bakıcam işte artık 2. dönemde neresi açarsa başvururum. nasıl olsa evde kös kös oturuyorum bunları takip ediyorum sürekli.
aslında ailem de yaşın küçük istersen yeni bir bölüme git oku diyor aklıma da yattı ama sınavlar için çok mu geç kaldım çalışmaya acaba?
ales, üds falan çalışıyorum ama tabii ki ygs ve lys yle alakaları ucundan kıyısından.
artık ne yapcağımı da şaşırmış bir haldeyim.
aslında ben bölümü yazarken biyoloji mezunları tus sınavına da girebiliyor diye yazmıştım ki o vakitler girebiliyorlardı.
sonra ne oldu artık bilmiyorum, sağlık bakanlığı biyologlardan pek haz etmediğinden olsa gerek tıp dışı branşlardan bir tek biyologların tus'a girme yolunu kapadı.
ben de böylece doktor akrabamdan aldığım tus çalışma kitaplarıyla kalakaldım.
Merhaba.
Konuyla ilgili bundan sonra yapacaklarınız tabi ki tamamıyla sizin kendi kararlarınız olacaktır ve en doğrusu da bu belki.
Lakin, ikinci bir üniversite olayını düşünürken, böyle bir seçim yapmanızdan ötürü şu andaki durumunuzdan bariz bir şekilde farkınız olup olmayacağını iyice gözden geçirmeniz iyi olacaktır diye düşünüyorum.
Neden? Çünkü inanın şu anda aynı sizin gibi pek çok üniversite mezunu pırıl pırıl gencimizin durumunun da sizden pek farkı yok gözlemleyebildiğim kadarıyla.
Yani, yeni bir üniversite veya (bölüm demek daha doğru olacak belki,) yeni bir bölüm okumaya karar vermeniz için: o bölümü bitirdiğinizde:
Birincisi, iş kaygınız olmadan hemen işe başlayabileceğiniz bir bölüm olması lazım.
İkincisi, o bölümden mezun olarak başladığınız işin geçerliliğinin sizin çalışma hayatınız boyunca sürekli aynı düzeyde, sizi maddi manevi tatmin edebilecek düzeyde olabileceğinin garantisi olmasa bile, bu anlamda en azından öyle olabileceği yönünde öngörü oluşabilecek bir bölüm olması lazım.
Üçüncüsü, evet her ne kadar artık insanlar günlük yaşantılarını sürdürebilecek, hayatta kalabilecek kadar ve ancak günü geçiştirebilecek kadar bir aylık kazanca razı olmak kaydıyla iş bulabilme kaygısı taşıyor olma sürecine girmiş olsalar da, hiç sevmediğiniz bir işte (ki siz gençler bizlere göre artık emeklilik diye birşeyi hayal bile edemiyor olduğunuz için ve günümüz sosyal güvenlik yasalarına göre neredeyse hayatınızın sonuna kadar çalışmak zorunda kalacağınız için bunun önemi çok daha artıyor) çalışıyor olmanızın, tüm gününüzü bununla geçiriyor olmanızın, sadece bir tek olan hayatınızda aslında ne büyük eziyete dönüşebileceğini de düşünmeniz gerekir.
Hoş, yukarıda sadece üç tanesini yazabildiğim ve devamına az çok hepinizin de tahmin edebileceği bir dolu şeyler daha ekleyebileceğim onca olumsuzluk, ne yazık ki sadece sizin için değil, artık neredeyse tüm gençlerimiz için söz konusu olan bir durum.
Amacım, asla, zaten sizi epey üzmüş bu meseleyle ilgili daha da karamsarlığa itmek değil inanın.
Bilakis, içinde bulunduğunuz durumun sadece sizin değil farklı bölümlerden mezun olan bir dolu insanın da sorunu olduğunu, mühendis gençlerimizin vasıfsız eleman olarak çalışabilecek işlerde ve asgari ücretin biraz üstünde maaşla çalışabilecekleri işler için bir dolu cv doldurup buna rağmen hala gelecek bir haber için bekliyor olduklarını vs. vs. vs. işte tüm bu gerçekleri bir kez daha gözden geçirmenizi ve şu an sizi haklı olarak üzen durumunuzun, pek çok bölüm ve pek çok genç arkadaşınız için, aslında artık ülkemizin en acı gerçeklerinden biri olduğunu vurgulamaktan ibaret.
Tabi ki zor bir durum.
Ama buna hayıflanarak da bir yere varılmayacağına göre, mecburen içinde bulunulan mevcut şartlara göre çözüm odaklı bir şeyler yapmaya çalışmak en doğrusu.
Aslında bu kadar çok şey yazmış olmama rağmen, belki de hiçbirşey yazmamış olduğumun farkındayım.
İnsan eğer birkonuyla ilgili pek de bir alternatif göremiyorsa, mevcut vaziyeti çok da sindiremiyorsa ve buna da çok üzülüyorsa, karşısındakine ne gibi bir tavsiyesi, önerisi veya katkısı olabilir ki? İşte benim yazdıklarım da böyle birşey oldu galiba.
Sadece Allah yardımcınız olsun diyorum, hem sizin hem de sizin gibi tüm gençlerin. Ve devlet büyüklerimizin önemli bir kaç konu daha başta olmak üzere, bu eğitim ve öğrenim sistemimizi, ülke şartları-nüfusu-gelişme ve kalkınma planı içinde yer alması gereken branşlaşma konuları gibi önemli hususları da gözönüne alarak, en azından kısa-orta ve uzun vade olmak üzere bir an evvel iyi, sağlam, faydalı ve uygulanabilir bir planlama yapmasını canı gönülden diliyorum.
Belki o zaman, hiç olmazsa bu gençlerin ve ailelerin bunca zahmetlerden sonra ellerine geçen diploma adındaki bu belgelerle yepyeni ve çözümü zor bir başka sorunlar zincirinden kurtarılması sağlanmış olacaktır diye düşünüyorum.
Ve, tüm bunlara rağmen, yine de kendinizi böylesine bir umutsuzluk ve çıkmazdaymış moduna sokmanızın hiç doğru olmayacağını düşünüyorum.
O zaman olabilecek iyi gelişmeleri de daha baştan kaybetmiş olursunuz zaten.
Mutluluk yaşamaktır aslında. Yaşamak ise, nefes alıp verebilmekten ibarettir.
O zaman demek oluyor ki; hepimizin neredeyse hatta uykuda bile, her saniye mutlu olmamız için geçerli bir sebebimizin varolduğu ortaya çıkıyor bu durumda öyle değil mi?
İnşallah bir an evvel bir işe başlayıp, ideallerinizdeki gibi üst seviye eğitiminize devam edebilirsiniz veya her neye karar verirseniz onun için, kolaylıklar ve başarılar diliyorum.
Allah herkesin gönlüne göre ve hakkında hayırlısını versin inşallah.
Gün doğmadan neler doğar, umut ve inancınızı yitirmeyin lütfen.