bir insanın internet üzerinde ''ben çok okudum, git sen de oku öyle gel karşıma'' diyerek ahkam kesmesi ve dikte eder gibi kesin konuşması, bu konu hakkında öyle çokta bilgi sahibi olmayan kişileri etkileyebilir ve ikna etmesini sağlayabilir. daha önce bu konuda çok araştırma yapmış, eleştiriler yapmış olduğunu söylüyorsun. bir de tabii benim okumadığım iddiasında bulunarak. ama ben senin ortaya sürdüğün antitezlerden rahatlıkla anlayabiliyorum ki feminizm üzerine temel okuma bile yapmamışsın.
tüm yazdıklarına tek tek yanıt veremem belki kaçırdığım olur ama elimden geldiği kadar yanıt vermeye çalışayım. bir kere feminizm kadın ve erkeğin fiziksel ya da duygusal olarak eşit olduğu iddiasında bulunmuyor. fırsat olarak eşit olmayı savunuyor. 2 cinsiyet birbirinden elbette ki farklıdır ama hiçbir taraf olanaklar bakımından dengesiz olmamalıdır.
kanunlara göre kadın ayrıcalığı olduğu yalan ayrıca. o senin dert yandığın kadınların sürekli pohpohlanması falan zaten ataerkil zihniyetin ta kendisinden kaynaklanıyor. eğer kadın ve erkek eşit görülse idi kadınlar da bazı durumlarda adaletsizce kayrılmaz, bazı durumlarda da erkekler daha üstün olmazdı. feminizmin istediği eşitlik, üstünlük değil bak tekrar ediyorum. üstünlük değil.
kadınlar kanun önünde hiçbir konuda mahrum değil mi? insanlık tarihi boyunca kadının bir 100 yıl öncesine kadar seçimde söz sahibi olma hakkı bile yoktu. sığınma evlerindeki kadınlar hala oy kullanamıyor? iş hayatında negatif ayrımcılık var. dünyada da kadınlar eğitim öğretim hakkından yoksun veyahutta ikinci planda. miras hukuku, medeni hukuk düzenlemelerinde de negatif bir ayrımcılık söz konusu. kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve öldürmeler en çağdaş ülkelerde bile tam anlamıyla kırılmamış bir halde.
feminizm negatif ayrımcılıkların giderilmesi için kadınlara bazı ayrıcalıklar verilmesi için çalışır, kadınları erkeklerden üstün kılmak için veya erkek düşmanı oldukları için değil. (anlamazsın ama yine tekrar ediyorum.) düşün ki tekerlekli sandalyedeki bir bireyin bir katı çıkabilmesi için merdivenin yanında düz asfalt dökülmesi gibi bir şey bu. sen düz asfalt dökülen yer için sağlam bir insan olarak "niçin düz asfalt var yahu? benim merdiven hakkıma gasp ediliyor" diye şikayet edemezsin, edersen de zekan kıttır.
mühim olanın güç olduğunu falan savunmuşsun. virginia woolf'un kendine ait bir oda'sını okumanı tavsiye ederim. kadınlar en doğal haklarından mahrum edildikleri için (en temel ihtiyaçlar, oda, bir miktar para, eğitim alabilme, kocanın veya babanın boyunduruğunda olmadan yaşayabilme gibi) zekalarını bile doğru dürüst kullanma fırsatını elde edemediler. teoride kadınlar ve erkekler kanun önünde aynıdır, işlerinde yükselebilirler vs. ama pratikte şu an ki dünyanın sosyo ekonomik olgusu itibariyle güçlü kadınlar geldikleri yere erkeklerin bin katı çabalayarak, dişleriyle tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmektedir.
"bütün güç kadınların eline geçtiğinde ne olacak sanki? her şey daha mı iyi olacak" diye sorarak gerçekten bu konudaki bilgisizliğini ve feminizmle ilgili bir gram okuma yapmadığını bir kez daha kanıtlamış oldu arkadaşımız. kaçıncı kez olduğunu bilmeden tekrar edeyim: feminizm erkek ve kadının eşit fırsatlarda olması için çalışır. her şeyin suçlusu olarakta erkeği değil, ataerkil düzeni görür.
çünkü bahsettiğin tüm şeyler zaten ataerkil düzen yüzünden. erkeklerin baskın olduğu bir toplumda zaten erkekler de bundan zarar görür. ''para kazanması gereken kişi erkektir'' görüşü ataerkil düzenin sen ve senin gibilerin beynine kazımış bir düşüncesidir. hiçbir insan başka birisi için çalışmak zorunda değildir ve zorunda da olmamalıdır. kadınlar, erkekler için çamaşır yıkamak, yemek yapmak zorunluluğunda değilse, erkekler de kadınlar için çalışmak zorunda değildir. patriyarkal düzen erkeklere sınırsız güç verdiği gibi erkeklerin sorumluluklarını da arttırmaktadır. hayatı da bu durumda onlar için zorlaştırır.
eğer kadınlar, erkeklerle sosyal ve ekonomik anlamda eşit olsalar , erkeğin metası gibi görülmeseler, onlar da çalışmaya mecbur olurdu. bu durumda diğer işler de eşler arasında paylaştırılırdı. böylece bu orantısızlıkta giderilmiş olurdu. merak etme yani, feminizm bu bağlamda erkekleri de önemsiyor. fırsat eşitliği istiyoruz. ayrımcılık değil.
Ben hiç ''sen bilmiyorsun, sus otur'' gibi laflar yazmam ama senin ''aaa onu bile bilmiyorsa ne bilirmişsin sen feminizmi?'' lafından sonra müstehak. Çünkü feminizme ben epey mesai harcadım zamanında. Bu yüzden bu konuda birinin gelip de böyle bir laf söylemesine cevap veririm tabi ki. Bu konuda gereksiz mütevazilik yapacak degilim.
Sen feminizmden önce benim yazdıklarımı anlarsan sevinirim. Ben ''erkeklerin pipisi kadınların kukusu vardır, ee eşit degiliz işte?'' demiyorum. Bir yukarıdaki yoruma da yazdım, organ farkı, kas kütlesi, hormonlar... vs bunlar iki ayrı insan yaratır, önemsiz detaylar degiller bunlar sizin zannettiginiz gibi. Mesela çocuga karşı genel olarak bir annenin (kadının) hissettigini bir baba (erkek) hissedemez, anladın mı? Bu sadece bir örnek... Olaylara bakış açısı çok farklı. Deneyim farklı... Birbirinden farklı iki cins, hayata dogal olarak farklı şekillerde adapte oldular. Erkek daha dışarıda, kadın daha içeride oldu. Sosyal, ekonomik ve politik açıdan oluşan genel farkın da sebebi budur. Yani en temelde cinsiyet farkıdır.
Feminizm kadın-erkek eşitligini amaçlıyor'' demek bile zaten başlı başına kadına ayrıcalık vermeye çalışmak demektir. Bazı işlerde kadınlar daha iyidir, bazı işlerde erkekler. Siz daha bunu bile kavrayamıyorsunuz ben ne diyebilirim? Size göre ikisi de her işte iyidir... Mesela hangi ülkede hatırlamıyorum, sanırım ABD'de... İtfaiye çalışanlarına aynı şeyi uyguladılar. Yani kadınlar da itfaiyede çalışsınlar diye... Neymiş eşit olacaklarmış erkeklerle... Fırsat eşitligiymiş, bazı kadınlar da itfaiyeci olmak istiyorlarmış... Ama sonuç ne oldu? Erkek itfaiye çalışanları şikayetçi oluyor normal olarak çünkü ayakbagı oluyor bu kadınlar. Bir yangın esnasında kırılması gereken kapı olur, daha cesaretli olup alevlerin arasına girmek gerekir, güç kuvvet gerektiren şeyler yani... Kadın itfaiyeci kapıyı kıramıyor, bazı yerlere girmeye korkuyor... Ve içeride can pazarı var, sırf eşitlik olacak diye içeride insanlar ölecek belki de? Ama feministler illa eşitlik istiyorlar. Bu mudur eşitlik? Sırf kadına ayrıcalık tanınsın diye içeride biri ölsün diye riske atmak mıdır eşitlik?
Bir ara ögretmenlere uygulanmış Türkiye'de de... Dogu'ya, dag başına kadın degil erkek ögretmen göndermişler. Kadın başına orada yapamazlar diye... Zaten öyle şehirden uzak, zorlu yerler çıkınca gitmeyen kadın da çok oluyormuş. Neyse, kadın ögretmen yerine erkek ögretmen gönderdiler sırf kadınlar ögretmenlik yapabilsinler rahat rahat diye. Halbuki bahsi geçen kadın zorlu olmayan bir şehirde, rahat rahat 2. maaşı almak için, kendi lüksü için ya da bekarken rahat rahat gezip dolaşabilsin diye. Kimse demedi niye erkeklere bu zulmü yaptınız diye. Bir kadın 2. maaşı alsın diye, ya da rahat rahat gezsin diye, bir erkegi zorlu yerlere gitmeye mecbur etmek mi eşitlik? Neden? Sırf erkek oldugu için mi? Peki bu adam bir de evliyse ne olacak? Bu adamın karısına da yazık degil mi? 2. maaşı ya da lüksü için kayırılan kadın, bu ev hanımından daha mı önemlidir?
Verdigin merdiven, tekerlek örnegi de aynen bunun gibidir. Burada birini yükseltmeye çalışırken, aslında yapılan şey digerini düşürmektir. Kadınlar üniversitede %70 oranına çıkarken, aslında erkekleri %30 a düşürmektir bu. Kadınlar masa başı ve rahat işlere yerleştirilirken erkekler agır işlere mecbur ediliyor artık. Yani kadınlar ekonomik olarak daha güçlü olacaklar zamanla... ve sonra nolacak? Erkekler köle olacak :) Ama peki bir kadın köle bir erkekle evlenir mi? İşte bu da bahsettigim fiziksel, hormonal... vs farklılıklarının bir sonucu olarak ''hayır'' olacaktır. Uzun vadede kadına ve aile kurumuna zararı bu işte. Aile kalmayacak ortada. Bekar anneler olacak sadece :)
Kadınların bundan 100 yıl öncesine kadar hakkı yoktu evet... Ama erkeklerin de yoktu. Kadınların seçme hakkı yoktu da erkeklerin çok mu vardı? Ama kadınlara daha geç verildi dogru... Ve ben de zaten feminizmin sadece ilk zamanlarda işe yaradıgını ve artık tamamen ayrıcalık için kullanıldıgını söylemiştim. Bir zamanlar gerekliydi ve artık bitti. Bundan sonrası ise sadece komedi. Feminist medya (genelde bunlar rahat ve lüks yaşarlar) propaganda yapıp paralarını kazanırlar... Hepsi bu.kadınlara ayrıcalık beklerler falan...
Ataerkil düzen hayatın gerçegidir, bildigin kapitalizmdir. Ataerkil demek erkek egemen demek degildir, üstünün egemenligi demektir. Bunun tersi de anaerkil degildir, hatta anaerkil diye bir kavram bile yoktur aslında. Uydurulmuş, sırf zıtlık olsun diye sallanmış bir kavram. Ataerkil düzenin tam karşıtı komünizmdir. Fakat ortada buluşmak isteyenlerin hayali dünyasında ise sosyalizm eser. Ama sosyalizm de ayrı bir saçma hayaldir.
Ataerkil düzen hem erkekleri hem kadınları ezer ve zaten ben de sürekli bunu söylüyorum. Diyorum ki, kadınlar ezilmiyor sadece. Hem erkekler eziliyor hem kadınlar. Sadece kadınlar toplum baskısı yaşamıyor, erkekler de yaşıyor. Sadece kadının ne giydigine degil, erkeklerin ne giydigine de karışılıyor. Kadına ahlak üzerinden eleştiri getiren, erkeklere para açısından eleştiri getirir. Dolayısıyla kendimle çelişmiyorum ben. Tamamen bunu anlatıyorum zaten. Hayatta herkes bir şekilde ezilebilir yeri geldiginde. Bunun kadını erkegi yok. Zengini fakiri var daha çok, güçlüsü güçsüzü...
Bu yüzden dedim ''kadınlar tüm gücü ele geçirse bundan farklı olmaz, her şey yine aynı olacaktır... hatta daha kötüsü olacaktır kesinlikle...''' Kadın ve erkek her işte eşit oranlara sahip oldukları gün de hiçbir şey iyi olmayacak, hatta daha kötü olacak çünkü senin o önemsiz gördügün, fiziksel farklar, hormonal farklar, deneyim ve duygusal farklar yüzünden... Bu farklılıklar yüzünden erkek yine korumacı statüsünde olacak genele bakıldıgında ve kadınlar yine korunan statüsünde olacaklar. Yine bir erkek parasız kadınla evlenecek ama bir kadın parasız erkekle evlenmeyecek... Çünkü senin önemsiz zannettiklerin yüzünden. Pipi, kuku, hormon, deneyim, bakış açısı... İki farklı cinsiyet. Fırsat eşitligi bu yüzden saçma. Mesela erkeklere evde oturma fırsatı verilecek mi? Fırsat eşitligi diyorsunuz ya... Sen bakar mıydın bir erkege kendi paranla :) Yani kadına çalışma hakkı verirken, erkege ev erkekligi hakkını neden vermiyorsun, nerede eşitlik?
Kimse kimseye bakmak zorunda degildir diyorsun, erkek çalışmaya mecbur degildir, kadın ev işi yapmaya... İyi de bunlar senin kafanda kurdugun şeyler aslında. Buna medeniyet deniyor. Görev paylaşımı deniyor. Yemek yapmayı bir mecburiyet gibi anlatıp tu kaka dersin, ardından da patronun ne derse onu yapmaya mecbur oldugun için mutluluk duyarsın. Herkes senin gibi patronunun işlerini yapmaya mecbur oldugu için mutlu olmak zorunda degil ki. Bazıları da kocasına, ailesine hizmet etmekten mutlu olur... Medeniyet dedigin şey, ev işleriyle ilgili kadınlar ve dışardaki işlerle ilgilenen erkeklerin üzerine kuruldu, yani aile kavramı üzerine. Feminizm ise aile kavramına karşıdır. ''yaw sadece kadın erkek eşitligi istioz aile nalaka'' dersen de yazdıklarımdan hiçbir şey anlamamışsın demektir. Ama özet geçersek, feminizm aileleri dagıtıyor, bunu bugün kendi gözlerinle göremiyorsan, benim yapabilecegim bir şey yok. Her türlü feminizm radikal feminizme kayacaktır. Çünkü aldıgı temel ''kadın-erkek eşitligi'' dir. ''Eşit ollunması için kadına ayrıcalıklar verilmesi'' demektir. Temel bu oldugu sürece eninde sonunda radikal feminzme kayacaktır ve zaten çogu kişi bu kafaya ulaştı bile. Türkiye'de henüz çok yok ama feministlerin cirit attıgı ülkelerde bu tipler çooktaaan çıktılar bile ortaya. Feminizmin ulaşacagı yerde ise dedigim gibi aile diye bir şey yok. İki üç kadının ev arkadaşlıgı var, baba yerine dayı kavramı var... Cinsiyetlerin ayrışması var...
Bunlar basit mantıksal kurallar. Ortada talepkar bir ideoloji var ise ''kadına eşitlik isteriz, o yüzden ayrıcalık verin...'' diyen. Bu talepkardır ve totaliterdir. Totaliter ideolojiler de her zaman radikale ulaşmaya meyillidir.
Erkegin metası falan filan... Bunlar komik şeyler aslında. Kadınların cinsel meta olması da iki taraflıdır. Hem cinsellikle ölçülür degerin, güzelliginle yani... Hem de diger yandan cinsel meta olarak arzu edilen, ulaşılmak istenensindir. Yani iyi yanı da var kötü yanı da. Şu anda erkekler de meta olmaya başladılar mesela. Bir Justin Bieber'ın peşindeki ergen kızlara bak bakalım. Dizilerdeki erkek oyunculara hayranlıkla bakanları izle bakalım... Artık onlar da cinsel meta haline geldiler. Eşit mi oldu yani şimdi iki cinsiyet de :)
Medeniyet dedi ki, kadın stresli olmasın, çocuga baksın, agır işlerde çalışmasın, ölmesin ama geçim savaşı vermesin. Dışarının stresini, savaşını erkekler yaşasın, savaşta onlar ölsün, agır işlerde erkekler çalışsın ama eve geldiginde huzurlu olsun. Yani medeniyet bir görev dagılımı yaptı. Feministler ise her iki taraf da her görevi paylaşsın dedi. İkisi de stresli olsun, ikisi de geçim derdine düşsün, ikisi de çocuga vakit ayıramasın, ikisi de agır işlerde çalışsın (gerçi bunu demediler :)), ikisi de savaşlarda ölsün (bak bun da demediler :)).... falan...