• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Herşeyim var fakat mutlu olamıyorum :(

92selen92

Üye
Kayıtlı Üye
20 Ekim 2014
66
34
18
32
Ben Türkiye'nin en iyi üniversitesinde okuyorum, daha mezun olmadan iş teklifleri aldım. İngiltere'den de master'a kabul alacağım büyük ihtimalle seneye için. Hayatta şu ana kadar kafaya koyduğum herşeyi elde ettim. Çok şükür Allah'a da inancım var. Beni çok seven bir de nişanlım var ne kadar iniş çıkışlarımız olsa da. Ailem de çok özenli ve beni destekleyen bir aile. Gayet sosyal da bir insanım, fakat kendimi mutlu hissetmiyorum. Nereye gitsem, kimle olursam oliyim sıkılıyorum, insanların yüzüne yapmacıktan gülüyorum. Önceden çok küçük şeylerden mutlu olabilirdim ama artık o da olmuyor. Kendimi çok kötü hissediyorum. Sizce ne yapmalıyım? Bu kötü hislerden nasıl kurtulabilirim? Lütfen yardım edin.
 
Ben Türkiye'nin en iyi üniversitesinde okuyorum, daha mezun olmadan iş teklifleri aldım. İngiltere'den de master'a kabul alacağım büyük ihtimalle seneye için. Hayatta şu ana kadar kafaya koyduğum herşeyi elde ettim. Çok şükür Allah'a da inancım var. Beni çok seven bir de nişanlım var ne kadar iniş çıkışlarımız olsa da. Ailem de çok özenli ve beni destekleyen bir aile. Gayet sosyal da bir insanım, fakat kendimi mutlu hissetmiyorum. Nereye gitsem, kimle olursam oliyim sıkılıyorum, insanların yüzüne yapmacıktan gülüyorum. Önceden çok küçük şeylerden mutlu olabilirdim ama artık o da olmuyor. Kendimi çok kötü hissediyorum. Sizce ne yapmalıyım? Bu kötü hislerden nasıl kurtulabilirim? Lütfen yardım edin.

Aslinda sorunuzun cevabini en sonda vermissiniz... Yardim edin..
Yardim dileyen insanlara yardim edin. Bakin ne kadar da mutlu olacaksiniz...
 
Ben Türkiye'nin en iyi üniversitesinde okuyorum, daha mezun olmadan iş teklifleri aldım. İngiltere'den de master'a kabul alacağım büyük ihtimalle seneye için. Hayatta şu ana kadar kafaya koyduğum herşeyi elde ettim. Çok şükür Allah'a da inancım var. Beni çok seven bir de nişanlım var ne kadar iniş çıkışlarımız olsa da. Ailem de çok özenli ve beni destekleyen bir aile. Gayet sosyal da bir insanım, fakat kendimi mutlu hissetmiyorum. Nereye gitsem, kimle olursam oliyim sıkılıyorum, insanların yüzüne yapmacıktan gülüyorum. Önceden çok küçük şeylerden mutlu olabilirdim ama artık o da olmuyor. Kendimi çok kötü hissediyorum. Sizce ne yapmalıyım? Bu kötü hislerden nasıl kurtulabilirim? Lütfen yardım edin.
Bende boyleyim arkadasim hatta kendimde konu actim.hayatimdaki hicbiseyden keyif zevk almiyorumm.eskiden boyle degildim.hicbiseyden tatmin olamamak cok kotu bisey devamli bi mutsuzluga sebep oluyor.her yeni gune moral bozukluguyla basliyorum sebebi yok...
 
Ilactan ne bekledigine bagli. Sihirli degnek degil ama sebepsiz ic sikintisini guderiyor. Ozel bi doktora gotunun tabi.
 
Mutlu olabilmek kendi içimizde sizin piskolojik bi sorununuzun oldugunu düşünmüyorum. Terapiye ihtiyacınız var. Bilinç altı cok önemli ;)
 
Belki de yazınızın en başında bahsettığiniz en ıyı universıtesı cevabınızdır. Acaba cok zeki bir insan olabilir misiniz?cünkü cok zeki kişiler genelde cevrelerınde de kendızı kadar zıhnı acık cabuk öğrenen kişilerle iletişim kurmak isyiyor fakat kabul edelım herkesın algısı zihin yapısı ıq seviyesi farklı.kücük yaslarda belli degıldır bu fark fakat yaş ılerledıkce daha dikkat ceker. Yasıtlarınızda buyuklerle veya bazı alanlarda iyi bir kültür birikimi içinde olan insanlarla bilgi alışverişi ile olunursa kendinizi daha iyi hisseder miydiniz? Nacizane fikirlerim bunlar ;)
 
Her şeye sahip olmak işte bütün sorun bu
hayatınız eksiksiz bunu atlatmak için yapacağınız tek şey şükür ve iman
 
Belki de yazınızın en başında bahsettığiniz en ıyı universıtesı cevabınızdır. Acaba cok zeki bir insan olabilir misiniz?cünkü cok zeki kişiler genelde cevrelerınde de kendızı kadar zıhnı acık cabuk öğrenen kişilerle iletişim kurmak isyiyor fakat kabul edelım herkesın algısı zihin yapısı ıq seviyesi farklı.kücük yaslarda belli degıldır bu fark fakat yaş ılerledıkce daha dikkat ceker. Yasıtlarınızda buyuklerle veya bazı alanlarda iyi bir kültür birikimi içinde olan insanlarla bilgi alışverişi ile olunursa kendinizi daha iyi hisseder miydiniz? Nacizane fikirlerim bunlar :KK66:
Çok teşekkür ederim, ilgilenip yazdığınız için. Evet ben hep okullarda birinci oldum, dereceler yaptım ama her zaman herkesle iletişimim gayet sorunsuz olmuştur. Yani aile fertlerimle veya arkadaşlarımla vakit geçirirken çok entelektüel konular konuşmam, kendimle onlar arasında da hiç zeka farkı görmüyorum. Oldukça entelektüel ve benden daha zeki arkadaşlarım da var, fakat ben daha çok yalnız vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Fakat bu da beni mutsuz ediyor. Arkadaşlarım biryere davet ettiğinde gitmek istemiyorum, yalnız kaldığımda da mutsuz oluyorum :(
 
Çok teşekkür ederim, ilgilenip yazdığınız için. Evet ben hep okullarda birinci oldum, dereceler yaptım ama her zaman herkesle iletişimim gayet sorunsuz olmuştur. Yani aile fertlerimle veya arkadaşlarımla vakit geçirirken çok entelektüel konular konuşmam, kendimle onlar arasında da hiç zeka farkı görmüyorum. Oldukça entelektüel ve benden daha zeki arkadaşlarım da var, fakat ben daha çok yalnız vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Fakat bu da beni mutsuz ediyor. Arkadaşlarım biryere davet ettiğinde gitmek istemiyorum, yalnız kaldığımda da mutsuz oluyorum :KK43:
Bazı seyle geçici de olabilir. bu aralar vakit geçirmek istemiyorsundur bir ara gweri keşke arkadaşlarla birlikte birşeyler yapmak istiyorum dersin. :) nen oyle oluyorum. ya da gideceğin yerdeki kişileri şimdi onlarla zamanım neşeli geçer mi ben kendimi rahat hisseder misin?
 
sosyal fobi var bir de o da şimdi aklıma geldi.Bazen insanların arasına gruplara katılım için ne cesaret ne nese hiç biri olmaz. sonra da bunu kendimize ben yalnız kalmaktan hoşlanıyorum diye açıklarız.
 
Psikoloji konusunda bir uzmanlığım yok ancak benzer şeyler yaşadığımızı düşünerek belki yardımı olur diye yaşadıklarımı anlatayım istedim.

Önde gelen vakıf üniversitelerinden birinde YÖK burslu okudum, yine burslu olarak ABD'de yarım dönem okudum ve onur derecesiyle Türkiye'de mezun oldum. Henüz 2. sınıftayken sektörünün lideri bir firmada çalışmaya başladım, mezun olduktan 1 yıl sonra başka bir firmada yönetici olarak çalışmaya başladım. Maddi olarak ciddi bir sıkıntım hiç olmadı. Mezun olana kadar sevgisinden emin olduğum bir erkek arkadaşım vardı, mezun olur olmaz aşk üzerine kurulu bir evliliğim oldu. Teknik olarak istediğim her şeye sahip ama mutlu olmayı başaramayan, genelde iş icabı gülümseyen bir insandım. Allah'a inanan ancak namaz kılmayı bilmeyen bir insandım. Ailem de müslüman ama olayın daha çok gösteriş boyutunda olan insanlardı (demek istediğim evde kimse namaz kılmaz, gümüşlük viski vb bilimum alkolle doludur ama kurban bayramlarında kurban kesilir...)

Eşimin işi dolayısıyla yurt dışına taşındık ve 2 yıl orada yaşadık. Burada iş bulamadım ve uzun zamandır aklımda olan ama iş güç derken vakit bulamadığım(!) Kur'an 'ı Türkçe okuma işine giriştim. Abdestli olarak okudum hep ama kitap okur gibi okudum. Bildiğim yanlışların doğrusunu görünce şaşırdım, farklı kaynaklardan bir daha bir daha okudum. Bu süreçte eşimden namaz kılmayı öğrendim, namaza başladım. Namaz surelerinin anlamlarını sık sık okudum ki söylediğimi anlayarak görevimi yerine getireyim. Bunları yaparken gönlümde hiç hissetmediğim ferahlıklar, farklı
mutluluklar yaşadım. Kaybettiğin sevgiliyi bulmak gibi. Gerçek aşkı tatmak gibi. Hasretle beklediğim aradığım o huzur kaynağına sarılmışım, kenetlenmişiz ve bundan sonra hiç bir şey beni mutsuz edemeyecek gibi (gerçekten dünyada olan hiç bir şey beni derinden yaralayıp üzemiyor artık) . Sonsuz bir güven duygusu... Seni senden çok seven, sana damarından yakın bir üstün güce teslim olma duygusu... Kısa bir süre sonra kapanmaya karar verdim. Eşimden, ailemden, arkadaş çevremden tepki alacağımı bile bile kapandım. Eşim sonradan daha mutlu oldu bu duruma. Ailem ve arkadaşlarım pek kabullenemedi ama kimin umurunda... Tesettürlü ilk günümde kalbimde akan şelaleler her şeye değer... Yaradan'ın emrine uymuşum, O'nu memnun etmek bundan sonra görevim. O razıysa benden, tüm dünya karşımda olsa da önemi yok.

Şuanda tekrar Türkiye'ye yerleştik. Sosyal tercihim dolayısıyla iş bulamadım. Hayatımda hep en önemli olan şey (kariyer) yalan oldu. Arkadaşlarımdan hiç biriyle görüşmüyorum (onlar öyle tercih ettikleri için). Günün sonunda hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum. Allah'a (C.C) , Peygambere (S.A.V) ve İslam'a beni yakınlaştıran her adımda gerçek sevinçler yaşıyorum Elhamdülillah :)

Hayatımız fazla mutsuz ilerliyor ve biz Allah'a inanıyorsak kendimize sormalıyız: Acaba Allah'ın bana gösterdiği şekilde inanıp kulluk görevimi tam anlamıyla yerine getirebiliyor muyum? Dünyevi ihtiyaç ve hedeflerimi düşündüğüm kadar ahiretimi düşünüyor muyum? Selfie çektiğim kadar besmele çekiyor muyum ;) Şaka bir yana
unutmamak lazım "Kalbler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur" (Râd Suresi, 28. ayet)

Tez vakitte Rabbim sıkıntılarından kurtarsın,
Dua ve sevgilerimle
 
Bende aynı sizin gibiyim ibadetlerim eksik ve yarım oldugundan dolayi boyle oldugumu dusunuyorum.bol bol zikir cekmeye calisiyorum.tam bir iman eksikligi var bu yuzden mutsuzum diyorum.dua edelim birbirimize .Allah sifa versin. Maddi durumunuz iyi ise sadaka verin...
 
Aşırı mükemmelliyetçi olan insanlarda sürekli bir kontrol hali mevcuttur,yanlış yapmama,çevre tarafından hep takdir görmek gibi,zamanla bu durum özgüven eksikliğine de neden olabilir. Hem bir şeyler yapmak istersin,sonra bahaneler bulursun ama yapmadıgında da mutsuzsundur ve bu çelişkili durum seni sürekli rahatsız eder. Kendine itiraf etmen çok güzel fakat çevrene konusamıyorsan yardım almanı öneririm. Ya yazacaksın bundan kurtulmak için ya da konusacaksın.
 
ilaç en son çare olmalı bence bazen rutinler insanları mutsuzluğa sürükleyebiliyor. zaten herşey tamda olsa mutsuz olmak için tv açıp yarım saat haber izlemekte yeterli :( rutinlerinizin dışına çıkıp farklı uğraşılar edinin mesela dans kursuna gidin yada çevrenizden birkaç çocuğu toplayarak ücretsiz lisan dersi verin ve bunun gibi şeyler çoğaltmak mümkün
 
Psikoloji konusunda bir uzmanlığım yok ancak benzer şeyler yaşadığımızı düşünerek belki yardımı olur diye yaşadıklarımı anlatayım istedim.

Önde gelen vakıf üniversitelerinden birinde YÖK burslu okudum, yine burslu olarak ABD'de yarım dönem okudum ve onur derecesiyle Türkiye'de mezun oldum. Henüz 2. sınıftayken sektörünün lideri bir firmada çalışmaya başladım, mezun olduktan 1 yıl sonra başka bir firmada yönetici olarak çalışmaya başladım. Maddi olarak ciddi bir sıkıntım hiç olmadı. Mezun olana kadar sevgisinden emin olduğum bir erkek arkadaşım vardı, mezun olur olmaz aşk üzerine kurulu bir evliliğim oldu. Teknik olarak istediğim her şeye sahip ama mutlu olmayı başaramayan, genelde iş icabı gülümseyen bir insandım. Allah'a inanan ancak namaz kılmayı bilmeyen bir insandım. Ailem de müslüman ama olayın daha çok gösteriş boyutunda olan insanlardı (demek istediğim evde kimse namaz kılmaz, gümüşlük viski vb bilimum alkolle doludur ama kurban bayramlarında kurban kesilir...)

Eşimin işi dolayısıyla yurt dışına taşındık ve 2 yıl orada yaşadık. Burada iş bulamadım ve uzun zamandır aklımda olan ama iş güç derken vakit bulamadığım(!) Kur'an 'ı Türkçe okuma işine giriştim. Abdestli olarak okudum hep ama kitap okur gibi okudum. Bildiğim yanlışların doğrusunu görünce şaşırdım, farklı kaynaklardan bir daha bir daha okudum. Bu süreçte eşimden namaz kılmayı öğrendim, namaza başladım. Namaz surelerinin anlamlarını sık sık okudum ki söylediğimi anlayarak görevimi yerine getireyim. Bunları yaparken gönlümde hiç hissetmediğim ferahlıklar, farklı
mutluluklar yaşadım. Kaybettiğin sevgiliyi bulmak gibi. Gerçek aşkı tatmak gibi. Hasretle beklediğim aradığım o huzur kaynağına sarılmışım, kenetlenmişiz ve bundan sonra hiç bir şey beni mutsuz edemeyecek gibi (gerçekten dünyada olan hiç bir şey beni derinden yaralayıp üzemiyor artık) . Sonsuz bir güven duygusu... Seni senden çok seven, sana damarından yakın bir üstün güce teslim olma duygusu... Kısa bir süre sonra kapanmaya karar verdim. Eşimden, ailemden, arkadaş çevremden tepki alacağımı bile bile kapandım. Eşim sonradan daha mutlu oldu bu duruma. Ailem ve arkadaşlarım pek kabullenemedi ama kimin umurunda... Tesettürlü ilk günümde kalbimde akan şelaleler her şeye değer... Yaradan'ın emrine uymuşum, O'nu memnun etmek bundan sonra görevim. O razıysa benden, tüm dünya karşımda olsa da önemi yok.

Şuanda tekrar Türkiye'ye yerleştik. Sosyal tercihim dolayısıyla iş bulamadım. Hayatımda hep en önemli olan şey (kariyer) yalan oldu. Arkadaşlarımdan hiç biriyle görüşmüyorum (onlar öyle tercih ettikleri için). Günün sonunda hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum. Allah'a (C.C) , Peygambere (S.A.V) ve İslam'a beni yakınlaştıran her adımda gerçek sevinçler yaşıyorum Elhamdülillah :)

Hayatımız fazla mutsuz ilerliyor ve biz Allah'a inanıyorsak kendimize sormalıyız: Acaba Allah'ın bana gösterdiği şekilde inanıp kulluk görevimi tam anlamıyla yerine getirebiliyor muyum? Dünyevi ihtiyaç ve hedeflerimi düşündüğüm kadar ahiretimi düşünüyor muyum? Selfie çektiğim kadar besmele çekiyor muyum :KK66: Şaka bir yana
unutmamak lazım "Kalbler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur" (Râd Suresi, 28. ayet)

Tez vakitte Rabbim sıkıntılarından kurtarsın,
Dua ve sevgilerimle
çok güzel anlatmışssınız.bende size katılıyorum.ALLAH SIZ olmak çok kötü gerçekten.Allahı hissedip onunla yaşamak çok güzel.allah herkese nasip etsin inşallah.
 
HZ.Mevlanayı Şemsi okumuşsunuzdur.HZ.Mevlana çok büyük bir alim biliyorsunuz.O kadar ilim tahsili almiş ilim yönünden hiç bir eksiği yoktu.ama içinde bir boşluk vardı.bu böşluğu HZ.şems geldi ve onunla bir aşk yolculuğuna çıktı.sizin ruhunuz da aç.Allah inancınızda varmış ne güzel.size tavsiyem namaza başlayın ve bir müride bağlanın.biliyorsunuz mevalan hz.büyük bir zat ve bir kutuptu.insan tek başına yol alamıyor.bende sizin gibiydim ne zaman bir mürşidi kamile bağlandım o zaman kendimi tanımaya başladım.günlük yaptığım tesbihatım var sadece.şunu unutmayın kalpler yanlızca allahı zikretmekle mutlu olur.hemde bedava hiçbir maddi karşılığı yok.size fatma polatın gel isimli romanını tavsiye ediyorum.eğer isterseniz çektiğim tesbihatı size anlatabilirim.selametle
 
Allah’ın ve Şanlı Resulünün selam ve bereketi üzerinize olsun arkadaşlar,

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a olsun, salat ve selam o kutlu Nebi (SAV) efendimize onun Aline ve Ashabına geçmiş tüm peygamberlere salih kullara şehitlere olsun ebeda..

Sizlerle zikir ve marifette yaşadıklarımızı paylaşmaya çalışacağız.
Öncelikle ZİKİR kelimesi anlam olarak insanda ve günümüzde maalesef tarikat kavramını çağrıştırıyor. Aslında zikir kelimesi anma hatırlamadır. Cenab-ı Allah dilediği kuluna zikrini öğretir. Ve yaptırır ki bundan sonra yolculuk başlar aşka doğru…

YAŞA ve GÖR iddialı bir kelimedir ve bizim zikri anlatırken en çok kullandığımız kelimedir. Bizler ve bu zikri yapan tüm kardeşlerimiz bir çok güzellikler yaşadılar ve yaşamaya da devam ediyorlar,

NUR SURESİ 36. “(Bu kandil) birtakım evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu (öyle kimseler) tesbih eder ki;”

vb. 254 Ayette bahsedilen zikir genelde namaz olarak algılanmaktadır (namazla ilgili ayetlerde zaten namaz “namaz” olarak belirtilmektedir) oysa Rabbimiz bize kendisini anmamızı zikretmemizi bunun kullarına her konuda şifa ve ona yaklaşmanın en etkili yolu olduğunu söylüyor.

Denemekle kaybedecek hiçbişeyiniz yok ama kazanacağınız Allah’ımızın rızası başta olmak üzere maddi manevi çok şey var..en başta günümüzde en çok eksikliğini hissettiğimiz şey :HUZUR…Üstelik zikir aşağıda da göreceğiniz gibi bildiğiniz aşina olduğunuz tesbihlerdir.



» Zikir Nasıl Yapılır?
Hazırlık:

1- Sessiz olmalıdır. (Yüksek sesle değil, kendi duyacağın kadar sesle olmalı...)
2- Yalnız olunmalı... (Burada maksat kalbin Hakk ile beraber olmasıdır.)
3- Kimin huzurunda olduğunu unutmadan, edepli-terbiyeli olunmalı...
4- Mutlaka abdestli olunmalı...mümkünse kıbleye dönük olmalı..
5- Mutlaka şu saatte yapılacak, diye bi saat belirtilmez ama yatarken ve sabah namazının öncesi yada sonraları en uygun zamanlardır... Herkesin uykuda olduğu bir zamanda Rabbimiz “ kulum herkes gaflette iken Beni ve Resulumu andı” der ve zikir sahibini çok sever...

UYGULANMASI: SABAH ve AKŞAM GÜNDE 2 KERE VE HERGÜN YAPILMALI.

1-Bir Euzü besmele çektikten sonra ;100 kere “ TEVBE ESTAĞFURULLAH” söylemek...
2-(Besmele söylemeden ) En az 132 kere (Peygamberimize) SALAT-I ŞERİFE söylemek.(Daha fazla sayıda da söyleyebilirsiniz. Sayı sınırı yok.)
3-Salat-ı şerifleri söyleyip , bitirdikten sonra Euzü besmele çekip “MUTLAKA” 3 İhlas ve 1 Fatiha okuyup salatı şeriflerle birlikte sevaplarını ” Yüce Peygamberimize , ehlibeytine,ailesine,akrabalarına ve arkadaşlarına,tüm peygamberlere ve tüm salih kullarının ruhlarına" hediye ettim (Dikkat bağışladım değil Hediye Ettim) denilecek...
4- Bir Euzü besmele çekip , en az 100 kere “ LA İLAHE İLLALLAH “ söylenecek.
***Not : Zikiri bitirdikten sonra 3 ihlas ve 1 Fatiha okunmayacaktır...***


Bu kadar mı ? Evet bu kadar...İster açık olun ister kapalı,ister namaz kılın yada kılmayın (zikre başlayanların çoğu zaten namaza başlıyor ve her ibadetleri kolaylaşıyor) 1 aya kalmadan zikrin işe yaradığını gösteren ilk belirtiyi yaşayacaksınız zaten : HUZUR ve SALİH RÜYALAR…siz yeterki aksatmayın…Sakın -ben günahkarım bu nimetler bana verilmez- diye düşünmeyin,zikrin başında 100 kere Tevbe Estağfurullah çekilmesi La İlahe İllallah çekerek Rabbimizin huzuruna gitmeden önce günahlarımızdan arınmak içindir…Zikrin adı Veysel Karani zikridir,ona ait olduğu için bu isim verilmiştir.

Zikir ehli olduktan bir süre sonra zikir esnasında çok ama çok güzel kokular duymaya başlarsınız. Bu kokular Firdevs cennetindeki misk dağından zikreden kula hediye olarak gelir, günde iki kere insanlığın yıldızlarına gönderdiğiniz hediyeler 1 e 100 1e 1000 (sayısını Rabbim bilir) katlanarak size geri gelir, siz bir sultana hediye verdiğinizde sultan kendine yakışanla nasıl mukabele(karşılık) ediyorsa, onlar da mana aleminin sultanları size ilim ve himmet ile o kadar çok hediyeler verecekler ki sonunda sizler -biz buna layık mıyız ki bu kadar hediye veriyorlar- diye şüpheye düşeceksiniz. Asla şüphe edenlerden olmayınız. Çünkü siz Allahı zikretmekle Kuranda 254 ayete birden uymuş oluyorsunuz. Dolayısı ile kuran kalbinizde yaşamaya, sizlere ayetlerini bir bir açmaya ve yaşatmaya başlıyor,

Nasıl mı?
ANKEBUT SURESİ 69 ; Bizim yolumuzda (nefsi ile) mücadele edenlerin bize gelen yollarını kolaylaştırırız ve onlara yollarımızı gösteririz"

BAKARA SURESİ 277 "Onlar asla korkmayacak ve mahsun da olmayacaklar"

DENEYİN YAŞAYIN VE GÖRÜN! ALLAH RIZASINDAN BAŞKA KARDEŞLERİMİZİN DE BİZLERİN YAŞADIĞI GÜZELLİKLERİ YAŞAMASINDAN BAŞKA HİÇBİ İSTEĞİMİZ YOK TARİKAT VS DE DEĞİLİZ,deneyenler zaten bana teşekkür edecekler…soru sormak isteyenler mesaj da atabilirler..Allah’a emanet olun kardeşlerim..
 
Back
X