hic evlenmemisim gibi bekar hayatimi cok ozledim

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Dediklerinin benim dediklerimle hiç bir alakası yok. Konuyu uzatmaya gerekte yok. Sadece evlilikler burada görüldüğü gibi değil, evliliklerde ki artışı senden daha iyi bilebiliyorum. bu göz yumma meselesi değil, sadece zaman değişti. artık hiç kimse kimseye eskisi gibi tahammül etmiyor. Artık kimse bazı şeyleri seneye çekmiyor. Ondandır bu evliliklerin çoğalması, ama bunların yanında gül gibi geçirip giden çok arkadaşım da var.
Cevabiniz cok goreceli, tamamen kendi gorusunuz, gercegi yansitmiyor olabilir diye dusunmuyor musunuz acaba.
 
Cevabiniz cok goreceli, tamamen kendi gorusunuz, gercegi yansitmiyor olabilir diye dusunmuyor musunuz acaba.
Boşanma işinin tam orta yerinde çalışıyorum, okuduğum dosyalardan, gördüklerimden ve duyduklarımdan artık çoğunlukla tahammül edememeyi, eskisi gibi artık kimsenin "dul " kavramını umursamadığını, normalleştiğimizi, kırsal kesimlerde bile bu şekilde boşanmaların artık normal karşılandığını bilebiliyorum. Artık kimse hiç bir şeyi çekmiyor. İçinde yarası olan boşanıyor. Ufak şeydende evlilik bitiyor, bitmesi gereken şeydende evlilik bitiyor. Kimsenin kimseye eyvallahı yok artık. Cevabım aynen sizin cevabınız gibi göreceli.. Siz nasıl ki her evliliğin kötü olduğunu düşünüyorsanız, görüşünüzü söylüyorsanız, bende iyi olan evliliklerinde olduğunu ve iyi olabileceğini söylüyorum. Doğru insanla...
 
Genelleme derken, nedemek istiyorsunuz? Ortada yapilmis istatistikler de var, bir yorumumda link verdim, daha aksini iddia edecek ne gibi bir veriniz var
?
link koyduğun an bakmıştım, akademi dünyası içinde olan biriyim o yazı son derece magazinseldi, yani profesör bile yazmış olsa hitap etmek istediği bir kitle var, pazarlama stratejisi. Bu arada her istatistiğe inansak yanmıştık :)
 
Boşanma işinin tam orta yerinde çalışıyorum, okuduğum dosyalardan, gördüklerimden ve duyduklarımdan artık çoğunlukla tahammül edememeyi, eskisi gibi artık kimsenin "dul " kavramını umursamadığını, normalleştiğimizi, kırsal kesimlerde bile bu şekilde boşanmaların artık normal karşılandığını bilebiliyorum. Artık kimse hiç bir şeyi çekmiyor. İçinde yarası olan boşanıyor. Ufak şeydende evlilik bitiyor, bitmesi gereken şeydende evlilik bitiyor. Kimsenin kimseye eyvallahı yok artık. Cevabım aynen sizin cevabınız gibi göreceli.. Siz nasıl ki her evliliğin kötü olduğunu düşünüyorsanız, görüşünüzü söylüyorsanız, bende iyi olan evliliklerinde olduğunu ve iyi olabileceğini söylüyorum. Doğru insanla...
Cevabiniz ve aktardiginiz tecrubeniz icin cok tesekkur ediyorum, konun oteki yanini gormeme yardim ettiniz.
 
link koyduğun an bakmıştım, akademi dünyası içinde olan biriyim o yazı son derece magazinseldi, yani profesör bile yazmış olsa hitap etmek istediği bir kitle var, pazarlama stratejisi. Bu arada her istatistiğe inansak yanmıştık :)
Koydugum birinci link Bir psikologla yapailan soylesi idi.
Ikincis Pew Research'ten. Pew dunyanin en bilinen think tank ve arastirma enstitutulerinden.
https://en.wikipedia.org/wiki/Pew_Research_Center
Akademik derken, eger varsa ilginc bir sosyoloji veriniz, saygin bir jurnaldan, bizimle paylasin.
 
Hala bu goreceli anlayistan kurtulamiyoruz.
Kendini tamamlamak nasil tarif edilir?
Dogrulugundan emin olunan erkek nasil bulunur?
Evlilik zaten bir kapan degil mi, evlilik anne ve cocuk ikilisine garanti hayat sagliyor mu, evlilik sandigimiz kadar kutsanacak kapasitede mi?
Bunlara acil cevap.

evliliğin kutsallığı kesinlikle göreceli.. çocuk ise daha da göreceli.. ama ben kendini tamamlamış ve doğru olduğuna inandığım adamla evlenip bize göre tam zamanında ve isteyerek çocuk sahibi olduğum için aklımda soru işareti kalmadan mutluyum diyebiliyorum.. evlilik ve çocuk benim için bir kapan değil tersine olgunlaşma ve huzur kaynağı..

kendini tamamlamak şöyledir; okumuş, asgari ölçüde bilgi ve kültür birikimine sahip, kendi hayatını eline almış ayakları yere sağlam basan, çalışan, üreten kadın profili.. tabi ülkemiz şartlarında bu özelliklere haiz kadınlarımız maalesef çok geri bırakıldıkları için ben kendimi içinde bulunduğum aile ve çevre içerisinde şanslı azınlıktan sayıyorum..
yani burda evlendim mutsuzum diyen kadınlarımızı ele alırsak daha ben kimim sorusuna bile cevap verememiş, ya içinde bulunduğu aileden ya da ortamdan kaçmak veya doğru bildiği bir tek bu olduğu için erkenden evlenmiş, erkenden çocuk sahibi olmuş kadınlar maalesef önce kendini tanıma ve tamamlama fırsatını bulamamış (buldurulmamış) kadınlardan oluşuyor..

bu kısmı elimden geldiğince anlatabildi isem diğer konuya geçeyim..
Doğruluğundan emin olunan erkek de yine maalesef ülkemiz geri kalmış zihniyeti içerisinde bulunması çok zor olan erkeklere diyorum ben.. şöyle ki iki insanın birbiri için doğru insan olabilmesi için birbirlerini sağlam tanımaları şart..
Şimdi beni taşlarlar ama(malum önce kadınlar birbirine zarar verir) ben eşimle sevgililik sürecimi anlatarak nasıl benim için doğru olduğuna emin olduğumu anlatayım.
Ben eşimle tanıştıktan 1 sene sonra annemle tanıştırdım. Ciddiyete binmesi açısından ziyade annemin objektif bilgisine ve sezgilerine güvendiğim ve kiminle vakit geçirdiğimi bilmesini istediğim için. Bu süre zarfında mümkün mertebe eşimle birbirimizi tanımaya çaba sarf ettik. Sonrasında önce kısa mesafeli günü birlik daha sonra kalmalı uzun süreli tatillere gitmeye başladık.
Ardından eşim 1 sene İstanbulda yaşadı görevi gereği.. Ben ayda 1 muhakkak evine gidip evini toparladım, yemeğini yaptım ve beraber kalarak onu kendi alanında 3-4 gün tanıma fırsatına eriştim.
Sonra da 2 sene Mardinde görev yaptı. Görev gereği şehri terketme izni 3 ayda bir olduğundan o 3 ayda bir geldi ben her ay gittim yanına.. Yine ailesinden uzakta ve fakat bu sefer sıkıntılı ortamda da nasıl olduğunu gözlemleme şansına eriştim.

Evlendiğimizde benim kocam değişmedi. Ben de değişmedim.. Aslında biz birbirimizin hayallerini ve fikirlerini tam olarak bildiğimiz için birbirimizi hiç yormadık. Tanıştığımızdan bugüne bir kere bile ayrılalım cümlesi üzerinde konuşmadık... Çünkü ben kendimi bilen kadındım ve onu tanıdım ve özel yaşamına da saygı gösterdim o da beni gerçekten tanıdı ve benim de özel yaşantıma saygı gösterdi..
Hala da böyleyiz.. Evliyiz ve kendimize ait de özel hayatlarımız var.. Çocuğumuza rağmen ve çocuğumuzla birlikte..

Ülkemiz şartlarında evet ben şanslı biri olduğumu hep söylüyorum.. Bunları herkes yapamaz.. Bi kere kadın kendini tanısa erkekle bu kadar nasıl görüşecek o büyük sıkıntı. Cafe aşkları da evlendikten sonra bu adam/kadın çok değiştiye geliyor çünkü afedersiniz de bi adamın tuvalet alışkanlığını bile bilmeden evleniyoruz sonra aaa bu adam s..muş diyoruz..

uzun olduysa kusura bakma.. ama sanırım başka türlü anlatamazdım.. evliliğe olan bakış açını daha güzel bir noktaya çekebildiysem veya sorularına doyurucu cevaplar verebildiysem ne mutlu bana..
 
Ayrıca evlilik niye kapan olsun, istersin boşanırsın girdin çıkamazsın diye bişey yok, mutluyum evliyim, evliliğimin bitmesi mutsuz olmama bakar, şükür kendimi gecindirecek durumdayım,zaten o durumda olmadan evlenilmemesinden yanayım

Ha isteyen hiç evlenmeyedebilir ama evlilik kapandır diye bir genelleme yok
 
evliliğin kutsallığı kesinlikle göreceli..
Goruslerinizi ve deneyimlerinizi ornekler vererek anlattiginiz icin cok tesekkur ederim. Ulkenin cok kucuk, mutlu bir azinligindan oldugunu bilmek, bir araya getirdigin guzel berebarligin degerini bilmek cok guzel bir duygu olsa gerek. Ancak, azinlikta olmak demek, sizin yakalayabildiginiz kriterlerin herkese nasip olmayacak demek degil mi? Medeni beraberlik ortaminin buyuk olcude bozulmus oldugunu, cogu evliliklerin iyi sartlarda bile yikildigini gormekteyiz. Demek ki evlilik kurumu cok nadir sartlarda verim alinan, aslinda zor sartlara pek de iyi cevap veremeyen bir mekanizma diyebiliriz. Ben Kuzey ulkelerinde de boyle gordum, refah yukseldikce bu sefer evliligin bir anlami kalmiyor, cunku insanlar arasinda bir ihtiyac bagi olusmuyor, ask da yok, o zaman niye bir arada dursunlar. Bilemiyorum, sizin cizdiginiz utopik hayat sartlari bana cok kirilgan geliyor. Umarim, daha cok pozitif ornekler gorebilirim, hayatimin geri kalan kisminda.
 
Ayrıca evlilik niye kapan olsun, istersin boşanırsın girdin çıkamazsın diye bişey yok, mutluyum evliyim, evliliğimin bitmesi mutsuz olmama bakar, şükür kendimi gecindirecek durumdayım,zaten o durumda olmadan evlenilmemesinden yanayım

Ha isteyen hiç evlenmeyedebilir ama evlilik kapandır diye bir genelleme yok
Sizce cogu erkekler neden evliligi kapan olarak goruyor? Dunyanin cogu ulkesinde bu dusunceyi tasiyan erkek tanidiklarim oldu. Cok azi kendini iyi hissediyor, mesela Cinli arkadaslar, cunku onlar icin aile kurmak en onemli aktivite.
 
Goruslerinizi ve deneyimlerinizi ornekler vererek anlattiginiz icin cok tesekkur ederim. Ulkenin cok kucuk, mutlu bir azinligindan oldugunu bilmek, bir araya getirdigin guzel berebarligin degerini bilmek cok guzel bir duygu olsa gerek. Ancak, azinlikta olmak demek, sizin yakalayabildiginiz kriterlerin herkese nasip olmayacak demek degil mi? Medeni beraberlik ortaminin buyuk olcude bozulmus oldugunu, cogu evliliklerin iyi sartlarda bile yikildigini gormekteyiz. Demek ki evlilik kurumu cok nadir sartlarda verim alinan, aslinda zor sartlara pek de iyi cevap veremeyen bir mekanizma diyebiliriz. Ben Kuzey ulkelerinde de boyle gordum, refah yukseldikce bu sefer evliligin bir anlami kalmiyor, cunku insanlar arasinda bir ihtiyac bagi olusmuyor, ask da yok, o zaman niye bir arada dursunlar. Bilemiyorum, sizin cizdiginiz utopik hayat sartlari bana cok kirilgan geliyor. Umarim, daha cok pozitif ornekler gorebilirim, hayatimin geri kalan kisminda.
aslında sorun şu; evlilik doğru kurulmazsa gerçekten bir kapan olabilir.. ben çocuk istemeyen biri olsaydım ve çocukların en iyi sağlıklı bir aile ortamı içinde büyüyeceğine inanmasaydım evlenmemeyi tercih edebilirdim.. ama bu evliliği kapan olarak görmekten ziyade çok da gerekli olmamasından dolayı bana göre..
medeni beraberlik ortamı büyük ölçüde bozulması tamamen insan eliyle olan bir durum.. yozlaşan insan kültürü maalesef her şeyi bozduğu gibi evlilik kurumunu da bozuyor..
evet bu içinde çoğunlukla içinde bulunduğumuz toplum sonra da diğer ülkeler göz önüne alındığında yozlaşan ve kırılganlaşan kültürler sebebi ile bu şekilde..
en basitinden kolaya alıştırıldık... evlilikte bile zorluk yaşamak istemiyor hemen boşanalım laflarını kuruyoruz.. ben mutlu evliliğimin ilk adımını bu cümleyi eşimle asla ağzımıza almayacağız diyerek attım.. hiç mi sıkıntı yaşamıyoruz.. çook yaşıyoruz ama asgari müşterekte buluşmaya çalışıyoruz..
tabi benim için bütün bunlar sağlıklı bir aile ortamı ve çocuk için.. çocuk da bir kapan olduğu değil ben ve eşimin çok istediği için..
bu minvalde tekrarlıyorum ki çocuk istemiyor olsaydım evlenmemeyi düşünürdüm..
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X