• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

İçimde sorunlar, bilindik sorunlar, hep sorunlar, anneli sorunlar

Bence de olmaz. Sorun da o değil zaten; sorun annemin anneliğime kadar laf söylemesi, durduk yere çocuğumu uyandıracak kadar dediğim dedik davranması ve beni hiçe sayması, benim de artık resti çekmem ve şimdi de düşüncelere salınmam. Olay bu.

Her görüşmenizde anneliğinize bir ton laf sayılsa, sürekli eleştirilseniz, siz de gurur yaparsınız bir noktadan sonra, eminim.
annem böyle deyin, kabul etmeye çalışın. annenizin size söylediklerini umursamayın. iyi bir annesiniz buna içtenlikle inanıyorum.
ben bunun daha kötü bir örneğini yaşadım kısmen hala yaşıyorum.
emin olun kayınvalideden duymak daha sinir bozucu :)
 
o da emin ol kötü niyetle yapmıyor bunları huyu böyle. seni de o kadın büyütmedi mi? tamam çok taviz verme ama anneye karşı da gurur yapılmaz ki anne o. şuan senin bebeğin senin için neyse, sen de annen için osun.
 
annem böyle deyin, kabul etmeye çalışın. annenizin size söylediklerini umursamayın. iyi bir annesiniz buna içtenlikle inanıyorum.
ben bunun daha kötü bir örneğini yaşadım kısmen hala yaşıyorum.
emin olun kayınvalideden duymak daha sinir bozucu :)

Kabul ediyorum etmesine de işte, çileden çıkarıyor bazen.
Bir değil iki değil... Sürekli bir savaş, her konuda. Çok hee deyip geçiyorum, çoğu şeye. Ama bu hassas bir konu, ne bileyim gözü de görüyor yani, görüyor ne biçim paraladığımı kendimi. Bir olur, iki olur, beş olur, on olur sabır sabır... Bir yerden sonra doluyorum işte.

Kvdeyi pek sallamam, demez zaten bir şey de, bir iki bir şey diyecek olsa da yani umurum olmaz. Ama insanın kendi annesi yapınca da bi tuhaf oluyor ya, şu dünyada anne-kız, ikisi de anneyken, birbirini anlamayacak da kim anlayacak?
 
o da emin ol kötü niyetle yapmıyor bunları huyu böyle. seni de o kadın büyütmedi mi? tamam çok taviz verme ama anneye karşı da gurur yapılmaz ki anne o. şuan senin bebeğin senin için neyse, sen de annen için osun.

Öyle zaten, kendince iyilik yapıyor. Kendine üşüme gelince, çocuk da üşür diye fır dönüyor arkasında. Ama beni de eziyor işte, öyle bir eziyor ki "Sen bilemezsin" lafı ile başlıyor; "Ben seni büyüttüm, çocuğun sıcaklayıp terlediğini bilirsin de , üşüdüğünü bilemezsin; kapıverir şifayı. Sen tecrübesizsin, sen anlamazsın, o öyle olmaz, bu böyle olmaz, olmaz, olmaz, olmaz, sen,sen, sen..." Oyh...
 
Konuyu yarım saat önce okudum. Sonra kapadım sayfayı. Gittim ağladım ağladım hatta şu an bile içten Ağlıyorum çünkü kızım yanımda gözlerime dikkatli dikkatli bakıyor her seferinde. Sezdi bişeyler olduğunu da emin olamadı.
Doğuma hazırlık hastane odası eve dönüş herkes bişeyler söyler geçer gider de annenin söyledikleri tutumu davranışı hayat boyu unutulmazmış. Ben üç sene oldu doğum yapalı. Bu süre içinde o günlerdeki üzüntümü kalp kırıklığımı hüznümü unuttum geçti gitti sanıyordum ki konunuzu okuyunca sadece gerilere ittiğimi farkettim. Gün yüzüne çıkınca yine aynı kalp ağrısı. Hayatımda çok şeye üzüldüm ama o zmanalardaki annemden gelen olumsuz davranışlar bir cümle söz benim boynumu büktü daha kırgın oldum.. Ben üstüne söz söylemedim hiç böyle gördüm anneler candır.Herşeye rağmen Allah razı olsun diyorum yine bu konu vesilesiyle de onu kalbimde affediyorum öfke besleyemem yine karşı çıkamam eğilirim önünde.
Kendi başınızın çaresine bakmaya çalışın. Kimsenin daha sonra laf söylemesine fırsat vermeyin bu anneniz dahi olsa. Onlar yaşlı tahammül güçleri zayıflamış artık. Öfkelenmeyin yada öfkelenince sizin bebekliğinizi düşünüp affedin kalbinizde. Birikmesin. Bu sizin iyiliğiniz için. Ben doğuma dakikalar kala sancı çekerken anne nolur bana kötü davranma diye cümle kurmuştum. Hayatımda unutmam sanırım.Ki benim annem benim canımdır yine de en iyi arkadaşımdır. Hatırlamıyorum diyor bunu, o zmanaki halini tavrını dediklerini hatırlamıyor. Yaşlılar ve gerçekten yorgunlar. Huysuz bir çocuk gibi. Allah yardımcınız olsun. Bebek ne kadarlık bilmiyorum fakat onu hep dahil edin hayatınıza. Bebekle herşeyi yapmaya çalışın kurs market vs. Bu sizi daha güçlü kılacaktır inşallah.
 
Anneniz annelik içgüdüsüyle kendi bildiği sekilde çocugu yetiştirmeye çalışıyor ki sizi de o büyütmüş.
Bırakacaksanız,ne yaparsanız yapın kendi kuralları geçerli olacaktır.
Ha bu doğru demiyorum ,çocuklar büyüklerden sadece bir kat fazla giyinmeli demişti doktor.
Gurur da yapsanız kızsanız da anneniz sonuçta ne kadar dayanabilirsiniz ki.
Şükür ki çocugunuza bakmak isteyen anneniz var ben torunlarını bile görmek istemeyen kovanları da gördüm.
katılıyorum
 
Asla bırakmam çocuğu

Benim çocuğum annemin doğrusu ile değil benim yanlışımla büyümeli

Yani hatalı isen de onun Hakkında kararları ben almalıyım

Bebek hep üşür hep açtır onlara göre

Bu sadece annelerde de yok, çoğunluğun kalıp şeklinde doğruları var ve dışına çıkanın fikri kesin hatalıdır

Geçen evimde halı yok oğlumun hiç ev ayakkabısı olmadı evim yerden ısıtmalı değil dedim hasta olur o çocuk ev buz gibi olur dendi mesela belki sen de o konuda öyle dersin

Annen de böyle, kalıpları var ve onun dışına çıkamaz

Çözüm ayda yılda bir görüşmek misafir olarak
 
Resme devam etmeniz konusunda desteklemiştim sizi ama çocuğunuz çok küçükmüş. Gidince evde uygulama kısmı da hep sekteye uğrayacak. Şartları zorlarım derseniz siz bilirsiniz. Ben çok sevdiğim ve baya ilerledigim bi sanat dalıni çocuklar küçük olduğu için bıraktım. Olmuyordu çünkü. Çok özenmek lazim. Hep hızlı hızlı sindirmeden yapıyordum. Şuan askıda ikinciyi de anaokuluna gönderdiğimde devam edeceğim inşallah.

İllaki gideceğim derseniz bırakın annenize. O ordayken istediğini uygulasın. Kesin sınırlarınızı belli edin yeter. Hepimizin annesi öyle. Usutmekle hasta olunacağını zannediyorlar. Anneme herseferinde mikropların varlığını anlatıyorum ama ı ıh. :) Tepkisi yine "nerde üşüdü ki acaba?" :) Ablası hastaydı ondan geçti. "Hımmm salgın var demek, yine de uykudan uyanınca yeleğini giydir." :)) Onun yanında bir iki giydiriyorum işte. Evimdeyken görmüyor nasılsa. ;) Zaten evim çok sıcak kışın bile yelek giydirsem isilik döküyor çocuklar..

Benden size tavsiye. Anneniz birşey mi dedi "hımm evet doğru annecim, haklisin" deyin. Sonra yine kendi bildiğinizi yapmaya devam edin. Didistikce eleştirecek sizi. Arada birşeyler sorun, danışın bildiğiniz halde. Ne kadar hoşuna gidecek görürsünüz. Gönlü hoş olsun. Yarına kim sağ çıkar belli olmaz.
 
Ben olsam Gurur yapar bırakmam çocuğu. Annem bile olsa kimseye minnet etmeyi sevmiyorum. En küçük bir laf batıyor bana.

Ama ceket işi beni benden aldı gerçekten. Ben olsam çok sinirledirdim heralde. :kızgın:
 
Senin anandan bende de var. Hatta hepimizde var. Hatta ve hatta ilerde senin bebenin de olacak.

Bence sen annenle olan ilişkini fazla ciddiye alıyor ve annen vasıtasıyla dünyaya habire rest çekiyorsun. Ne gerek var? Ne güzel sana yardımcı bi anan var, azıcık alttan alsan? Neden hep bi mücadele içindesin? Evden çıkmaya ihtiyacın var mı, var. Peşinden gideceğin bi tutkun var mı, var. Çocuğunu güvenle emanet edebileceğin biri var mı, var. İşleri zorlaştıran sensin yoksa biraz nefes alabilmen için ihtiyacın olan tüm altyapıya sahipsin.

Durun ekleme yapmam lazım.
Ben bu çocuk tek kişinin elinde büyümeli ekolüne karşıyım. Ne var yani günde 3 saat başkası baksa? Çalışma mecburiyeti olup 40 günlük çocuğu elin bakıcısına bırakanın canı yok mu? Çocuk çok küçük biraz bekle diyenlere katılmıyorum. Çocuk küçük evet ama hayat kısa. Hayalin tam olarak ne bilmiyorum ama resim yapıcam diye çocuğu kendi kaderine terk etmeyeceksin heralde. Gündüz birkaç saat kursa git, uyku saatinde de pratik yap kime ne zarar gelir.
 
Son düzenleme:
Selam hanımlar, yeni bir "Gangsta'nın bitmeyen dertleri" köşesine daha hoş geldiniz.

Gerçi bu dert, bilindik dertlerimin harmanı gibi bir şey oldu, yeniden ayyuka çıktı.
Bu kez elimden geldiğince kısa keseceğim gözlerinizin hatırı için.

Günlerdir pişkinlik-gurur çizgisi üzerinde yürüyorum ve gurur tarafı daha ağır çekiyor.
Ancak küçük bir yanım da "Vur pişkinliğe, 2 saat değil mi; sen işini gör yine bas git" diyor.

Şöyle özetleyeyim:
Annemle tartıştık (yine), ona "Çocukla ilgili hiçbir lafını duymak da istemiyorum yardımını da istemiyorum bundan sonra" dedim. Bir diğer yandan resim kursu açıldı ve elbette full time çocuğun başında olduğum için gidemiyorum. :/

Bakıcı seçeneğini eliyorum mecbur, bir önceki konuma bakabilirsiniz sebebi hususunda.
Annemin nasıl bir karakter olduğunu az buçuk anlamak ve verdiği söz için bir diğer konuma bakabilirsiniz.
Resim konusunda nasıl hevesli ve hayalperest olduğum konusu da vardı bir yerlerde, ona da bakabilirsiniz.

Ne diyeyim... Böyle kaldım.

Annemle tartışmamı açayım:
Sürekli çocuk üzerine direktif veriyor.
Yok pencere açma hasta olacak çocuk, üşütürsün.
Yok o çorabı çıkarma, ayağından girer soğuk, çocuk hep yere basıyor sen bilmezsin anlamazsın üşür.
Yok onu çıkarma, hava soğuk, ben üşüyorum çocuk üşür.
Onu öyle yapma, yok çocuk şöyle olur böyle olur vırt zırt...

1-2 gün emanet ettim çocuğu, geri döndüm çocuk nezle. Biz hastalandırdı olduk, güya biz pencere açmışız da gitmeden önce, ondan olmuş. Bu çocuk benim elimde bir kere hasta olmadı, kendisi kat kat giydirip terletip sıkıyor, orasına burasına bez sokuyor terledikçe. Ya hareket halinde çocuk, sen oturuyorsun ve menopozlu kadınsın yani, "Üşümez" diyorum anlatamıyorum. Arkamı döndüğüm an üzerine yelek, ceket bir şey daha giydirir.

Yine bir zaman, uyutuyorum çocuğu, baya zorluyor uyumayacağım diye.
Hamakta sallanıyor, bir şeyler yedirdim güç bela, sonunda uyudu, 1 saat filan uğraştım.

Sonra annem geldi, elinde ceket sallıyor.
Tam dalmadan giydir çocuğa bunu üstü açılır üşür diyor. (Kadın üşümeye takık)
"Anne" dedim, "Ben ayarlarım onu, çocuk uyuyor bak uyanacak; git. Yatağına alırken üzerini ayarlıyorum ben" diyorum sessizce. Kadın hala gürül gürül "Yatağa alınca giydirirsen uyanır, giydiriver şimdi sallanırken" diyor.
Anne şimdi sıcak, terleyecek komple üzerini değiştirmek zorunda kalacağım o zaman temelli uyanır, ses etme hadi git" diyorum yine, "Giydirmeden yatırma, zaten hasta ettiniz; ben karışmıyorum!" dedi ve çocuk uyandı.

Sinirlendim, "Uyandırdın, giydir ceketini de al uyut şimdi, ne yaparsan yap!" dedim, yerimden kalkarken daha ceketi fırlattı bana doğru "Kusura bakma uyutamam, senin çocuğun, bak çocuğuna" filan dedi. "Senin sesine uyanmıştır, benim sesim varmıyor ki oraya" dedi bir de üzerine. Ondan sonra ben de işte baştaki lafı söyledim.

Böyle bir tartışma.

Biliyor, kurs başlayınca el mahkum çocuğu tıpış tıpış getirmek zorunda kalacağımı, haksız olduğu halde alttan almak, tükürdüğümü yalamak durumuyla yüzleşeceğimi ve bekliyor. Ses seda yok, kaç gündür konuşmuyoruz ve "Nasıl olsa bana mecbur" havasında olduğundan %99.9 eminim. Bir yandan kendime "Kafadan 3 seneyi sil Gangsta, çocuğunu bir saat bile bırakma. Resim bir yere mi kaçıyor; olur illa bir gün. Boşver. Kimsenin üzerinde söz hakkı olmasın, annenin bile! Gururlu ol bu konuda!" diyorum. Diğer yandan "Ya bırak işte bakıyor, iki lafını duymayıver, bazı hallerini görmeyiver, sen işine bak, çocuk da büyüsün, sen de kursuna git. 2 saat değil mi zaten, ruhen buna ihtiyacın var, salla ve götür bırak çocuğu vur pişkinliğe" diyorum.

Diyorum da... Yok. Gurur ağır basıyor.
Ofh...
Uzun oldu yine kızlar kusura bakmayın. :/
Kendi içimde öyle sorular, sorunlar...
Kurs başladı, çocuk gibi gidip renkli kalemlik bile almıştım ya.
Hepsi yine evde çekmece doldurdu öylece...
Neyse.

3 seneyi daha sileyim ben en iyisi. Değil mi?
Valla gerçekten çok kısa kesmişsin :KK70:
 
Konuyu yarım saat önce okudum. Sonra kapadım sayfayı. Gittim ağladım ağladım hatta şu an bile içten Ağlıyorum çünkü kızım yanımda gözlerime dikkatli dikkatli bakıyor her seferinde. Sezdi bişeyler olduğunu da emin olamadı.
Doğuma hazırlık hastane odası eve dönüş herkes bişeyler söyler geçer gider de annenin söyledikleri tutumu davranışı hayat boyu unutulmazmış. Ben üç sene oldu doğum yapalı. Bu süre içinde o günlerdeki üzüntümü kalp kırıklığımı hüznümü unuttum geçti gitti sanıyordum ki konunuzu okuyunca sadece gerilere ittiğimi farkettim. Gün yüzüne çıkınca yine aynı kalp ağrısı. Hayatımda çok şeye üzüldüm ama o zmanalardaki annemden gelen olumsuz davranışlar bir cümle söz benim boynumu büktü daha kırgın oldum.. Ben üstüne söz söylemedim hiç böyle gördüm anneler candır.Herşeye rağmen Allah razı olsun diyorum yine bu konu vesilesiyle de onu kalbimde affediyorum öfke besleyemem yine karşı çıkamam eğilirim önünde.
Kendi başınızın çaresine bakmaya çalışın. Kimsenin daha sonra laf söylemesine fırsat vermeyin bu anneniz dahi olsa. Onlar yaşlı tahammül güçleri zayıflamış artık. Öfkelenmeyin yada öfkelenince sizin bebekliğinizi düşünüp affedin kalbinizde. Birikmesin. Bu sizin iyiliğiniz için. Ben doğuma dakikalar kala sancı çekerken anne nolur bana kötü davranma diye cümle kurmuştum. Hayatımda unutmam sanırım.Ki benim annem benim canımdır yine de en iyi arkadaşımdır. Hatırlamıyorum diyor bunu, o zmanaki halini tavrını dediklerini hatırlamıyor. Yaşlılar ve gerçekten yorgunlar. Huysuz bir çocuk gibi. Allah yardımcınız olsun. Bebek ne kadarlık bilmiyorum fakat onu hep dahil edin hayatınıza. Bebekle herşeyi yapmaya çalışın kurs market vs. Bu sizi daha güçlü kılacaktır inşallah.

Ağlamayın ama ya, benim de gözüm dolu dolu, gün boyu zaten... Yutkunup duruyorum içime.
Zaten olduk olası adam akıllı anlaşamazdık, doğumumdan sonra daha ayrı bir leveldeyiz, anlıyorum, yaşadım, yaşıyorum benzerlerini. Altında iyi niyetin, aşırı sevginin ve itinanın olduğu diken gibi dilin, insanı nasıl farklı bir şekilde yaraladığını iyi bilirim. Ne vazgeçiliyor, ne atılıyor, ne gidiliyor...

13 aylık, kursa götüremem, durmaz...
Ki zaten kardeşimle konuştuk; yarın sabah burada olacaklar. Sanırım eşim dün geceki halimin ardından çıtlattı, ya da takipteydiler bilmiyorum..
 
Resme devam etmeniz konusunda desteklemiştim sizi ama çocuğunuz çok küçükmüş. Gidince evde uygulama kısmı da hep sekteye uğrayacak. Şartları zorlarım derseniz siz bilirsiniz. Ben çok sevdiğim ve baya ilerledigim bi sanat dalıni çocuklar küçük olduğu için bıraktım. Olmuyordu çünkü. Çok özenmek lazim. Hep hızlı hızlı sindirmeden yapıyordum. Şuan askıda ikinciyi de anaokuluna gönderdiğimde devam edeceğim inşallah.

İllaki gideceğim derseniz bırakın annenize. O ordayken istediğini uygulasın. Kesin sınırlarınızı belli edin yeter. Hepimizin annesi öyle. Usutmekle hasta olunacağını zannediyorlar. Anneme herseferinde mikropların varlığını anlatıyorum ama ı ıh. :) Tepkisi yine "nerde üşüdü ki acaba?" :) Ablası hastaydı ondan geçti. "Hımmm salgın var demek, yine de uykudan uyanınca yeleğini giydir." :)) Onun yanında bir iki giydiriyorum işte. Evimdeyken görmüyor nasılsa. :KK66: Zaten evim çok sıcak kışın bile yelek giydirsem isilik döküyor çocuklar..

Benden size tavsiye. Anneniz birşey mi dedi "hımm evet doğru annecim, haklisin" deyin. Sonra yine kendi bildiğinizi yapmaya devam edin. Didistikce eleştirecek sizi. Arada birşeyler sorun, danışın bildiğiniz halde. Ne kadar hoşuna gidecek görürsünüz. Gönlü hoş olsun. Yarına kim sağ çıkar belli olmaz.

Şu zamana kadar mümkün olan tüm şartları zorlayarak düzlüğe çıktım; zorlamak göbek adım oldu :/
İnanın çok aldım alttan, hep alıyorum; ancak bazı cümleler var artık, o kadar otomatik hale geldi ki, hani damara basmak tabiri var ya, o cinsten. Bana da göz göre göre kullanılmayacak sözler var. Boş bulunup bi tartışmada anneme katılan eşimi de hırpaladım, suçsuz adam yani burnundan getirdim. Beni de iyi biliyor, tanıyorlar; 30 senelik kızıyım, nelere ifrit olurum bilir adı gibi ve baktı haksız, iş de çığırından çıkacak gibi, pat o damara basar, beni bir güzel dellendirir, sonra da herkes köşesine çekilir.

O kadar çok tekrar ediyor ki, kabul ediyorum ediyorum, ki bir yorumda da açtım "Uyku düzenini birlikte oluşturduk çocuğun" diye, yani bilsem de sorduğum çok nokta da olur, tatmin olsun diye; "Hee tamam" dediğim de olur ama doluyorum bir noktadan sonra, kırıyor, bazı lafları iğne gibi sokuyor. Çok anlatmayayım; yani haklıyım sonuna kadar ve idare edilemeyecek hale getiriyor çoğu kez.

Senin anandan bende de var. Hatta hepimizde var. Hatta ve hatta ilerde senin bebenin de olacak.

Bence sen annenle olan ilişkini fazla ciddiye alıyor ve annen vasıtasıyla dünyaya habire rest çekiyorsun. Ne gerek var? Ne güzel sana yardımcı bi anan var, azıcık alttan alsan? Neden hep bi mücadele içindesin? Evden çıkmaya ihtiyacın var mı, var. Peşinden gideceğin bi tutkun var mı, var. Çocuğunu güvenle emanet edebileceğin biri var mı, var. İşleri zorlaştıran sensin yoksa biraz nefes alabilmen için ihtiyacın olan tüm altyapıya sahipsin.

Durun ekleme yapmam lazım.
Ben bu çocuk tek kişinin elinde büyümeli ekolüne karşıyım. Ne var yani günde 3 saat başkası baksa? Çalışma mecburiyeti olup 40 günlük çocuğu elin bakıcısına bırakanın canı yok mu? Çocuk çok küçük biraz bekle diyenlere katılmıyorum. Çocuk küçük evet ama hayat kısa. Hayalin tam olarak ne bilmiyorum ama resim yapıcam diye çocuğu kendi kaderine terk etmeyeceksin heralde. Gündüz birkaç saat kursa git, uyku saatinde de pratik yap kime ne zarar gelir.

Annemle olan ilişkimi elbette ciddiye alıyorum; insanın hayatında önemsediği kaç insan olur Allah aşkına? Annesi-babası-kardeşi-eşi-evladı; dahası var mı? Alelade bir arkadaş değil ki, hayatınızdan çıkaramıyorsunuz. Hatta an geliyor, onun izlerini kendinizde görüp kendinize de sinir oluyorsunuz. Görüşmeyi ne kadar minimumda tutsanız da, sizi avucunun içi gibi bilen birisi, en olmadık yerden en olmadık lafla sizi incitebiliyor, gardınızı düşürtüyor; bunu bilinçli yaptığını düşünmüyorum ama insan ilişkileri, hele ki aileyseniz, seviyorsanız özen ister siz de bilirsiniz. Ondan işte, artık deli dülü olaylarla anneliğime kadar laf sayınca, benim de şirazem kayıyor yapacak bir şey yok.

İkindi gibi kardeşim aradı işte, "Geleceğiz, itiraz yok" filan konuşuldu.
Sevindim yine çocuk gibi, istemem yan cebime koy edasında çaktırmamaya çalıştım, ama işte olmuyor, mutlaka bi burukluk yaşanıyor. Bu konuda duygusalım.
 
Üzme ananı belki yaş olarak buyüksundur benden ama keşke anam olsaydı gerisi boş yani....

Üzecek bir şey yapmıyorum, o üzüyor. Çok üzüyor. Sonra benim üzüldüğüme oturup o da üzülüyor. İki deli bir araya gelmemeliydik galiba :/

Sizin adınıza da üzüldüm; ne denebilir ki...
Zor...
 
İkindi gibi kardeşim whtsptan yazdı; "Nasılsın abla? Sesin çıkmıyor hiç, kurs ne zaman başlıyor, ona göre geleceğiz" diye.
Ben de "İyidir. Boşver kurs işi iptal" dedim.
Yazıştık baya, dertleştik. "Konuşursunuz bir araya gelince, öyle düşünme" filan, yine her tartışmamızın ardından babamın, kardeşimin kurduğu klasik cümleler...
"Kaçta başlıyor söyle" ısrarı... Birkaç "Boşver" daha.
Sonra artık söyledim, "Şu saat, kahvaltıya gelin direkt, burada yaparız birlikte, konuşuruz duruma göre" dedim.
Tamam deyip güldü bi de :/

Ya takipteydiler, netten baktılar tarihe, "Biraz zaman geçsin bakalım, kırsın gururunu" gibisinden az bekledi, ya hakikaten habersizdi denk geldi, ya da dün geceki halimden sonra eşim çıtlattı ve bana haberim yok diyor, artık bilmiyorum.

Sonuç itibariyle annemler "Geliyoruz, itiraz yok"a bağladılar, ben de gelin bi konuşalım duruma göre tarzında cevap verdim.
Daha makul bir hale geldi kendiliğinden sanki... Gerçekten vazgeçmiştim, 3 seneyi çıkarmıştım gözden. Artık konuşulunca tamamen netleşir.

Yorumlayan herkese teşekkür ederim; her fikriniz, düşünceniz ayrı ayrı iyi geldi.
Tüm samimiyetimle söylüyorum, iyi ki vakit ayırdınız okudunuz, yazdınız; gün boyu bir sohbetin içinde gibi beni hafiflettiniz. Teşekkür ederim tekrar, sağ olun.

Mune Mune konum kapanabilir artık sanırım.

Yav yine çocuk gibi sevindim. :)
 
Back
X