuna gelince, bu konuda ben kendimden bilirim, kimseyi karıştırmam bazı yerlere, yani mail şifremi kimse bilemez, evlensek bile alıp telefonumu karıştıramaz, böyle şeyler bana hakaret gibi geliyor, izin vermem. Bu bir kişilik meselesidir. Sevmediğin biri ile görüşmesi konusunda tavrını koyabilirsin ama üzerine sürtersen ters teper. Konuşmada ayar çok önemli, ben baştan uyardım; işine gelirse tarzı konuşmalara tahammülüm yok yaparsan cevabını alırsın, asla altta kalmam sonrasında yürütemeyiz bu ilişkiyi dedim. Sözcüklerini çok dikkatli seçiyor o yüzden. Asabi bir yapısı olmasına rağmen gerildiğimiz anlarda susabiliyor. Sustuğunda da ben konuşsun diye üzerine gitmiyorum, biraz yatışmayı bekliyoruz.
Yani herkesin bir kişiliği var, değiştiremezsin. Ya uzlaşma yoluna gideceksin ya da bitireceksin. Sana saygısızlık yapmasına izin verme, bunu alışkanlık haline getirmesin, karşısında güçlü dur. Senin bir kişiliğin varsa benimde var, uzlaşırsak yürür, uzlaşmazsak gider sinyalini alsın. Ama bunu kavga ederek yapma sakın, çünkü kavga ettin mi erkek iç güdüsü ile hatır saymayabiliyorlar, sakin sakin hallet ve kendini ezdirme.