• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Isvicre‘den Türkiye‘ye?

Şöyle diyeyim bence de bu Almanca konuşulan ülkelerde para var ama hayat yok. Yani insanlarda, şehirlerde bir monotonluk var hiç enerji yok. Toplum bana bayık ve ölük geliyor. Bir İstanbul ya da Barca enerjisi asla yok ne şehirde ne insanlarda. Olay etkinlik vbyle alakalı değil tamamen aura işi bence.

Ben demek istediğinizi anladım. Hayatı tatil havasında yaşayan Milletler var, Portekiz, İspanya, İtalya ülkelerinde bu hava çok fazla hissediliyor. Sıkı disiplinin getirdiği baskı, aşırı kurallı yaşamadan daha esnek bir hayata geçiş insanı rahatlatıyor gerçekten. İstanbul çok hareketli, kalabalık, enerjisi şüphesiz ki daha yüksek ama aynı zamanda streslide. Her an tartışmaya hazır insanlarla karşılaşma olasılığı yüksek. Ben isviçre'den taşınsaydım monotonluk sebebi ile, herhalde İspanya ya, Portekiz'e taşınırdım :)
 
Ya birsey diyecegim yanlis anlamayin lutfen , bu kadar cok paraniz varsa , koyun mevduata , calismadan yasayin yada daha az stressiz bir iste keyif icin calisin , bir otel dediginiz 1 milyon , 3 ev dediginiz minimumdan 1.2 milyon , eger 2 milyon liraniz varsa mevduata yatirsaniz aylik geliriniz 32.000 tl olur , 5 bin kusur eur ya denk geliyor , bu para ile turkiyede gayet guzel yasarsiniz , hatta avrupada da gayet guzel yasarsiniz

Keske 2 milyon liramiz olsaydi..:dondurma:
Evler ve kira geliri zaten var yeni alinacak birsey degil. Otel konusuna gelince karar verip bu ise girecek olursak önce burda biraz daha birikim yapip birazda aile destegiyle anca olabilecek. Yanlis anlasildi sanirim.
Bugün karar verip yarin yapabilecegimiz birsey zaten degil
 
Alım gücümüz yerlerde.
Dönmeyin.
Eskiden kaşar 19 tlydi 800 gr dı şimdi 600 gr. İki çeşit peynir almak bize lüks üç çeşit almak şımarıklık artık.
On bin lira gelirimiz var ama bir kadeh şarap açalım desek köpek öldürenler oldu 35 tl.
Tatile gidelim desek dört yıldızlı otelde bir gece bin tl. Beş yıldıza bakmaya cesaret dahi edemiyoruz.
Arabaya benzin koyuyoruz 300 tl gitti. Binmeye korkar olduk.
Siz bir euroya bira içerken biz 14 tl biraya para versek mi diye on dakika düşünüyoruz.
Çekirdek çitleyelim çay yanına ucuz desek 200 gr oldu beş tl. Eskiden bir kiraydı.
Kısacası dönmeyib. Hayat standartlarımız düştü. Ki biz Türkiyedeki standartımızı düşürdük. Siz İsviçre standartını düşürürseniz ne hale gelirsiniz bilemedim.
Bira 14 lir mi oldu? Yuhh
 
Keske 2 milyon liramiz olsaydi..:dondurma:
Evler ve kira geliri zaten var yeni alinacak birsey degil. Otel konusuna gelince karar verip bu ise girecek olursak önce burda biraz daha birikim yapip birazda aile destegiyle anca olabilecek. Yanlis anlasildi sanirim.
Bugün karar verip yarin yapabilecegimiz birsey zaten degil
Anladim , kira geliri bir guvencedir ama kiranin meblagi onemli tabi , kira geliriniz 3 bin ise gecinemezsiniz ama 6 bin ise iki kisi rahat olmasa da gecinirsiniz
 
Saka gibi gercekten , ben haftaya turkiyeye gelecegim annemlere sarap aldim , sisesi 1.90 eur , turkiyedeki biradan ucuz , inanilir gibi degil

Valla cumartesi şarabı 35 tl.
Tomai diye bir litrelik bir şarap vardı ucuz. 42 tl oldu. Şarap zaten lüks. 35lik rakı 75tl.
Yurtdışından alkol gelince sevindiril olup dans ediyoruz artık🤣🤣
 
Af edersiniz ama aklınız var ise Türkiye'den uzak olun. Burada yakında aldığımız nefes için ücret vereceğiz neredeyse zira limanlara kadar herşey satıldı yabancılara peşkeş çekildi. Tatil vs yapmaya gelin kalın biraz görün buralar ne halde. Otel açsanız 4/2 devletin olacak 4/3 belki de...
 
Valla cumartesi şarabı 35 tl.
Tomai diye bir litrelik bir şarap vardı ucuz. 42 tl oldu. Şarap zaten lüks. 35lik rakı 75tl.
Yurtdışından alkol gelince sevindiril olup dans ediyoruz artık🤣🤣
Valla bavulda yer olsa getirdim size de 😂 biz de burada cennette gibiyiz ne icecegimizi sasiriyoruz
 
Altina imzami atarim , 8svicrede degilim baska bir avrupa ulkesindeyim ama buraya gelen turkler de benzer seyler soyliyor , bende anlamiyorum , surekli bir festival var , konserler var hemde bedava , barlar gece tiklim tiklim dolu icki inanilmaz ucuz , gunduz cafeler agzina kadar dolu , ben turkiyede ne yapiyorduysam burda da aynisini hatta fazlasini yapiyorum ama gelen turkler cok sıkıldik burada hayat yok detince bon bon bakiyorum suratlarina

Evet, Bende bu bakış açısında insanımızda çok karşılaşıyorum. Anlıyorumda. Çünkü bizim insanımızda yurtdışına yerleşince yerli halk ile kaynaşamama sorunu var. Burada doğup büyüyen ailelerin çocuklarında bile bu var. Kendi aralarında arkadaşlık yapıyorlar, sadece türk yapımı dizi-programlarını takip ediyorlar. Dışarı çıkınca Türk kebabçılara gidiyorlar. Kendilerini az ya da çok soyutluyorlar. Vatandaşı oldukları ülkeden açıkça bir ayrımcılığa Maruz kalmamış bile olsalar biz göçmeniz psikolojisinden sıyrılamıyorlar. Zaten ailelerde çocukların üzerinde kültürü kaybetmemek için muazzam bir baskı uyguluyor. Yabancılar ile evlilik çoğu gurbetçide hala tabu. En iyi ihtimalle yabancı bir Müslüman olabilir. Kemal sunal'ın gurbetçi ailelerin hayatlarını anlatan filmleri var, o kadar gerçek ki ve hala geçerliliğini koruyor :)
İş çıkışı arkadaşlarıyla bir barda içkisini içen Türk genç burada gerçekten çok az. Ama bu baskıyı yaratan yine çevre, en çokta aile.
Buradaki gurbetçiler kültürümüzden uzaklaşmayalım diye o kadar kapalı yaşıyorlar ki, Tatile Türkiye ye gelince gençlerin kendilerinden daha özgür yaşadıklarını görünce şaşırıyor ve özeniyorlar.

Bir 10 yıl önce, 1euro 6 tl değilken, az paranın bile kıymeti varken, bukadar Kontrolsüz göç almamışken geri dönüş mantıklı olabilirdi. İnsanın aidiyat duygusunu tatmin etmeside gerçekten çok önemli. Ama günümüzde bence büyük bir risk.
Dünyanın her yerinde geçerli bir şey var, hali hazırda zengin değilsen çalışacak, yorulacak, ancak geçinecek, küçük molalar ile mutlu olmaya çalışacaksın.
Avrupa ülkelerinde asla hayat kolay değil, Burada çöpleri ayrıştırırken bile yoruluyor insan :) benim ve başkalarının burayı tercih etmek için güçlü sebepleri olabilir. konu sahibin eşinin ise Türkiye yi. Az çalışma ile çok para kazanıp rahat bir hayat sürmek istiyor anladığım kadarıyla.Bunu Türkiye sağlayabilirse oraya gitsinler tabi ama sizinde anlatmaya çalıştığınız gibi bir otel alırım, iki işçi koyar işletir, çok kazanır gezer yerim düşüncesi çok iyimser :)
 
Her şey maddi güce bakıyor. Çocuk güvenliği filan denilmiş. Paran varsa çocuğun da paşalar gibi yetişiyor merak etme.


O zaman kafasi calisan azinlik olarak topyekun toplanıp gidelim buradan. Beğenmeyen gidiyor zaten. Geçmişini bilmeyen geleceğine bu yüzden sahip çıkamıyor. Türk kültürü bu saydiklariniz değil. Sorunsuz olduğunu kimse söylemiyor. Keske bilincli indanlar bu ulke icin elini tasin sltina koyabilse. İyi bir ekonomik planlamayla gayet de yaşanılabilir Türkiye'de. 3. Çocuğuma gebeyim. Çok şükür gayet de iyi şartlarda yaşıyorlar. Bunun için savaşıyorum. Bu arada ekonomist filan değilim ama oteller öyle dolu ki yer bulamıyoruz. 3 güne 6 bin fiyat çekiyorlar yine de dolu
O dediğiniz sadece görünen kısım birde bunun görünmeyen kısmı var
Kıt kanaat geçinen o kadar çok insan var ki. Önceden yaşlılar emekli olanlar kahvede oturuyordu şimdi nereye baksam 60-70 yaşındaki adamlar çalışıyor
Her yer suriyeli ve kız çocuğum için geleceğinden endişeliyim, ikinci çocuk yapmaya korkuyorum
Haberlere bakamıyorum hergün cinayet haberleri insanlar psikolojik sıkıntıda ve daha da kötüye gidiyor
Eğitim desen kötü
Önceden asla yabancı ülkeye gitmeyi düşünmezdim ama şu an imkanım olsa 1 dakika düşünmem giderim, önemli olan çocuğumun iyi şartlarda büyümesi
O yüzden size katılmıyorum
 
Esim gastronomi sektöründe yeni is kurdugu icin cok yogun geciyor. Haftasonumuz yok, calisma saatleri uzun. Tatil plani hala yapamadik. Bunlar zorluyor suanda bizi.

Ben suan kendi istegimle calismiyorum.



Burda iyi kazaniyosaniz ve „normal“ calisma saatleriniz, milli tatilleriniz yillik izniniz varsa yasamak güzel olabilir. Ama esim gastronomi sektöründe oldugu icin maalesef cogu seyi zaten elemek zorunda kaliyoruz haftasonumuz vs olmadigi icin. Burda is degistirme sansi yok.

Istedigi güzel bir yerde daha cok sevebilecegi bir is yapip kendine daha fazla kaliteli zaman ayirmak. Suanki durumda calismak icin yasiyorum gibi görüyor.



Seviyoruz eglenmeyi gezmeyi. Güzel havada havuza‘da gideriz göle‘de gideriz mangalimizi yapariz. Gecen ay zürih‘te büyük festival oldu oraya gittik ondan 1 hafta önce baska biryerde oldu yine katildik eglendik.
Sorunlar yukarida yazdigim gibi..

Gastronomi mesleğini biliyorum ama neden bu kadar yoğun çalışıldığını anlayamadım. Bu kadar uzun saatler çalışması bildiğim kadarı ile yasal değil. İnsan sağlığı için haftada maksimum 40 saat çalışılması gerekli diye yasak. Kendi işiyse, eşiniz neden daha az çalışmıyor? Yeni iş kurduğu içinse Türkiye de iş kurunca düzeni oturtana kadar ordada çok yoğun çalışacaksınız.
 
Maddi sikinti derken söyle ben bir süredir kendi istegimle calismadigim icin daha fazla dikkat etmemiz gerek. Esimde isini yeni kurdugu icin kendimize ayirabildigimiz zaman cok kisitli ve tatil plani hala yapamadik cünkü isci sikintisi var. Herneyse iste bide esim buraya adapte olmakta zorluk cekiyor, daha fazla sosyallesmek istiyor.



Mesela en basiti Esim almanca sadece cat pat biliyor, ingilizcesi olmasina ragmen bazi seyleri yapamiyoruz. Türkiye‘de olsak konser, sinema, tiyatro gibi seylere hayatimizda daha cok yer verebiliriz. Ikimizde cok severiz.

Yukaridada yazdim Kuaför dert burda ama orda iyi kuaför bulmak zor degil. Ister git manikürünü pedikürünü yaptir istersen bi fön cektir ve dünya para yatirmak zorunda kalma :) Türkiye‘de bakimli olmak cok daha kolay, güzellik merkezleri/estetikciler burayla kiyaslanamaz.

Onun disinda ben direk bir diyetisyene gider, özel spor hocasiyla spora baslamak isterdim.

Mesela bi bar‘a otur canli müzigini dinle 2-3 birani ic cek git eve. Veya güzel manzarali biyerde güzel baligini ye rakini ic. Burda yok bunlar.. Biz keyfimize cok düskünüz ve türkiyeye gidince acisini cikarmaya calisiyoruz ama yetmiyor. Zaten denizi, sahil yürüyüsleri falan ayri güzel

Evet Türkiyede sokaklar civil civil yazlari çünkü çok sikacak. Son dönemde avrupada daha sicak olmaya başladiğindan, avrupalilarda akşamlari cafe tarzi yerlere gidiyor.

Ancak kişin öyle değil. Kaldi ki yazin insanlar dişardalar evet fakat bu 12 saat çaliştiktan sonra. Asgari ücret almak icin 12 saat çalişiliyor, çoğu zaman cumarteside.

Yapmak istediklerini çoğunu Türkiyedekiler yapamiyorlar. Sinema, tiyatro bilet fiyatlar ne kadar pahali biliyormusun? Isviçredeki kadinlar kuaföre gitmiyorlarmi? Manikür pedikür, bakimi bilmiyorlarmi? Bu neden bana çok saçma geliyor. Sanki kuaför sadece Türkiyede var.

Tatil farkli, orda yaşamak farkli. Orda uyumsağlayamazsiniz ve batarsiniz. Avrupada büyüyen gençler daha saflar bide. Türkiyedeki esnafta, müsteride daha kurnaz. Sizi yer bitirirler. Mecburlar cünkü. Türkiyede hakkini koparan yaşiyor çünkü.
 
Evet, Bende bu bakış açısında insanımızda çok karşılaşıyorum. Anlıyorumda. Çünkü bizim insanımızda yurtdışına yerleşince yerli halk ile kaynaşamama sorunu var. Burada doğup büyüyen ailelerin çocuklarında bile bu var. Kendi aralarında arkadaşlık yapıyorlar, sadece türk yapımı dizi-programlarını takip ediyorlar. Dışarı çıkınca Türk kebabçılara gidiyorlar. Kendilerini az ya da çok soyutluyorlar. Vatandaşı oldukları ülkeden açıkça bir ayrımcılığa Maruz kalmamış bile olsalar biz göçmeniz psikolojisinden sıyrılamıyorlar. Zaten ailelerde çocukların üzerinde kültürü kaybetmemek için muazzam bir baskı uyguluyor. Yabancılar ile evlilik çoğu gurbetçide hala tabu. En iyi ihtimalle yabancı bir Müslüman olabilir. Kemal sunal'ın gurbetçi ailelerin hayatlarını anlatan filmleri var, o kadar gerçek ki ve hala geçerliliğini koruyor :)
İş çıkışı arkadaşlarıyla bir barda içkisini içen Türk genç burada gerçekten çok az. Ama bu baskıyı yaratan yine çevre, en çokta aile.
Buradaki gurbetçiler kültürümüzden uzaklaşmayalım diye o kadar kapalı yaşıyorlar ki, Tatile Türkiye ye gelince gençlerin kendilerinden daha özgür yaşadıklarını görünce şaşırıyor ve özeniyorlar.

Bir 10 yıl önce, 1euro 6 tl değilken, az paranın bile kıymeti varken, bukadar Kontrolsüz göç almamışken geri dönüş mantıklı olabilirdi. İnsanın aidiyat duygusunu tatmin etmeside gerçekten çok önemli. Ama günümüzde bence büyük bir risk.
Dünyanın her yerinde geçerli bir şey var, hali hazırda zengin değilsen çalışacak, yorulacak, ancak geçinecek, küçük molalar ile mutlu olmaya çalışacaksın.
Avrupa ülkelerinde asla hayat kolay değil, Burada çöpleri ayrıştırırken bile yoruluyor insan :) benim ve başkalarının burayı tercih etmek için güçlü sebepleri olabilir. konu sahibin eşinin ise Türkiye yi. Az çalışma ile çok para kazanıp rahat bir hayat sürmek istiyor anladığım kadarıyla.Bunu Türkiye sağlayabilirse oraya gitsinler tabi ama sizinde anlatmaya çalıştığınız gibi bir otel alırım, iki işçi koyar işletir, çok kazanır gezer yerim düşüncesi çok iyimser :)
Olabilir , turklerde uyun sorunu oluyor , ben o uyum sorununu turkiyede yasadigim icin burada gayet mutluyum 😂😂
Herkes mutlu oldugu yerde yasasin , en guzeli boyle
 
Evet Türkiyede sokaklar civil civil yazlari çünkü çok sikacak. Son dönemde avrupada daha sicak olmaya başladiğindan, avrupalilarda akşamlari cafe tarzi yerlere gidiyor.

Ancak kişin öyle değil. Kaldi ki yazin insanlar dişardalar evet fakat bu 12 saat çaliştiktan sonra. Asgari ücret almak icin 12 saat çalişiliyor, çoğu zaman cumarteside.

Yapmak istediklerini çoğunu Türkiyedekiler yapamiyorlar. Sinema, tiyatro bilet fiyatlar ne kadar pahali biliyormusun? Isviçredeki kadinlar kuaföre gitmiyorlarmi? Manikür pedikür, bakimi bilmiyorlarmi? Bu neden bana çok saçma geliyor. Sanki kuaför sadece Türkiyede var.

Tatil farkli, orda yaşamak farkli. Orda uyumsağlayamazsiniz ve batarsiniz. Avrupada büyüyen gençler daha saflar bide. Türkiyedeki esnafta, müsteride daha kurnaz. Sizi yer bitirirler. Mecburlar cünkü. Türkiyede hakkini koparan yaşiyor çünkü.
Kuaför var da çok pahalı yurtdışında. Sanırım bizim ülkemizde emeğin ucuz olmasından kaynaklı, bilemiyorum. Eve yardımcı almak da yurtdışında çok lüks ve pahalı bir şey. Avrupa için söylüyorum bunu, Amerika başka bir dünya.
 
@ Milana22 nin tespitlerine katılıyorum.Eklemek istediğim birşey var. Siz yazın "dinlenmeye ,tatil yapmaya " Bodrum'a gittiğiniz için bulunduğunuz açıdan hayatın keyifli bölümünü görüp bu keyfe ortak olmak istiyorsunuz. Ancak eğer "işletmeci/mekan sahibi" olarak gelecek yaz Bodrum'da olursaniz o keyfi alan siz olmayacaksiniz. Siz İsviçre deki gibi çok uzun saatler hizmet sektöründe çalışan kişiler olmaya devam edeceksiniz.Gidip bir mekanda canlı müzik esliginde birasını yudumlayan ,güneşin batısı fonu eşliğinde sahilde yalınayak yürüyen siz olmayacaksiniz .Ustelik tedarik zincirini ,personel teminini bilmediğiniz bir ortamda ,ciddi yatırım yaparak girdiğiniz bu yeni işte ilk yıllar üstünüzde çok baskı olacak. Yani canlı sezonda zaten ağzına lokma koymaya vaktiniz olmayacak,ölü sezonda konser ,tiyatro ve sosyal etkinlik için başka şehre gitmek zorunda kalan bir çift olacaksınız çünku turistik yerlerin kış dönemi pek sosyal aktivite bolluğu içinde geçmez. Ustelik Türkiye'de yaşamaya basladiginizda ve paranızı burada kazanıp burada harcadiginizda buradaki kuaför- güzellik merkezleri -konser bileti fiyatlarinin da size pahalı gelmeye başladığını göreceksiniz.
kesinlikle katılıyorum.
yurtdışında yaşayan arkadaşlarımız sadece tatilleri için geldikleri Türkiye'yi bambaşka görüyorlar. işin içerisine vatan hasreti de girdiği için.. diyorum 1 haftalık iş seyahatinden dönünce ben bile başka görüyorum, sonra hatırlıyorum nasıl bir ülkeye dönüştüğümüzü.
yurtdışında kazanılanla sosyal yaşam bence dengeli yaşanabiliyor. açıkçası ben ülke şartlarında ortalama bir maaş alıyorum belki çoğu kişiye göre bir tık iyi bile olabilir ama 4 sene önce haftada en az 3-4 gün dışarda yiyebilirken şimdi ayda 3-4 defa istediğim gibi bir mekanda yemek ve eğlence imkansız. ayda bir, belki ! o da çift maaş aldığım ay kenara bişeyler atabilmişsem hayat bi kere de bana güzel olsun diye..
 
Gastronomi mesleğini biliyorum ama neden bu kadar yoğun çalışıldığını anlayamadım. Bu kadar uzun saatler çalışması bildiğim kadarı ile yasal değil. İnsan sağlığı için haftada maksimum 40 saat çalışılması gerekli diye yasak. Kendi işiyse, eşiniz neden daha az çalışmıyor? Yeni iş kurduğu içinse Türkiye de iş kurunca düzeni oturtana kadar ordada çok yoğun çalışacaksınız.

Ben Bankacilik/Sigortacilik branchinda olmama ragmen haftalik 42.5 saat calisiyordum. Haftada maksimum 40 saat nerede tam olarak? Bilmiyorum kanton farkimi ama eger haftalik 40 saatden az iyi bir maas‘a calisiyorsaniz sanslisiniz valla :)
 
Ben Bankacilik/Sigortacilik branchinda olmama ragmen haftalik 42.5 saat calisiyordum. Haftada maksimum 40 saat nerede tam olarak? Bilmiyorum kanton farkimi ama eger haftalik 40 saatden az iyi bir maas‘a calisiyorsaniz sanslisiniz valla :)
yani isviçre pek çok ülkenin kanunlarını dayandırdığı yasalara sahip ve çoğu ülke için kabul edilen çalışma saatleri orada yetersiz kalıyor. bana biraz değişik geldi. yada ben külliyen yanlış biliyorum.
 
Ben Bankacilik/Sigortacilik branchinda olmama ragmen haftalik 42.5 saat calisiyordum. Haftada maksimum 40 saat nerede tam olarak? Bilmiyorum kanton farkimi ama eger haftalik 40 saatden az iyi bir maas‘a calisiyorsaniz sanslisiniz valla :)

Eşimin babasının iki işi vardı. Birinde tam zamanlı, diğerinde hafta sonları ve bazı günler iş çıkışı çalışıyordu. Bunu tespit edince yasal haftalık çalışma saatini aştığı ve sağlığını riske atacağı gerekçesi ile tam zamanlı işi dışında yaptığı işten çıkartıldı. Haftada bir iki saat fazla olabilir, Ama hafta sonlarıda dahil olmak üzere hafta içi uzun saatler çalışmak burada yasak. Belkide kanton farkıdır . Günde 8 saat haftada 5 gün 40 saat ediyor. Bende normal olanı bu diye biliyorum. O yüzden eşinizin işi bana garip geldi. Maaş olarak kendimize yetiyoruz iyi bir para yönetimi şekliyle :)
 
Son düzenleme:
Back
X