- 10 Ağustos 2009
- 26.100
- 18.286
www.cnnturk.com/haber/turkiye/ilber-ortayli-ben-kurtum-dersin-biter
İlber Ortaylı: "Ben Kürt'üm
dersin, biter"
TürklerinTürkiyelilik kavramına
karşı çıkan İlber Ortaylı: "Ben
Kürt’üm dersin biter; buna
takmayın, yok Türkiyelilik yok
bilmem ne..."dedi.
29.03.2015 Pazar 09:58
"Türkiyeli" kavramına karşı çıkan
Ünlü tarihçi Prof. İlber Ortaylı,
"Böyle bir kavram olmaz, Sovyetler
Birliği’nde bir zorunluluk, bir sopa
olduğu halde hiç kimse de “Ben
Sovyetim” demedi. Gerçekçi değil
Türkiyeli lafı" dedi. Ortaylı,
Türkiye'de Kürtlerin kimlikleri
üzerinden bir baskı altında olduğu
yolundaki görüşlere ilişkin olarak
ise, "Nereye dövüyor? “Ben
Kürt’üm” dersin biter. Buna
takmayın, yok Türkiyelilik yok
bilmem ne... Orada o kadar Türk
yaşıyor, Almanyalıyım diyor mu?"
ifadelerini kullandı.
"Okuyan çok az. Yetişmiyor. Böyle
bir adam yetiştiremedik." diyen
Ortaylı, "Bilmiyorum. Türkler
öğrenmiyor. Filoloji ve derinlikle
alakaları yok. Eskiden varmış, şimdi
yok" diye konuştu.
Hürriyet'ten Zeynep Miraç'ın
sorularını yanıtlayan (29 Mart
2015) İlber Ortaylı'nın
açıklamalarından bazı bölümler
şöyle:
Türkler olmadan dünya tarihi
yazmanın mümkün olmadığını
söylüyorsunuz. Öte yandan da
diyorsunuz ki, “Türk dünyası yeterli
uzman yetiştirmedi”. Bu durumda
dünya tarihi bizim yüzümüzden
eksik mi yazılıyor?
-Hayır. Türkler olmadan dünya
tarihi yazılmaz. Çünkü Türk etkisi
Asya’nın uzak doğusu, Çin’den
başlar; Çin, Hint, İran, sonra Rusya
arazisi, Balkanlar, Ortadoğu ve Orta
Avrupa ve tabii yeniçağda bütün
Avrupa’ya uzanır. Bunların tarihini
Türk tarihini iyi bilmeden yazmak
mümkün değil. Ve zaten bunu
yazarken de Türklere müracaat
etmediler. Oturdular, Osmanlıca,
Farsça, Arapça öğrendiler bunların
uzmanları. Kendileri tetkik ettiler.
Bizim yazımız hem onlara göre geç
hem de kendimiz doğru dürüst
okuyamıyoruz. Göktürk anıtlarını
okusan Uygur’u okuyamıyorsun
kolay kolay.
Uzman yok mu?
-Okuyan çok az. Yetişmiyor. Böyle
bir adam yetiştiremedik. Ve bunu
Atatürk hissetti. Dâhi adam, o
zamanın çulsuz Türkiyesi’nde Dil-
Tarih’i kurdu, Edebiyat Fakültesi’ni
ıslah etti. İstedi ki Türk çocukları
uzman olsun. Olmadılar.
Niye olmadılar?
-Bilmiyorum. Türkler öğrenmiyor.
Filoloji ve derinlikle alakaları yok.
Eskiden varmış, şimdi yok.
"Dokuz yüz yıldır değişmedik"
Eskiden varmış diyorsunuz ama
kitabınızdan bir cümle
alıntılayayım. 12. yüzyıl düşünürü
Kadı Ahmed Endülisi diyor ki,
“Türklerin medeniyete felsefe,
matematik, coğrafya, tarih yazma
konusunda katkıları yok ama pratik
zekâlıdırlar, silah ticareti yaparlar”.
-Dokuz yüz yıldır hiçbir şey
değişmemiş işte. Adam Divan-ı
Lügatit Türk’ü, Kutadgu Bilig’i
kaçırmış, onlar ilginin dışında
kalıyor. Yok işte, temel bu!
Kim bu Türkler? Herkesin işaret
ettiği aynı grup mu, yoksa fili tarif
eder gibi herkes başka yönden mi
alıyor?
-Birbirine yakın lehçeleri konuşan,
Çin sınırından Balkanlar’a kadar
yaşayan bir grup var. Biz
onlardanız. Diyorlar ki, “Biz bilmem
kimle karışmışız”. Karışmışsan
karışmışsındır, ben kan tahlili
yapmıyorum. Konuştuğun dile
bakarım.
Öncelik dilde mi?
-Tabii. Sen gayrimüslim ya da farklı
bir etnik gruptan olsan bile, eğer
konuştuğun dil Türkçeyse, kendi
dilini bilmiyorsan Türksün. Ki bu
Türkiye’deki azınlıklar ve etnik
gruplar için tipik bir haldir. Dağdaki
çoban, köylü konuşur o dili kendine
göre, okumuşu konuşmaz. O zaman
bitti iş.
“Konuştuğu dil Türkçeyse Türktür”.
Bu kadar mı?
-O kadardır. Başka kıstas da
kullanılmaz. Çok çok anasıyla
babasının konuştuğu dil denir.
Sovyetler Birliği’ndeki bir sürü Rus
böyle oluşur. Bir Estonyalıyla bir
Özbek evlenir, çocuk Rus olur.
Çünkü o ikisi evde başka şey
konuşamazlar.
Siz zaten Türkiyeli kavramına da
itiraz ediyorsunuz...
-Böyle bir kavram olmaz. Bu, bir
coğrafyaya, üstelik geç konmuş bir
addır. Türkiyeli gibi bir kavram
kurnazlık. Sovyetler Birliği’nde bir
zorunluluk, bir sopa olduğu halde
hiç kimse de “Ben Sovyetim”
demedi. Gerçekçi değil Türkiyeli lafı.
Bir de Türkiye’nin azınlık
gruplarında ikilik vardır. Kimliğini
açıkça söylersin, ben buyum dersin.
Söyleyebilse söyleyecek...
-Onun sorunu, beni ilgilendirmiyor.
Ama kimliğini açıklayanı ya
dövüyorlar ya sövüyorl ar.
-Nereye dövüyor? “Ben Kürt’üm”
dersin biter. Buna takmayın, yok
Türkiyelilik yok bilmem ne... Orada
o kadar Türk yaşıyor, Almanyalıyım
diyor mu?
"Onun adı Türkiya’dır"
Türklük nedir?
-Türk olmak şuurdur. Türküz
demektir, o kadar. İtalyanız,
Almanız gibi... Biz de Türklük
şuuruna tarihin itelemesiyle eriştik.
Yoksa ‘Mü
İlber Ortaylı: "Ben Kürt'üm
dersin, biter"
TürklerinTürkiyelilik kavramına
karşı çıkan İlber Ortaylı: "Ben
Kürt’üm dersin biter; buna
takmayın, yok Türkiyelilik yok
bilmem ne..."dedi.
29.03.2015 Pazar 09:58
"Türkiyeli" kavramına karşı çıkan
Ünlü tarihçi Prof. İlber Ortaylı,
"Böyle bir kavram olmaz, Sovyetler
Birliği’nde bir zorunluluk, bir sopa
olduğu halde hiç kimse de “Ben
Sovyetim” demedi. Gerçekçi değil
Türkiyeli lafı" dedi. Ortaylı,
Türkiye'de Kürtlerin kimlikleri
üzerinden bir baskı altında olduğu
yolundaki görüşlere ilişkin olarak
ise, "Nereye dövüyor? “Ben
Kürt’üm” dersin biter. Buna
takmayın, yok Türkiyelilik yok
bilmem ne... Orada o kadar Türk
yaşıyor, Almanyalıyım diyor mu?"
ifadelerini kullandı.
"Okuyan çok az. Yetişmiyor. Böyle
bir adam yetiştiremedik." diyen
Ortaylı, "Bilmiyorum. Türkler
öğrenmiyor. Filoloji ve derinlikle
alakaları yok. Eskiden varmış, şimdi
yok" diye konuştu.
Hürriyet'ten Zeynep Miraç'ın
sorularını yanıtlayan (29 Mart
2015) İlber Ortaylı'nın
açıklamalarından bazı bölümler
şöyle:
Türkler olmadan dünya tarihi
yazmanın mümkün olmadığını
söylüyorsunuz. Öte yandan da
diyorsunuz ki, “Türk dünyası yeterli
uzman yetiştirmedi”. Bu durumda
dünya tarihi bizim yüzümüzden
eksik mi yazılıyor?
-Hayır. Türkler olmadan dünya
tarihi yazılmaz. Çünkü Türk etkisi
Asya’nın uzak doğusu, Çin’den
başlar; Çin, Hint, İran, sonra Rusya
arazisi, Balkanlar, Ortadoğu ve Orta
Avrupa ve tabii yeniçağda bütün
Avrupa’ya uzanır. Bunların tarihini
Türk tarihini iyi bilmeden yazmak
mümkün değil. Ve zaten bunu
yazarken de Türklere müracaat
etmediler. Oturdular, Osmanlıca,
Farsça, Arapça öğrendiler bunların
uzmanları. Kendileri tetkik ettiler.
Bizim yazımız hem onlara göre geç
hem de kendimiz doğru dürüst
okuyamıyoruz. Göktürk anıtlarını
okusan Uygur’u okuyamıyorsun
kolay kolay.
Uzman yok mu?
-Okuyan çok az. Yetişmiyor. Böyle
bir adam yetiştiremedik. Ve bunu
Atatürk hissetti. Dâhi adam, o
zamanın çulsuz Türkiyesi’nde Dil-
Tarih’i kurdu, Edebiyat Fakültesi’ni
ıslah etti. İstedi ki Türk çocukları
uzman olsun. Olmadılar.
Niye olmadılar?
-Bilmiyorum. Türkler öğrenmiyor.
Filoloji ve derinlikle alakaları yok.
Eskiden varmış, şimdi yok.
"Dokuz yüz yıldır değişmedik"
Eskiden varmış diyorsunuz ama
kitabınızdan bir cümle
alıntılayayım. 12. yüzyıl düşünürü
Kadı Ahmed Endülisi diyor ki,
“Türklerin medeniyete felsefe,
matematik, coğrafya, tarih yazma
konusunda katkıları yok ama pratik
zekâlıdırlar, silah ticareti yaparlar”.
-Dokuz yüz yıldır hiçbir şey
değişmemiş işte. Adam Divan-ı
Lügatit Türk’ü, Kutadgu Bilig’i
kaçırmış, onlar ilginin dışında
kalıyor. Yok işte, temel bu!
Kim bu Türkler? Herkesin işaret
ettiği aynı grup mu, yoksa fili tarif
eder gibi herkes başka yönden mi
alıyor?
-Birbirine yakın lehçeleri konuşan,
Çin sınırından Balkanlar’a kadar
yaşayan bir grup var. Biz
onlardanız. Diyorlar ki, “Biz bilmem
kimle karışmışız”. Karışmışsan
karışmışsındır, ben kan tahlili
yapmıyorum. Konuştuğun dile
bakarım.
Öncelik dilde mi?
-Tabii. Sen gayrimüslim ya da farklı
bir etnik gruptan olsan bile, eğer
konuştuğun dil Türkçeyse, kendi
dilini bilmiyorsan Türksün. Ki bu
Türkiye’deki azınlıklar ve etnik
gruplar için tipik bir haldir. Dağdaki
çoban, köylü konuşur o dili kendine
göre, okumuşu konuşmaz. O zaman
bitti iş.
“Konuştuğu dil Türkçeyse Türktür”.
Bu kadar mı?
-O kadardır. Başka kıstas da
kullanılmaz. Çok çok anasıyla
babasının konuştuğu dil denir.
Sovyetler Birliği’ndeki bir sürü Rus
böyle oluşur. Bir Estonyalıyla bir
Özbek evlenir, çocuk Rus olur.
Çünkü o ikisi evde başka şey
konuşamazlar.
Siz zaten Türkiyeli kavramına da
itiraz ediyorsunuz...
-Böyle bir kavram olmaz. Bu, bir
coğrafyaya, üstelik geç konmuş bir
addır. Türkiyeli gibi bir kavram
kurnazlık. Sovyetler Birliği’nde bir
zorunluluk, bir sopa olduğu halde
hiç kimse de “Ben Sovyetim”
demedi. Gerçekçi değil Türkiyeli lafı.
Bir de Türkiye’nin azınlık
gruplarında ikilik vardır. Kimliğini
açıkça söylersin, ben buyum dersin.
Söyleyebilse söyleyecek...
-Onun sorunu, beni ilgilendirmiyor.
Ama kimliğini açıklayanı ya
dövüyorlar ya sövüyorl ar.
-Nereye dövüyor? “Ben Kürt’üm”
dersin biter. Buna takmayın, yok
Türkiyelilik yok bilmem ne... Orada
o kadar Türk yaşıyor, Almanyalıyım
diyor mu?
"Onun adı Türkiya’dır"
Türklük nedir?
-Türk olmak şuurdur. Türküz
demektir, o kadar. İtalyanız,
Almanız gibi... Biz de Türklük
şuuruna tarihin itelemesiyle eriştik.
Yoksa ‘Mü