Bu durum bende de vardı, bilmediğimiz bir aleme geçmenin korkusu bence, hele ki savaşlar, terör, cinayetler hergün haberlerde olunca küçücük bebeklerin bile bu dünyadan göçtüğünü gördükçe insan sıra bendeyse diyebiliyor. Bu da Allah'ın bir lütfu aslında, en sevdiğiniz şeyleri yapmak, içinizden geldiği gibi davranmak, kötü alışkanlıklara tövbe etmek, Allah'a yalvarmak, ibadete başlamak için bu korku büyük bir itici güç. Ne kadar yaşayacağımızı bilmemek ve bunu idrak etmek bundan sonraki yaşamımızı iyilik ve güzelliklerle geçirmeye karar vermek, önce kendimize sonra başkalarına faydalı olabilmek, ertelemeyip hemen şimdi yapmak adına büyük bir sebep. Mesela çok erken başlamışsın namaza diyorlar, kime göre erken, bence geç kaldım diyorum. Ölüm konusunda karamsar olmamızın sebebi şudur: Nereye gideceğimizi bilmemek... Oysa Kuran'da herşey açıkça var, mealini okuduğumuzda yapılan iyiliklerin karşılıksız kalmayacağını görüyoruz demek ki iyi bir insan olabilir, sıkıntılara sabredebilirsek daha güzel bir hayat, ölümün ayrılığın olmadığı bir hayat bizi bekliyor. Hep istediğim şey; insanlar, evlatlarım hayırla ansınlar beni, iyi bir insandı desinler, gözleri dolsun sevenlerimin. Kötülükler burada kalacak ama iyiliklerimizi götüreceğiz o zaman ölüm korkusu yerine biz nereye gideceğiz korkusu olsun, hemen bir yardım kampanyasına destek olalım, okuduğumuz kitaplarımızı okul kütüphanelerine, giymediğimiz kıyafetlerimizi ihtiyacı olanlara verelim, lokmamızı paylaşalım, komşumuza içtenlikle selam verelim, aşure yapıp tanıdıklarımıza da tanımadıklarımıza da dağıtalım. Hem dünyamız hem de ahiretimiz güzelleşsin :) İçtenlikle gülerek bütün acılara rağmen şükrederek, bize verilenleri paylaşarak geçirilen biran bile çok kıymetli bence. O anda bu an işte, şu yazıyı yazabilmek bile ne büyük lütuf, şükürler olsun