ilişki kurmakta zorlanıyorum

hanımlar selam, herkese şimdiden iyi bayramlar :)

bi iç dökme olsun diye konu açmak istedim, uzun zamandır ilişkiler hakkında, gönül işleri hakkında konu açmıyordum. önce biraz kendimden bahsedeyim, 29 yaşında bekar, çalışan genç bir kadınım, ailemle yaşıyorum. geçmişte de öyle uzun süren, ciddi (ciddiden kastım gerçek bir sevgi bağı olan hatta evlenmeyi düşündürecek kadar ciddi) bir ilişkim olmadı. en uzunu 1-2 sene anca sürmüştür. aslına bakarsanız uzun zamandır da yalnızım. pandemi sayesinde aşırı asosyalleştik zaten hepimiz. işyeri de evden çalışma düzenine geçince ben insanlardan iyice uzaklaşıp koptum. zaten yapı olarak da kalabalığı seven biri değilimdir. sessizlik, sakinlik, az insan çok huzur kafasında oldum her zaman. uzun zamandır yalnız olmak bana geçen seneye kadar hiç dokunmamıştı, keyfim aşırı yerindeydi, kafam çok rahattı, kalbim de boştu. geçen yaz biriyle tanışıp kısa süreli duygusal bir yakınlaşma ve beraberindeki hayal kırıklıklarım sonrası yine yalnız kaldım fakat bu defa yalnız olmayı biraz kafama takar oldum. hal böyle olunca sosyal medyadan, oradan buradan yeni insanlarla tanışmaya başladım. gerçekten çok büyük bir kısmı sadece bir kahve içip bir daha görüşmediğim buluşmalar oldu. bu süre zarfında yenilere şans versem de arada bir o yazın tanışıp hüsrana uğradığım kişiyi stalklamaktan vazgeçmedim. ara ara baktım, hiç konuşmasak da. o kişi hayatımdan tamamen çıkalı 5-6 ay olmuştur.

bu konularda bilinçlenmek adına kendi bağlanma stilimi araştırdığımda, kaçıngan bağlanmaya çok yakın olduğumu farkettim. uzun uzadıya açıklamayayım araştıranlar ya da bilenler vardır illa ki, o bağlanma stilinin özellikleri %80-90 bende var. ve bu konuyu kafama taktım yani ben neden ilişki kuramıyorum, neden en ufak anlaşmazlıkta kesip atıyorum, neden sadece bir buluşmada kalıp ilerisi gelmiyor, nerede hata yapıyorum diye düşündüm. önce, yazın tanıştığım kişinin yaşattığı hüsran biraz özgüvenimi zedeledi, acaba sevilmeye layık değil miyim diye düşündüm. ama tanıştığım insanlar beni beğeniyorlardı, bunu dile getiriyorlardı, tanımak istediklerini, flört etmek istediklerini hem sözle hem de ilgileriyle belli ediyorlardı. hal böyle olunca o konudaki özgüvensizliği tamir etmeye başladım. kaçıngan bağlanan kişilere verilen en önemli tavsiye, öyle ya da böyle bir ilişkiye başlayın, çok yoğun hissetmeseniz de ilişki kurdukça bişeyler düzelecektir tarzında. ben de bunu uygulamak için kendimi insanlarla flört etmeye, ilişki kurmaya zorlamaya başladım. yani çabalıyorum bu konuda. ama o kadar zorlanıyorum ki anlatamam. diyeceksiniz ki zor olan ne, hemen anlatayım.

ben mi böylelerini çekiyorum bilmiyorum ama genelde çok çabuk bağlanan, kendini kaptıran, aşırı ilgi gösteren (hesap sorma ve kıskançlık da dahil bu davranışlara) sürekli ama sürekli iletişimde olmak isteyen kişiler çıkıyor karşıma. hani bi taraf daha çok çabalar ya, aynen öyle, karşımdakiler çabalıyor benim için. evet bu kötü bişey değil ama kızlar ben aşırı sıkılıyorum. sıkılmaktan ziyade boğuluyorum. her şeyi haber vermem isteniyor, telefonu açmama lüksüm yok açmamışsam illa sorun çıkarıyorlar, ayırdığım vakit asla karşımdakilere yetmiyor, eğer yazmamışsam sorun ediyorlar. bu tarz olan kişilerle görüşmeyi daha önce sonlandırdım ama yine aynı senaryo içindeyim, yine biriyle görüşüyorum ve yine aynı şeyleri yaşıyorum. çalışıyorum gün içinde, zır zır arıyor. açmadıysam sorun ediyor. neymiş, 5 dk bile olsa açabilirmişim. sürekli yazıyor. geç cevap verse neden geç yazdın diyor. çalışıyorum diyorum trip yiyorum. şu an görüştüğüm insan mı anlayışsız yoksa bende mi sorun var ben anlamıyorum. bu kadar kısa sürede bu ne hız? ama bir değil iki değil kaç kişi denk geldi böyle. kaçıngan olduğum için bi şekilde, iyi kötü ilişkiye zorluyorum kendimi ama bu davranışlar beni çok itiyor. boğuluyorum. arkadaşlarıma söylüyorum, sevgilim senin yaptığını yapsa ayrılırım diyorlar :KK70:

acaba ben ilişki kurmaya uygun bir insan mı değilim, kova burcuyum merak eden varsa ve o telefonu niye açmadın sorusunu gördüğüm an sanki hayatımın iplerini karşımdakine verecekmişim gibi hissedip sinir küpüne dönüyorum. karşımdakinin kalbini kırmamak için kendimi tutuyorum çünkü sesini duymak istiyorum, özlüyorum gibi cevaplar alıyorum. bir insan bir insanı bu kadar kısa süre içinde benimseyebilir mi ya? sanırım bu tip şeyler bana samimiyetsiz geliyor. ben hayatımın merkezine almak zorunda mıyım o insanı? sırf sevgilim diye her saniye onunla mı konuşmam lazım? ya da tüm bu davranışlarımın altında yatan neden aslında karşımdaki kişiye yoğun hislerimin olmaması mı? ne diyorsunuz, dertleşsek mi biraz sizinle :)
Aynı durumu yaşamışız resmen ben de 30 yaşındayım.Göksel yalnız kuş şarkısında diyor ya beklediğim birisi var o sen değilsin.Aynen bunu yaşadım.Yıllarca bekledim bir şey hissetmeden birini hayatıma almak istemedim hep kaçtım.Ta ki bı raslantıyla o kişiyle karşılaşana kadar nasıl romantize ettiysem kafamda tamam dedim o mucize bu.Öyle bir değersiz hissettim ki kendimi sonrasında.Seni beğenmemek mümkün mü bı dakka olsa yüzünü goriyim diye yalvarmalar hepsi yalan ve dolanmış.Şuan o kadar ruhsuzumki aldı benden iki insanın birbirinden etkilenebileceği fikrini değer vererek özveriyle yaklasacagi fikrini.Kullan at iliskiler resmen.Ben de senin gibi düşünüyorum artık bu düzen böyleyse hiç birşey hissetmeden de kendi duygularını dizginlemek için denemek şart.Bizim duygusallığımız bu leş düzene fazla.Umarım hak eden birisi çıkar karşına.
 
Ben size çok yakın buldum kendimi düşünceniz bakımından. Şu an devam eden bir ilişkim var ama eğer olmasaydı birine hayatıma almaya kalksam ne yaşardım onu anlatmışsınız. Sanırım artık her şey laçkalaştı. Çok çabuk tüketme peşindeyiz her şeyi. Bende bir anda birinin hayatı aşkı çiçeği böceği olsam banada ters teperdi uzaklaşırdım. Kısıtlanmaya hesap vermelere her mesajına cevap verme zorunluluğuna darlanmalara vs…zaten asla gelemem. Kendi kendine yetebilen sizsizde mutlu olabilen ve olabilecek biri olur sizin ilacınız. Bu özelliklere sahip olmayan insanlar sizi yorar çünkü. Bu tip insanlarda genelde gamsızlığıyla hoş sohbetiyle bir yandanda ketum olmalarıyla bilinirler. Gözlem yapın biri size böyle geliyorsa yok ya bundan olmaz çok umursamaz şu bu demeyin tanımaya çalışın. Çünkü ilgili gözüken, üste düşen kişiler başta iyi hissettirsede sonradan çok sahiplenici ve boğucu olabiliyorlar
kendime benzeyen birine denk gelmek hoş hissettirdi :)
ben tamamen günümüz ilişkilerine bağlıyorum yaşadığım şeyi, karşıma çıkan kişileri. mesela zaman zaman bir hareketim üzerine "benlik değil" lafını duydum flörtlerimden. ki bunlar ilgi gösteren tiplerdi. ben şu hayatımda gerçekten güzel şeyler hissettiğim biri için "benlik değil" diye düşünmedim ve böyle bir laf söylemedim o insanın yüzüne de. sevmek, düşünüyorum da (deli gibi sevmek, kara sevda değil bu, karşındaki insanı sevmek, ondan hoşlanmak, onu istemek) karşındakinin kusurlarını kusur olarak görmemek bence. ama o benlik değil cümlesini duyduğum an verdiğim şansı da geri alıyorum ben genelde. hayırdır ya ev mi bakıyorsun, "kuzey taraftan güneş almıyor, hımm benlik değil" demek gibi bişey bu :KK70: bu lafları söyleyip söyleyip sonra aşk sevgi sözcükleri söylemeleri aşırı samimiyetsiz. bir insan bir insanın hayatı, aşkı, böceği olmasına olur hem de bal gibi olur ama pat diye olmaz. ama günümüzde herkes çat diye olsun istiyor her şeyi. şu an görüştüğüm kişiyle çok fazla çatışma yaşıyoruz ve bariz uyumsuzluk var. bu uyumsuzluk da beni aşırı itiyor. karşımdaki aşko kuşko takılsa da zor bir karakter bence ve beni çok eleştiriyor mesela. telefonu açmadım diye bi laf işitiyorum, bi özelliğim hakkında olumsuz bişey diyor, kendi istemediği bişey dersem ya da onun istediği bişeyi kabul etmezsem sanki sorun çıkaran, her şeyi zorlaştıran benmişim gibi konuşuyor. bu kadar eleştirilmekten ve kendisinden kendim hakkında olumlu bir yorum, iltifat duymadığımı ve bundan hoşlanmadığımı söylediğimde ise aldığım cevap: ne dememi istiyorsun, ben seni eleştirmiyorum, sen pohpohlanmaya alışmışsın, oldu :KK70: ulan iki tatlı söz duymayacaksam, senden övgü almayacaksam hayatımda ne işin var di mi... ben bayağı bi çıkıştım, sinirlendim, arıyor kendince sakinleştirmeye çalışıyor ve bişeyleri değiştirmemi istiyor. aşırı sinir oldum. gerçekten son aylarda çok fazla insanla tanıştım, çok kişiye şans verdim ama hiçbiriyle bu kadar uyumsuz olmamıştık. artık bana kendimi iyi hissettirmiyor, enerjimi emiyor. yazmıyorum, etmiyorum belki kendini geri çeker diye ama o da yok.
 
kendime benzeyen birine denk gelmek hoş hissettirdi :)
ben tamamen günümüz ilişkilerine bağlıyorum yaşadığım şeyi, karşıma çıkan kişileri. mesela zaman zaman bir hareketim üzerine "benlik değil" lafını duydum flörtlerimden. ki bunlar ilgi gösteren tiplerdi. ben şu hayatımda gerçekten güzel şeyler hissettiğim biri için "benlik değil" diye düşünmedim ve böyle bir laf söylemedim o insanın yüzüne de. sevmek, düşünüyorum da (deli gibi sevmek, kara sevda değil bu, karşındaki insanı sevmek, ondan hoşlanmak, onu istemek) karşındakinin kusurlarını kusur olarak görmemek bence. ama o benlik değil cümlesini duyduğum an verdiğim şansı da geri alıyorum ben genelde. hayırdır ya ev mi bakıyorsun, "kuzey taraftan güneş almıyor, hımm benlik değil" demek gibi bişey bu :KK70: bu lafları söyleyip söyleyip sonra aşk sevgi sözcükleri söylemeleri aşırı samimiyetsiz. bir insan bir insanın hayatı, aşkı, böceği olmasına olur hem de bal gibi olur ama pat diye olmaz. ama günümüzde herkes çat diye olsun istiyor her şeyi. şu an görüştüğüm kişiyle çok fazla çatışma yaşıyoruz ve bariz uyumsuzluk var. bu uyumsuzluk da beni aşırı itiyor. karşımdaki aşko kuşko takılsa da zor bir karakter bence ve beni çok eleştiriyor mesela. telefonu açmadım diye bi laf işitiyorum, bi özelliğim hakkında olumsuz bişey diyor, kendi istemediği bişey dersem ya da onun istediği bişeyi kabul etmezsem sanki sorun çıkaran, her şeyi zorlaştıran benmişim gibi konuşuyor. bu kadar eleştirilmekten ve kendisinden kendim hakkında olumlu bir yorum, iltifat duymadığımı ve bundan hoşlanmadığımı söylediğimde ise aldığım cevap: ne dememi istiyorsun, ben seni eleştirmiyorum, sen pohpohlanmaya alışmışsın, oldu :KK70: ulan iki tatlı söz duymayacaksam, senden övgü almayacaksam hayatımda ne işin var di mi... ben bayağı bi çıkıştım, sinirlendim, arıyor kendince sakinleştirmeye çalışıyor ve bişeyleri değiştirmemi istiyor. aşırı sinir oldum. gerçekten son aylarda çok fazla insanla tanıştım, çok kişiye şans verdim ama hiçbiriyle bu kadar uyumsuz olmamıştık. artık bana kendimi iyi hissettirmiyor, enerjimi emiyor. yazmıyorum, etmiyorum belki kendini geri çeker diye ama o da yok.
Valla günümüz erkekleri kadınlardan daha nazlı ve tripli bunun anketi yapılsa kesin yine erkekler alıngan çıkar eminim :KK70: O kadar saçma şeylere trip atıp söyleniyorlar ki ben bile şaşıp kalıyorum. Sevgi gerçekten fedakarlık istiyor bir şey onluk değilse bile siz seviyorsanız her zaman olmasa bile sizin için fedakarlık göstermeli. Olumsuz yanınızı görmüşse bunu tatlı dille söyleyebilme ama nazınızı çekemeyecek ve kırıcı olacaksa o zaman gitmesini de bilmeli. Hem sevgili olup hem de ağzını geleni söylemeyi, istediklerini yaptırma çabasında oluyorlar. Benim sevgilim olmadı normal erkek arkadaşlarımdan bile soğumam 2 dk mi alırdı öyle soğurdum ki buluşmazdım asla bir daha ki sefere :KK70: Biri var kendini över de över ama sonuç olarak vasıfsız bir eleman ha bunu yine eleştirmiyorum ama övme arkadaş kendini yeter biliyoruz yani neyin ne olduğunu :KK70: Diğeri ben şundan nefret ederim ben bunu yapmam ben öyle günlük turları sevmem gittin mi otelde kalmalısın oldu paşam direk balayı odası ayarlayalım dedim hatta :KK70: Bu özgüveni veren yine kadınlarımız gerçi de neyse. Öteki ilk buluşmada ağzı bozuk labayi labayi konuşur özgüvenli olduğunu falan göstermek istiyor herhalde garibim :KK70: Öteki dediğiniz gibi arayıp durur anneme kadar aramıştı bir arkadaşım sinir olmuştum. Ondan sonra naz sen seçicisin oluyor Allah aşkına bu çirkin huylara da seçicilik demezsin yani :KK70: Birde kısmet, nasip değil dedikleri bu herhalde olmayınca olmuyor gerçekten ilerletip acaba düzelir mi ya da değişir mi diye düşünmeyeceksin aksine iş senin için çok daha zor bir hal alıyor ve insanlar asla değişmiyor sana uymuyorsa davranışı rahatsız ediyorsa sil derim ben. Sizi çok iyi anlıyorum o yüzden :KK70: Tabiki de iltifata her zaman kadınlar ihtiyaç duyar bunu her gün her dakika yapsın demiyoruz ama sen sürekli eleştirip hoşlanmadığın huylarımdan bahsediyorsan neden benimlesin ki görücü usülü mü sevgili oldunuz sanki :KK70: Benim kötü huyum maalesef saygısızlığa zaten tahammülüm yok ama böyle kötü bir tarafını gördüğüm an soğuyorum ve soğumamın asla geri dönüşü yok evde kalırsam sırf bu yüzden kalırım :KK70: Olgun, konuşmasını, ciddi olması gereken yeri eğlenmesi gereken yeri bilen, asla saygısızlık yapmayan bir yiğit buldukta biz mi istemedik :KK70:DDD
 
kendime benzeyen birine denk gelmek hoş hissettirdi :)
ben tamamen günümüz ilişkilerine bağlıyorum yaşadığım şeyi, karşıma çıkan kişileri. mesela zaman zaman bir hareketim üzerine "benlik değil" lafını duydum flörtlerimden. ki bunlar ilgi gösteren tiplerdi. ben şu hayatımda gerçekten güzel şeyler hissettiğim biri için "benlik değil" diye düşünmedim ve böyle bir laf söylemedim o insanın yüzüne de. sevmek, düşünüyorum da (deli gibi sevmek, kara sevda değil bu, karşındaki insanı sevmek, ondan hoşlanmak, onu istemek) karşındakinin kusurlarını kusur olarak görmemek bence. ama o benlik değil cümlesini duyduğum an verdiğim şansı da geri alıyorum ben genelde. hayırdır ya ev mi bakıyorsun, "kuzey taraftan güneş almıyor, hımm benlik değil" demek gibi bişey bu :KK70: bu lafları söyleyip söyleyip sonra aşk sevgi sözcükleri söylemeleri aşırı samimiyetsiz. bir insan bir insanın hayatı, aşkı, böceği olmasına olur hem de bal gibi olur ama pat diye olmaz. ama günümüzde herkes çat diye olsun istiyor her şeyi. şu an görüştüğüm kişiyle çok fazla çatışma yaşıyoruz ve bariz uyumsuzluk var. bu uyumsuzluk da beni aşırı itiyor. karşımdaki aşko kuşko takılsa da zor bir karakter bence ve beni çok eleştiriyor mesela. telefonu açmadım diye bi laf işitiyorum, bi özelliğim hakkında olumsuz bişey diyor, kendi istemediği bişey dersem ya da onun istediği bişeyi kabul etmezsem sanki sorun çıkaran, her şeyi zorlaştıran benmişim gibi konuşuyor. bu kadar eleştirilmekten ve kendisinden kendim hakkında olumlu bir yorum, iltifat duymadığımı ve bundan hoşlanmadığımı söylediğimde ise aldığım cevap: ne dememi istiyorsun, ben seni eleştirmiyorum, sen pohpohlanmaya alışmışsın, oldu :KK70: ulan iki tatlı söz duymayacaksam, senden övgü almayacaksam hayatımda ne işin var di mi... ben bayağı bi çıkıştım, sinirlendim, arıyor kendince sakinleştirmeye çalışıyor ve bişeyleri değiştirmemi istiyor. aşırı sinir oldum. gerçekten son aylarda çok fazla insanla tanıştım, çok kişiye şans verdim ama hiçbiriyle bu kadar uyumsuz olmamıştık. artık bana kendimi iyi hissettirmiyor, enerjimi emiyor. yazmıyorum, etmiyorum belki kendini geri çeker diye ama o da yok.

benlik değil ne demek ya :KK70: kendilerini bu denli otorite olarak gören insanları hiç anlamıyorum cidden. samimiyetsiz gelmesi çok normal, size aşığım şöyleyim böyleyim diyor bir yandan sizi eleştire eleştire aslında belkide kendi kriterine göre düzeltmeye(!) çalışıyor, dikkat edin eleştirdiği konular her ne ise o konuda onda bir eksiklik vardır mutlaka ama iyi gizliyordur. kabul etmediğinizde suçlu yine siz olursunuz o da çok normal :KK70: pohpohlanmaya alışık olmanızdaki sakınca neymiş beyfendiye göre yani, madem çok seviyor size istediğiniz beklediğiniz şey buysa, ki beklentileriniz çok açık, versin yani çok mu zor iki güzel söz söylemek, takdir etmek. hani insan bu kadar kötüysem bende ne buldu diyor bazen. sizi çok iyi anlıyorum artık bir şeyleri anlatmaktan açıklamaktan enerjiniz tükenmiş ve salmışsınız. kendinizi geri çekmenizde iyi olmuş bir süre dinlenin ve onun bir şeyleri fark etmesi için ona zaman tanıyın. baktınızki size karşı hisleri yoğun ona hangi konularda uyumsuzsanız ne yapıyorsa, yapamıyorsa veya yapmıyorsa ( bunlar çok önemli ) mutlaka belirtin. Bir umut varsa zaten belli eder ve olumlu yol alırsınız. Diyelim yine şans verdiniz bugün. 2 - 3 hafta sonra hala aynıysa ondan olmaz bence.
 
Bence sende bunların dışında güven problemi de var. Çok uzun zamandır dikkat ediyorum, ilişki konusunda yazdığın çoğu mesaj erkeklere güvenmeme yönünde.
Hatta bahsettiğin exte bile sana gayet basit bir şey söylemişti ablam geldi diye , normal insanlar bunun üstüne düşünmezler bile ama sen ekstra efor sarfedip gizli hesaptan uygulamadan vs ablanin storisine bakıp çocuğun bulunduğu bölgeye uzaklığını hesaplayıp yalan söylediğini ortaya çıkarıp ayrılmıştın (yüzde 95 böyleydi diye hatırlıyorum ama saat sabah bes,yüzde beşlik yanılma payım uykusuzluğum yüzünden olabilir)
Yani evet,çocuk nihayetinde yalan söylemiş ama sen de yalanını yakalamak için insanüstü çaba harcamıştin.
Bunun da sebebi guvenmiyor olmak ama bu kadar güvenmemek de insana zarar verir.
Türk toplumu erkeği çok geç olgunlaşıyor. Belki konu sahibi aşırı analist bu yüzden söylenenlerin doğruluğunu araştırıyor, hayatı kendine zorlaştırıyor.
Çoğu yorumunuzu beğeniyorum bence mantıklı birisiniz ama hayatı fazla analiz ederek yaşıyorsunuz her şeyi anlamak ve kontrol etmek ister gibi bir haliniz var. Çok yüzeysel gelebilir ama ihtiyacınız olan şey akışına bırakmak ve anı yaşamak gibi geliyor bana. Bir de henüz aşık olmadığınızı düşünüyorum. Aşık olunca o aramalar falan hiç batmıyor insana.
Aslında aşık olunca mantığını ve analiz etmeyi bir kenara bırakmak doğru mu sorusunu da cevaplamak lazım. Konu sahibinin yapısı böyle. Değişmek ihtiyacı hissettiğini veya hissetmediğini anlayamadım.
 
Olgun, konuşmasını, ciddi olması gereken yeri eğlenmesi gereken yeri bilen, asla saygısızlık yapmayan bir yiğit buldukta biz mi istemedik :KK70:DDD
Bu derece kendini yetiştirmiş erkek sayısı çok az görebildiğim kadarıyla. Haaa iğneyi bir de kendimize batıralım, kadınlar da bir aynaya bakıp kendileri ne durumda anlamaya çalışsınlar.
 
cünkü kova burcu olmak bunu gerektirir...ben de boyleydim iliskilerimde bekarken..bi de dogru insana denk gelmedigin icin sıkılıyor olabilirsin...kendini zorlama bence...
ah bi de şu kendini zorlama meselesi de var tabii. kendimi ilişki anlamında yalnız hissetmeye başladığımdan beri ki bu son 6 aydır falan olan bişey, zorluyorum ama zorladıkça sanki daha çok ters tepiyor. içim kıpır kıpır olacağına artık sıkılmaya başlıyorum. sorguluyorum, ya doğru insanla böyle olmaz muhtemelen falan diye. gerçekten güzel şeyler hissettiğim insanlar olmadı mı zamanında, oldu ama öyle ya da böyle hayatımdan çıktılar ve şu anda yoklar. burç konusu aslında hem biraz işin espirisi hem de gerçekten kişilik özelliklerinde etkili bir konu bence.
 
25 Yaşında hiç sevgilisi olmamış ben normal karşılıyorum :KK70: Evet çoğu kişiye göre daha zor ve nasıl denir tuhaf bir karakterimiz var tuhaf derken arkadaşlık ilişkilerinde sorun yokken söz konusu erkeklerle olunca didik didik eden hemen her eşyi sorun eden bir hareket sergiliyoruz genel konuşuyorum paylaşımınızdan dolayı kusura bakmayın :KK70: Şahsen benim hiç sevgilimin olmaması hiç kimseden etkilenmemiş sevmemiş olmamdan kaynaklı üstüne güvensizlikte eklenince olmuyor birde '' bir denesene cınım yhaaa '' diyorlar ya ayrı kıl oluyorum :KK70: Yalnız ilişkilerinde hemen sıkılıp boğulman o kişiye aşık olmaman fazla sevmiyor olmandan kaynaklı bana göre. Sevmediğimiz insan konuşsa soğuyoruz onun gibi işte çok etkilensen sürekli aramasını bile sorun etmezdin belki de. Henüz doğru kişiyi bulamamış olmandan duygu karmaşası yaşıyor olabilirsin :)
açıkçası şu an görüştüğüm kişiyi bu sabah uğurladım. tabii o hala kabullenemedi ya da şokta galiba, arıyor, mesaj atıyor, ikna etmeye çalışıyor ama ı-ıhhh imkansız bu saatten sonra. zaten pek bi hissim yoktu ama kendimi bildiğim için kendime ve ona biraz zaman vermek istedim, bunu kendisi de biliyor açıkça söyledim çünkü. onun yoğun ilgisine aynı yoğunlukta karşılık veremiyor olmamın nedeni buydu, dürüstçe söylemiştim ona. bayram sebebiyle il dışında, geldiği zaman beraber bir gün geçirelim diye plan yapmıştık. bak ben şans veriyorum, kesip atmıyorum. hem kendime hem de ona şans verdim ama niye bilmiyorum yaptığı her hareket sanki bu şansı hiç etmek üzerine. ve ben dün akşam ciddi ciddi kendisine çekim hissetmediğimi farkettim. düşündüm yani tekrar yan yana geldiğimde ne değişecek ki? diye. bariz uyumsuzduk benim gözümde. burada o da kusurlu değil ben de değilim, sadece frekans uymadı ama o o kadar yoğun biçimde yazıp arıyor ki... ama bunu kendi elleriyle bitirdi bu sabah. en sevmediğim şeyi yaptığını farkettim, saçma sapan kişilerle takipleşmişti hani nasıl derler, gözü dışarıda düşüncesine zerk eden bi takipleşme olmuş birkaç kişiyle. normalde böyle didik didik etmem, eskiden bişeyler hissettiğim insanların da takipleşme olaylarına anlam yüklemezdim, bana olan ilgisine bakardım sadece üzerinde durmazdım. ama belki de ben de hatasını aradım ve buldum. epey bi soğudum ve kendisine bi mesaj yazıp bitirdim. tabiiii ki hemen inkar, hemen kıvırma, hemen saçmalama moduna girdi. salaklığa da tahammülüm yoktur hiç, gitmiş takipleştiklerini silmiş :KK70: konuşma girişimlerini de reddettim. kesinlikle kadınlardan anladığını düşünmüyorum dan dun bir ilişki yaşanacağını düşünen tuhaf bi tip bence. hayır tanıdıkça severim belki dedim, tanıdıkça soğudum :KK70:
 
Aynı durumu yaşamışız resmen ben de 30 yaşındayım.Göksel yalnız kuş şarkısında diyor ya beklediğim birisi var o sen değilsin.Aynen bunu yaşadım.Yıllarca bekledim bir şey hissetmeden birini hayatıma almak istemedim hep kaçtım.Ta ki bı raslantıyla o kişiyle karşılaşana kadar nasıl romantize ettiysem kafamda tamam dedim o mucize bu.Öyle bir değersiz hissettim ki kendimi sonrasında.Seni beğenmemek mümkün mü bı dakka olsa yüzünü goriyim diye yalvarmalar hepsi yalan ve dolanmış.Şuan o kadar ruhsuzumki aldı benden iki insanın birbirinden etkilenebileceği fikrini değer vererek özveriyle yaklasacagi fikrini.Kullan at iliskiler resmen.Ben de senin gibi düşünüyorum artık bu düzen böyleyse hiç birşey hissetmeden de kendi duygularını dizginlemek için denemek şart.Bizim duygusallığımız bu leş düzene fazla.Umarım hak eden birisi çıkar karşına.
işte ben de bişeyler hissetmeden bu kadar yoğun, flörtöz muhabbetler içerisine giremeyen biriyim. ama kimseye de bişeyler hissetmeyince hadi dedim insan insanı öyle bir iki konuşma buluşmayla tanıyamaz, ben bi şans vereyim madem ilgisi yoğun. ama bu sabah, söylediği her şey ve gösterdiği ilgiyle taban tabana zıt bir hareket yaptı ve kendisini uğurladım. hala kabullenmiş değil ama akşama kadar bir iki yazar sonra susar diye ümit ediyorum. ve karar verdim, yokk yani hissetmiyorsan olmuyor hatta daha çok ters tepiyor. sesi, tipi, konuşması her şeyi batar oldu gözüme. odun, romantiklikten uzak, duygusuz bir insan değilim. sadece hissettiren pek denk gelmiyor aslında, hepsi bu. sorunu kendimde aramıyorum artık...
 
Valla günümüz erkekleri kadınlardan daha nazlı ve tripli bunun anketi yapılsa kesin yine erkekler alıngan çıkar eminim :KK70: O kadar saçma şeylere trip atıp söyleniyorlar ki ben bile şaşıp kalıyorum. Sevgi gerçekten fedakarlık istiyor bir şey onluk değilse bile siz seviyorsanız her zaman olmasa bile sizin için fedakarlık göstermeli. Olumsuz yanınızı görmüşse bunu tatlı dille söyleyebilme ama nazınızı çekemeyecek ve kırıcı olacaksa o zaman gitmesini de bilmeli. Hem sevgili olup hem de ağzını geleni söylemeyi, istediklerini yaptırma çabasında oluyorlar. Benim sevgilim olmadı normal erkek arkadaşlarımdan bile soğumam 2 dk mi alırdı öyle soğurdum ki buluşmazdım asla bir daha ki sefere :KK70: Biri var kendini över de över ama sonuç olarak vasıfsız bir eleman ha bunu yine eleştirmiyorum ama övme arkadaş kendini yeter biliyoruz yani neyin ne olduğunu :KK70: Diğeri ben şundan nefret ederim ben bunu yapmam ben öyle günlük turları sevmem gittin mi otelde kalmalısın oldu paşam direk balayı odası ayarlayalım dedim hatta :KK70: Bu özgüveni veren yine kadınlarımız gerçi de neyse. Öteki ilk buluşmada ağzı bozuk labayi labayi konuşur özgüvenli olduğunu falan göstermek istiyor herhalde garibim :KK70: Öteki dediğiniz gibi arayıp durur anneme kadar aramıştı bir arkadaşım sinir olmuştum. Ondan sonra naz sen seçicisin oluyor Allah aşkına bu çirkin huylara da seçicilik demezsin yani :KK70: Birde kısmet, nasip değil dedikleri bu herhalde olmayınca olmuyor gerçekten ilerletip acaba düzelir mi ya da değişir mi diye düşünmeyeceksin aksine iş senin için çok daha zor bir hal alıyor ve insanlar asla değişmiyor sana uymuyorsa davranışı rahatsız ediyorsa sil derim ben. Sizi çok iyi anlıyorum o yüzden :KK70: Tabiki de iltifata her zaman kadınlar ihtiyaç duyar bunu her gün her dakika yapsın demiyoruz ama sen sürekli eleştirip hoşlanmadığın huylarımdan bahsediyorsan neden benimlesin ki görücü usülü mü sevgili oldunuz sanki :KK70: Benim kötü huyum maalesef saygısızlığa zaten tahammülüm yok ama böyle kötü bir tarafını gördüğüm an soğuyorum ve soğumamın asla geri dönüşü yok evde kalırsam sırf bu yüzden kalırım :KK70: Olgun, konuşmasını, ciddi olması gereken yeri eğlenmesi gereken yeri bilen, asla saygısızlık yapmayan bir yiğit buldukta biz mi istemedik :KK70:DDD
çok haklısın ben de bitirdim bu sabah, hatası yüzünden. saçma sapan bazı takipleşmeler yaptığını farkettim. hayır bana ölüyorum bitiyorum demese bana ne kiminle takipleştiğinden. sonuçta sevgili değiliz ama arkasından atlı kovalar gibi koşmasaydı derdim ki kendi kendime, duygusal anlamda bana yakınlaşırsa bu takipleri bırakır zaten... ama konuşmasına zıt hareketler yapıyorsa soğuma moduna bile geçemeden direkt tiksiniyorum ben. dediğin gibi kısmet bu işler. belki iki gün sonra hayatımın aşkını bulurum ama bende şöyle bişey var, biriyle konuşuyorsam hissim olsun ya da olmasın kendimi dışarıdaki diğer adaylara kapatıyorum. karşımdakinden de aynısını beklerim. bunu zamanında konuştuğumuzda o da böyle düşündüğünü söylemişti. eee şimdi bu hareketler ne? bir mesajla kendisine güle güle dedim, hiç uzatmadım. enerji ve zaman israfı sevmeyiz efenim, biri olacaksa hayatımızı güzelleştirecekse olmalı, bozmak için değil.
 
benlik değil ne demek ya :KK70: kendilerini bu denli otorite olarak gören insanları hiç anlamıyorum cidden. samimiyetsiz gelmesi çok normal, size aşığım şöyleyim böyleyim diyor bir yandan sizi eleştire eleştire aslında belkide kendi kriterine göre düzeltmeye(!) çalışıyor, dikkat edin eleştirdiği konular her ne ise o konuda onda bir eksiklik vardır mutlaka ama iyi gizliyordur. kabul etmediğinizde suçlu yine siz olursunuz o da çok normal :KK70: pohpohlanmaya alışık olmanızdaki sakınca neymiş beyfendiye göre yani, madem çok seviyor size istediğiniz beklediğiniz şey buysa, ki beklentileriniz çok açık, versin yani çok mu zor iki güzel söz söylemek, takdir etmek. hani insan bu kadar kötüysem bende ne buldu diyor bazen. sizi çok iyi anlıyorum artık bir şeyleri anlatmaktan açıklamaktan enerjiniz tükenmiş ve salmışsınız. kendinizi geri çekmenizde iyi olmuş bir süre dinlenin ve onun bir şeyleri fark etmesi için ona zaman tanıyın. baktınızki size karşı hisleri yoğun ona hangi konularda uyumsuzsanız ne yapıyorsa, yapamıyorsa veya yapmıyorsa ( bunlar çok önemli ) mutlaka belirtin. Bir umut varsa zaten belli eder ve olumlu yol alırsınız. Diyelim yine şans verdiniz bugün. 2 - 3 hafta sonra hala aynıysa ondan olmaz bence.
ya benim son aylarda çok flörtüm oldu. ilk mesajda da bahsettiğim gibi, hakikaten şans verdim insanlara. bazılarını ben beğendim, ben adım attım falan. çekingen değilim o konularda. ama beni el üstünde hissettirmeyecekse ne gerek var? ilk defa bu kadar saçma sapan kafadaki birine denk geldim ve bu sabah yaptığı bir şey üzerine bitirdim, kestim bütün alakamı. ben ona ve kendime şans verdim, zaman verdim ama o bunu bitirdi. artık ne zamanımı hak eder ne de şansı.
 
Türk toplumu erkeği çok geç olgunlaşıyor. Belki konu sahibi aşırı analist bu yüzden söylenenlerin doğruluğunu araştırıyor, hayatı kendine zorlaştırıyor.

Aslında aşık olunca mantığını ve analiz etmeyi bir kenara bırakmak doğru mu sorusunu da cevaplamak lazım. Konu sahibinin yapısı böyle. Değişmek ihtiyacı hissettiğini veya hissetmediğini anlayamadım.
bıraktım arkadaşım akışına, onu da yaptım. o ne yaptı biliyor musun? gitti saçma sapan kızlarla takipleşti. yüzüne vurduğumda da yalanlar uydurdu, ben de kendisini uğurladım. napayım ben akışa bıraksam da allah karşıma çıkarıyor.
 
işte ben de bişeyler hissetmeden bu kadar yoğun, flörtöz muhabbetler içerisine giremeyen biriyim. ama kimseye de bişeyler hissetmeyince hadi dedim insan insanı öyle bir iki konuşma buluşmayla tanıyamaz, ben bi şans vereyim madem ilgisi yoğun. ama bu sabah, söylediği her şey ve gösterdiği ilgiyle taban tabana zıt bir hareket yaptı ve kendisini uğurladım. hala kabullenmiş değil ama akşama kadar bir iki yazar sonra susar diye ümit ediyorum. ve karar verdim, yokk yani hissetmiyorsan olmuyor hatta daha çok ters tepiyor. sesi, tipi, konuşması her şeyi batar oldu gözüme. odun, romantiklikten uzak, duygusuz bir insan değilim. sadece hissettiren pek denk gelmiyor aslında, hepsi bu. sorunu kendimde aramıyorum artık...
Sorun sende değil insanlar rol yapıyor ve buna inandırmaya çalışıyor sadece kendi egolarını doyurma pesindeler.Öyle bi dakikada olsa yüzünü göreyim bilmem ne diyen adam bana ilk görüşte aşk yok inanma böyle sacmaliklara dedi.Birisi bir dakika bile olsa birini görmek istiyorsa bunu sadece aşk yaptırır sanıyordum ben.Sen duygularınin sesini dinliyorsun sorun sende değil ne istediğini bilmeyen dengesiz aşık rolu yapan barzolarda.
 
Bu derece kendini yetiştirmiş erkek sayısı çok az görebildiğim kadarıyla. Haaa iğneyi bir de kendimize batıralım, kadınlar da bir aynaya bakıp kendileri ne durumda anlamaya çalışsınlar.
Tabi erkeklerin bu denli rahat olmasının nasıl denir saygısız, edepsizce konuşmasının, şiddete meyilli olmalarının maalesef ki kadınların da payı var.
 
Ya banada hep fazla detaycisin gibi geliyorsun.. yani ya karsina hep tuhaf erkekler cikiyor senin ya da sen cok kafaya takiyorsun karsidakini…ustune gitmesen bir sure belki istedigin gibi biri cikacak karsina.. bazen hakket ustune gittikce ters tepiyor
 
X