Evet, Bende bu bakış açısında insanımızda çok karşılaşıyorum. Anlıyorumda. Çünkü bizim insanımızda yurtdışına yerleşince yerli halk ile kaynaşamama sorunu var. Burada doğup büyüyen ailelerin çocuklarında bile bu var. Kendi aralarında arkadaşlık yapıyorlar, sadece türk yapımı dizi-programlarını takip ediyorlar. Dışarı çıkınca Türk kebabçılara gidiyorlar. Kendilerini az ya da çok soyutluyorlar. Vatandaşı oldukları ülkeden açıkça bir ayrımcılığa Maruz kalmamış bile olsalar biz göçmeniz psikolojisinden sıyrılamıyorlar. Zaten ailelerde çocukların üzerinde kültürü kaybetmemek için muazzam bir baskı uyguluyor. Yabancılar ile evlilik çoğu gurbetçide hala tabu. En iyi ihtimalle yabancı bir Müslüman olabilir. Kemal sunal'ın gurbetçi ailelerin hayatlarını anlatan filmleri var, o kadar gerçek ki ve hala geçerliliğini koruyor :)
İş çıkışı arkadaşlarıyla bir barda içkisini içen Türk genç burada gerçekten çok az. Ama bu baskıyı yaratan yine çevre, en çokta aile.
Buradaki gurbetçiler kültürümüzden uzaklaşmayalım diye o kadar kapalı yaşıyorlar ki, Tatile Türkiye ye gelince gençlerin kendilerinden daha özgür yaşadıklarını görünce şaşırıyor ve özeniyorlar.
Bir 10 yıl önce, 1euro 6 tl değilken, az paranın bile kıymeti varken, bukadar Kontrolsüz göç almamışken geri dönüş mantıklı olabilirdi. İnsanın aidiyat duygusunu tatmin etmeside gerçekten çok önemli. Ama günümüzde bence büyük bir risk.
Dünyanın her yerinde geçerli bir şey var, hali hazırda zengin değilsen çalışacak, yorulacak, ancak geçinecek, küçük molalar ile mutlu olmaya çalışacaksın.
Avrupa ülkelerinde asla hayat kolay değil, Burada çöpleri ayrıştırırken bile yoruluyor insan :) benim ve başkalarının burayı tercih etmek için güçlü sebepleri olabilir. konu sahibin eşinin ise Türkiye yi. Az çalışma ile çok para kazanıp rahat bir hayat sürmek istiyor anladığım kadarıyla.Bunu Türkiye sağlayabilirse oraya gitsinler tabi ama sizinde anlatmaya çalıştığınız gibi bir otel alırım, iki işçi koyar işletir, çok kazanır gezer yerim düşüncesi çok iyimser :)