- 14 Eylül 2012
- 10.762
- 12.400
-
- Konu Sahibi ispanakliborek
- #1
Nuh filmine tepki gösteren ilahıyatçılar yolsuzluk hakkında ise hiç yorum yapmadı.
Nuh Tufanı'nı anlatan ve yönetmenliğini Darren Aronofsky'nin yaptığı, Russell Crowe, Jennifer Connelly ve Emma Watson'nın rol aldığı "Nuh: Büyük Tufan" adlı sinema filmi ülkemizde de gösterime girdi. Ancak filmin senaryosu ilahiyatçıların eleştiri oklarına hedef oluyor.
İLAHiYATÇILAR ELEŞTİRDİ
Malezya'da ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde yasaklanan Nuh: Büyük Tufan filmi Türkiye'deki ilahiyatçılar tarafından da sert bir dille eleştiriliyor. İlahiyatçılar filmin peygamberlik sıfatlarını insanlara yanlış aktardığını, tarihi gerçeklikten uzak olduğunu söylüyorlar.
YOLSUZLUK VE RÜŞVET HAKKINDA NEDEN YORUM YAPILMADI?
Filmin dini ve tarihi tartışmasını bir kenara bırakıp ilahiyatçılara başka bir soru sormak istiyoruz. İlahiyatçılarımız Hollywood eseri bir film hakkında dahi (nihayetinde bir filmdir ve tarihi gerçeklikle bağdaşma zorunluluğu yoktur) yorum-eleştiri yaparken, Türkiye'nin gündemini sarsan, yurttaşları sokağa döken, gazete manşetlerini bir gün olsun es geçmeyen belki de Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturması hakkında neden bir yorum yapmadılar?
NE DİYANET NE DE İLAHİYATÇILAR HIRSIZLIK HAKKINDA KONUŞMADI
Dindarlıklarıyla övünen bir hükümetin adının yolsuzluk ve rüşvet skandallarıyla anıldığı ve toplumun her kesiminde bu tartışmaların gündemi haline geldiği günlerde gözler Diyanet İşleri'ne ve ilahiyatçılara çevrildi. Ancak bir kaç açıklamanın dışında ilahiyatçılardan tatmin edici bir yorum gelmedi. Diyanet İşleri ise bu konunun yakınından bile geçmedi. Hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin dindeki yeri hakkında Diyanet bu süreçte hiç bir açıklama yapmadı.
DİYANET YOLSUZLUK HAKKINDA KONUŞMADI AKSİNE CAMİLERDEN AKP'Yİ ÖVDÜ
Diyanet yolsuzluk ve rüşvet hakkında herhangi bir açıklama yapmazken seçimlerden önceki son Cuma'da camilerde ilginç bir hutbe okundu. Tüm Türkiye'de okunan hutbede, muhalif olan herkesi geminin dibini delmeye çalışanlar olarak nitelendi. Biraz su için geminin altını delenlerin "geminin üst katındakiler" tarafından engellenmesi gerektiği anlatılan hutbede, sosyal medya ve internet de hedef yapıldı. Sosyal medya "tahribat merkezi" olarak nitelenirken, isim belirtmeden ama açık imalarla AKP'ye destek çağrısı yapıldı. Hürriyet kavramı üzerinde de durulan hutbede, yasaklamaların hürriyeti kısma anlamına gelmeyeceği ısrarla savunuldu.
DİYANET EGEMEN BAĞIŞ'IN SÖZLERİNE DE YORUM YAPMADI
Diyanet İşleri Egemen Bağış'ın olduğu iddia edilen bir ses kaydında Kuran'la dalga geçilmesi hakkında da herhangi bir yorum yapmadı. O konuşmada Bakara suresi ile alay ediliyordu. Aynı ses kaydında Bağış olduğu öne sürülen şahıs, Twitterda ayetleri salladığını söylüyordu.
Dinle alenen dalga geçilen bu ses kayıtları ile ilgili Dİyanet'ten herhangi bir açıklama gelmedi. Aksine seçim gecesi Erdoğan tarafından yapılan balkon konuşmasında Egemen Bağış, Erdoğan'ın yanında yerini aldı.
Kaynak : http://www.karsigazete.com/gundem/ilahiyatcilar-nuh-dedi-yolsuzluk-demedi-h2544.html
acaba devlet işlerine karışmak istemiyorlar mı ? acaba gözleri ile görmedikleri için olabilir mi ? acaba tarafsız kalmak istiyor olabilirler mi ? karışsalar nerde bu laik devlet deyip onada karşı çıkarsınız.
acaba devlet işlerine karışmak istemiyorlar mı ? acaba gözleri ile görmedikleri için olabilir mi ? acaba tarafsız kalmak istiyor olabilirler mi ? karışsalar nerde bu laik devlet deyip onada karşı çıkarsınız.
Devlet işlerine karışmak istemiyorlarsa neden camide hutbede muhalifleri geminin altını delenler ve su almasına neden olanlar olarak nitelendiriyorlar da, hükümeti geminin üst katındakiler olarak gösteriyorlar söyler misiniz. Bu da siyaset değil mi oraya Allah için gidip namazını kılan insanların ne alakası var siyasetle camiler bunların konuşulduğu yerler olmamalı değil mi. Aynı şekilde camide içki içtiler diyenler, görüntüler var diyenler o görüntüleri sunamadılar ve o caminin imamı da ben öyle bir şey görmedim dediğinde yani doğruları söylediğinde o camiden sürüldü üstelik kanser hastasıydı. Bunun siyasetle alakası yok mu. Kimse doğru bildiğini söyleyemeyecek mi neden imam yalan söylesin görmediği birşeye gördüm desin ki, ve bu yüzden cezalandırılıyor başbakanı yalancı çıkarmışmış. Siyasete din çoktan karıştı hanımefendi bakın başörtülerle ilgili düzenlemeye lafımız yok ama enim başörtülü bacım derken hakları korunurken maalesef biz başı açıklar her türlü hakarete maruz kalıyoruz. Meydanlarda din üzerinden zaten siyaset yapılıyor. Ama diyanet işleri yolsuzluklar sorulduğunda bir filme gösterdikleri duyarlılıkları göstermiyor genel olarak sorulan bir soruyu geçiştiriyor korkuyla haramdır, kul hakkı yemektir diyemiyor. Ama konu chp olsaydı çokta güzel yorum yaparlardı örneklerine şahit olduk birçok kez.
başörtüsüz bacım hangi hakkından mahrumsun. ya birazda biz rahat edelim bırakında hala laf sokuyorsunuz. gel büyükçekmeceye gelde bak bakalım başörtülüye nasıl bakıyorlar ya allah aşkına ben yoruldum artık sizlerden kimsenin başı açığa bişey dediği yok. ben halk tv de arada bakıyorum . halka sordukları zaman koca koca kadın ve adamlar onların hiç biyere girme hakkı yok hiç biryere alınmasın diyorlar .
Dün başörtüsü takan arabistana gitsin diyen kimdi, bugün başörtüsüze perdesiz ev diyen kim? Bunlar hep siyasetçilerin halkın belli kesiminin sevgisini kazanmak için diğerlerini ötekileştirmesi ayrıştırması halkı kin ve düşmanlığa itmesinin sonucu. Halkı bu düşmanlığa iten siyasetçilerin ta kendisidir.
Bugün büyükçekmecede başörtülüye öyle bakan, fatihte de başörtüsüze öyle bakıyor bunu hep diyorum. Boşuna mağdur edebiyatı yapmayın. Mağdur kadındır.
başörtüsüz bacım hangi hakkından mahrumsun. ya birazda biz rahat edelim bırakında hala laf sokuyorsunuz. gel büyükçekmeceye gelde bak bakalım başörtülüye nasıl bakıyorlar ya allah aşkına ben yoruldum artık sizlerden kimsenin başı açığa bişey dediği yok. ben halk tv de arada bakıyorum . halka sordukları zaman koca koca kadın ve adamlar onların hiç biyere girme hakkı yok hiç biryere alınmasın diyorlar .
ne saçma bi haber olmuş. cemaatler siyasete karıştıdıda ne geçti elimize. bi de diyanet mi karışaydı?Nuh filmine tepki gösteren ilahıyatçılar yolsuzluk hakkında ise hiç yorum yapmadı.
Nuh Tufanı'nı anlatan ve yönetmenliğini Darren Aronofsky'nin yaptığı, Russell Crowe, Jennifer Connelly ve Emma Watson'nın rol aldığı "Nuh: Büyük Tufan" adlı sinema filmi ülkemizde de gösterime girdi. Ancak filmin senaryosu ilahiyatçıların eleştiri oklarına hedef oluyor.
İLAHiYATÇILAR ELEŞTİRDİ
Malezya'da ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde yasaklanan Nuh: Büyük Tufan filmi Türkiye'deki ilahiyatçılar tarafından da sert bir dille eleştiriliyor. İlahiyatçılar filmin peygamberlik sıfatlarını insanlara yanlış aktardığını, tarihi gerçeklikten uzak olduğunu söylüyorlar.
YOLSUZLUK VE RÜŞVET HAKKINDA NEDEN YORUM YAPILMADI?
Filmin dini ve tarihi tartışmasını bir kenara bırakıp ilahiyatçılara başka bir soru sormak istiyoruz. İlahiyatçılarımız Hollywood eseri bir film hakkında dahi (nihayetinde bir filmdir ve tarihi gerçeklikle bağdaşma zorunluluğu yoktur) yorum-eleştiri yaparken, Türkiye'nin gündemini sarsan, yurttaşları sokağa döken, gazete manşetlerini bir gün olsun es geçmeyen belki de Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturması hakkında neden bir yorum yapmadılar?
NE DİYANET NE DE İLAHİYATÇILAR HIRSIZLIK HAKKINDA KONUŞMADI
Dindarlıklarıyla övünen bir hükümetin adının yolsuzluk ve rüşvet skandallarıyla anıldığı ve toplumun her kesiminde bu tartışmaların gündemi haline geldiği günlerde gözler Diyanet İşleri'ne ve ilahiyatçılara çevrildi. Ancak bir kaç açıklamanın dışında ilahiyatçılardan tatmin edici bir yorum gelmedi. Diyanet İşleri ise bu konunun yakınından bile geçmedi. Hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin dindeki yeri hakkında Diyanet bu süreçte hiç bir açıklama yapmadı.
DİYANET YOLSUZLUK HAKKINDA KONUŞMADI AKSİNE CAMİLERDEN AKP'Yİ ÖVDÜ
Diyanet yolsuzluk ve rüşvet hakkında herhangi bir açıklama yapmazken seçimlerden önceki son Cuma'da camilerde ilginç bir hutbe okundu. Tüm Türkiye'de okunan hutbede, muhalif olan herkesi geminin dibini delmeye çalışanlar olarak nitelendi. Biraz su için geminin altını delenlerin "geminin üst katındakiler" tarafından engellenmesi gerektiği anlatılan hutbede, sosyal medya ve internet de hedef yapıldı. Sosyal medya "tahribat merkezi" olarak nitelenirken, isim belirtmeden ama açık imalarla AKP'ye destek çağrısı yapıldı. Hürriyet kavramı üzerinde de durulan hutbede, yasaklamaların hürriyeti kısma anlamına gelmeyeceği ısrarla savunuldu.
DİYANET EGEMEN BAĞIŞ'IN SÖZLERİNE DE YORUM YAPMADI
Diyanet İşleri Egemen Bağış'ın olduğu iddia edilen bir ses kaydında Kuran'la dalga geçilmesi hakkında da herhangi bir yorum yapmadı. O konuşmada Bakara suresi ile alay ediliyordu. Aynı ses kaydında Bağış olduğu öne sürülen şahıs, Twitterda ayetleri salladığını söylüyordu.
Dinle alenen dalga geçilen bu ses kayıtları ile ilgili Dİyanet'ten herhangi bir açıklama gelmedi. Aksine seçim gecesi Erdoğan tarafından yapılan balkon konuşmasında Egemen Bağış, Erdoğan'ın yanında yerini aldı.
Kaynak : http://www.karsigazete.com/gundem/ilahiyatcilar-nuh-dedi-yolsuzluk-demedi-h2544.html
Bir şey dediği yok mu. Başbakanın vapurdan inenlere bakıyorum deyip utanıyorum demesi, bir erkek bir kızı öptü diye neredeyse linç edilmesi ki yanağından bu benim arkadaşımın başına gelmiş bir olaydır. Oruç tutmuyorum diye bakkaldan ramazan günü ekmek aldım diye kadınların sözlü tacizine maruz kalmam gibi. Haftasonu çarşıda dolaşırken etek giydim diye ki mini etekte değildi eşimde yanında bak bak eşinden de utanmıyor söylemlerini de ben duydum. Başörtüsüz kadın perdesiz eve benzer perdesiz evde şudur budur diye şimdi ağzıma alamayacağım yakıştırmaları yapanda başbakandır, okullarda kızlı erkekli aynı sırada oturanları ayıran da bu devlettir, kızlara okulda diz üstü etek giymemeleri konusunda uyaranda daha bunun gibi niceleri.
Ayrıcaa lütfen yazdıklarımdan cımbızla ter bir yeri çekip cevap vermeyin. Yazının bütününe cevap verin. Diyanet yolsuzlukla ilgili yorum yapamaz çünkü devlet işine karışamaz demişsiniz ya. Peki aynı diyanet camide hutbe okutup karşı görüşte olanları geminin dibini delip batıranlar, ak partiyi savunanları da geminin üst tarafında kalanlar olarak yorumluyor dedim. Oraya dini görevini yerine getirmeye giden insanlara siyaset üzerinden sesleniyor din üzerine vaaz vermesi gerekirken siyasete dalıyor dedim bu nasıl oluyor ama yolsuzluk sorulunca tık yok işlerine gelince herşeye cuma hutbelerinde yorum yapanlar hükümet hakkında çıkanlara genel olarakta olsa haramdır, günahtır, kul hakkı yemektir diyemiyor dedim. Camide içki içtiler görüntüler var dediler o görüntüler çıkarılamadı ve cami imamı ben görmedim dedi diye ki imam yani neden gördüğü birşeye görmedim desin hem de gördüm dese öükafatlandırılacak başbakan tarafından ama gerçek bir imam Allah korkusu var görmedim ben dedi diye sürüldü bu da dini içine devlet işi karıştırmak değil midir bunların cevabını verin yani istediğiniz yerlere cevap veriyorsunuz hep.
ne saçma bi haber olmuş. cemaatler siyasete karıştıdıda ne geçti elimize. bi de diyanet mi karışaydı?
evet mağdur biziz . onu biliyorum hemde hemcinslerimizden dolayı mağduruz. ben açığa laf ederim açık bana laf eder. siyasetçiler derken hepsini kastediyorsundur umarım çünkü chp nin içinde hala başörtüsü meselesini anayasa mahkemesine götürenler var. o yüzden birbirimizi sindirmemiz gerekiyor artık. bu siyasetten ççıktı onlar üstüne düşen görevi yaptı. umarım başka karışan olmaz
ne saçma bi haber olmuş. cemaatler siyasete karıştıdıda ne geçti elimize. bi de diyanet mi karışaydı?
ne saçma bi haber olmuş. cemaatler siyasete karıştıdıda ne geçti elimize. bi de diyanet mi karışaydı?
Diyanet işine gelene karışıyor işine gelen karışmıyor desek daha doğru olur değil mi. Camilerde cama günü hutbe okutup bizleri muhalif olarak niteleyenler, gemiyi deneler batıranlar olarak görenler siyasete karışmış olmuyorlar mı. Oysa orada sadece dini vaazlar verilmesi lazım değil mi caminin kapısının içine siyaset girmemeli. Aynı kişiler başı açıkları perdesiz ev diye niteleyip ya satlıkıltır ya bilmem nedir benzetmeleri yaparken kine ve düşmanlığa sevketmiyor değil mi. Bir film üzerine yorum yapıp günah diyenler genel olarak bile yolsuzluk sorulduğunda topun altına girmek istemiyor ki asıl bu dinle ilgili bir şey yolsuzluk, halkın parasını çalmak aleni kul hakkına girer öyle değil mi. Bunun hakkında açıklama yapmakta sadece siyasete değil dinin konusuna da girer. Ama işlerine gelince halkı muhalifler olarak ayırır cuma hutbelerinde seslenirler işlerine gelmeyince sus pus olurlar ya hiç konuşmasınlar ya da konuşacaklarsa herşeye cevap versinler.