Kadın-erkek eşitliği fıtrata ters

eşitlikçi olduğu iddia edilen akımın adının neden feminizm olduğunu bile bilmiyorsan zaten feminizmi bildiğini falan söyleme bence. çünkü feminizm, kadınların erkeklerle eşit bir konuma yükselmesini amaçlayan bir ideoloji, bir kadın hakları hareketidir. kadın ve erkek eşittirizm mi olacaktı adı?
ayrıca erkeği değil, kadını ezmeye çalışan erkeği sorun olarak görür feminizm. evet eşitlikçidir, kadınla erkeği eşit görür. ama asıl sorun bazı erkeklerin bunu böyle görmemesi. kadının erkekle sosyo ekonomik, politik vs açılardan eşit seviyeye gelmesini amaçlar yoksa erkeklerin dünya üzerinden yok olmasını falan değil.
ayrıca şu ''feministler erkeklerden nefret ediyor'' klişesine de şöyle güzel bir cevap var bence ingilizcen varsa bir oku :
2QLjv0.jpg
Cok guzel bir yazi, Feministlere "erkek dusmani" yaftasinin yakistirilmaini gayet guzel bir sekilde acikliyor. Ya sessiz olacaksin, ya da erkek dusmanisin, cok iyi.. Ulkemizde bile daha katedilmesi gereken cok yol var. Halbuki biz bu gunlerde olan haklarimizi da kaybetmeme mucadelesi veriyoruz, cok aci. Anadoluda hala baslik parasi uygulamasi devam ediyor bazi yerlerde... Yani kizin babasi tarafindan en cok baslik verene kizin rizsi gosetilmeksizin verilmesi. Hatta bazen imam nikahi karsiliginda, kizin kanunlar onunde hic bir hakki yok bosandiginda, ya da esi oldugunde. SSKdan esinin maasini bile baglatamaz. Zaten belki de birine kuma olarak verilmistir, o da ayri bir hikaye. Berdel denilen olgu da devam etmekte... Bilmeyenler icin berdel: Bir erkek bir kizi babasindan istediginde kizin babasinin bir de oglu varsa evlilik caginda, karsilik olarak damat adayinin kizkardesini ister. Kizin reddetme, baskasini seviyorum deme hakki yoktur. Kiz bu anlasmayi bozar, sevdigine kacarsa toreler devreye girer, kizin oldurulme fermani verilir. Ulkemizde tore cinayetlerinde erkegi korumak uzere ceza indirimi uygulanir. Ayni tecavuze ugrayan kucuk kizlar icin uygulanan "rizasi vardi" veya "mini etek giymisti, tahrik etti" indirimi uygulandigi gibi. Butun bu kadini yok sayan kurallarla mucadele eden kadinlarin kurdugu organizasyonda gonullu calisan, seminerler veren, yuruyusler yapip ezilen kadinlarin haklarini dile getiren, meclisteki temsilcileri ile kanun tasarisi duzenletenlere feminist denir. "Erkek dusmani" degil...
 
Bak mervecik..
Yazdiklarinin hepsi kusura bakma ama ozellikle esitlik konusunda yazdiklarin bana ucuk kacik iddialar olarak geliyor. tamam, bazi konularda cok guzel noktalara temas ediyorsun, cok akillica tesbitler de yapiyor cok guzel konulari dile getiriyorsun, ama bu konuda yanlissin. Birilerinin erkek egemenliginden ve kaderlerini erkeklerin iki dudagi arasina mahkum etmelerinden hoslanmasi sana normal gelebilir, anladigim kadari ile S. arabistanda yasiyorsun. ama bu boyle yasamanin dogru oldugunu gostermez. Bir kadin, herseyden once bir bireydir. Dayak yiyen kadina savunma amacli dayak yiyen erkegi getirmen komik. Sonuc olarak kopegin insani isirmasina karsilik insanin da kopegi isirma ornegi getirmek gibi. Hele madende olen iscilerin erkek oldugu icin kadinlar tarafindan savunulmadigini iddia etmen tam ucuk. O madende olenlerin hepsi de bir ananin evladi, bir kizin babasi, ya da gozu yasli bir kadinin esi, yavuklusu. Esitlikle ne alaka kurabildigin muamma. feministleri Amazon kadinlari ile karistirdigin ise apacik. Kadin erkek esitliginden anladigin, kadinin memeleri, erkegin sapi olmasi mi? Bu yuzden mi esit degillerdir diyorsun? Ya da kadinin erkek kadar kas kuvveti olmamasi mi? Daha az yemekle doyabilmesi mi? Nedir, anlayamadim. Haklar diyoruz, kanun onunde esit haklar, esit ozgurlukler.. Toplum onunde esit sayginlik. Ise girmede, calismada esit ozgurluk, esit haklar.. Yakin yuzyillara dek Amerikada bile ayni isi yapan bir erkek ve bir kadindan erkek olana daha cok ucret odeniyordu. sadece erkek oldugu icin. Feministler sayesinde artik esit ucret aliyorlar. Fakat hala dunyadaki 1.2 milyar yoksulun %70ini kadinlar olusturuyor. Dunyada her uc kadindan biri hayatinin bir doneminde erkek siddetine maruz kaliyor, sen cevap olarak "ama erkek doven kadinlar da var" diyorsun. Dunya hala kadin haklarini sindirebilmis degil, sen de buna bir kadin olarak canak tutuyorsun. Bir kadin olarak seni anlamakta zorluk cekiyorum, o yuzden sikistirmazsan bu konuda daha sana cevap yazmayi da dusunmuyorum.

Hayır İstanbul'da yaşıyorum.

Dayak yiyen kadına savunma amaçlı yiyen erkekten örnek getirmiyorum. Kocasını sigorta parası için öldüren/öldürten kadınlardan bahsediyorum, kocasını sevgilisiyle bir olup öldüren/öldürten kadınlardan bahsediyorum... Erkeklerin sürekli olarak askerde ölmelerinden bahsediyorum. Askerde ölenlerin de hayatı birilerinin iki dudagı arasındadır ve bazen bu kişi bir kadındır.

Kadın erkek eşit degildir ve olamaz diyorum. Hem fiziksel olarak hem de olaylara bakış açısından. Sen bu eşit olmamayı hakaret zannetmeye devam ettigin sürece seninle anlaşmamız mümkün degil. Kadın erkek eşittir derken bir taraf üstündür demek degil bu. İkisi de farklıdır demektir.

Senin bahsettigin eşit işe eşit ücret ödenmiyor konusu tamamen bir yalan. Bu yalanı çok güzel çürüttüler de zaten ama herkesin zihnine girmiş... bir türlü çıkmak bilmiyor.

Hak diyorsun tamam güzel... Kanun önünde kadınlar hangi haktna mahrum? Hangi konularda erkeklerden daha az hakka sahipler, buyur söyle, yaz bileyim. Ben sana baştan söylüyorum, kanun önünde kadınlar erkeklerden daha ayrıcalıklıdır.

Kadınlar ve erkekler hak açısından da eşit olamazlar. Eşit olmayı hiçbir kadın istemez, kimse kusura bakmasın. Kadın hakları dedigin şeyle bile eşitlik birbiriyle çelişkili. Eger eşitsek erkeklerle neden hala hak arayışındasınki sen? Buna hak aramak denmez, ayrıcalık aramak denir. Pozitif ayrımcılık da buna girer. Sana uygulanan pozitif ayrımcılık başka bir erkege uygulanan negatif ayrımcılıktır en nihayetinde. Aynı işte, bir başkasının kızı rahat çalışsın, uzaklarda çalışamaz diye o uzak yere senin oglunu göndermeleri pozitif ayrımcılıktır o kıza güya ama senin ogluna bir zulümdür aslında. E madem eşitlik var, neden kadın daha rahat ortamda çalışsın diye ugraş veriliyor?
 
eşitlikçi olduğu iddia edilen akımın adının neden feminizm olduğunu bile bilmiyorsan zaten feminizmi bildiğini falan söyleme bence. çünkü feminizm, kadınların erkeklerle eşit bir konuma yükselmesini amaçlayan bir ideoloji, bir kadın hakları hareketidir. kadın ve erkek eşittirizm mi olacaktı adı?
ayrıca erkeği değil, kadını ezmeye çalışan erkeği sorun olarak görür feminizm. evet eşitlikçidir, kadınla erkeği eşit görür. ama asıl sorun bazı erkeklerin bunu böyle görmemesi. kadının erkekle sosyo ekonomik, politik vs açılardan eşit seviyeye gelmesini amaçlar yoksa erkeklerin dünya üzerinden yok olmasını falan değil.
ayrıca şu ''feministler erkeklerden nefret ediyor'' klişesine de şöyle güzel bir cevap var bence ingilizcen varsa bir oku :
2QLjv0.jpg

Senin feminizm hakkında ne bildigini bilmiyorum ama bu konuda kendi bilgim konusunda mütevazilik yapamayacagım, kusura bakma.

Feminizmin erkek düşmanlıgı oldugunu da bu bilgime dayanarak söylüyorum. İnternetten bir kaç bir şeyler okuyarak geçme bunu, gidip teorileri oku, notlarını al, üzerinde kritik eleştiri yap sonra gel ve bana trip at. Ben bu yollardan geçtim, sen de geç, sonra bana bir şeyler anlatırsın.

Ama yine de yazdıkların üzerinden gidecegim. Kadın-erkek eşitligini savunmak bile, tek başına bu mantık ile hareket etmek kadına zulümdür. Ama feminizm sadece kadın-erkek eşitligini amaçlamaz. Kadına ayrıcalıklar tanınmasını ister. İşte asıl mantık bu oldugu için de feminizm erkege düşmanlıga dönüşür. Şimdi özet geçtigim için hiçbir şey anlamayacaksın büyük ihtimalle ama neyse...

Aynı şekilde ''kadın hakları'' adı altında pozitif ayrımcılık denilen ayrıcalıklar aranması da erkege zulümdür. Bunu da anlamayacaksındır.

Kopyaladıgın yazıya gelirsek; saçmalık... Erkeklerin elindeymiş bütün güç falan filan... Bir defa bu bir yalan. Dünyaya çok güçlü kadınlar da geldi ve onlar da erkeklerle aynı şeyleri yaptılar çünkü önemli olan cinsiyet degildir, güçtür. Eline güç geçen herkes baskı uyguladı güçsüz olana. Günün birinde bütün güç kadınların elinde oldugunda ne olacak zannediyorsun? Her şey çok mu iyi olacak?

Yazıda ne diyor, erkekler tarafından işlenen cinayetleri, tecavüzleri, ayrımcılıkları anlatınca feminizm düşmanları hemen bunlara erkek düşmanı diyormuş da bilmem ne... ee tamam? Her şeyin suçlusu olarak erkekleri görüyorlarsa bu erkek düşmanlıgıdır. Bunu bir cinsiyete atfediyorlarsa bu o cinsiyete düşmanlıktır.

Peki bu feministler kadınlar tarafından işlenen tecavüzleri, cinayetleri, hırsızlıkları, baskıları da söz konusu yapıyor mu? Tabi ki hayır... Çünkü olay sadece erkek düşmanlıgını yaymak, ve bunun üzerinden insanları bireyselleştirmek. Çocuga şiddeti ve tecavüzü kınayan feministler bunu erkege mal ederken, kadınların bu olayların hepsini çokça yaptıgını neden göz ardı ederler?

Susturma politikası demiş ama feministler daha iyi yaparlar bu işi... Kadın erkek eşit degildir dersin, ''aaa kadın düşmanı'' derler. Feminizm kötüdür dersin ''aaa kadın düşmanı'' derler.

Ben hala bekliyorum, birisi çıksın ve desin ki; kanun önünde şu şu şu haklardan mahrumuz. Şu konularda erkekler daha ayrıcalıklı desin... Ben 1 tane sayamayacagınıza eminim. Ama ben kadınların ayrıcalıklarını sayarım.
 
Bu ülkeyi başka ülkelerle kıyaslamayın ama diğer ülkelerdeki kadınlar ve erkekler yaşadıkları şeylerden memnun olabilirler, ben çocuk gelinlerden memnun değilim, çocuk damatlardan da memnun değilim, askerdeki çocuğun ölmesine de üzülüyorum, kocasının elinde can veren kadına da.

mervecik,
hep bıçağı kadına doğru biliyorsun ama kadınında insan olduğunu unutuyorsun, burda madenciler, şehit olan askerler için ayağa kalkan insanları, kadınları görmezden geliyorsun, şayet madende ölenlerin cinsiyetlerine dem vurulup cinsiyetleriyle ilgili şeyler söylenseydi, burdaki kadınlar ona da karşı çıkardı ama ölen madencilerin ölüm nedenleri, iş ve işçi güvenliği konu edildi bizde kalktık konu edilenler üzerinden yorumladık ama mutlaka yorumladık, burdaki kimse de aman erkekti zaten onlar demedi, kendi evladı, babası, ağabeyi gibi gözyaşı döktü, birşeyleri savunuruyoruz ama vicdan ve merhametimizden de asla vazgeçmiyoruz:KK66:

Bu yorumunu kaçırmışım Mune :)

Bıçagı kadına bilemiyorum ben. Ortada feminizm var ve kadınları temsil ettigini iddia edip, erkek düşmanlıgını körükleyen bir şey. Bu yüzden feminizmi eleştirirken kadın açısından erkek açısından da yaklaşmak gerekiyor çünkü erkeklerin hepsi düşman ilan edilmiş durumda. Ama ben az eleştirsem hemen kadın düşmanı oluyorum. Öyle oluşmuş çünkü zihninizde.

Bir de ben madencilere, işçilere, askerlere üzülmüyorsunuz demedim. Kast ettigim o degil. Neden bir kadın öldügünde kadına şiddete hayır diye kadın ve erkek cinsi üzerinden slogan atılır ama bir kadın bir erkegi öldürdügünde erkege şiddete hayır denmez?

Ya da neden madenci, asker öldügünde erkekler ölüyor diye sorun edilmez? Çünkü bunların tamamı erkek. Çünkü ölüyorlar sürekli olarak. Ve çok ölüyorlar. Kadınlardan çok çok daha fazla ölüyorlar. Ben hep dedim, erkekler kadınlardan daha çok eziliyorlar. Ben bunu bilir bunu söylerim.
 
Hayır İstanbul'da yaşıyorum.

Dayak yiyen kadına savunma amaçlı yiyen erkekten örnek getirmiyorum. Kocasını sigorta parası için öldüren/öldürten kadınlardan bahsediyorum, kocasını sevgilisiyle bir olup öldüren/öldürten kadınlardan bahsediyorum... Erkeklerin sürekli olarak askerde ölmelerinden bahsediyorum. Askerde ölenlerin de hayatı birilerinin iki dudagı arasındadır ve bazen bu kişi bir kadındır.

Kadın erkek eşit degildir ve olamaz diyorum. Hem fiziksel olarak hem de olaylara bakış açısından. Sen bu eşit olmamayı hakaret zannetmeye devam ettigin sürece seninle anlaşmamız mümkün degil. Kadın erkek eşittir derken bir taraf üstündür demek degil bu. İkisi de farklıdır demektir.

Senin bahsettigin eşit işe eşit ücret ödenmiyor konusu tamamen bir yalan. Bu yalanı çok güzel çürüttüler de zaten ama herkesin zihnine girmiş... bir türlü çıkmak bilmiyor.

Hak diyorsun tamam güzel... Kanun önünde kadınlar hangi haktna mahrum? Hangi konularda erkeklerden daha az hakka sahipler, buyur söyle, yaz bileyim. Ben sana baştan söylüyorum, kanun önünde kadınlar erkeklerden daha ayrıcalıklıdır.

Kadınlar ve erkekler hak açısından da eşit olamazlar. Eşit olmayı hiçbir kadın istemez, kimse kusura bakmasın. Kadın hakları dedigin şeyle bile eşitlik birbiriyle çelişkili. Eger eşitsek erkeklerle neden hala hak arayışındasınki sen? Buna hak aramak denmez, ayrıcalık aramak denir. Pozitif ayrımcılık da buna girer. Sana uygulanan pozitif ayrımcılık başka bir erkege uygulanan negatif ayrımcılıktır en nihayetinde. Aynı işte, bir başkasının kızı rahat çalışsın, uzaklarda çalışamaz diye o uzak yere senin oglunu göndermeleri pozitif ayrımcılıktır o kıza güya ama senin ogluna bir zulümdür aslında. E madem eşitlik var, neden kadın daha rahat ortamda çalışsın diye ugraş veriliyor?
Kadin ve erkegin fiziksel olarak esit oldugunu kim soyluyor? Goz var, nizam var... Esit bedene sahip olsalardi zaten biri kadin, digeri erkek olmazdi, ikisi de kadin veya ikisi de erkek olurdu.:KK57: Kadin erkek esitliginden hakikatten de bunu mu anliyorsun?
Demek Istanbuldasin, nedense aklimda yurtdisinda yasadigin kalmis. Neyse.. Bugune kadar kocasi tarafindan dovulen, hastanelik edilen bir suru kadin duydum, gozumle de gordum, hem de kendi cevremde, sen kocasini sigortadan para alabilmek icin olduren kac kadin gordun kendi cevrende? Istisnalar kaideleri bozmaz mervecik.. Uclarda dolasmiyorum, bilinen, hemen herkesin de cevresinde sahit olabildigi genel gerceklerden bahsediyoruz burada.. Ekonomik bagimsizligi olmadigi icin yedigi dayaklara, aldatilmaya ragmen kocasindan ayrilamayan yuzbinlerce kadindan.. Hani senin okumasina ve calismasina gerek gormedigin o bicare kadinlardan.. Verdigin orneklerdeki gibi uc degil, binde bir degil, heryerde rastlayabilecegin turden ornekler bunlar... Istersen bdv de bile yuzlerce ornegine rastlayabilirsin hemen buracikta..

Amerikadaki kadin erkek ucret farklarini uydurmadim. 1903 te kadinlar sirf bunun icin The National Women's Trade Union League (WTUL) u kurdular, ucretlerdeki ve calisma kosullarindaki erkek ve kadin arasindaki ucurumu duzelttirmek icin. Amerikada bunun gibi daha bircok feminist organizasyon kurulmus, daha baska bir cok kadin haklarina kavusmak icin, hic bir kanun, hic bir hak gumus tepside sunulmadi bizlere, hepsi icin kadinlar, ya da baska bir deyisle bu ise gonul vermis feministler ugrasti senelerce.. Yani senin deyisinle erkek dusmanlari mi demeliyim?
Ulkemizdeki orneklerden bir kacini Nancy F. ye verdigim cevapta yazdim, hemen senin mesajinin ustundeki mesajimda, oradan bakabilirsin. Daha mucadele edilmesi gereken cok kanun ve tore var. Olan kanunlar bile uygulanmiyor dogru durust. 18 yasinin altinda evlenmek yasak guya, hani? Kiz cocuklari kapanin elinde kaliyor hala Anadoluda... bunlara kim dur diyecek? Belli ki senin bir sikayetin yok, tabii ki begenmedigin feministlere dusuyor is gene.. Onlar ugrasacak, onlar kadinin bu makus talihini degistirmeye calisacak, "erkek dusmani" yaftasi yapistirilmasina aldirmaksizin, kendi hemscinsleri tarafindan bile hem de.. Ne aci..
 
Cok guzel bir yazi, Feministlere "erkek dusmani" yaftasinin yakistirilmaini gayet guzel bir sekilde acikliyor. Ya sessiz olacaksin, ya da erkek dusmanisin, cok iyi.. Ulkemizde bile daha katedilmesi gereken cok yol var. Halbuki biz bu gunlerde olan haklarimizi da kaybetmeme mucadelesi veriyoruz, cok aci. Anadoluda hala baslik parasi uygulamasi devam ediyor bazi yerlerde... Yani kizin babasi tarafindan en cok baslik verene kizin rizsi gosetilmeksizin verilmesi. Hatta bazen imam nikahi karsiliginda, kizin kanunlar onunde hic bir hakki yok bosandiginda, ya da esi oldugunde. SSKdan esinin maasini bile baglatamaz. Zaten belki de birine kuma olarak verilmistir, o da ayri bir hikaye. Berdel denilen olgu da devam etmekte... Bilmeyenler icin berdel: Bir erkek bir kizi babasindan istediginde kizin babasinin bir de oglu varsa evlilik caginda, karsilik olarak damat adayinin kizkardesini ister. Kizin reddetme, baskasini seviyorum deme hakki yoktur. Kiz bu anlasmayi bozar, sevdigine kacarsa toreler devreye girer, kizin oldurulme fermani verilir. Ulkemizde tore cinayetlerinde erkegi korumak uzere ceza indirimi uygulanir. Ayni tecavuze ugrayan kucuk kizlar icin uygulanan "rizasi vardi" veya "mini etek giymisti, tahrik etti" indirimi uygulandigi gibi. Butun bu kadini yok sayan kurallarla mucadele eden kadinlarin kurdugu organizasyonda gonullu calisan, seminerler veren, yuruyusler yapip ezilen kadinlarin haklarini dile getiren, meclisteki temsilcileri ile kanun tasarisi duzenletenlere feminist denir. "Erkek dusmani" degil...

Feminizm karşıtlarında böyle bir şey ben pek görmedim. Düşüncelerini düzgün mantıga oturtuyorlar çünkü... ama feministler sadece propaganda yaparlar, mantıklı bir ideolojileri yok çünkü.

Mesela bugün çık ''ben çalışan kadın olmak istemiyorum, evimin kadını olucam'' de, akbaba gibi bir sürü feminist üşüşecek ve ''aaa sen ne eezik bir kadınsın, sen bir birey olamamışsın, sen ne dar görüşlü gerici bi moronsun öyle?'' diyeceklerdir. Aşagılayacaklardır yani...

Sonra benim gibi biri çıkacak ve diyecek ki, feminizm saçmalıktır... Yine gelecekler ve ''aaa kadına mı düşmansın sen?'' diyecekleri. Halbuki ben diyorum ki, feminizm kadınları temsil etmiyor bile...

Feminizm anca feminist medyayı temsil eder. Ya bir durup düşününsene allasen. Bu feministler bir anda nasıl ortaya çıktılar? Nasıl oluyor da dünya çapında bu kadar büyük reklam propagandaları yapabiliyorlar, nasıl bu kadar çok dernek kurup bu dernekleri devam ettirebiliyorlar? Ya bir düşünün ya şunu... Bu saydıklarım milyar dolarlık işler hepsi, nereden geliyor bu paralar? Ve bu paraların üzerinden feminist medyanın (feminist yazarlar, dernekler, internet siteleri.. vs) ne kadar nemalandıgını bir düşünün ya.

Bu paralar tabi ki yine erkeklerden geliyor... Kadın erkek eşit olsun mu dertleri? Yok degil...

Peki sorarım, bu feminist dernekler kime yardım etmişlerdir? Milyon dolar harcarlar tv reklamlarına ama karşılıgında 3-5 kadına yardım ederler (o da ediyorlarsa gerçekten)

Giyim konusundaki baskıdan dert yanıyorsun iyi güzel... Peki erkekler giyim konusunda baskı görmüyorlar mı? Ya bi düşünün ya şunları. Baskı sadece tek taraflı zannediyorsunuz yani pes.
 
Feminizm karşıtlarında böyle bir şey ben pek görmedim. Düşüncelerini düzgün mantıga oturtuyorlar çünkü... ama feministler sadece propaganda yaparlar, mantıklı bir ideolojileri yok çünkü.

Mesela bugün çık ''ben çalışan kadın olmak istemiyorum, evimin kadını olucam'' de, akbaba gibi bir sürü feminist üşüşecek ve ''aaa sen ne eezik bir kadınsın, sen bir birey olamamışsın, sen ne dar görüşlü gerici bi moronsun öyle?'' diyeceklerdir. Aşagılayacaklardır yani...

Sonra benim gibi biri çıkacak ve diyecek ki, feminizm saçmalıktır... Yine gelecekler ve ''aaa kadına mı düşmansın sen?'' diyecekleri. Halbuki ben diyorum ki, feminizm kadınları temsil etmiyor bile...

Feminizm anca feminist medyayı temsil eder. Ya bir durup düşününsene allasen. Bu feministler bir anda nasıl ortaya çıktılar? Nasıl oluyor da dünya çapında bu kadar büyük reklam propagandaları yapabiliyorlar, nasıl bu kadar çok dernek kurup bu dernekleri devam ettirebiliyorlar? Ya bir düşünün ya şunu... Bu saydıklarım milyar dolarlık işler hepsi, nereden geliyor bu paralar? Ve bu paraların üzerinden feminist medyanın (feminist yazarlar, dernekler, internet siteleri.. vs) ne kadar nemalandıgını bir düşünün ya.

Bu paralar tabi ki yine erkeklerden geliyor... Kadın erkek eşit olsun mu dertleri? Yok degil...

Peki sorarım, bu feminist dernekler kime yardım etmişlerdir? Milyon dolar harcarlar tv reklamlarına ama karşılıgında 3-5 kadına yardım ederler (o da ediyorlarsa gerçekten)

Giyim konusundaki baskıdan dert yanıyorsun iyi güzel... Peki erkekler giyim konusunda baskı görmüyorlar mı? Ya bi düşünün ya şunları. Baskı sadece tek taraflı zannediyorsunuz yani pes.
Feministlerin bir anda ortaya ciktigini kim soyledi? ornek veriyorum yukarda 1903 lerden... Daha da eskiye dayaniyor feminist guruplar.. Onlarin arasinda da isadamlari var, zenginler var, dunya capinda unlu artistler var, destekleyen erkekler de var tabii... Inanamiyorum sana..:KK57: Kadin deyince hakikatten de erkege muhtac, elinin hamuru ile erkek isine karismayan, saci uzun akli kisa bicare insanlar mi geliyor gozunun onune? Dunya bunlari coktan asti...
Bak, burada amac yardim degil, bu kuruluslar balik dagitmiyorlar, balik tutmayi ogretiyorlar. Kadinin is hayatinda,sosyal hayatta, politik hayatta yerini almasi, erkekle esit haklara sahip olmasi icin emek veriyorlar. Yeni degil, yuzyillardan beri. Avrupada, Amerikada kadinlar haklarina kavusmak icin, bu hale gelebilmek icin senelerce ugrasti, didindi. Begenmedigin feminist guruplar, organizasyonalr sayesinde esit ucret aliyorlar, kanun onunde esitler, mirastan esit pay aliyorlar, esit kosullarda calisiyorlar, her konuda esit haklara sahipler yani... Hangi ulkenin gecmisine bakarsan bak, orada erkek egemen bir toplum goreceksin. Feministlerin etkin oldugu, organizasyonlar kurarak mucadele ettikleri yerlerde kadin haklari alinmis, olmayan yerlerde ise hala kadinlar erkeklerin cikarttiklari kanun ve kurallarla yonetilmeye devam ediyorlar. Ornekler genisletilebilir ama vaktim yok, maalesef ben de calisiyorum, ise gidecegim simdi:KK53:
 
Kadin ve erkegin fiziksel olarak esit oldugunu kim soyluyor? Goz var, nizam var... Esit bedene sahip olsalardi zaten biri kadin, digeri erkek olmazdi, ikisi de kadin veya ikisi de erkek olurdu.:KK57: Kadin erkek esitliginden hakikatten de bunu mu anliyorsun?
Demek Istanbuldasin, nedense aklimda yurtdisinda yasadigin kalmis. Neyse.. Bugune kadar kocasi tarafindan dovulen, hastanelik edilen bir suru kadin duydum, gozumle de gordum, hem de kendi cevremde, sen kocasini sigortadan para alabilmek icin olduren kac kadin gordun kendi cevrende? Istisnalar kaideleri bozmaz mervecik.. Uclarda dolasmiyorum, bilinen, hemen herkesin de cevresinde sahit olabildigi genel gerceklerden bahsediyoruz burada.. Ekonomik bagimsizligi olmadigi icin yedigi dayaklara, aldatilmaya ragmen kocasindan ayrilamayan yuzbinlerce kadindan.. Hani senin okumasina ve calismasina gerek gormedigin o bicare kadinlardan.. Verdigin orneklerdeki gibi uc degil, binde bir degil, heryerde rastlayabilecegin turden ornekler bunlar... Istersen bdv de bile yuzlerce ornegine rastlayabilirsin hemen buracikta..

Amerikadaki kadin erkek ucret farklarini uydurmadim. 1903 te kadinlar sirf bunun icin The National Women's Trade Union League (WTUL) u kurdular, ucretlerdeki ve calisma kosullarindaki erkek ve kadin arasindaki ucurumu duzelttirmek icin. Amerikada bunun gibi daha bircok feminist organizasyon kurulmus, daha baska bir cok kadin haklarina kavusmak icin, hic bir kanun, hic bir hak gumus tepside sunulmadi bizlere, hepsi icin kadinlar, ya da baska bir deyisle bu ise gonul vermis feministler ugrasti senelerce.. Yani senin deyisinle erkek dusmanlari mi demeliyim?
Ulkemizdeki orneklerden bir kacini Nancy F. ye verdigim cevapta yazdim, hemen senin mesajinin ustundeki mesajimda, oradan bakabilirsin. Daha mucadele edilmesi gereken cok kanun ve tore var. Olan kanunlar bile uygulanmiyor dogru durust. 18 yasinin altinda evlenmek yasak guya, hani? Kiz cocuklari kapanin elinde kaliyor hala Anadoluda... bunlara kim dur diyecek? Belli ki senin bir sikayetin yok, tabii ki begenmedigin feministlere dusuyor is gene.. Onlar ugrasacak, onlar kadinin bu makus talihini degistirmeye calisacak, "erkek dusmani" yaftasi yapistirilmasina aldirmaksizin, kendi hemscinsleri tarafindan bile hem de.. Ne aci..

Kadın erkek eşitliginden anladıgın bu mu nedir ya şimdi?

Ben diyorum ki, kadın erkek hem fizyolojik hem de olaylara yaklaşmaları açısından farklıdır diyorum. Fiziksel güç farkı da bunu etkiler, hormonal durum da bunu etkiler, yaşanan olaylar da bunu etkiler, bakış açıları farklıdır. Kadın ve erkek iki farklı canlıdır ya resmen.

Sen ise bunu hakaret olarak algılamaya devam ediyorsun. Bak mesela ''fiziksel güç olarak erkek kadından üstündür'' desem bu kadına hakaret mi olur? Fiziksel olarak kas gücü olarak erkekler daha güçlüdür. Diger yandan da kadınlar bünye olarak genellikle daha güçlüdür. Anladın mı? Farklı yapılar bunlar.

Erkekler olaylara mantıksal bakarlar, kadınlar duygusal... Amadiger bazı olaylara bakarsak, bu sefer de kadınlar olaylara mantıksal bakar ama erkekler duygusal... Şimdi burada bir hakaret mi söz konusu?

Erkekler hamile kalamaz demek hakaret midir? Olayı artık bu örneklere kadar indirteceksiniz illa ki ya...

Çevremi soruyorsan, ben çevremde ne kocasını öldüren, döven ne de karısını döven görmedim. Ama bunlar her yerde mevcut. Kadın ölümlerini haberlerde görürsün, aynı erkek ölümleri yine haberlerdedir.

Ekonomik bagımsızlık masalına çok kapılmışsınız. Kocası çalışan bir ev hanımına hayali korkular aşılıyorsunuz sadece. Halbuki bu kadın kocasıyla mutlu. Kocası para getirir, kadın da ev işi yapar kocasına huzur verir.. vs. Ama size göre bu kadın da çalışmalı... Niye? Çünkü ekonomik bagımsızlık hikayesi yüzünden... Ya kocası bunu döverse, aldatırsa... dimi?

Hem bir şey söyliyim mi... Bence kadınların aldatması erkekleri çoktan geçti...

Eger 18 yaş altı evlilik varsa, buna karşı koyması gereken devletin kendisidir çünkü ortada bir kanun vardır zaten. Feministler bu olayların üzerinden kendi reklamlarını yapamazlar, böyle bir hakları yok.
 
Feministlerin bir anda ortaya ciktigini kim soyledi? ornek veriyorum yukarda 1903 lerden... Daha da eskiye dayaniyor feminist guruplar.. Onlarin arasinda da isadamlari var, zenginler var, dunya capinda unlu artistler var, destekleyen erkekler de var tabii... Inanamiyorum sana..:KK57: Kadin deyince hakikatten de erkege muhtac, elinin hamuru ile erkek isine karismayan, saci uzun akli kisa bicare insanlar mi geliyor gozunun onune? Dunya bunlari coktan asti...
Bak, burada amac yardim degil, bu kuruluslar balik dagitmiyorlar, balik tutmayi ogretiyorlar. Kadinin is hayatinda,sosyal hayatta, politik hayatta yerini almasi, erkekle esit haklara sahip olmasi icin emek veriyorlar. Yeni degil, yuzyillardan beri. Avrupada, Amerikada kadinlar haklarina kavusmak icin, bu hale gelebilmek icin senelerce ugrasti, didindi. Begenmedigin feminist guruplar, organizasyonalr sayesinde esit ucret aliyorlar, kanun onunde esitler, mirastan esit pay aliyorlar, esit kosullarda calisiyorlar, her konuda esit haklara sahipler yani... Hangi ulkenin gecmisine bakarsan bak, orada erkek egemen bir toplum goreceksin. Feministlerin etkin oldugu, organizasyonlar kurarak mucadele ettikleri yerlerde kadin haklari alinmis, olmayan yerlerde ise hala kadinlar erkeklerin cikarttiklari kanun ve kurallarla yonetilmeye devam ediyorlar. Ornekler genisletilebilir ama vaktim yok, maalesef ben de calisiyorum, ise gidecegim simdi:KK53:

''Destek erkekler de var tabi'' Hayır, maddi destegin %99 u erkeklerden gelmiştir, bu konuda zerre kadar şüphe duymuyorum. Bu maddi destek kime yaradı, feminist medyaya elbette... Reklam demek, bu insanları organize etmek demek.. bunların hepsi milyar dolarlık şeyler, anlatabildim mi? Feminizm sayesinde kadınlar çalışabiliyor tamam... Peki ABD'de tüm kadınlar çalışıp çok büyük bir huzur içinde mi yaşıyorlar mesela? Hayır... Belli meslek dalları rahattır, ama orada kim olursa olsun rahat olacaktır. Öte yandan açlıkla ugraşan kadınlar ve erkekler ne olacak?

Kadın deyince, erkege muhtaç biri aklıma gelmiyor, bunu da nereden çıkardın? Ben burada muhtaç olma kelimesini kullanmazdım, birbirlerini tamamlamak derdim bunun yerine. Kadın erkegi, erkek kadını tamamlar. Bu kadar basit bir şey bu.

Kadının politikada, iş hayatında erkekle eşit orana sahip olmasını kesinlikle desteklemem ben. Bu kısa vadede erkege uzun vadede ise kadına zulümdür. Kısa vadedeki zulmü zaten yaşıyoruz. ABD'deki evsizlerin %90'ı erkekmiş. Sebep ise kadınları iş hayatına bu kadar sokma çabasıdır.

Kadınlar ne için çalışır?
* Diploma almıştır boşa gitmesin diye çalışır,
* Para kazanmak hoşuna gidiyor diye çalışır,
* Sosyal olmak için çalışır,
* Daha lüks yaşamak için çalışır...
Erkek neden çalışır?
* Çünkü mecburdur.

Bir erkek parası varsa parasız kadınla da gayet evlenir. Ama parası olan bir kadın parasız bir erkekle asla evlenmez. Yani çalışması gereken kadın sayısı ile çalışması gereken erkek sayısı çok orantısızdır. Durum bu iken, kadınlarla erkekleri politikada, iş hayatında eşit oranlara getirmeye çalışmak dedigim gibi kısa vadede erkege, uzun vadede kadına zulümdür.

Bazı ülkelerde feministler çok sevinçlidir mesela. ''Üniversite mezunlarının %70i kız çocukları artık! Bakın kız çocuklarını ne de güzel okuttuk, haklarını koruduk'' derler. halbuki bunun asıl anlamı şudur; %70i kız ise %30 u da erkektir. Kızları okutacagım diye erkekleri sokaga terk etmişsindir, serseri olsunlar diye... Parasız ve sonunda evsiz kalsınlar diye. Halbuki asıl görüş her durumda ''erkek asıl para kazanması gereken kişidir'' görüşüdür.
 
Kadın erkek eşitliginden anladıgın bu mu nedir ya şimdi?

Ben diyorum ki, kadın erkek hem fizyolojik hem de olaylara yaklaşmaları açısından farklıdır diyorum. Fiziksel güç farkı da bunu etkiler, hormonal durum da bunu etkiler, yaşanan olaylar da bunu etkiler, bakış açıları farklıdır. Kadın ve erkek iki farklı canlıdır ya resmen.

Sen ise bunu hakaret olarak algılamaya devam ediyorsun. Bak mesela ''fiziksel güç olarak erkek kadından üstündür'' desem bu kadına hakaret mi olur? Fiziksel olarak kas gücü olarak erkekler daha güçlüdür. Diger yandan da kadınlar bünye olarak genellikle daha güçlüdür. Anladın mı? Farklı yapılar bunlar.

Erkekler olaylara mantıksal bakarlar, kadınlar duygusal... Amadiger bazı olaylara bakarsak, bu sefer de kadınlar olaylara mantıksal bakar ama erkekler duygusal... Şimdi burada bir hakaret mi söz konusu?

Erkekler hamile kalamaz demek hakaret midir? Olayı artık bu örneklere kadar indirteceksiniz illa ki ya...

Çevremi soruyorsan, ben çevremde ne kocasını öldüren, döven ne de karısını döven görmedim. Ama bunlar her yerde mevcut. Kadın ölümlerini haberlerde görürsün, aynı erkek ölümleri yine haberlerdedir.

Ekonomik bagımsızlık masalına çok kapılmışsınız. Kocası çalışan bir ev hanımına hayali korkular aşılıyorsunuz sadece. Halbuki bu kadın kocasıyla mutlu. Kocası para getirir, kadın da ev işi yapar kocasına huzur verir.. vs. Ama size göre bu kadın da çalışmalı... Niye? Çünkü ekonomik bagımsızlık hikayesi yüzünden... Ya kocası bunu döverse, aldatırsa... dimi?

Hem bir şey söyliyim mi... Bence kadınların aldatması erkekleri çoktan geçti...

Eger 18 yaş altı evlilik varsa, buna karşı koyması gereken devletin kendisidir çünkü ortada bir kanun vardır zaten. Feministler bu olayların üzerinden kendi reklamlarını yapamazlar, böyle bir hakları yok.

"Kadin ve erkegin fiziksel olarak esit oldugunu kim soyluyor? Goz var, nizam var... Esit bedene sahip olsalardi zaten biri kadin, digeri erkek olmazdi, ikisi de kadin veya ikisi de erkek olurdu." diyorum, cevap olarak "Ben diyorum ki, kadın erkek hem fizyolojik hem de olaylara yaklaşmaları açısından farklıdır diyorum. .....Sen ise bunu hakaret olarak algılamaya devam ediyorsun. Bak mesela ''fiziksel güç olarak erkek kadından üstündür'' desem bu kadına hakaret mi olur? Fiziksel olarak kas gücü olarak erkekler daha güçlüdür. Diger yandan da kadınlar bünye olarak genellikle daha güçlüdür. Anladın mı? Farklı yapılar bunlar." diyorsun. Benim kadin ve erkegin fiziksel olarak esit oldugunu iddia ettigimi, aksini de hakaret saydigimi nerden cikariyorsun? Her mesajimda bedenlerimizin ayni olmadigini, memelere ve saplara varincaya dek belirtmedim mi? Her mesajimda feminism kadin ve erkegin politik, sosyal, ve ekonomik olarak esit haklara sahip olmasi icin mucadele verir demedim mi? Var mi bu lafin icinde kas, kemik, kalca ve bilumum bedensel parcalar? Yok... Var mi bu lafin icinde duygular, hisler, hayata bakis, cart curt? Yok.. Daha ne kadar acik konusabilirim bilemiyorum. Kadin olmayi, erkek gibi kaslarimin olmamasini ne diye hakaret kabul edeyim ki? Benim aklimdan zorum mu var? Yoksa kadinligimdan utanir gibi bir halim mi var? Dunyaya bir kere daha gelse idim gene kadin olarak gelmek isterdim, ama ya Avrupa'nin Almanya, Isvicre, Luxembourg gibi bir ulkesinde, ya Amerikada, ya da dogdugum ve buyudugum eski modern "Ataturk Turkiye'sinde.." S. Arabistan, Irak, Iran, Libya, Lubnan gibi bir ulkede dogmayi ise ASLA istemezdim, onlar hallerinden istedikleri kadar memnun olsunlar, ya sen?:rolleyes:

Kadinlarin %70inin okumus olmasi seni niye rahatsiz ediyor? Ya da okumus olanlarin mi demeliyim.. O erkek evlatlari da bir kadin yetistirmiyor mu? Ilk temel egitimini, ilk terbiyesini bir kadin vermiyor mu? Evde derslerinle ugrasip, okulda toplantilarina en cok analar gitmiyor mu? Keske yuzde 70 degil, butun anneler universiteli olsa... Dunya hic suphesiz daha yasanilir bir yer olurdu.
"Ekonomik bagımsızlık masalına çok kapılmışsınız. Kocası çalışan bir ev hanımına hayali korkular aşılıyorsunuz sadece. Halbuki bu kadın kocasıyla mutlu. Kocası para getirir, kadın da ev işi yapar kocasına huzur verir.." diyorsun... Ben buna ne deyim simdi? Bu cumleyi evcilik oynayan kucuk bir cocuktan duysam gayet de yakisir, guler gecerim de senden duyunca ister istemez sasiriyor insan..:KK57::KK57::KK57: Istanbulun neresindesin? Herhalde ruya gibi bir yerinde olmalisin, butun dertlerden tasalardan dunyevi kaygilardan uzak...Oradan ev tutucam donusumde.. Beraber pollyanacilik oynariz senle..:KK49:
 
Senin feminizm hakkında ne bildigini bilmiyorum ama bu konuda kendi bilgim konusunda mütevazilik yapamayacagım, kusura bakma.

Feminizmin erkek düşmanlıgı oldugunu da bu bilgime dayanarak söylüyorum. İnternetten bir kaç bir şeyler okuyarak geçme bunu, gidip teorileri oku, notlarını al, üzerinde kritik eleştiri yap sonra gel ve bana trip at. Ben bu yollardan geçtim, sen de geç, sonra bana bir şeyler anlatırsın.

Ama yine de yazdıkların üzerinden gidecegim. Kadın-erkek eşitligini savunmak bile, tek başına bu mantık ile hareket etmek kadına zulümdür. Ama feminizm sadece kadın-erkek eşitligini amaçlamaz. Kadına ayrıcalıklar tanınmasını ister. İşte asıl mantık bu oldugu için de feminizm erkege düşmanlıga dönüşür. Şimdi özet geçtigim için hiçbir şey anlamayacaksın büyük ihtimalle ama neyse...

Aynı şekilde ''kadın hakları'' adı altında pozitif ayrımcılık denilen ayrıcalıklar aranması da erkege zulümdür. Bunu da anlamayacaksındır.

Kopyaladıgın yazıya gelirsek; saçmalık... Erkeklerin elindeymiş bütün güç falan filan... Bir defa bu bir yalan. Dünyaya çok güçlü kadınlar da geldi ve onlar da erkeklerle aynı şeyleri yaptılar çünkü önemli olan cinsiyet degildir, güçtür. Eline güç geçen herkes baskı uyguladı güçsüz olana. Günün birinde bütün güç kadınların elinde oldugunda ne olacak zannediyorsun? Her şey çok mu iyi olacak?

Yazıda ne diyor, erkekler tarafından işlenen cinayetleri, tecavüzleri, ayrımcılıkları anlatınca feminizm düşmanları hemen bunlara erkek düşmanı diyormuş da bilmem ne... ee tamam? Her şeyin suçlusu olarak erkekleri görüyorlarsa bu erkek düşmanlıgıdır. Bunu bir cinsiyete atfediyorlarsa bu o cinsiyete düşmanlıktır.

Peki bu feministler kadınlar tarafından işlenen tecavüzleri, cinayetleri, hırsızlıkları, baskıları da söz konusu yapıyor mu? Tabi ki hayır... Çünkü olay sadece erkek düşmanlıgını yaymak, ve bunun üzerinden insanları bireyselleştirmek. Çocuga şiddeti ve tecavüzü kınayan feministler bunu erkege mal ederken, kadınların bu olayların hepsini çokça yaptıgını neden göz ardı ederler?

Susturma politikası demiş ama feministler daha iyi yaparlar bu işi... Kadın erkek eşit degildir dersin, ''aaa kadın düşmanı'' derler. Feminizm kötüdür dersin ''aaa kadın düşmanı'' derler.

Ben hala bekliyorum, birisi çıksın ve desin ki; kanun önünde şu şu şu haklardan mahrumuz. Şu konularda erkekler daha ayrıcalıklı desin... Ben 1 tane sayamayacagınıza eminim. Ama ben kadınların ayrıcalıklarını sayarım.

bir insanın internet üzerinde ''ben çok okudum, git sen de oku öyle gel karşıma'' diyerek ahkam kesmesi ve dikte eder gibi kesin konuşması, bu konu hakkında öyle çokta bilgi sahibi olmayan kişileri etkileyebilir ve ikna etmesini sağlayabilir. daha önce bu konuda çok araştırma yapmış, eleştiriler yapmış olduğunu söylüyorsun. bir de tabii benim okumadığım iddiasında bulunarak. ama ben senin ortaya sürdüğün antitezlerden rahatlıkla anlayabiliyorum ki feminizm üzerine temel okuma bile yapmamışsın.
tüm yazdıklarına tek tek yanıt veremem belki kaçırdığım olur ama elimden geldiği kadar yanıt vermeye çalışayım. bir kere feminizm kadın ve erkeğin fiziksel ya da duygusal olarak eşit olduğu iddiasında bulunmuyor. fırsat olarak eşit olmayı savunuyor. 2 cinsiyet birbirinden elbette ki farklıdır ama hiçbir taraf olanaklar bakımından dengesiz olmamalıdır.
kanunlara göre kadın ayrıcalığı olduğu yalan ayrıca. o senin dert yandığın kadınların sürekli pohpohlanması falan zaten ataerkil zihniyetin ta kendisinden kaynaklanıyor. eğer kadın ve erkek eşit görülse idi kadınlar da bazı durumlarda adaletsizce kayrılmaz, bazı durumlarda da erkekler daha üstün olmazdı. feminizmin istediği eşitlik, üstünlük değil bak tekrar ediyorum. üstünlük değil.
kadınlar kanun önünde hiçbir konuda mahrum değil mi? insanlık tarihi boyunca kadının bir 100 yıl öncesine kadar seçimde söz sahibi olma hakkı bile yoktu. sığınma evlerindeki kadınlar hala oy kullanamıyor? iş hayatında negatif ayrımcılık var. dünyada da kadınlar eğitim öğretim hakkından yoksun veyahutta ikinci planda. miras hukuku, medeni hukuk düzenlemelerinde de negatif bir ayrımcılık söz konusu. kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve öldürmeler en çağdaş ülkelerde bile tam anlamıyla kırılmamış bir halde.
feminizm negatif ayrımcılıkların giderilmesi için kadınlara bazı ayrıcalıklar verilmesi için çalışır, kadınları erkeklerden üstün kılmak için veya erkek düşmanı oldukları için değil. (anlamazsın ama yine tekrar ediyorum.) düşün ki tekerlekli sandalyedeki bir bireyin bir katı çıkabilmesi için merdivenin yanında düz asfalt dökülmesi gibi bir şey bu. sen düz asfalt dökülen yer için sağlam bir insan olarak "niçin düz asfalt var yahu? benim merdiven hakkıma gasp ediliyor" diye şikayet edemezsin, edersen de zekan kıttır.
mühim olanın güç olduğunu falan savunmuşsun. virginia woolf'un kendine ait bir oda'sını okumanı tavsiye ederim. kadınlar en doğal haklarından mahrum edildikleri için (en temel ihtiyaçlar, oda, bir miktar para, eğitim alabilme, kocanın veya babanın boyunduruğunda olmadan yaşayabilme gibi) zekalarını bile doğru dürüst kullanma fırsatını elde edemediler. teoride kadınlar ve erkekler kanun önünde aynıdır, işlerinde yükselebilirler vs. ama pratikte şu an ki dünyanın sosyo ekonomik olgusu itibariyle güçlü kadınlar geldikleri yere erkeklerin bin katı çabalayarak, dişleriyle tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmektedir.
"bütün güç kadınların eline geçtiğinde ne olacak sanki? her şey daha mı iyi olacak" diye sorarak gerçekten bu konudaki bilgisizliğini ve feminizmle ilgili bir gram okuma yapmadığını bir kez daha kanıtlamış oldu arkadaşımız. kaçıncı kez olduğunu bilmeden tekrar edeyim: feminizm erkek ve kadının eşit fırsatlarda olması için çalışır. her şeyin suçlusu olarakta erkeği değil, ataerkil düzeni görür.
çünkü bahsettiğin tüm şeyler zaten ataerkil düzen yüzünden. erkeklerin baskın olduğu bir toplumda zaten erkekler de bundan zarar görür. ''para kazanması gereken kişi erkektir'' görüşü ataerkil düzenin sen ve senin gibilerin beynine kazımış bir düşüncesidir. hiçbir insan başka birisi için çalışmak zorunda değildir ve zorunda da olmamalıdır. kadınlar, erkekler için çamaşır yıkamak, yemek yapmak zorunluluğunda değilse, erkekler de kadınlar için çalışmak zorunda değildir. patriyarkal düzen erkeklere sınırsız güç verdiği gibi erkeklerin sorumluluklarını da arttırmaktadır. hayatı da bu durumda onlar için zorlaştırır.
eğer kadınlar, erkeklerle sosyal ve ekonomik anlamda eşit olsalar , erkeğin metası gibi görülmeseler, onlar da çalışmaya mecbur olurdu. bu durumda diğer işler de eşler arasında paylaştırılırdı. böylece bu orantısızlıkta giderilmiş olurdu. merak etme yani, feminizm bu bağlamda erkekleri de önemsiyor. fırsat eşitliği istiyoruz. ayrımcılık değil.
 
Son düzenleme:
"Kadin ve erkegin fiziksel olarak esit oldugunu kim soyluyor? Goz var, nizam var... Esit bedene sahip olsalardi zaten biri kadin, digeri erkek olmazdi, ikisi de kadin veya ikisi de erkek olurdu." diyorum, cevap olarak "Ben diyorum ki, kadın erkek hem fizyolojik hem de olaylara yaklaşmaları açısından farklıdır diyorum. .....Sen ise bunu hakaret olarak algılamaya devam ediyorsun. Bak mesela ''fiziksel güç olarak erkek kadından üstündür'' desem bu kadına hakaret mi olur? Fiziksel olarak kas gücü olarak erkekler daha güçlüdür. Diger yandan da kadınlar bünye olarak genellikle daha güçlüdür. Anladın mı? Farklı yapılar bunlar." diyorsun. Benim kadin ve erkegin fiziksel olarak esit oldugunu iddia ettigimi, aksini de hakaret saydigimi nerden cikariyorsun? Her mesajimda bedenlerimizin ayni olmadigini, memelere ve saplara varincaya dek belirtmedim mi? Her mesajimda feminism kadin ve erkegin politik, sosyal, ve ekonomik olarak esit haklara sahip olmasi icin mucadele verir demedim mi? Var mi bu lafin icinde kas, kemik, kalca ve bilumum bedensel parcalar? Yok... Var mi bu lafin icinde duygular, hisler, hayata bakis, cart curt? Yok.. Daha ne kadar acik konusabilirim bilemiyorum. Kadin olmayi, erkek gibi kaslarimin olmamasini ne diye hakaret kabul edeyim ki? Benim aklimdan zorum mu var? Yoksa kadinligimdan utanir gibi bir halim mi var? Dunyaya bir kere daha gelse idim gene kadin olarak gelmek isterdim, ama ya Avrupa'nin Almanya, Isvicre, Luxembourg gibi bir ulkesinde, ya Amerikada, ya da dogdugum ve buyudugum eski modern "Ataturk Turkiye'sinde.." S. Arabistan, Irak, Iran, Libya, Lubnan gibi bir ulkede dogmayi ise ASLA istemezdim, onlar hallerinden istedikleri kadar memnun olsunlar, ya sen?:rolleyes:

Kadinlarin %70inin okumus olmasi seni niye rahatsiz ediyor? Ya da okumus olanlarin mi demeliyim.. O erkek evlatlari da bir kadin yetistirmiyor mu? Ilk temel egitimini, ilk terbiyesini bir kadin vermiyor mu? Evde derslerinle ugrasip, okulda toplantilarina en cok analar gitmiyor mu? Keske yuzde 70 degil, butun anneler universiteli olsa... Dunya hic suphesiz daha yasanilir bir yer olurdu.
"Ekonomik bagımsızlık masalına çok kapılmışsınız. Kocası çalışan bir ev hanımına hayali korkular aşılıyorsunuz sadece. Halbuki bu kadın kocasıyla mutlu. Kocası para getirir, kadın da ev işi yapar kocasına huzur verir.." diyorsun... Ben buna ne deyim simdi? Bu cumleyi evcilik oynayan kucuk bir cocuktan duysam gayet de yakisir, guler gecerim de senden duyunca ister istemez sasiriyor insan..:KK57::KK57::KK57: Istanbulun neresindesin? Herhalde ruya gibi bir yerinde olmalisin, butun dertlerden tasalardan dunyevi kaygilardan uzak...Oradan ev tutucam donusumde.. Beraber pollyanacilik oynariz senle..:KK49:

Aramızda iletişim problemi var. Söylediklerimi anlamıyorsun.

''Kadın erkek eşittir ve eşit olmalıdır da'' diyorsun ve ben de diyorum ki bunlar eşit olamazlar. İki ayrı cinsiyeti birbirine eşitleyemezsin.

Senin politik, sosyal ve ekonomik açıdan eşitlemeye çalışmanın mantıksızlıgı zaten iki ayrı vücut olmalarında yatıyor. ''Kas kütlesi, hormonlar, olaylara bakış açısı, fiziksel kabiliyetler'' diye küçümsediklerin insanın bütün deneyimlerini ve dolayısıyla bütün benligini etkiler. Kas gücü ayrı deneyimler yaratır, dogurma yetisi ayrı deneyimler yaratır. Senin ''aaa pipisi var altı üstü'' diye küçümsedigin şey insanın bütün benliginde, olaylara bakışında büyük fark yaratır. Aynı şekilde ''aaa memeleri var altı üstü'' diye küçümsedigin, önemsiz bir fark olarak gördüklerin de büyük farklar yaratır. Erkeklik hormonları ayrı, kadınlık hormonları ayrı insanlar ve bakış açıları yaratır.

Yani erkekle kadın fiziksel olarak eşittir dedigini iddia etmiyorum, ama eşit fiziksel yapıya sahip olmamalarına ragmen bunları sosyal, ekonomik ve politik açılardan eşitleyelim demen mantık dışı. Anlatabildim mi? Cinsiyet farkı, vücut farkı, olaylara bakış farkı, hormon farkı... vs bunların tümü insanı insan yapan şeyler.

Erkeklerin genel olarak dış alanlarda daha çok söz sahibi olması bir anda ortaya çıkan bir şey degil sonuçta. Dogal bir şekilde gelişti çünkü cinsiyetlerinden dolayı deneyimleri genellikle buna daha uygun. Kadınların da daha evcimen olması bir anda olmadı, yine aynı şekilde cinsiyetlerinden dolayı edindikleri deneyimler sonucu ortaya çıktı. Eski dünya bu kadar rahat bir yer degildi en nihayetinde. Eski dünyada kas gücü, erkek olmak, zor şartlara dayanmak için çok daha gerekliydi. Şimdiki gibi taksiye binip bir yerlere gidemezdiniz mesela... Uzun ve tehlikeli yolculuklar vardı... Sadece bugüne bakarak bunları anlayamaman normal. Geçmişten başlayan bu sosyal ve ekonomik alandaki üstünlük dogal bir şekilde gelişti ve bugünlere kadar geldi. Fakat şu anda yapılan şey dogal bir şey degil, bu yapay bir toplum mühendisligi sadece.

Kadınların %70'inin okumuş olmasından rahatsız degilim. Yine okudugunu anlayamamışsın o_O Bak diyorum ki; feministlerin cirit attıgı bazı ülkelerdeki üniversitelerdeki mezun oranları %70kız, %30 erkek... Yani 100 kişi üniversite okuyorsa, bunların 70i kız, 30u erkek diyorum. Feministler bununla övünüyor diyorum. Anlayabildin mi? Ve bunu başarı olarak falan görüyorlar ama bu çok büyük tehlike aslında. Bazı mesleklerden erkekler tamamen silinmeye başladı mesela. hemşirelik gibi, ögretmenlik gibi... Türkiye'de de var aynı durum... Bu tehlikeli bir şey...

İstanbul'un neresinde oldugumun ne önemi var? Benim burada anlatmaya çalıştıgım, senin zannettigin gibi, okumayan, çalışmayan, ev hanımı olan insanların hepsinin mutsuz olmadıgı... Ve yine senin zannettigin gibi okumuş, çalışan, hatta hiç evlenmemiş kadınların hepsinin mutlu olmadıgı... Ben kendi çevremde çok görüyorum çalışmayan kadın örneklerini. Gayet mutlular, sen inanmasan da :) Hatta bir çok çalışan kadından daha mutludurlar kesinlike....
 
Feminizm karşıtlarında böyle bir şey ben pek görmedim. Düşüncelerini düzgün mantıga oturtuyorlar çünkü... ama feministler sadece propaganda yaparlar, mantıklı bir ideolojileri yok çünkü.

Mesela bugün çık ''ben çalışan kadın olmak istemiyorum, evimin kadını olucam'' de, akbaba gibi bir sürü feminist üşüşecek ve ''aaa sen ne eezik bir kadınsın, sen bir birey olamamışsın, sen ne dar görüşlü gerici bi moronsun öyle?'' diyeceklerdir. Aşagılayacaklardır yani...

Sonra benim gibi biri çıkacak ve diyecek ki, feminizm saçmalıktır... Yine gelecekler ve ''aaa kadına mı düşmansın sen?'' diyecekleri. Halbuki ben diyorum ki, feminizm kadınları temsil etmiyor bile...

Feminizm anca feminist medyayı temsil eder. Ya bir durup düşününsene allasen. Bu feministler bir anda nasıl ortaya çıktılar? Nasıl oluyor da dünya çapında bu kadar büyük reklam propagandaları yapabiliyorlar, nasıl bu kadar çok dernek kurup bu dernekleri devam ettirebiliyorlar? Ya bir düşünün ya şunu... Bu saydıklarım milyar dolarlık işler hepsi, nereden geliyor bu paralar? Ve bu paraların üzerinden feminist medyanın (feminist yazarlar, dernekler, internet siteleri.. vs) ne kadar nemalandıgını bir düşünün ya.

Bu paralar tabi ki yine erkeklerden geliyor... Kadın erkek eşit olsun mu dertleri? Yok degil...

Peki sorarım, bu feminist dernekler kime yardım etmişlerdir? Milyon dolar harcarlar tv reklamlarına ama karşılıgında 3-5 kadına yardım ederler (o da ediyorlarsa gerçekten)

Giyim konusundaki baskıdan dert yanıyorsun iyi güzel... Peki erkekler giyim konusunda baskı görmüyorlar mı? Ya bi düşünün ya şunları. Baskı sadece tek taraflı zannediyorsunuz yani pes.

''3-5 kadına yardım ederler o da gerçekten ediyorlarsa tabii'' diyerek uydurduğun bir istatistikle koskoca ideolojiyi çürütemezsin bir kere. nereden biliyorsun ki feminizm derneklerinin yardım etmediğini insanlara? mali müşavirliğini mi yaptın yoksa muhasebesini falan mı tuttun anlamadım. elle tutulur bir kanıt göster ve ispatla bunu o zaman. ayrıca bu tür hareketler ideoloji dernekleri örgütleme ve hak mücadelesi peşinden gider. bütçesini de bu yönde harcar. hiçbir yere bağış yapma zorunluluğu yoktur fakat çoğu dernek kadın sığınma evleri falan açar. mağdur kadınlara da yardım eder öyle üç beş kişiye değil hem. çeşitli konulara dikkat çekmek için farkındalık eylemleri de yaparlar. bütçelerine erkeklerin destek olması da erkek egemenliğinden kaynaklı bir şey. çünkü neden? ataerkil düzenden dolayı erkekler finansal ve sosyo ekonomik anlamda kadınlardan üstündür, daima ipleri ellerinde tutarlar da ondan. büyük şirket sahibi, hayırsever ceo diyince aklımıza direkt erkek biri gelir. fırsat eşitliği diye bahsettiğimiz bu işte. kadına erkeklerle aynı ekonomik ve mesleki imkanların verilmemesi. ortaya attığın antitezlerle aslında ataerkilliğin ne kadar kötü bir şey olduğunu kendin de ispatlıyorsun zaten. kendi içinde çelişiyorsun asıl yani.
ayrıca kadınların da cinayet, şiddet suçu işlediğini söyleyip bunların da feministler tarafından hasıraltı edildiğinden falan bahsetmişsin. bu da yanlış. feministler, tecavüze, şiddete, cinayete kurban edilmiş erkekleri, trans bireyleri, lgbt üyeler için de mücadele eder. kadınlar ve lgbt bireylerine şiddete hayır demezler yani. direkt onlar için de mücadeleleri vardır. male victims of sexual assault diye aratırsan bir sürü feminist websiteyle karşılaşabilirsin mesela. ayrıca komik olma lütfen ya. tabii ki kadınlar da suç işliyor ama internette kısa bir araştırma yaparak cinayet, tecavüz ve taciz suçlularının cinsiyetlerini ve cinayet oranları arasındaki uçurumu görebilirsin. çağdaşlaşması gereken toplumumuzda kadın cinayetleri azalması gerekirken her yıl artıyor mesela. http://en.wikipedia.org/wiki/Rape_statistics sırf şuna bakarak bile bazı kadınların tecavüzü hakettiğini söyleyenlerin, bazılarının da tecavüze davetiye çıkardığını söyleyenlerin oranlarını görebilirsin. bu iğrençtir.
 
bir insanın internet üzerinde ''ben çok okudum, git sen de oku öyle gel karşıma'' diyerek ahkam kesmesi ve dikte eder gibi kesin konuşması, bu konu hakkında öyle çokta bilgi sahibi olmayan kişileri etkileyebilir ve ikna etmesini sağlayabilir. daha önce bu konuda çok araştırma yapmış, eleştiriler yapmış olduğunu söylüyorsun. bir de tabii benim okumadığım iddiasında bulunarak. ama ben senin ortaya sürdüğün antitezlerden rahatlıkla anlayabiliyorum ki feminizm üzerine temel okuma bile yapmamışsın.
tüm yazdıklarına tek tek yanıt veremem belki kaçırdığım olur ama elimden geldiği kadar yanıt vermeye çalışayım. bir kere feminizm kadın ve erkeğin fiziksel ya da duygusal olarak eşit olduğu iddiasında bulunmuyor. fırsat olarak eşit olmayı savunuyor. 2 cinsiyet birbirinden elbette ki farklıdır ama hiçbir taraf olanaklar bakımından dengesiz olmamalıdır.
kanunlara göre kadın ayrıcalığı olduğu yalan ayrıca. o senin dert yandığın kadınların sürekli pohpohlanması falan zaten ataerkil zihniyetin ta kendisinden kaynaklanıyor. eğer kadın ve erkek eşit görülse idi kadınlar da bazı durumlarda adaletsizce kayrılmaz, bazı durumlarda da erkekler daha üstün olmazdı. feminizmin istediği eşitlik, üstünlük değil bak tekrar ediyorum. üstünlük değil.
kadınlar kanun önünde hiçbir konuda mahrum değil mi? insanlık tarihi boyunca kadının bir 100 yıl öncesine kadar seçimde söz sahibi olma hakkı bile yoktu. sığınma evlerindeki kadınlar hala oy kullanamıyor? iş hayatında negatif ayrımcılık var. dünyada da kadınlar eğitim öğretim hakkından yoksun veyahutta ikinci planda. miras hukuku, medeni hukuk düzenlemelerinde de negatif bir ayrımcılık söz konusu. kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve öldürmeler en çağdaş ülkelerde bile tam anlamıyla kırılmamış bir halde.
feminizm negatif ayrımcılıkların giderilmesi için kadınlara bazı ayrıcalıklar verilmesi için çalışır, kadınları erkeklerden üstün kılmak için veya erkek düşmanı oldukları için değil. (anlamazsın ama yine tekrar ediyorum.) düşün ki tekerlekli sandalyedeki bir bireyin bir katı çıkabilmesi için merdivenin yanında düz asfalt dökülmesi gibi bir şey bu. sen düz asfalt dökülen yer için sağlam bir insan olarak "niçin düz asfalt var yahu? benim merdiven hakkıma gasp ediliyor" diye şikayet edemezsin, edersen de zekan kıttır.
mühim olanın güç olduğunu falan savunmuşsun. virginia woolf'un kendine ait bir oda'sını okumanı tavsiye ederim. kadınlar en doğal haklarından mahrum edildikleri için (en temel ihtiyaçlar, oda, bir miktar para, eğitim alabilme, kocanın veya babanın boyunduruğunda olmadan yaşayabilme gibi) zekalarını bile doğru dürüst kullanma fırsatını elde edemediler. teoride kadınlar ve erkekler kanun önünde aynıdır, işlerinde yükselebilirler vs. ama pratikte şu an ki dünyanın sosyo ekonomik olgusu itibariyle güçlü kadınlar geldikleri yere erkeklerin bin katı çabalayarak, dişleriyle tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmektedir.
"bütün güç kadınların eline geçtiğinde ne olacak sanki? her şey daha mı iyi olacak" diye sorarak gerçekten bu konudaki bilgisizliğini ve feminizmle ilgili bir gram okuma yapmadığını bir kez daha kanıtlamış oldu arkadaşımız. kaçıncı kez olduğunu bilmeden tekrar edeyim: feminizm erkek ve kadının eşit fırsatlarda olması için çalışır. her şeyin suçlusu olarakta erkeği değil, ataerkil düzeni görür.
çünkü bahsettiğin tüm şeyler zaten ataerkil düzen yüzünden. erkeklerin baskın olduğu bir toplumda zaten erkekler de bundan zarar görür. ''para kazanması gereken kişi erkektir'' görüşü ataerkil düzenin sen ve senin gibilerin beynine kazımış bir düşüncesidir. hiçbir insan başka birisi için çalışmak zorunda değildir ve zorunda da olmamalıdır. kadınlar, erkekler için çamaşır yıkamak, yemek yapmak zorunluluğunda değilse, erkekler de kadınlar için çalışmak zorunda değildir. patriyarkal düzen erkeklere sınırsız güç verdiği gibi erkeklerin sorumluluklarını da arttırmaktadır. hayatı da bu durumda onlar için zorlaştırır.
eğer kadınlar, erkeklerle sosyal ve ekonomik anlamda eşit olsalar , erkeğin metası gibi görülmeseler, onlar da çalışmaya mecbur olurdu. bu durumda diğer işler de eşler arasında paylaştırılırdı. böylece bu orantısızlıkta giderilmiş olurdu. merak etme yani, feminizm bu bağlamda erkekleri de önemsiyor. fırsat eşitliği istiyoruz. ayrımcılık değil.

Ben hiç ''sen bilmiyorsun, sus otur'' gibi laflar yazmam ama senin ''aaa onu bile bilmiyorsa ne bilirmişsin sen feminizmi?'' lafından sonra müstehak. Çünkü feminizme ben epey mesai harcadım zamanında. Bu yüzden bu konuda birinin gelip de böyle bir laf söylemesine cevap veririm tabi ki. Bu konuda gereksiz mütevazilik yapacak degilim.

Sen feminizmden önce benim yazdıklarımı anlarsan sevinirim. Ben ''erkeklerin pipisi kadınların kukusu vardır, ee eşit degiliz işte?'' demiyorum. Bir yukarıdaki yoruma da yazdım, organ farkı, kas kütlesi, hormonlar... vs bunlar iki ayrı insan yaratır, önemsiz detaylar degiller bunlar sizin zannettiginiz gibi. Mesela çocuga karşı genel olarak bir annenin (kadının) hissettigini bir baba (erkek) hissedemez, anladın mı? Bu sadece bir örnek... Olaylara bakış açısı çok farklı. Deneyim farklı... Birbirinden farklı iki cins, hayata dogal olarak farklı şekillerde adapte oldular. Erkek daha dışarıda, kadın daha içeride oldu. Sosyal, ekonomik ve politik açıdan oluşan genel farkın da sebebi budur. Yani en temelde cinsiyet farkıdır.

Feminizm kadın-erkek eşitligini amaçlıyor'' demek bile zaten başlı başına kadına ayrıcalık vermeye çalışmak demektir. Bazı işlerde kadınlar daha iyidir, bazı işlerde erkekler. Siz daha bunu bile kavrayamıyorsunuz ben ne diyebilirim? Size göre ikisi de her işte iyidir... Mesela hangi ülkede hatırlamıyorum, sanırım ABD'de... İtfaiye çalışanlarına aynı şeyi uyguladılar. Yani kadınlar da itfaiyede çalışsınlar diye... Neymiş eşit olacaklarmış erkeklerle... Fırsat eşitligiymiş, bazı kadınlar da itfaiyeci olmak istiyorlarmış... Ama sonuç ne oldu? Erkek itfaiye çalışanları şikayetçi oluyor normal olarak çünkü ayakbagı oluyor bu kadınlar. Bir yangın esnasında kırılması gereken kapı olur, daha cesaretli olup alevlerin arasına girmek gerekir, güç kuvvet gerektiren şeyler yani... Kadın itfaiyeci kapıyı kıramıyor, bazı yerlere girmeye korkuyor... Ve içeride can pazarı var, sırf eşitlik olacak diye içeride insanlar ölecek belki de? Ama feministler illa eşitlik istiyorlar. Bu mudur eşitlik? Sırf kadına ayrıcalık tanınsın diye içeride biri ölsün diye riske atmak mıdır eşitlik?

Bir ara ögretmenlere uygulanmış Türkiye'de de... Dogu'ya, dag başına kadın degil erkek ögretmen göndermişler. Kadın başına orada yapamazlar diye... Zaten öyle şehirden uzak, zorlu yerler çıkınca gitmeyen kadın da çok oluyormuş. Neyse, kadın ögretmen yerine erkek ögretmen gönderdiler sırf kadınlar ögretmenlik yapabilsinler rahat rahat diye. Halbuki bahsi geçen kadın zorlu olmayan bir şehirde, rahat rahat 2. maaşı almak için, kendi lüksü için ya da bekarken rahat rahat gezip dolaşabilsin diye. Kimse demedi niye erkeklere bu zulmü yaptınız diye. Bir kadın 2. maaşı alsın diye, ya da rahat rahat gezsin diye, bir erkegi zorlu yerlere gitmeye mecbur etmek mi eşitlik? Neden? Sırf erkek oldugu için mi? Peki bu adam bir de evliyse ne olacak? Bu adamın karısına da yazık degil mi? 2. maaşı ya da lüksü için kayırılan kadın, bu ev hanımından daha mı önemlidir?

Verdigin merdiven, tekerlek örnegi de aynen bunun gibidir. Burada birini yükseltmeye çalışırken, aslında yapılan şey digerini düşürmektir. Kadınlar üniversitede %70 oranına çıkarken, aslında erkekleri %30 a düşürmektir bu. Kadınlar masa başı ve rahat işlere yerleştirilirken erkekler agır işlere mecbur ediliyor artık. Yani kadınlar ekonomik olarak daha güçlü olacaklar zamanla... ve sonra nolacak? Erkekler köle olacak :) Ama peki bir kadın köle bir erkekle evlenir mi? İşte bu da bahsettigim fiziksel, hormonal... vs farklılıklarının bir sonucu olarak ''hayır'' olacaktır. Uzun vadede kadına ve aile kurumuna zararı bu işte. Aile kalmayacak ortada. Bekar anneler olacak sadece :)

Kadınların bundan 100 yıl öncesine kadar hakkı yoktu evet... Ama erkeklerin de yoktu. Kadınların seçme hakkı yoktu da erkeklerin çok mu vardı? Ama kadınlara daha geç verildi dogru... Ve ben de zaten feminizmin sadece ilk zamanlarda işe yaradıgını ve artık tamamen ayrıcalık için kullanıldıgını söylemiştim. Bir zamanlar gerekliydi ve artık bitti. Bundan sonrası ise sadece komedi. Feminist medya (genelde bunlar rahat ve lüks yaşarlar) propaganda yapıp paralarını kazanırlar... Hepsi bu.kadınlara ayrıcalık beklerler falan...

Ataerkil düzen hayatın gerçegidir, bildigin kapitalizmdir. Ataerkil demek erkek egemen demek degildir, üstünün egemenligi demektir. Bunun tersi de anaerkil degildir, hatta anaerkil diye bir kavram bile yoktur aslında. Uydurulmuş, sırf zıtlık olsun diye sallanmış bir kavram. Ataerkil düzenin tam karşıtı komünizmdir. Fakat ortada buluşmak isteyenlerin hayali dünyasında ise sosyalizm eser. Ama sosyalizm de ayrı bir saçma hayaldir.

Ataerkil düzen hem erkekleri hem kadınları ezer ve zaten ben de sürekli bunu söylüyorum. Diyorum ki, kadınlar ezilmiyor sadece. Hem erkekler eziliyor hem kadınlar. Sadece kadınlar toplum baskısı yaşamıyor, erkekler de yaşıyor. Sadece kadının ne giydigine degil, erkeklerin ne giydigine de karışılıyor. Kadına ahlak üzerinden eleştiri getiren, erkeklere para açısından eleştiri getirir. Dolayısıyla kendimle çelişmiyorum ben. Tamamen bunu anlatıyorum zaten. Hayatta herkes bir şekilde ezilebilir yeri geldiginde. Bunun kadını erkegi yok. Zengini fakiri var daha çok, güçlüsü güçsüzü...

Bu yüzden dedim ''kadınlar tüm gücü ele geçirse bundan farklı olmaz, her şey yine aynı olacaktır... hatta daha kötüsü olacaktır kesinlikle...''' Kadın ve erkek her işte eşit oranlara sahip oldukları gün de hiçbir şey iyi olmayacak, hatta daha kötü olacak çünkü senin o önemsiz gördügün, fiziksel farklar, hormonal farklar, deneyim ve duygusal farklar yüzünden... Bu farklılıklar yüzünden erkek yine korumacı statüsünde olacak genele bakıldıgında ve kadınlar yine korunan statüsünde olacaklar. Yine bir erkek parasız kadınla evlenecek ama bir kadın parasız erkekle evlenmeyecek... Çünkü senin önemsiz zannettiklerin yüzünden. Pipi, kuku, hormon, deneyim, bakış açısı... İki farklı cinsiyet. Fırsat eşitligi bu yüzden saçma. Mesela erkeklere evde oturma fırsatı verilecek mi? Fırsat eşitligi diyorsunuz ya... Sen bakar mıydın bir erkege kendi paranla :) Yani kadına çalışma hakkı verirken, erkege ev erkekligi hakkını neden vermiyorsun, nerede eşitlik?

Kimse kimseye bakmak zorunda degildir diyorsun, erkek çalışmaya mecbur degildir, kadın ev işi yapmaya... İyi de bunlar senin kafanda kurdugun şeyler aslında. Buna medeniyet deniyor. Görev paylaşımı deniyor. Yemek yapmayı bir mecburiyet gibi anlatıp tu kaka dersin, ardından da patronun ne derse onu yapmaya mecbur oldugun için mutluluk duyarsın. Herkes senin gibi patronunun işlerini yapmaya mecbur oldugu için mutlu olmak zorunda degil ki. Bazıları da kocasına, ailesine hizmet etmekten mutlu olur... Medeniyet dedigin şey, ev işleriyle ilgili kadınlar ve dışardaki işlerle ilgilenen erkeklerin üzerine kuruldu, yani aile kavramı üzerine. Feminizm ise aile kavramına karşıdır. ''yaw sadece kadın erkek eşitligi istioz aile nalaka'' dersen de yazdıklarımdan hiçbir şey anlamamışsın demektir. Ama özet geçersek, feminizm aileleri dagıtıyor, bunu bugün kendi gözlerinle göremiyorsan, benim yapabilecegim bir şey yok. Her türlü feminizm radikal feminizme kayacaktır. Çünkü aldıgı temel ''kadın-erkek eşitligi'' dir. ''Eşit ollunması için kadına ayrıcalıklar verilmesi'' demektir. Temel bu oldugu sürece eninde sonunda radikal feminzme kayacaktır ve zaten çogu kişi bu kafaya ulaştı bile. Türkiye'de henüz çok yok ama feministlerin cirit attıgı ülkelerde bu tipler çooktaaan çıktılar bile ortaya. Feminizmin ulaşacagı yerde ise dedigim gibi aile diye bir şey yok. İki üç kadının ev arkadaşlıgı var, baba yerine dayı kavramı var... Cinsiyetlerin ayrışması var...

Bunlar basit mantıksal kurallar. Ortada talepkar bir ideoloji var ise ''kadına eşitlik isteriz, o yüzden ayrıcalık verin...'' diyen. Bu talepkardır ve totaliterdir. Totaliter ideolojiler de her zaman radikale ulaşmaya meyillidir.

Erkegin metası falan filan... Bunlar komik şeyler aslında. Kadınların cinsel meta olması da iki taraflıdır. Hem cinsellikle ölçülür degerin, güzelliginle yani... Hem de diger yandan cinsel meta olarak arzu edilen, ulaşılmak istenensindir. Yani iyi yanı da var kötü yanı da. Şu anda erkekler de meta olmaya başladılar mesela. Bir Justin Bieber'ın peşindeki ergen kızlara bak bakalım. Dizilerdeki erkek oyunculara hayranlıkla bakanları izle bakalım... Artık onlar da cinsel meta haline geldiler. Eşit mi oldu yani şimdi iki cinsiyet de :)

Medeniyet dedi ki, kadın stresli olmasın, çocuga baksın, agır işlerde çalışmasın, ölmesin ama geçim savaşı vermesin. Dışarının stresini, savaşını erkekler yaşasın, savaşta onlar ölsün, agır işlerde erkekler çalışsın ama eve geldiginde huzurlu olsun. Yani medeniyet bir görev dagılımı yaptı. Feministler ise her iki taraf da her görevi paylaşsın dedi. İkisi de stresli olsun, ikisi de geçim derdine düşsün, ikisi de çocuga vakit ayıramasın, ikisi de agır işlerde çalışsın (gerçi bunu demediler :)), ikisi de savaşlarda ölsün (bak bun da demediler :)).... falan...
 
''3-5 kadına yardım ederler o da gerçekten ediyorlarsa tabii'' diyerek uydurduğun bir istatistikle koskoca ideolojiyi çürütemezsin bir kere. nereden biliyorsun ki feminizm derneklerinin yardım etmediğini insanlara? mali müşavirliğini mi yaptın yoksa muhasebesini falan mı tuttun anlamadım. elle tutulur bir kanıt göster ve ispatla bunu o zaman. ayrıca bu tür hareketler ideoloji dernekleri örgütleme ve hak mücadelesi peşinden gider. bütçesini de bu yönde harcar. hiçbir yere bağış yapma zorunluluğu yoktur fakat çoğu dernek kadın sığınma evleri falan açar. mağdur kadınlara da yardım eder öyle üç beş kişiye değil hem. çeşitli konulara dikkat çekmek için farkındalık eylemleri de yaparlar. bütçelerine erkeklerin destek olması da erkek egemenliğinden kaynaklı bir şey. çünkü neden? ataerkil düzenden dolayı erkekler finansal ve sosyo ekonomik anlamda kadınlardan üstündür, daima ipleri ellerinde tutarlar da ondan. büyük şirket sahibi, hayırsever ceo diyince aklımıza direkt erkek biri gelir. fırsat eşitliği diye bahsettiğimiz bu işte. kadına erkeklerle aynı ekonomik ve mesleki imkanların verilmemesi. ortaya attığın antitezlerle aslında ataerkilliğin ne kadar kötü bir şey olduğunu kendin de ispatlıyorsun zaten. kendi içinde çelişiyorsun asıl yani.
ayrıca kadınların da cinayet, şiddet suçu işlediğini söyleyip bunların da feministler tarafından hasıraltı edildiğinden falan bahsetmişsin. bu da yanlış. feministler, tecavüze, şiddete, cinayete kurban edilmiş erkekleri, trans bireyleri, lgbt üyeler için de mücadele eder. kadınlar ve lgbt bireylerine şiddete hayır demezler yani. direkt onlar için de mücadeleleri vardır. male victims of sexual assault diye aratırsan bir sürü feminist websiteyle karşılaşabilirsin mesela. ayrıca komik olma lütfen ya. tabii ki kadınlar da suç işliyor ama internette kısa bir araştırma yaparak cinayet, tecavüz ve taciz suçlularının cinsiyetlerini ve cinayet oranları arasındaki uçurumu görebilirsin. çağdaşlaşması gereken toplumumuzda kadın cinayetleri azalması gerekirken her yıl artıyor mesela. http://en.wikipedia.org/wiki/Rape_statistics sırf şuna bakarak bile bazı kadınların tecavüzü hakettiğini söyleyenlerin, bazılarının da tecavüze davetiye çıkardığını söyleyenlerin oranlarını görebilirsin. bu iğrençtir.

İdeolojiyi çürütmek için kullanmadım zaten, feministlerin ne kadar yararsız olduklarını anlatmak içindi bu. Milyonlarca doları reklam için harcayan feminist derneklerin kaç kişiye yardım ettigini gidip kendin araştır. Milyon dolarlarla kaç kişiye yardım edilebilirdi bir de bunu... Aradaki fark daglar kadar. Reklama gidenlerin yanında dernekte boş boş takılanların aldıkları paralar da cabası tabi. Ama ispatını da yapmaya çalışacagım söz :)

Farkındalık için bi yerlerden gelen paraları reklama verirler, kalanını da kendi arlarında pay ederler. Dernekte kısır, pogaça falan yerler ok yapsınlar...

Paranın erkeklerden gelmesi de garip. Sence bu zengin erkekler kadınları mı düşünüyor? Yoksa satacakları ürünleri mi, çalıştıracakları ucuz elemanları mı? Sana göre olay sadece kadın-erkek eşitligi falan filan börtü böcek... Sanki kadınlar çalışmaya başlayınca tüm kadınlar ve erkekler rahatladılar ve çok mutlularmış gibi anlatıyorsunuz ya bitiyorum ona ben :) Fakir olanlar yine fakir... Bir de tabi parası olmayan kadının toplumda yine bir yeri olabiliyor, evlenebiliyor. Ama parasız erkegin feminizm olsa da olmasa da toplumda yeri yoktur.

Feminizmin tek bir olumlu yanı var, o da aileyi dagıttıgı için, güzel bir nüfus planlaması... Onun haricinde hiçbir faydası yok.

Kadınlar da tecavüz ediyor, öldürüyor, taciz ediyor. Oranı elbette daha düşük ve bu normal zaten. Çünkü güç kadınlarda degil. Güç kadınlara geçtiginde daha çok tecavüz eden kadın görecegiz, daha çok cinayet işleyen kadın görecegiz... Çünkü bunlar güç ile alakalı. İspanya Kraliçesi bir kadındı ama kaç kişiyi öldürttü hem de din adına... Ama tek derdi daha çok kaynak elde edebilmekti. Yani güç kime geçerse o tarafta suç daha da artacaktır. Kadınların %100ü çalışmaya mecbur olsunlar, erkeklerin %100ü evde oturmaya mecbur olsunlar... Kısa zaman sonra kadınların işlemedigi suç kalmaz, hem de nasıl... Bunlar basit mantıksal şeyler ya.

Mesela kadınların güçlü oldugu ne var? Çocukları... Çocukları öldüren, çocuklara şiddet uygulayanların büyük çogunlugu kadınlardır, erkekler degil. Ben bunu normal buluyorum çünkü kadının sorumlu oldugu alan budur çogunlukla. Çocukla en çok vakit geçiren annedir genelde.. Bu yüzden anormal degil. Aynen trafikte erkeklerin daha çok kaza yapması gibi. Kaza yapanların büyük bölümü erkektir çünkü trafigin büyük bölümü erkeklerden oluşur da ondan. Bu da normaldir.

Sonra... Psikolojik şiddete ne diyorsun? Bunu en çok uygulayan da kadınlardır. Herkesin kendi silahı var ne de olsa. Feministlerin buna da bir şey dedigini görmedim.

lgbt, çocuga şiddet falan filan... Bunlar feministleri alakadar etmeyen şeyler. Bunları sadece kendi reklamlarını yapmak için kullanırlar. Bu aynen ateistlerin çıkıp da lgbt'yi savunmasına benzer. Yahu destek veriyorsan ver ama konu senle ilgili degil ki? Reklamını yapma bari... Kullanma önüne gelen her şeyi kendi reklamın için.

Feminizm temeli saçmalık çünkü kadın-erkek eşitligi diye bir şey mümkün degil. Çay bardagı ile klavyeyi eşitlemek gibidir. ''Klavyeye çay konulamıyor, çay bardagıyla da yazı yazılamıyor'' demek bu ikisinin eksikligini belirtmiyor. İkisinin farklı oldugunu belirtiyor. Bunları eşitlemeye çalışmak kadar abestir kadın ve erkegi eşitlemeye çalışmak.

Feministler ise genelde bolluk içinde yaşayan tiplerdir. Feminizm en çok da bunlara yarar. Feminist medyaya yani... Feminizmden kadınlar degil, bu feminist medya fayda görürler aslında (feminist medyaya erkek ve kadın medyacılar da dahil) tabi ki de). Feministler garip garip eylemler yapar ve ardından da dagılıp konken partisine giderler. ABD, Avrupa gibi yerlerde feministlerin çok parlak olması komedidir. Oralarda ve hatta ülkemizde kadın hangi fırsattan yararlanmıyor ki hala bu feministler fırsat eşitliginden söz ediyorlar? Yetmeyecek feministlere çünkü totaliter ideoloji.
 
İdeolojiyi çürütmek için kullanmadım zaten, feministlerin ne kadar yararsız olduklarını anlatmak içindi bu. Milyonlarca doları reklam için harcayan feminist derneklerin kaç kişiye yardım ettigini gidip kendin araştır. Milyon dolarlarla kaç kişiye yardım edilebilirdi bir de bunu... Aradaki fark daglar kadar. Reklama gidenlerin yanında dernekte boş boş takılanların aldıkları paralar da cabası tabi. Ama ispatını da yapmaya çalışacagım söz :)

Farkındalık için bi yerlerden gelen paraları reklama verirler, kalanını da kendi arlarında pay ederler. Dernekte kısır, pogaça falan yerler ok yapsınlar...

Paranın erkeklerden gelmesi de garip. Sence bu zengin erkekler kadınları mı düşünüyor? Yoksa satacakları ürünleri mi, çalıştıracakları ucuz elemanları mı? Sana göre olay sadece kadın-erkek eşitligi falan filan börtü böcek... Sanki kadınlar çalışmaya başlayınca tüm kadınlar ve erkekler rahatladılar ve çok mutlularmış gibi anlatıyorsunuz ya bitiyorum ona ben :) Fakir olanlar yine fakir... Bir de tabi parası olmayan kadının toplumda yine bir yeri olabiliyor, evlenebiliyor. Ama parasız erkegin feminizm olsa da olmasa da toplumda yeri yoktur.

Feminizmin tek bir olumlu yanı var, o da aileyi dagıttıgı için, güzel bir nüfus planlaması... Onun haricinde hiçbir faydası yok.

Kadınlar da tecavüz ediyor, öldürüyor, taciz ediyor. Oranı elbette daha düşük ve bu normal zaten. Çünkü güç kadınlarda degil. Güç kadınlara geçtiginde daha çok tecavüz eden kadın görecegiz, daha çok cinayet işleyen kadın görecegiz... Çünkü bunlar güç ile alakalı. İspanya Kraliçesi bir kadındı ama kaç kişiyi öldürttü hem de din adına... Ama tek derdi daha çok kaynak elde edebilmekti. Yani güç kime geçerse o tarafta suç daha da artacaktır. Kadınların %100ü çalışmaya mecbur olsunlar, erkeklerin %100ü evde oturmaya mecbur olsunlar... Kısa zaman sonra kadınların işlemedigi suç kalmaz, hem de nasıl... Bunlar basit mantıksal şeyler ya.

Mesela kadınların güçlü oldugu ne var? Çocukları... Çocukları öldüren, çocuklara şiddet uygulayanların büyük çogunlugu kadınlardır, erkekler degil. Ben bunu normal buluyorum çünkü kadının sorumlu oldugu alan budur çogunlukla. Çocukla en çok vakit geçiren annedir genelde.. Bu yüzden anormal degil. Aynen trafikte erkeklerin daha çok kaza yapması gibi. Kaza yapanların büyük bölümü erkektir çünkü trafigin büyük bölümü erkeklerden oluşur da ondan. Bu da normaldir.

Sonra... Psikolojik şiddete ne diyorsun? Bunu en çok uygulayan da kadınlardır. Herkesin kendi silahı var ne de olsa. Feministlerin buna da bir şey dedigini görmedim.

lgbt, çocuga şiddet falan filan... Bunlar feministleri alakadar etmeyen şeyler. Bunları sadece kendi reklamlarını yapmak için kullanırlar. Bu aynen ateistlerin çıkıp da lgbt'yi savunmasına benzer. Yahu destek veriyorsan ver ama konu senle ilgili degil ki? Reklamını yapma bari... Kullanma önüne gelen her şeyi kendi reklamın için.

Feminizm temeli saçmalık çünkü kadın-erkek eşitligi diye bir şey mümkün degil. Çay bardagı ile klavyeyi eşitlemek gibidir. ''Klavyeye çay konulamıyor, çay bardagıyla da yazı yazılamıyor'' demek bu ikisinin eksikligini belirtmiyor. İkisinin farklı oldugunu belirtiyor. Bunları eşitlemeye çalışmak kadar abestir kadın ve erkegi eşitlemeye çalışmak.

Feministler ise genelde bolluk içinde yaşayan tiplerdir. Feminizm en çok da bunlara yarar. Feminist medyaya yani... Feminizmden kadınlar degil, bu feminist medya fayda görürler aslında (feminist medyaya erkek ve kadın medyacılar da dahil) tabi ki de). Feministler garip garip eylemler yapar ve ardından da dagılıp konken partisine giderler. ABD, Avrupa gibi yerlerde feministlerin çok parlak olması komedidir. Oralarda ve hatta ülkemizde kadın hangi fırsattan yararlanmıyor ki hala bu feministler fırsat eşitliginden söz ediyorlar? Yetmeyecek feministlere çünkü totaliter ideoloji.

her dediğine tek tek cevap veremeyecek kadar yorgun bir haldeyim şu an. zaten uzun uzun cevaplar yazarak birbirimizi ne ikna edebileceğimizi düşünüyorum ne de tezlerimizi çürütebileceğimizi. tartışmayı uzatıp konuyu daha fazla dağıtmak istemiyorum. onun yerine başka bir önerim var. feminizmi araştırırken yararlandığın kaynaklar neydi çok merak ettim. eğer benimle paylaşırsan bir de onlara göz atmak isterim.
 
Hayali konular değil mervecik, bak sana gerçek bir hikaye anlatayım, sene 1999 27 yaşında hayatı boyunca hiç çalışmamış , 4 yaşında bir çocuk annesi ev kadını Şubat ayının 9'u sabah 05:00 gibi eşini dualar ederek şehirdışına yolcu eder, hava yağışlıdır, eşi iş ortaklarıyla yola koyulur, arabayı eşin iş arkadaşlarından biri kullanır, eş sağ arka koltuktadır, daha otobana çıkar çıkmaz ıslak zeminde giden aracın hakimiyetini kaybeder sürücü, araba dönerek kaymaya başlar ve seyir halindeki bir benzin tankerinin altına girer, hemde nerden girer biliyor musun? Sağ arka taraftan, arabadan herkes çıkar, birtek eş çıkamaz, sıkışmış kan kaybetmektedir, öldü denir ve ölmesi bir yana eşine nasıl haber vereceklerini düşünürler, çocuğuna nasıl söyleyeceklerini düşünürler, ambulans, itfaiye gelir, aracı tankerin altından çıkarırlar, arabanın üstü yoktur, arka koltuğa tankerin uzun demiri girmiştir, adam koltukta demirin girdiği yerde sıkışmış nefessiz yatar, her yer kan, nabız bakalım derler, cılız bir nabız ve hemen müdahale edilir, hastaneye kaldırılır, kafasına 32 zımba atılır, bildiğin zımba zira tam tepesi olduğu için dikiş tutmayacağından zımbalarlar, kaburgalar kırık, kan kaybı ve beyin kanaması, iç kanam riski vardır, eş cayır cayır arar ses soluk yok, akşam olur hala ses yok, saatler sonra eş bir arkadaşının kolunda hastaneden ölürsem karımla kızımın yanında öleyim diyerek rsikli olmasına rağmen imza verir çıkar gelir, kadın gördüğü mazara karşısında yığılır kalır, 4 yaşındaki kızları babasının neresine sarılsa da canını acıtmasa diye minicik aklıyla acımayan yerlerini öper.

İşte bu benim hikayem sabaha kadar uyumasın uyursa uyanamaz diye başında nöbet tuttuğum eşimin ölürse ben onsuz ne yaparımla kızıma nasıl bakardım korkularını bir arada yaşayan kadının hikayesi, o gün karar verdim ve bugüne kadar çalışmak durumunda kalırsam neler yaparım diye kendimi geliştirdim, herkesin meziyeti farklıdır, üniversite mezunu değilim, yaş itibariyle artık beni kimse işe de almaz ama en azından kendimi farklı mesleklerde eğittim, öğrendim.

Munecim , üzerinden yıllar geçmiş olsa da öncelikle geçmiş olsun demek istedim. Eşinize , size , kızınıza uzun ve sağlıklı bir ömür dilerim.
 
Geçinmek zor evet ama bu da degişken. Kimi 3000tl ile rahattır, mutludur, geçinir. Kimi 20bin ile geçinemez, borç yapar bi dolu, üstelik bir de mutsuzdur.

İkinci kısım da tek maaşın yetmemesi konusu. Maaşlar az yani... Ama bunda kadınların iş hayatına bu denli çok girmesinin de payı çok büyük. Ne kadar işçi varsa o kadar düşer ücretler sonuçta.

Söylediklerin daha çok hayali korkular üzerine. ''Kocası terk ederse, ölürse...vs'. Boşanmaların arttı diyorsun, evet, bu da aynı sebepten. Hepsinin sebebi feminizm ve ona dayalı düşüncelerden, hayali korkulardan, anlamsız nefret ve düşmanlıktan...

Gelir eşitsizliği günden güne artarken , bordrolu çalışanın ödediği vergiler gitgide artarken kimisi demeyelim somutlaştıralım isterseniz.

Asgari ücret ne kadar ve en ucuz yerde ev kirası ne kadar bir bakın derim.

Bugünün şartlarında 3000 tl maaş alabilen bir bireyin tahsil durumu genel itibariyle yüksektir. 3000 tl maaş alan kişi bir zanaatkar ise o da yine iyi bir eğitim almış ve yaptığı işte ustalaşmış demektir.

Her iki koşulda da eğitim gereklidir. Konunun kadın veya erkek okumak zorunda değil demiştiniz ya uygulamada kazın ayağı öyle değil. Eskisi gibi alaylıyım diyerek gittiğiniz kapıdan buyrun diye davet edilmiyorsunuz çünkü.

Maaşların azlığı ile kadınların iş hayatına girmenizi kıyaslamışsınız. Geçmişte de çalışıyordu kadınlarımız bugünün getirisi değil bu. Kendi toprağı var ise kendi tarlasında , yoksa yevmiye karşılığı komşunun tarlasında gündelikçi olarak bugünde çalışıyor kadınlar yarında çalışıyor olacaklar.

Bir kısmı kapanan şeker fabrikalarında kadınlar şeker çuvalı dikiyordu mesela. Tekel fabrikasında da çalışıyorlardı. Hatta farklı kıyaslamalara gidilirse bundan 40 yıl öncesinde çalışan kadın sayısının toplam kadın sayısına oranı daha bile yüksek çıkabilir. Diyebilirsiniz ki bugünde fabrika da çalışan kadınlar var.

Yalnız artık el becerisine dayalı çalışabilmek için dahi iş verenler en az lise mezunu veya en fazla 30 yaşa kadar diyerek farklı elemelere gidebiliyorlar ve işsiz kalıyor insanlar.

İşsizliğin genel sebebi için kadınlar çalışmasa demek yerine şunu söylesek daha doğru olmaz mı ? Artan nüfusa kıyasla üretimimiz artmadığı için , iş alanları açılmadığı için işsizlik çığ gibi büyüyor olmasın ?

Kesilen vergiler karşılığı fabrikalar açılarak dış ülkelere ihracat yapandan ziyade sürekli mal alan konumunda olduğumuz için olamaz mı mesela artan işsizlik ?

Ödediğimiz vergiler palmiyelere , ihtiyaç fazlası şatafatlı yapılara değil de fabrika kurmaya , iş kollarında çalışabilecek bireyler yetiştirmeye harcanırsa kadınlı erkekli omuz omuza çalışabileceğimiz daha fazla iş alanı olacaktır.

Her bireyin kendi hayatını idame ettirecek bir mesleği olması ve çalışabilmesi dileklerimle.
 
Back
X