Popüler Konu Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Cam çocuk

Willow cam kemik hastalığı ile dünyaya gelen bir kız çocuğu. Anne karnında 16. Haftada öğrenildiği zaman Charlotte kızını doğurmayı istedi ve 7 kırık ile dünyaya geldi. Bakımı oldukça zor olan willow'un aileye maddi manevi yükü çok fazlaydı.
Disney gezisi sırasında yaşadıkları bir olaydan sonra avukata giden Sean ve Charlotte avukatın kusurlu doğum üzerine açılmış ve kazanılmış davaları anlatması üzerine karı koca bir yol ayrımına girer. Charlotte ne olursa olsun bu davayı açmak istemekte çünkü kazanacağı tazminat ile kızını daha rahat yaşatabilecekti. Buradaki tek sorun dava açacağı kişi en yakın arkadaşı Piper olmasıydı. Dava sonrası Charlotte ailesi parçalamaya arkadaşlık ilişkileri kopmaya başladı.

Genel olarak kitabım özeti bu. Ben olsam bu davayı açar mıydım sanırım açardım. Çünkü benim için arkadaştan çok çocuğum önemli onun rahatı için çoğu şeyi göze alabilir. Eşinin tavrını doğru bulmadım. Charlotte nın dediği gibi sadece kahraman olmak için davaya karşı çıktı. Maddi manevi yardımcı olamadığı bir çocuğa karşı sorumluluklarının bilincinde değildi bence. Eşi olmadan kızı ile ilginemenin ne kadar zor olduğunu gördüğü halde yardımcı olmayacağına sadece ah vah etti

Genel olarak kitabı sevdim hızlı okunan akıcı klasik bir kitaptı
 
Ama 20. sayfada bırakçam kitabı dedim bırakmadım hadi biraz daha 30 gbi dedim 50 gibi dedim derken okudum gitti oldu 😂 gerçekten ilginç bir akıcılığı vardı kitabın, bataklık gbi geldi bana valla çırpındıkça daha da okudum😬 ben bu tip filmleri de kitapları da sevmem çünkü yüreğim kaldırmıyor içim daralıyor hobi ya da iyi zaman geçirme kavramı benim için çürümüş , işkenceye dönüşüyor gibi geliyor kendi açımdan. Ama kitap sürükledi gerçekten sonu güzel bitiyor bari derken o sonu okuduğumda bikaç saat kendime gelemedim hayattan soğudum adeta.
Yalnız şu bir gerçek ki konusuna dair hiç bir şey bilmeden başladım, böyle acı olduğunu bilseydim hiç okumazdım. Ama pişman değilim çok güzel yansıtılmış, çok iyiydi bence.
 
1000k dan kopyaladım yorumumu 🤣🤣

tamamen tesadüf eseri karşılaştığım ve hakkındaki birçok olumlu yoruma karşı koyamayıp tanıştığım bir yazar oldu ve kitabı kısa bir sürede bitirip neden böylesine sevildiğini anladım.

kitap elbette konusu bakımından oldukça akıcı fakat yazar adeta film izletir gibi işlediği "senaryo" ile kitabı okutuyor. milyonlarca satılıp farklı dillerde de oldukça iyi bir başarı yakalamasının sebeplerinden biri sanırım bu.

willow, cam kemik hastalığıyla bildiğimiz bir hastalığa sahip henüz 5 yaşında ama aklı başında bir çocuk. yani yürürken, sağdan sola dönerken, hapşırırken ya da sadece otururken birden herhangi bir kemiği kırılabilir.

charlotte, bekar bir anne ve pasta şefiyken sean'la tanışan ve willow'dan sonra mecburen mesleğine ara veren güçlü ve fedakar bir anne; tüm anneler gibi. adeta bir doktor gibi willow'a ve onun hastalığına dair birçok şeye hakim olan charlotte, yaşadıkları bir olay sonrası gittikleri bir avukatın ofisinde en yakın arkadaşı ve aynı zamanda willow'a hamileyken süreci takip eden doktoru piper'a dava açmaya karar verir. bu onun için çok ama çok zor bir karardır çünkü bu hastalığa sahip olanlar bile onu paragöz olmakla ve evladını sevmemekle suçlarlar çünkü savunma yapacakları ana madde, "eğer willow'un durumu erken fark edilseydi kürtaj söz konusu olur muydu?"

beni en en en en çok şaşırtan şeylerden biri piper'ın adiliği oldu. mesleki anlamda geçirdiği zorluk bir yana içinde bulunduğu duygusal dönem (eski) en yakın arkadaşının kocasının dudaklarına yapışmasını gerektirmezdi sanırım. yani yıllardır bu anı bekliyor gibiydi resmen.

sean'a da ayrıca sinirlendim. karısını yeteri kadar anlamaya çalışmadığını ve onu her anlamda yalnız bıraktığını hatta yüküne yük eklediğini düşünüyorum. charlotte ergenliğin zirvesindeki bir genç kız, sosyal ortamlarda hatta anaokullarında bile kendine güçlükle yer bulan hasta bir çocukla ve geçim sıkıntısıyla mücadele ederken, sean kırmızı ışıkta yol verdiği kadına gülümsemesinin doğru olup olmadığına karar vermeye çalışıyor...

kitapta sık sık bahsi geçen madde 22'yi mutlaka okuyacağım. ailenin içinde bulundukları durumu kitaptaki kara mizaha benzetmeleri ilgimi çekti.

yazardan diğer kitapları mutlaka okumaya devam edeceğim. kesinlikle bir şans verilmesi gereken bir kitap.

bir akrep burcu olarak dost görünümlü post olan piper'a hala sinirli olduğumu fark ettim. tabii koca görünümlü nefes alan biyolojik israfa da.

kitap beni gerçekten çok etkilemişti. bir anne olarak ben ne yapardım diye çok sorguladım kendimi. hala da cevap veremiyorum bu konuya.
 
Ben okuyalı çok oldu ama genel olarak hatırladığım kitaplardan biri. Kitabı sevmiştim. O dönem üst üste yazarın kitaplarıni okumuştum. Genel olarak kahramanların ağzından ayrı ayrı olaylar anlatılıyor her kitapta ve bir mahkemeye bağlanıyor. Bu kitabın konusu fazla Amerikanvari bence. Bizde böyle bir konuda kimse dava açmaz. Mevzu arkadaşlıkla ilgili değil. Bizde genel kanı çocuk aldırmak en son dusunecegimiz şey olduğu için anne karnındayken böyle tespit yapılıp bildirilse bile muhtemelen kaderci yaklasilirdi. Ben de şahsen hamilelik döneminde nasılsa aldiramam diye 2li 3lu testleri yaptırmamıştim.
 
1000k dan kopyaladım yorumumu 🤣🤣

tamamen tesadüf eseri karşılaştığım ve hakkındaki birçok olumlu yoruma karşı koyamayıp tanıştığım bir yazar oldu ve kitabı kısa bir sürede bitirip neden böylesine sevildiğini anladım.

kitap elbette konusu bakımından oldukça akıcı fakat yazar adeta film izletir gibi işlediği "senaryo" ile kitabı okutuyor. milyonlarca satılıp farklı dillerde de oldukça iyi bir başarı yakalamasının sebeplerinden biri sanırım bu.

willow, cam kemik hastalığıyla bildiğimiz bir hastalığa sahip henüz 5 yaşında ama aklı başında bir çocuk. yani yürürken, sağdan sola dönerken, hapşırırken ya da sadece otururken birden herhangi bir kemiği kırılabilir.

charlotte, bekar bir anne ve pasta şefiyken sean'la tanışan ve willow'dan sonra mecburen mesleğine ara veren güçlü ve fedakar bir anne; tüm anneler gibi. adeta bir doktor gibi willow'a ve onun hastalığına dair birçok şeye hakim olan charlotte, yaşadıkları bir olay sonrası gittikleri bir avukatın ofisinde en yakın arkadaşı ve aynı zamanda willow'a hamileyken süreci takip eden doktoru piper'a dava açmaya karar verir. bu onun için çok ama çok zor bir karardır çünkü bu hastalığa sahip olanlar bile onu paragöz olmakla ve evladını sevmemekle suçlarlar çünkü savunma yapacakları ana madde, "eğer willow'un durumu erken fark edilseydi kürtaj söz konusu olur muydu?"

beni en en en en çok şaşırtan şeylerden biri piper'ın adiliği oldu. mesleki anlamda geçirdiği zorluk bir yana içinde bulunduğu duygusal dönem (eski) en yakın arkadaşının kocasının dudaklarına yapışmasını gerektirmezdi sanırım. yani yıllardır bu anı bekliyor gibiydi resmen.

sean'a da ayrıca sinirlendim. karısını yeteri kadar anlamaya çalışmadığını ve onu her anlamda yalnız bıraktığını hatta yüküne yük eklediğini düşünüyorum. charlotte ergenliğin zirvesindeki bir genç kız, sosyal ortamlarda hatta anaokullarında bile kendine güçlükle yer bulan hasta bir çocukla ve geçim sıkıntısıyla mücadele ederken, sean kırmızı ışıkta yol verdiği kadına gülümsemesinin doğru olup olmadığına karar vermeye çalışıyor...

kitapta sık sık bahsi geçen madde 22'yi mutlaka okuyacağım. ailenin içinde bulundukları durumu kitaptaki kara mizaha benzetmeleri ilgimi çekti.

yazardan diğer kitapları mutlaka okumaya devam edeceğim. kesinlikle bir şans verilmesi gereken bir kitap.

bir akrep burcu olarak dost görünümlü post olan piper'a hala sinirli olduğumu fark ettim. tabii koca görünümlü nefes alan biyolojik israfa da.

kitap beni gerçekten çok etkilemişti. bir anne olarak ben ne yapardım diye çok sorguladım kendimi. hala da cevap veremiyorum bu konuya.
Ki piper tanıştırmış ikisini. Bence mesleki olarakta eksikliği vardı daha erken öğrenebilirdi hastalığı
 
Ergen kız da yanlış hatırlamıyorsam bulimia idi. Ankara'da yakın arkadaşımin da hastalığı buydu. O hastalığı iyi bilirim. Pes peşe dört tost yiyip doymadım derdi ama ben tuvalete gidip hepsini bosalttigini bilirdim. Sonra gelip hiç yememiş gibi midesini tekrar doldururdu. O yemeye rağmen 34 bedendi. Bu konuda onunla hiç konuşmadık muhtemelen haberim olduğunun farkında bile değildi
 
İyi akşamlar:)
Cam Çocuk benim gibi ağlak yengeçler için oldukça okuması zor bir kitaptı:)
Sürekli kendimi anne yerine koyarken buldum ve sonuna kadar davasını destekledim. Babanın anneyi tam yanında olması gerekirken yalnız bırakması ve adice gidip doktor kadınla öpüşmesi çok sinir bozucuydu.
Kitap oldukça akıcı bir dille yazılmıştı ve kişilerin dilinden olması duyguya tam girmemizi sağlıyordu.
Okumama vesile olan arkadaşlara teşekkür ediyorum:)
 
tabii ki de. 18. haftada belirlenebiliyormuş ama o haftada bir sorun yok demişti.
Net ultrason görüntüsünün belirti olmasına da çok şaşırmıştım. Biz buna aa ne güzel diyebiliriz ama doktorun o net görüntünün ikaz olduğunu görmemesi çok kötü.
 
Hepinizin annenin davayı açmasında haklı olduğunu düşündüğünüzü görünce sevindim açıkçası. Bence de haklıydı.

Sadece davada hastalığı bilseydim doğurmazdım, bakımı çok zor, maddi yükü var gibi nedenler ileri sürülmesindense çocuğun acı çekmesinin ana neden olması gerektiğini düşünmüştüm ben.

Bi çocuğun her bir kemiği kırıldığındaki çektiği o acıya katlanması gerekir miydi? Bilseydi belki sırf bu yüzden çocuğu acı çekmesin diye aldırmak isteyebilirdi. Ve o zaman çocukta kendisinin istenmediğini düşünmezdi. Yazık yavrum annesinin onu doğurmak istemediğini düşündü. Çok üzülmüştüm buna.

Bir de annenin diğer kızla ilgisini tamamen kaybetmesi çok üzücüydü. Kız ilgilerini çekebilmek için neler yaptı.

Ve son olarak o kadar şeye rağmen çocuğun ölmeyipte göle düşerek ölmesi.. zorlama olmuş bence ya. Yazarın kitapları hep mi böyle bilmiyorum. İki kitabını okudum ikiside aynı tarzdı. Sonunda sürpriz ölüm, hastalık, mahkemeler vs.

Ha birde çek meselesi. O kadar uğraş uğraş çeki kızla birlikte göm. O hastalığa sahip olanların hayrına vakfa fln bağışlasaydı bari. Kitaba çok sinirlenmiştim ya şimdi tekrar hatırladım yorumlarken 😅😅
 
Ben olsam ben de o davayı açardım özel gereksinimleri olan çocuğuma daha iyi koşulları sağlayabilmek adına bu durumu arkadaşıma açıklayabilirdim belki çocuğun sürpriz ölümü yani boşuna mıydı her şey deyip üzmüştü beni evliliği, arkadaşlığı sarsıldı ki bu süreçte çok fazla ihmal edilen büyük çocuk onun durumu da içler acısıydı
 
Sadece davada hastalığı bilseydim doğurmazdım, bakımı çok zor, maddi yükü var gibi nedenler ileri sürülmesindense çocuğun acı çekmesinin ana neden olması gerektiğini düşünmüştüm ben.
İşte ama öyle söylemesi gerekiyordu ki dava açabilsin. Yani doktor benim hakkımı elimden aldı demeliydi ki zaten istemeyerek dedi.
 
Hepinizin annenin davayı açmasında haklı olduğunu düşündüğünüzü görünce sevindim açıkçası. Bence de haklıydı.

Sadece davada hastalığı bilseydim doğurmazdım, bakımı çok zor, maddi yükü var gibi nedenler ileri sürülmesindense çocuğun acı çekmesinin ana neden olması gerektiğini düşünmüştüm ben.

Bi çocuğun her bir kemiği kırıldığındaki çektiği o acıya katlanması gerekir miydi? Bilseydi belki sırf bu yüzden çocuğu acı çekmesin diye aldırmak isteyebilirdi. Ve o zaman çocukta kendisinin istenmediğini düşünmezdi. Yazık yavrum annesinin onu doğurmak istemediğini düşündü. Çok üzülmüştüm buna.

Bir de annenin diğer kızla ilgisini tamamen kaybetmesi çok üzücüydü. Kız ilgilerini çekebilmek için neler yaptı.

Ve son olarak o kadar şeye rağmen çocuğun ölmeyipte göle düşerek ölmesi.. zorlama olmuş bence ya. Yazarın kitapları hep mi böyle bilmiyorum. İki kitabını okudum ikiside aynı tarzdı. Sonunda sürpriz ölüm, hastalık, mahkemeler vs.

Ha birde çek meselesi. O kadar uğraş uğraş çeki kızla birlikte göm. O hastalığa sahip olanların hayrına vakfa fln bağışlasaydı bari. Kitaba çok sinirlenmiştim ya şimdi tekrar hatırladım yorumlarken 😅😅
ay değil mi? kızın öylece ölmesi ve çek olayı beni de çok şaşırtmıştı 😑
 
Hepinizin annenin davayı açmasında haklı olduğunu düşündüğünüzü görünce sevindim açıkçası. Bence de haklıydı.

Sadece davada hastalığı bilseydim doğurmazdım, bakımı çok zor, maddi yükü var gibi nedenler ileri sürülmesindense çocuğun acı çekmesinin ana neden olması gerektiğini düşünmüştüm ben.

Bi çocuğun her bir kemiği kırıldığındaki çektiği o acıya katlanması gerekir miydi? Bilseydi belki sırf bu yüzden çocuğu acı çekmesin diye aldırmak isteyebilirdi. Ve o zaman çocukta kendisinin istenmediğini düşünmezdi. Yazık yavrum annesinin onu doğurmak istemediğini düşündü. Çok üzülmüştüm buna.

Bir de annenin diğer kızla ilgisini tamamen kaybetmesi çok üzücüydü. Kız ilgilerini çekebilmek için neler yaptı.

Ve son olarak o kadar şeye rağmen çocuğun ölmeyipte göle düşerek ölmesi.. zorlama olmuş bence ya. Yazarın kitapları hep mi böyle bilmiyorum. İki kitabını okudum ikiside aynı tarzdı. Sonunda sürpriz ölüm, hastalık, mahkemeler vs.

Ha birde çek meselesi. O kadar uğraş uğraş çeki kızla birlikte göm. O hastalığa sahip olanların hayrına vakfa fln bağışlasaydı bari. Kitaba çok sinirlenmiştim ya şimdi tekrar hatırladım yorumlarken 😅😅
Çat diye gitti kızcağız 🥺
 
X