Hiç ciddili konu açacağımı düşünmemiştim.

Bir kaç kere söyledim 1 hafta falan iyi davrandı. Sonra aynı. Belli bir yaştan sonra değişim zor oluyor galiba.
Çok zor .. yani bazen o kdr bileniyorum ki üzülüyorum böyle hissettiğim için.. ama hassasiyet geliştiryoruz rahatsız oldugumuz konulara karsı.. ve iyi seylere odaklanmayıp hep o davranıslarına kitleniyoruz.. misal benim ses tonuna aşırı takılmam gbi… hersey normal konusurken aşırı baskılı hiddetli bsey anlatmaya baslar ( kardeslerinden dertlidir o da mesela bütün öfke ona ama dısardan bakan biri bizle kavga ediyo sanabilir ) hersey bi anda bitiyo bende.. error veriyorum sanki.. tüylerim biz bizz oluyo derler ya öyle oluyorum..
kalbini kırmak istemediğim için ortamı terkediyorum bi seklde, yada arabadaysak müzik dinliyorum..
bu tarz bisey takıntı halinede gelmiş olabilir sende töleransın cok düşmüş olabilir , terapi alıyosan bunun üzerine bi konus bakalm asıl durum ne..
 
Ben insanlardaki ''çıktığı kabuğu beğenmeme'' hallerini bir türlü anlayamıyorum. Özellikle 2000 sonrası doğan kişilerle aileleri arasında çok ciddi bir şekilde çatışma var. Ve baktığın zaman ortada gerçekten elle tutulur bir sebep de yok. Ne istiyorsunuz da vermiyor size aileleriniz acaba?
Saygı, fikirlerine değer verilme, kendilerinin bir uzvu olarak değil bir insan bir birey olarak görülme. En temelde veremedikleri bu ama daha saymaya kalksam ne kadar sayarım ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Not: 2000 sonrası doğumlu değilim.
 
Değişimleri çok zor. Bu şekilde kabul etmek zorundayız elimizizden geldiğinde uzak durarak tabi. Çünkü değişmeyecekler siz de beklentinizi sıfıra indirin…

Aynı evdeyken daha zor. Ama onlar da sevgisiz büyümüş nasıl sevgi vermeleri gerektiğini bilmiyorlar. Geçenlerde bir şey okumuştum

“hiçbir çocuk babam bizi aç bıraktı demez. Babam bizimle hiç ilgilenmedi sevmedi der.” Maalesef durum tam olarak böyle. Onlar da iyi bir yaşam süremedi koşulları, babaları kendilerinden beterdi… beklentisiz olursanız daha az sinirlenirsiniz
 
Ben insanlardaki ''çıktığı kabuğu beğenmeme'' hallerini bir türlü anlayamıyorum. Özellikle 2000 sonrası doğan kişilerle aileleri arasında çok ciddi bir şekilde çatışma var. Ve baktığın zaman ortada gerçekten elle tutulur bir sebep de yok. Ne istiyorsunuz da vermiyor size aileleriniz acaba?
Katılmıyorum. Şımarıklık yapan var.Ama sorunlu ebeveynler de var. Bir ailede çocuk ile ebeveyn arasında sorun varsa kesin çocuktandır bakışı çok yanlış.

Görüyor,okuyoruz öyle değil mi?Ayrıca ortada elle tutulur sebep olup olmadığını da o evde o aileyle yaşamadan bence kimse bilemez. Dışarıdan kusursuz,fedakar,çilekeş görünen ama aile içinde çocuklarına türlü sıkıntılar yaşatıp psikolojik yıkımlara sebep olan ebeveynler de var.
 
Babam. Şimdiye kadar bir taşı bir taşın üzerine koyamamış, gençliğinde önüne çıkan iş fırsatlarını tepmiş, köyden bir adım dışarı adım atamayan, atmaya korkan, her şeyi çok iyi bildiğini düşünen, oturduğu müstakil ev ve biraz meyve ağaçları hariç(kaldı ki kardeşleriyle toprak kavgası yüzünden arsalarını bölemediği için oturduğu yer de bizim değil) hiç bir birikimi yok.
Akşama kadar malum kanalların haberlerini izler, maddi sorumluluk almaz, evde her işe karışır annemin burnundan getirir. Kardeşleri de bilhassa öyledir. Oturdukları yerden her işe karışırlar. Annesiz büyüdükleri için itilip kakılarak büyümüşler, sorunlu bir ailesi var.
Biz kız kardeşimle bize yaşattığı ekonomik rezilliklere rağmen okuduk, iyi konumlardayız.
Bir kavgada ilk söylediği şey "sizi okuttum daha ne istiyorsunuz" olur. Oysa ki biz küçükken bizi rencide etmişliği vardır. Başkalarının yanında bize bağırıp, kızıp ezik konuma düşürmüşlüğü vardır.
Kız kardeşimin eski nişanlısını cuma namazına gitmediği için rencide edip aralarını bozmuşluğu vardır.
Erkek kardeşim liseden sonra okumayı tercih etmedi. Köyde domates yetiştiriciliği yapmaya karar verdi. Çocuğu sürekli zarar edersen ben karışmam diyerek bunaltmışlığı vardır. Geçmişte mülakatlarda torpil faktöründen elendiğimiz zamanlarda bunu bildiği halde başarısız ve suçlu damgası vurmuşluğu vardır. Kırıcı siyasi tartışmalara girmişliği vardır.
Hiç mi iyi yanları yok diyeceksiniz. Annemin her istediğini alır. Mağdur etmemeye çalışır. Ama çoğunlukla bizi rezil eder. Eksiler artıları götürüyor gibi.
Ve artık içimde bir sevgi saygı hissetmiyorum. Bu aralar sabrımızı çok deniyor. Söylediği her söz batıyor ve karşılık veriyorum. Annem babanı kırıyorsun diyor, dini olarak anne baba hakkından bahsediyor. Evladın hakkı yok mu? Babama karşı sevgi hissetmiyor gibiyim ama bunu kendime itiraf edince de vicdanen rahatsız hissediyorum ilerde de pişman olurum diye korkuyorum. Önerileriniz nelerdir. ?
Çalışmıyor bir gelir yok gibi anladım, nasıl annenizin her istediğini alıyor? Bu konuyu ben de acacaktim çok benzer ama benimki daha karmaşık. Sadece su durumu o kadar iyi anlıyorum ki, vicdan. İnsan vicdan muhasebesi yapıyor çok fazla. Baba en nihayetinde diyorsun. Çok zor bir durum. Ben de bu konuyu açacağım ama bir türlü cesaret edemiyorum. Çünkü ben bu konuyu içimde bile aşamamişken başkalarına anlatmak bana çok zor geliyor
 
Bunların üstüne dayağı ve daha ilerisini, üç gün çalışıp beş gün yatmayı, birine bile bakamadığı halde peş peşe çocuk yapmayı, açlık ve sefalet içinde yaşatmayı (ekmek bulamayacak, bir zeytinin tadının hayalini kuracak bir açlıktan bahsediyorum) koyduk mu ve annenin her istediğini almayı çıkardık mı ortaya benim babam çıkıyor. Kaçtık, uzaklaştık ama dönüp bakınca şu an ben yine dipdibeyim mecburen. Lafımı asla esirgemem. Bizler çok kırıldık, incindik, morardık, kanadık. O sebeple umrumda bile değil sözlerime incinirmiş. İçimde zerre sevgi yok çünkü görmedim.
Tavsiye veremeyeceğim, kelin ilacı yok çünkü.
 
Babam. Şimdiye kadar bir taşı bir taşın üzerine koyamamış, gençliğinde önüne çıkan iş fırsatlarını tepmiş, köyden bir adım dışarı adım atamayan, atmaya korkan, her şeyi çok iyi bildiğini düşünen, oturduğu müstakil ev ve biraz meyve ağaçları hariç(kaldı ki kardeşleriyle toprak kavgası yüzünden arsalarını bölemediği için oturduğu yer de bizim değil) hiç bir birikimi yok.
Akşama kadar malum kanalların haberlerini izler, maddi sorumluluk almaz, evde her işe karışır annemin burnundan getirir. Kardeşleri de bilhassa öyledir. Oturdukları yerden her işe karışırlar. Annesiz büyüdükleri için itilip kakılarak büyümüşler, sorunlu bir ailesi var.
Biz kız kardeşimle bize yaşattığı ekonomik rezilliklere rağmen okuduk, iyi konumlardayız.
Bir kavgada ilk söylediği şey "sizi okuttum daha ne istiyorsunuz" olur. Oysa ki biz küçükken bizi rencide etmişliği vardır. Başkalarının yanında bize bağırıp, kızıp ezik konuma düşürmüşlüğü vardır.
Kız kardeşimin eski nişanlısını cuma namazına gitmediği için rencide edip aralarını bozmuşluğu vardır.
Erkek kardeşim liseden sonra okumayı tercih etmedi. Köyde domates yetiştiriciliği yapmaya karar verdi. Çocuğu sürekli zarar edersen ben karışmam diyerek bunaltmışlığı vardır. Geçmişte mülakatlarda torpil faktöründen elendiğimiz zamanlarda bunu bildiği halde başarısız ve suçlu damgası vurmuşluğu vardır. Kırıcı siyasi tartışmalara girmişliği vardır.
Hiç mi iyi yanları yok diyeceksiniz. Annemin her istediğini alır. Mağdur etmemeye çalışır. Ama çoğunlukla bizi rezil eder. Eksiler artıları götürüyor gibi.
Ve artık içimde bir sevgi saygı hissetmiyorum. Bu aralar sabrımızı çok deniyor. Söylediği her söz batıyor ve karşılık veriyorum. Annem babanı kırıyorsun diyor, dini olarak anne baba hakkından bahsediyor. Evladın hakkı yok mu? Babama karşı sevgi hissetmiyor gibiyim ama bunu kendime itiraf edince de vicdanen rahatsız hissediyorum ilerde de pişman olurum diye korkuyorum. Önerileriniz nelerdir. ?
Ben de babamdan bu söylediklerinize benzer konulardan muzdaribim. Yani küçükken aramız iyiydi fakat büyüdükçe olaylar nerede koptu hatırlamıyorum ama çok uzaklaştık. Sinirlenmeyeyim, üzülmeyeyim diye konuşmaktan kaçarım onunla, en küçük bir lafına bile bağırarak karşılık veririm . O da sağolsun hiç kızımla aram neden böyle oldu diye sorgulamadan hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam eder. Arada ben de üzülüyorum yarın bir gün bir şey olursa biliyorum çünkü üzüleceğim ve vicdan yapıcam. Ama içimden zorla iyi davranmak sohbet etmek gelmiyor. Ailelerimizi ne kadar biz seçemesek de bizim hayatımızı çok etkiliyorlar , inan hayatından çıkarsan hiç görmesen bile bu travma seni etkilemeye devam edecek. O yüzden profesyonel yardım alma taraftarıyım bu konuda, çünkü çok derin ve karışık bir problem
 
Bunların üstüne dayağı ve daha ilerisini, üç gün çalışıp beş gün yatmayı, birine bile bakamadığı halde peş peşe çocuk yapmayı, açlık ve sefalet içinde yaşatmayı (ekmek bulamayacak, bir zeytinin tadının hayalini kuracak bir açlıktan bahsediyorum) koyduk mu ve annenin her istediğini almayı çıkardık mı ortaya benim babam çıkıyor. Kaçtık, uzaklaştık ama dönüp bakınca şu an ben yine dipdibeyim mecburen. Lafımı asla esirgemem. Bizler çok kırıldık, incindik, morardık, kanadık. O sebeple umrumda bile değil sözlerime incinirmiş. İçimde zerre sevgi yok çünkü görmedim.
Tavsiye veremeyeceğim, kelin ilacı yok çünkü.
Çok üzüldüm bebişim. Allah yardımcın olsun. 🙁
 
Böyle babanın neyini seveceksin ki?
Belli ki o da sizi sevmiyor, evlat sahibi olmamış da üremis gibi bir baba.
En iyisi madem ekonomik özgürlüğün de var, madem onlar da köyde, araya biraz Mesafe koy. Fazla arama, bayram seyran bazen tatile git - her tatil onlara damlama..
Kendini bedenen ve ruhen uzak tutmaya çalış
 
Ben insanlardaki ''çıktığı kabuğu beğenmeme'' hallerini bir türlü anlayamıyorum. Özellikle 2000 sonrası doğan kişilerle aileleri arasında çok ciddi bir şekilde çatışma var. Ve baktığın zaman ortada gerçekten elle tutulur bir sebep de yok. Ne istiyorsunuz da vermiyor size aileleriniz acaba?
Ne alaka ya, çıktığı kabuğu beğenmeme ile. Babalık görevlerini yapmayan, çocuğunu yavrusu saymayan , onları dibe çeken adamı sen olsan beğenir misin?
 
Babam. Şimdiye kadar bir taşı bir taşın üzerine koyamamış, gençliğinde önüne çıkan iş fırsatlarını tepmiş, köyden bir adım dışarı adım atamayan, atmaya korkan, her şeyi çok iyi bildiğini düşünen, oturduğu müstakil ev ve biraz meyve ağaçları hariç(kaldı ki kardeşleriyle toprak kavgası yüzünden arsalarını bölemediği için oturduğu yer de bizim değil) hiç bir birikimi yok.
Akşama kadar malum kanalların haberlerini izler, maddi sorumluluk almaz, evde her işe karışır annemin burnundan getirir. Kardeşleri de bilhassa öyledir. Oturdukları yerden her işe karışırlar. Annesiz büyüdükleri için itilip kakılarak büyümüşler, sorunlu bir ailesi var.
Biz kız kardeşimle bize yaşattığı ekonomik rezilliklere rağmen okuduk, iyi konumlardayız.
Bir kavgada ilk söylediği şey "sizi okuttum daha ne istiyorsunuz" olur. Oysa ki biz küçükken bizi rencide etmişliği vardır. Başkalarının yanında bize bağırıp, kızıp ezik konuma düşürmüşlüğü vardır.
Kız kardeşimin eski nişanlısını cuma namazına gitmediği için rencide edip aralarını bozmuşluğu vardır.
Erkek kardeşim liseden sonra okumayı tercih etmedi. Köyde domates yetiştiriciliği yapmaya karar verdi. Çocuğu sürekli zarar edersen ben karışmam diyerek bunaltmışlığı vardır. Geçmişte mülakatlarda torpil faktöründen elendiğimiz zamanlarda bunu bildiği halde başarısız ve suçlu damgası vurmuşluğu vardır. Kırıcı siyasi tartışmalara girmişliği vardır.
Hiç mi iyi yanları yok diyeceksiniz. Annemin her istediğini alır. Mağdur etmemeye çalışır. Ama çoğunlukla bizi rezil eder. Eksiler artıları götürüyor gibi.
Ve artık içimde bir sevgi saygı hissetmiyorum. Bu aralar sabrımızı çok deniyor. Söylediği her söz batıyor ve karşılık veriyorum. Annem babanı kırıyorsun diyor, dini olarak anne baba hakkından bahsediyor. Evladın hakkı yok mu? Babama karşı sevgi hissetmiyor gibiyim ama bunu kendime itiraf edince de vicdanen rahatsız hissediyorum ilerde de pişman olurum diye korkuyorum. Önerileriniz nelerdir. ?
Açıkçası benim de babam sorumsuz zamanında anneme şiddet uygulayan bana ve kardeşime çocukluğumuzu yasatmayan bir kere bile alıp pikniğe götürmemiş bir babaydı ama gene de çok fazla hakkı var eline geçen 10 lira ile bile bize dondurmalar alıp gelirdi hastalanınca ağlardı başımızda a ma inanır mısınız gene de kıyamıyorum üzülüyorum mesafe koydum yeteri kadar evliyim fazla görüşmüyorum ama sevdiği yemeklerden gönderiyorum bazen veya evime davet edip en iyi şekilde ağırlıyorum kızgınlık da var kırgınlık da var ona karşı ama bazı şeyler ahirete kaldı anne baba hakkı olduğu gibi evlada karşı da haklar var.
 
Uzaklaşma şansım var. Ama annem ve kardeşlerime düşkünüm. Gitmeyi düşünüyordum deprem oldu . Kaybetme korkusu ve deprem korkusu birleşince çakılıp kaldım sanki buraya.
Babanız değişmez artık sanki; diğer kararlarda da sonrasında pişman olma olasılığınız var. Aslında pişman olup, vicdan yapmanızı gerektirecek bir durum da yokken. Bu tarz önemli kararları alıp arkasında durmak sağlam bir psikoloji gerektiriyor. Babanızla travmatik bu geçmişiniz ilişkilerinize de yansır acaba destek alsanız bir uzmandan? Uzun vadede faydası olacağını,bir yerde bu çıkmazdan çıkaracağını tahmin ediyorum
 
Ben insanlardaki ''çıktığı kabuğu beğenmeme'' hallerini bir türlü anlayamıyorum. Özellikle 2000 sonrası doğan kişilerle aileleri arasında çok ciddi bir şekilde çatışma var. Ve baktığın zaman ortada gerçekten elle tutulur bir sebep de yok. Ne istiyorsunuz da vermiyor size aileleriniz acaba?
Aslında tam tersi şuan 85-95 yaş grubu ebeveyn ve en doğru şekilde çocuk yetiştirmeye çalışıyor. Bu süreçte zaten kendi ebeynlerinin yaptığı yanlışları keşfediyoruz. Bu yanlışlarla ilgili ebeveynlerimizle yüzleşince daha da olumsuz karşılık alıyoruz. Benim çıktığım kabuğu beğenmeme sürecim böyle oldu 91liyim. "Özür dilerim hata yaptım keşke öyle yapmasaydım" denmesi bile bende çok şey değiştirirdi ama olmadı.
 
Ben insanlardaki ''çıktığı kabuğu beğenmeme'' hallerini bir türlü anlayamıyorum. Özellikle 2000 sonrası doğan kişilerle aileleri arasında çok ciddi bir şekilde çatışma var. Ve baktığın zaman ortada gerçekten elle tutulur bir sebep de yok. Ne istiyorsunuz da vermiyor size aileleriniz acaba?
Aaa annem KK ya üye olmuş !
 
Malum kanalları izlemek ve annesiz büyümek dışında kayınpederimin aynısı. Eşim onunla çok muhabbet etmez. gönülden sevdiğini de sanmıyorum ama saygılı ve mesafeli davranır. Eksiği gediği sağlığıyla ilgilenir. Bence de böyle olunmalı bu tip ebeveynlere karşı
 
Benim eşimde onun yanında olmayan babasına karşı hep baba hakkından söz eder. Ben de evlat hakkında bahsederim. Evlat babayı seçmez ama baba çocuk yapmayı seçebilir. O yüzden öncelik evlat hakkıdır diye düşünüyorum. Bir baba evladına babalık yapamıyorsa ortada baba hakkı yoktur şahsi fikrim.
 
Back
X