Çünkü insan güzel şeylere alışır. Yalnızlık güzel değildir ki. Marifetmiş gibi tutar elinden ve bırakmaz sen uzaklaşmaya çalıştıkça. Yalnızlık bizi niye bırakmaz? Çünkü yalnızlık yalnız kalmaktan korkar. Tüm gücüyle bize tutunur. Hayatımıza yerleşir. Bizi onu hak ettiğimize inandırır. Yalnızlık kötü bir dost, iyi bir yalancıdır.
Yaşını bilmediğimden The Police grubunun Message in a Bottle şarkısını hiç dinledin mi bilmiyorum. Issız bir adadaki yalnız bir adamı anlatır. İngilizceyi ilk öğrenmeye başladığımda beni en çok etkileyen şarkı sözlerinden birine sahiptir. "Bir insanın dayanabileceğinden daha fazla yalnızlık"tan bahseder.
Yalnızlığın nasıl bir şey olduğunu bilmeyenler bu sözleri abartılmış zannedebilirler. Ama sanırım sen anlayabilirsin.
Naçizane abla nasihatım şu: Yalnızlığa alışmaya çalışma. Yalnızlığı kovmaya çalış. Hep yalnız kalman için hiçbir sebep yok. Belki hemen bu yolun sonunda, şu sokağın başında, o köşenin ardında birinin elini tutacaksın. Ve dönüp yalnızlığın kıçına tekmeyi basacaksın. Yalnızlığa alışma, kabahatin olarak görme, kaderin diye kabul etme. Hayal etmekten vazgeçme.