Aslında onunla 3 yıldır aynı bölümde okuyorduk ama onu ilk kez geçen dönem, şubat ayında farkettim. daha önceden ismini duyduğum, kim olduğunu bildiğim biriydi ama benden bir sınıf küçük olduğu için hiç birebir konuşmamız olmamıştı. nasıl oldu bilmiyorum, tek isteğim onu tanımaktı. en son ilişkim 1 sene önce bittiği için yeni heyecanlar arıyordum belki de kendime. ortak derslerimizde yanına yaklaşıp konuşarak, tesadüfler sonucu karşılaşmalar, beraber ders çalışmalar vs. sonucunda baya arkadaş olmuştuk. birbirimizde telefon numaralarımız vardı, gördüğünde halimi hatırımı sorduğu biri haline gelmiştim. en yakın arkadaş gruplarımız farklıydı, ama ortak çevrelerde konuşup muhabbet etmeye başlamıştık. yani amacıma ulaşıp onu tanımıştım anlayacağınız. ama yetmemeye başladı, oldukça daha iyisini daha fazlasını istemeye başladım ve bir anda, nasıl olduğunu bile farketmeden o okula gelmediğinde ağlamaya başlayan, onu görmeden, onunla konuşmadan günü güzel geçmeyen, olur da karşılaştığımızda benimle konuşmazsa binbir türlü felaket senaryoları kuran birine dönüşmeye başladım. hisler yoğunlaşınca arkadaşlığımızda da hatalarım oldu galiba, öylesine bir arkadaşımla olduğu kadar rahat konuşamıyor, ya anlarsa diye yanında rahat davranamıyordum. o gidiyordu, ben kafamda yarattığım diyaloglarla tekrar yaşıyordum aynı konuşmayı. sonrası pişmanlık, sonrası "keşke"ler.
yine de iyi sayılırdı aramız, belki diyordu bir yanım "o da benim gibidir, birşeyler hissediyordur ama açılamıyordur." siz bir şeyler hissedince karşısı da aynısını hissediyormuş gibi gelir ya, öyle. ortak arkadaş muhabbetlerinde aşktan söz açıldığında benden bahsediliyor sanıyordum, bakmasa bile "bakıyor galiba." diyordum. ama umduğum gibi değilmiş. okul kapandı. araya 3 aylık yaz tatili girdi ve kendi çabalarımla yarattığım birkaç konuşma haricinde arayıp sormak bir yana, bir mesaj atıp nasıl olduğumu merak bile etmedi. şimdi okullar tekrar açıldı, ortak derslerimiz var ve o yine bana normal bir arkadaşıymış gibi davranıyor. ben ise o günaydın dediğinde bile içi yanan, heyecandan kıpkırmızı olup konuşamayan biri haline geldim. geceleri onu düşünmekten uyuyamıyorum. uyusam da rüyalarımın başrolü hep o zaten. başka insanlar girdi hayatıma yazın, hepsini reddettim, şimdi de bir başkası aynen benim ona hissettiğim duyguları bana karşı hissediyor ve ben farkında olmama rağmen sırf "belki çıktığım biri olur da görür kıskanır" ya da "çivi çiviyi söker" diye o çocuğa da yaklaşamıyorum. sonradan daha çok üzmek, üzülmek istemiyorum. çünkü ben kendi aşık olduğum adamın her sözünden, her bakışından bir mana çıkartırken başka bir insanın da aynı durumu benim için hissettiğini bilerek davranmak çok zor geliyor. sevdim sevilmedim, seveni sevemedim diyor ya şarkıda. o hesap işte. bu yıl okulda son senem ve daha aylar varken bu halde nasıl geçecek bilmiyorum, zaman ne gösterir bilemem ilerisi için konuşmak zor, ama mezun olduktan sonra onun için hissettiğim duyguları söyleyeceğim. belki bir daha arayıp sormaz, belki de o da bu anı bekliyordur, giden sadece boşa geçmiş aylarımız olur ve sonrası güzel olur...