• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Işid Denilen Terör (Firavun) Ordusu Hakkında..

Şeriat Kanunlarında eşini aldatana recm yoktur, bu sonradan uydurulmuş, Kuran'da asla recm yoktur, yüz sopa vardır, o da zina yapıldığına dair Allah huzurunda şahitlik yapacak 4 şahit bulunursa uygulanır, şahit bulunmazsa iftiraysa iftira edene de 80 sopa vurulur, bu ceza ölümüne bir ceza değildir, şahitler huzurunda uygulanır ki zina yapan kadın ya da erkek budur diye ifşa içindir, ifşa da ilerde zina yapan erkek ya da kadınla sadece zina yapan kişi evlensin diyedir.

Recm'i kim ortaya attı bilemem ama zina cezası budur: 4:15 -Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin.

Zina yapan eceliyle ölür, recm edilerek değil, çıkış yolu denilende büyük ihtimalle kendi gibi zina yapan birinin kendisine talip olması durumudur.

Nur Suresinde yazanlar:

24:2 - Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.

24:3 - Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.

24:4 - Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar.

Nur Suresi 5. Ayete dikkat lütfen: 24:5 - Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.


mune bunu bir konuda eklemişti. bakın recm yok.
 
yapmayın lütfen. . recm yok islamiyette.
siz bunu kabul edebiliyormuunuz. bir diş hekimi kız erkek hasta baktı diye öldü,rüldü. başı kesildi
sevdiğiyle beraber oldu diye taşlanarak öldürülen kadınlar erkekler.
bu islamiyette yok. islamiyet bu kadar acımasız değil.
bana bununla İlgili ayet bulun var diyorsanızki yok. recmle ilgili..
o gazeteci masımdu. ama öldü,rüldü. acımasıxca.
islam dini hoşgörü dinidir der herkes. nerede bu hoşgörü. işid seri katillerin dolduğu kendilerini tatmin ettiği rahatlattığı bir örgüt.

benim kabul edip etmemem değil de bu konu da islamı ele alalım;

ayetleri sen yazmışsın ben de hadisleri yazarım..

"Ömer (r.anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:
"Allah Teâla hazretleri Muhammed (s.a.v.)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Rasûlullah(s.a.v.) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir.
Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- subût bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım."
(Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Muslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418)


Maiz b. Malik el-Eslemî (r.anh), Peygamber'e gelerek "Beni temizle" dedi.
Peygamber "Yazık sana, çık git, Allah'a tevbe ve istiğfar et" buyurdu.
Maiz, pek uzaklaşmadan geri döndü ve "Ey Allah'ın Rasulu! Beni temizle" dedi.
Peygamber aynı sözlerle üç defa daha geri gönderdi. Dördüncü ikrarında "Seni hangi konuda temizleyeyim?" diye sordu.
Mâiz; "Zinadan" dedi.
Peygamber "Bunda akıl hastalığı var mıdır?" diye sordu.
Böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylediler. "Şarap içmiş olabilir mi?" diye sordu.
Bir adam kalkıp içki kontrolü yaptı. Onda şarap kokusu tesbit edemedi. Hz. Peygamber tekrar "sen zina ettin mi?" diye sordu. Mâiz "Evet" cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Mâiz recmedildi.
Recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. Bir bölümü Mâiz'in helâk olduğunu, başka bir grub ise onun en faziletli tövbeyi yaptığını söylediler. Bu farklı yaklaşım üç gün sürdü. Daha sonra yanlarına gelen Rasulullah (s.a.v) "Mâiz b. Mâlik için dua edin" buyurdu. "Allah Mâiz'e mağfiret eylesin" dediler.
Peygamber şöyle buyurdu: "Mâiz öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ummet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi"
(Muslim, Hudud, 22; eş-Şevkânî, Neylul-Evtâr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 314 vd.).


Mâiz'in recmedilmesinden kısa bir süre sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve "Ey Allah'ın elçisi! Beni temizle" dedi. Peygamber "Yazıklar olsun sana. Çık git, Allah'a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. Kadın dedi: "Beni, Mâiz'i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun" Peygamber, "Sana ne oldu?" diye sordu. Kadın kendisinin zinadan gebe olduğunu söyledi. Bunun üzerine "Sen mi?" buyurdu.
Kadın "Evet" dedi.
Peygamber "Doğuruncaya kadar git" buyurdu.
Kadının bu arada geçimini Ensar'dan bir adam üstlendi. Daha sonra Peygamber'e gelerek; "Gâmidli kadın doğurdu" dedi.
Çocuğun bakımını da Ensar'dan birisi üzerine aldı ve kadın recmedildi"
(Muslim, Hudud, 22, 23, 24; Ibn Mâc'e, Diyât, 36; Mâlik, Muvatta', Hudud, II)


Ebu Hurayra (r.anh) şöyle demiştir:
Sizler Rasullullah (s.a.v)’in huzurunda bulunduğunuz sırada birden bedevilerden bir adam ayağa kalktı ve; "Ya Râsulullah! Benim için Allah’ın kitabı ile hükmet!"dedi. Akabinde ona muhasımı olan kimsede ayağa kalktı ve: "Ya Râsulullah! Hasmım doğru söyledi. Sen onun için Allah’ın kitabı ile hükmet, ve söz söylemek üzere bana izin ver!" dedi.
Peygamber (s.a.v.)’de ona; "Sözünü söyle." buyurdu.
O da şöyle dedi: "Benim oğlum, bu Arabinin yanında asif, yani ücretle çalışan bir kimse idi. Oğlum bunun karısı ile zina etmiş. İnsanlar bana oğlum üzerine taşlanmak cezası olduğunu haber verdiler. Ben bu adama oğlum adına yüz koyun ve birde cariyeyi fidye vererek oğlumu bu cezadan kurtardım. Bundan sonra ben bu meseleyi ilim ehlinden sordum. Onlarda bana onun karısı üzerine taşlama cezası düştüğünü, benim oğluma da ancak yüz değnek vurulma ile bir yıl gurbete sürgün edilmek üzere, ceza olduğunu haber verdiler!" dedi.
Rasulullah (s.a.v)’de: "Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki ben sizin aranızda elbette Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunları kendi sahibine geri veriniz. Senin oğluna gelince: onun üzerinde yüz değnek cezası ve bir yıl gurbete sürgün edilme cezası vardır." buyurdu.
Bundan sonra Eslem kabilesinden bir adam olan Unes’e de: "Sana gelince ya Uneys! Sende bu adamın karısına git tahkikini yap, eğer kadın suçunu itiraf ederse onu recm et buyurdu."

Ravi: Uneys o kadına gitti, kadının suçunu itiraf etmesi üzerine, Uneys ona taşlama cezası uyguladı demiştir.
(Buhari : 15.c / 7107s., Muslim : 5.c / 1697.N, Tirmizi : 3.c / 1457.N)


Hz. Amr b. As ve Hz. Zeyd b. Sabit, Kur’an ‘ı Mushaf halinde yazarken, aralarında şöyle bir konuşma geçmiştir:
Zeyd dedi ki: “Ben böyle bir ayeti Hz. Peygamber’den duymuştum.
Amr b. As şöyle cevap verdi: “Böyle şey olur mu? Görmüyor musun/hep bildiğimiz, öğrendiğimiz şu değil mi ki; bekâr olduğu takdirde -yaşlı da olsa- değnek cezasını, evli olduğu takdirde -genç de olsa- recim cezasın hakkediyor."
( Ahmed b. Hanbel, V/183; Hakim, IV/360)


Ömer İbnu’l Hattab, insanlara hutbe okumuş, Abdurrahman onun için şöyle dediğini işitmiş:
Uyanık olunuz; bazı kimseler: Recm de ne oluyormuş? Allah’ın kitabında değnek cezası var diyorlar. Muhakkak ki Allah Râsulu (s.a.v) recmi uygulamışve ondan sonra bizde uygulamışızdır. Şayet bazı kimseler: Ömer, Allah’ın kitabından olmayan bir şeyi Allah’ın kitabında ziyade etti dememiş olsalardı, o ayeti nazil olduğu gibi Kur’ana koyardım.
(Ahmed İbn Hanbel, İbn Kesir: 11.c / 5687.s., Nesei)

Abdullah İbn Ömer şöyle haber verdi:
Râsulullah’a zina etmiş bir Yahudi erkeği ile bir Yahudi kadını getirildi.
Bunun üzerine Râsulullah (s.a.v) Yahudilerin yanına kadar gidip: "Sizler zina edenlerin üzerine Tevrat’ta ne cezası buluyorsunuz?" diye sordu.
Onlar: "Biz zina eden erkek ile kadının yüzlerini karartır, onları bir hayvan üzerine yükler, yüzleri biri birinin aksine gelecek suretde oturtup ve böylece onları dolaştırıp teşhir ederizdediler.
"Râsulullah (s.a.v): "Eğer doğru söyleyenler iseniz Tevrat’ı getirin." buyurdu.
Onlar Tevrat’ı getirdiler ve onu okumaya başladılar. Nihayet “recm” ayeti üzerine koydu da iki eli arasını ve arkasını okudu.
O sırada Râsulullah (s.a.v.) ile beraber bulunan Abdullah ibn Selam Peygamber’e: "Ona emret de elini kaldırsın." dedi.
Genç elini kaldırdı. Birde baktılar ki “recm” ayeti elinin altındadır.
Râsulullah zina eden erkek ve dişi yahudilerin “recm” edilmelerini emretti. Onlar da “recm” olundular.
(Buhari :14.c. / 6670 s., Muslim : 5.c. / 1699.n.)


Ubedet ibnu Samid (r.anh.) şöyle dedi. Râsulullah (s.a.v)şöyle buyurdu:
Benden alınız benden alınız.Muhakkak ki Allah zina yapan kadınlar için bir yol tayin etmiştir. Evlenmemiş olan evlenmiş olanla zina ederse bunların her birine yüz değnek ve bir sene sürgün cezası vardır. Evli veya dul olan. Evli veya dul olanla zina ederse bunların her birine de yüz değnek ve recm cezası vardır.
(Muslim : 5.c / 1690.N, Ahmed : Musned)


 
bu arada siyaset dışında kkda dini paylasım yasak. o yüzden ben burada kesiyorum. ceza almamak adına.
 
işte hadis değil aslolan ayettir.
ayette yazanı kabul etmiyorsan diyecek şeyim yok size

ben ayet de yazanı kabul etmiyorum demedim ki ? o ayetleri ben de yazacaktım baktım siz yazmışsınız direk hadislerden başladım ben de..
mesela size şöyle diyeyim ayetler de namazın tam kılınışı yazmaz şuan müslümanlar kıldıkları namazı peygamberlerinin kıldıkları gibi kılarlar ona uyarlar, yani sadece ayetlerden değil yanlarında hadislerden de beslenmesi gerek müslümanların.

"O kendi arzusu ile söylemez. O(nun söylediği) kendisine vahyedilenden başka birşey değildir."
(53. Necm Sûresi, 3-4)

İşte bütün bu hükümler, Allah'ın çizdiği sınırlardır. Her kim Allah'a ve O'nun peygamberine itaat ederse, Allah onu içlerinde sonsuza dek oturmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Bu ise büyük kurtuluştur!
(4. Nisa Sûresi, 31)

Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin, sizden olan yetkililere de. Sonra bir şeyde anlaşmazlığa düştünüz mü, hemen Allah'a ve Peygamberine arz edin onu, eğer Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanan muminler iseniz. Bu hem hayırlı hem de netice itibariyle daha güzeldir.
(4.Nisa Sûresi, 59)

Yok, yok! Rabbine yemin ederim ki onlar aralarında çıkan çapraşık işlerde seni hakem yapıp, sonra daverdiğin hükümden nefislerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.
(4.Nisa Sûresi, 65)

Kim peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur, kim de yan çizerse, kendilerine seni gözcü de göndermedik!
(4.Nisa Sûresi, 80)


gördüğünüz üzere kuran peygambere uyulmasını söylemiştir. yani hadislerden de beslenmesi gerek müslümanların
 
bu arada siyaset dışında kkda dini paylasım yasak. o yüzden ben burada kesiyorum. ceza almamak adına.

öyle mi ? bunu bilmiyordum sizin paylaştıgınz ayetleri görünce ben de o şekilde örneklendrmek istedim. daha dikkatli olurum bu husus da
 
bakın ayette zaten recm yok. sopa var. bunun açıklamasına gerek yok.
gayet net ve açık değilmi. o yüzden hadislerden örnek vermeye gerek yok.
iyi günlrr.
son mesaj.
 
Back
X