Her şey geri kazanılır, gençlik hariç...

denizece16

Guru
Kayıtlı Üye
24 Mart 2011
34
12
Merhaba Hanımlar,
Hayattan öyle bir ders aldım ki bu saatten sonra ne bana yarar ne de başkalarına.
Yazayım dedim yine de. Benim kadar safı yoktur ama belki birinin gözüne çarpar, uyanır; belki biriyle dertleşmiş oluruz.

Üniversiteye kadar sorunsuz diyebileceğim bir hayatım oldu. Başarılı bir öğrenciydim, erkeklerle hiç işim olmadı. Okulum bitse de mesleğe başlasam diye sabırsızlanırdım. Ailemde okuyan tek kızdım, hep örnek gösterilirdim.

Daha 1.sınıfta erkekler çevremi sardı. Sarmış, benim haberim bile yok. Son sınıflar veya mezunlar diye hiç öyle düşünmemiştim, yaşım normalden de küçüktü biraz. Zaten saflıkta beni gibisi yok. Sonradan öğrendim çoğunu. İkisi kavga etmişler benim için. İş büyümüş. Biri üst gelmek için yalan söylemiş ben ailesine haber gönderdim, her şeyi ayarladık, aradan çekil vs vs. Diğeri de nasılsa inanmış, mezundu zaten, gitmiş memleketine.

İşte hayatımı karartan, daha en baştan yalan söyleyen diğeri. Benim de hiç ilgimi çekmeyeni. Diğeri gerçekten daha mantıklı görünmüştü grup arasında gördüğüm kadarıyla. Evlilik için ciddiymiş, ailesine söylemiş hatta. Önce ailesine söylemiş, sonra bana söylemenin yolların arıyormuş ki baş belam yalan dolanla işleri karıştırmış.

Ben de yüzük takıyorum o ara, sezdim bir şeyler, ilk hissettiğim, rahatsızlık oldu. Gitmiş aileme yüzüğümün aslını sormuş, cesarete bak. Ailem o kadar tutucudur, ağlak pozlarına kanıp gülmüşler, hoş karşılamışlar. Bundan cesaret almış ki, benimle konuştu. Meğer ben ne yapmışım çocuğa. Uyku yok, ağlamalar, sızlamalar, aklını kaçıracak neredeyse. Öyle anlatıyor ki kendimi sorumlu hissetmemek için gaddar olmam lazım. Yine de hiç aklımda öyle bir şey yok, ne istediğini de anlamadım tam, olmaz dedim.

Birkaç kez intihara teşebbüs etti ama haber de vermiş birilerine, öyle intihar. Bu arada öteki de aynı grupta, yanıma yaklaşınca karnını tutmalar, sigara içmeler, fenalık geçirmeler... Ne oluyor diyorum. meğer onunla yarışa girmişler ya bütün derdi erkekliğine leke sürdürmemekmiş. Onunla yarışıyormuş meğer. Ailemle de görüşüyor bu arada puan kapmak için. Onlar da saf, çok sevdiğine inandılar çocuğun. hasta falan olur, günaha girersin vs vs lafları dolaşıyor her gün...

Bir şey demedim ama olacaksa hemen olsun dedim. Sevmem öyle uzatmaları. Ailene söyle hemen dedim. 2.sınıfta dedi önce sonra 3 oldu. sonra 4. Bir türlü söyleyemedi. Zaten herkes gördü, aynı şehirdeler, haberleri olmuştur mutlaka ama ben adam gibi karşılarına geçip açıklasın durumu istiyorum. Bu arada peşimden hiç ayrılmıyor, nerdeyse benimle derse girecek. çalışıyor güya ama hep dışarda. Ben de nasıl rahatsız oluyorum yanıma gelince, söz yok, nişan yok, ailesine söylememiş daha, o kadar utanıyorum ki... Öyle bir duruma geitirdi ki, isteyen ağlayıp duran oyken bir şey yap artık diyen biz olduk. Bundan da ayrıca rahatsız oldum. Seven ben değilim ki, öldü, bitti, kabul ettim. Kabul ettim de peşimde istediğin zaman gez, beni isteyenlerle de kavga et, onları uzaklaştır, sana mecbur kalayı demedim ki...

Yıllar geçti, bahanelerin ardı arkası kesilmedi. Okulum uzadı, son yıllarda o kadar rahatsız olmuştum ki onu görmemek için okula gitmedim, dersleri kaçırdım, hiç benden normalde yapmayacağım şeyler, derslerimi ihmal ettim. Neyse, beni isteyen başkaları olduğunu duyunca ailesini gönderdi, Biz de istemeye geldiler sandık, telefonda öyle demiş çünkü. Ben evde yoktum o sıra, ailesini hiç görmedim. İyi ki yokmuşum. kadın beni istemeye değil, dert yanmaya gelmiş sanki. Şuyu yokmuş, buyu yokmuş, öyle olmaz, böyle olmaz... Sanki onlar gelmemiş de, biz zoraki onlara gitmişiz de ona da açıklama yapıyor bir şey yapamam diye. Bu arada çalışmamı da istemiyorlar ne sıfatla buyurmuşlarsa. Nasıl utandım, yerin dibine girdim anlatamam. Ailem ne olduğunu anlamadı önce. Ben zaten hiçbir şey anlamadım baştan.

Sonradan anladık. Yıllarca ölüp biten adam ailesine ben şunu istiyorum, ailesine gidip söyledim, başkalarını da engelledim, bugün yarın diye söz verdim, çok zaman geçti, artık gidip isteyelim dememiş de, şöyle bir aile var, evlenmem için bana baskı yapıyorlar gibi anlatmış... Bunu da gelmiş anneme tek başına söylemiş, ağlamış, sızlamış, ailesine böyle şeyler söyleyemezmiş, onlar da şimdi durumumuz yok demeye gelmişler...

Ne kadar utanç verici... İnsanlık adına utanç verici... Ben de öyle bir insanım ki, kimseye gidip seni seviyorum, evleneceğim diyeceğim asla yoktur ama, desem de isterim ki ailesine kendisi istiyor diye söylesin, beni mahcup etmesin, ilerde laf olur, ben kaldıramam.

Neyse, ilk geldiklerinden son 1 yıl öncesine kadar zaten irtibatı kesmiştim, sadece ailemle konuşuyordu, iyice tiksindim artık. Onlar birkaç kez daha gelip gittiler, aynı tavırlarla, ben çıkmadım karşılarına. Başka isteyenlerim de geri çevrildi tabii, hala ailem onların hazır olmalarını bekliyor. Yaşım 30 oldu bu arada. En son keyifleri olmuş, istemeye geldiler ama ben gelmelerini bile hakaret saydım. Sonunda birkaç kez daha tek başına aileme gelip yalvarmış vs biliyor onların yumuşak yüzünü, merhametlerini sömürmeye çalışmış ama benim için mümkün mü... Bunu bile anlamadı ya, pes artık dedim. Bari deseydi ki yalanla dolanla ona o kadar çok zarar verdim ki artık istemesi mümkün değil. Bunu anlasa bir nebze insani değeri var diyeceğim de bunu bile diyemedi, Hala söz vermeler, pişman olmalar, ailesinin yanında değil tabii, tek geldiği zaman...

Zaman geçtikçe anladım, erkekler bizim toplumdaki yerimizi o kadar iyi biliyorlar ki... Bütün oyunları bunun üstüne... Ne gerek var sorumluluk almaya, cesur olmaya, aman söz verdim, bir an önce tutayım, kıza laf gelmesin, insan namusu için yaşar demeye... İnsan namusu için yaşar da onların anladığı kendileri için değil, kadın namusu için yaşar. "Hoşlandığım kız mı var, kendisi yüz vermezse ailesine giderim, yalandan kim ölmüş, bugün yarın, zaten okul var, uzatabildiğin kadar uzat, kızın adı bir kez çıktı mı zaten onlar başlayacak olsun demeye. Ben de o arada keyfime bakarım, niye zora sokayım kendimi, yaşı da geçiyor, mecbur kabul edecek, aileme de hava atarım, kızın ailesi bana baskı bile yapıyor, o derece istiyorlar beni..."

Hangisine yanayım? Geçmişime mi, geleceğime mi? Mahvolan eğitim hayatıma mı, çalışma hayatıma mı, yeni birini kabul etmem için 100 yıl gerektiğine inanmama mı, yuvasız, çocuksuz, eşsiz geçecek olan sonraki hayatıma mı...

45 yaşındayım. Her şeyi geri aldım, gençliğim güzelliğim hariç. Tekrar üniversite okudum, bilgimi, becerimi arttırdım. Kamuya girmeye çalışıyorum. Eskisi gibi olmasa da sağlığım iyi, elim ayağım tutarken geleceğimi kurtarmaya çalışıyorum. Gelecek dediğim bu saatten sonra iyi bir huzurevine yerleşebilmek.

Çok şey anladım, fark ettim de, bu saatten sonra, başta da dediğim gibi öğrendiklerimin bana bir faydası yok. Benim kadar safı olmaz ama yine de çok gönülden isterim ki, herkes anlasın, hiçbir kızın, kadının kendinden daha değerli hiçbir şeyi yoktur. Erkekler nasıl tuzak hazırlayacaklarını çok iyi bilirler. Önce yalvarır, sonra mecbur ederler. "Her şeye rağmen ben ona her şeyi unuttururum, o da affeder, mecbur zaten, beni unutamaz". Kabul etsen bir türlü, etmesen bir türlü.

Ben kabul etmeyenlerdenim. Tekrar ikinci bir şansımın çok zor olacağını bile bile kabul etmeyi aşağılanma olarak görenlerdenim. Benim onurumla oynamanın değil sevgi adına hiçbir şey adına bir açıklaması olamaz. Tecavüzcüyle mağdurun evlenmesinden farkı ne? Benim onurumu yıllarca ayaklar altına almış, ben de üstüne ödül mü vereceğim ömrüm boyunca eğlencesi ve hizmetçisi olarak? Yalnızım, çok zorluklar yaşadım, yaşıyorum, evet ama bunların hiçbiri "aman yalnız kalmayayım, zaten kimse istemez artık, ben de yeni birini kabul edemem, namus meselesi, evleneyim bari" düşüncesiyle onun insanlık dışı davranışlarına prim vermekten daha ağır gelmedi.

İnsan olan, kadının göreceği zarara ve bundan prim yapmaya dayamaz sırtını. Kadına değer verir, duygularına, düşüncelerine, gençliğine, toplumsal varlığına, bugününe, geleceğine...

Size değer vermeyen kişileri iyi belirleyin. Seviyorum diyen pek çok kanı bozuk aslında kendi planlarını, kendi egosunu seviyordur, sizi değil. Sabırsızlığı kendi nefsindendir, size olan sevgisinden veya size verdiği değerden değil. Bunları iyi fark edin. hata yapmayın, yaptıysanız uzatmayın. Kendinize gelmeniz zaten yıllar sürecek, ilk fark ettiğinizde tavrınızı insanlık adına koyun. Zamanlamada hata yapmayın.

Her şeyi geri alabilirsiniz.
Zamanı ve gençliğinizi asla.
 
Son düzenleme:
Yazdıklarınız o kadar iyi geldi ki..yüreğinize sağlık..hata yaptım ben de..ona ikinci şansı vermekle..af dileyen insan şimdi sesi soluğu çıkmıyo mesajıma bile cevap vermedi..
 
ke"ndine mecbur etme"... hayır canım ne olursa olsun bi kadın bi erkeğe mecbur olamaz. olmamalı. toplumun ahlak anlayışı bozuk ama önce bunu kendimizde düzeltmemiz lazım
 
Tek başına karar almak zor, uzun sürebiliyor. Ailenin ve çevrenin tutumu da çok önemli. Bizim için en önemlisi netlik galiba. Belirsizlik bize göre değil ama erkeklerin işine geliyor. Kimseyi bekleyecek, birilerine göre hayatımıza yön verecek durumda olmamalıyız. Zaman çok çabuk geçiyor. Kadınların duyugusal çöküntüden kurtulması kolay olmuyor. En doğrusu kendi şartlarımıza göre düzenimizi kurmaya bakmak. Ne kadar acizsek o kadar sömürülmeye açığız. Dilerim kimse böyle hatalar yapmaz veya fark ettiği ilk anda geri döner. Hayat bizim. Sevgisiz yürür belki ama saygısız hiçbir ilişki yürümez, yürümemeli.
 
X