- 14 Ağustos 2009
- 53.296
- 42.826
- 898
Kadın örgütlerinden Erdoğan’a: Aile planlaması anayasal hak ve görev
31/05/2016 09:14
PrintPocketPinterestGoogle+TumblrWhatsAppTwitterTelegramFacebook79
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘hiçbir Müslüman ailenin nüfus planlaması anlayışı içinde bulunamayacağına’ dair sözlerine, iktidara yakın kadın örgütleri itibar etmedi. Kadın örgütleri, çocuk sayısını sosyo ekonomik durum ve ebeveynlerin kararının biçimlendirmesinden yana.
Fotoğraf: Reuters
BBC Türkçe’den Rengin Arslan, Erdoğan’ın Müslüman ailelerin doğum kontrolü yapmayacağını, yapmaması gerektiğini söylemesiyle ilgili olarak kadın örgütleri ile konuştu.
Bu Erdoğan’ın kadın bedeni ve doğurganlığı ile ilgili ilk açıklaması değil. Erdoğan, 2013 yılında “en az üç çocuk” direktifini bir adım öte taşımış ve yeni evlenenlere bu defa dört çocuk tavsiyesinde bulunmuştu.
Erdoğan başbakan olduğu dönemde, Roboski katliamına atıfta bulunarak, “Sezaryenle doğumlara karşı olan bir başbakanım. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Her kürtaj bir Uludere’dir. Bu milleti silmek için sinsice bir plandır” demişti.
Cumhurbaşkanı seçilmesinden kısa bir süre sonra doğum kontrolünü ‘ihanet’ olarak niteleyen Erdoğan, “Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler” ifadelerini kullanmış, son olarak geçtiğimiz mart ayında “Bu ülkede milletin soyunu kurutmak için yıllarca doğum kontrol uygulamaları yapıldı” demişti.
Aile planlaması anayasal hak ve görev
Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sema Kendirci açıklamayı “Neresinden bakarsanız eğri” diye nitelendirerek, Anayasa’ya da aykırı olduğunu söyledi: “Anayasa’nın 41. Maddesinde, aile planlamasının öğretimi ve uygulanması bir görev olarak tanımlanıyor. Aileleri, geleceğini sağlayamayacağı kadar çocuk sahibi olma baskısı ile karşı karşıya bırakmaya dünya üzerinde kimin hakkı olabilir?”
Kendirci açıklamadaki din vurgusunu ise “Müslüman aile ölçüsü, doğru olmayan bir ölçü. Aileler doğum kontrolü yapabilirler, yapmayabilirler. Bunu din temelli konuşulmasını onaylamamızın imkanı yok” sözleriyle yorumladı.
AK-DER: Söylemler karşılık bulmayacaktır
İktidara yakınlığıyla bilinen Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AK-DER) ise devletlerin nüfus politikalarını düzenleyebileceğini söyledi ve“Cumhurbaşkanımızın konuşması, kendi üslubuyla, yaşlılık nüfusu artan Türkiye’de genç nüfusun artması için bir devlet politikası olarak görülebilir” dedi. Diğer yandan dernek çocuk sayısına çiftlerin karar vermesi gerektiğini de söyledi. Bu arada, derneğin internet sitesinde yer alan ‘ilgili linkler’den biri de Karaman’daki istismar skandalının merkezindeki Ensar Vakfı’na ait.
AK-DER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Fatma Zehra Güneş ise bazı söylemlerin karşılık bulmayacağını vurgulayarak, “Toplumda karşılık bulacak şeyler var, bulamayacak şeyler var. Uygulanabilecek şeyler var uygulanamayacak şeyler var. Örneğin 3 çocuk karşılık buldu. Ama bugünkü bence teşvik anlamında söylenmiş bir sözdür. Bu konuda müdahale olacağını sanmıyorum”dedi.
İşe yaramadığının göstergesi: Ortalama çocuk sayısı düşüyor
Türkiye’de kadınların ortalama çocuk sayısı 2,14 ve bu nüfusun kendini yenieleyebilmesi için yeterli bir oran. Diğer yandan doğum oranlarının son 30 yılda düşmüş olması, aslında dini değil, ekonomik bir soruna karşılık gündemde tutuluyor. Refah, eğitim ve kentleşme arttıkça ortalama çocuk sayısı ve ilk çocuğa sahip olma yaşı artıyor ve bu özünde toplam refah açısından iyi bir gösterge.
TÜİK istatistiklerine göre AKP iktidarından hemen önce, 2001 yılında kadın başına çocuk sayısı 2,38 idi. Aynı zarfta ilk çocuk için annenin ortalama yaşı da 26,2’den 28’e çıktı.
http://www.diken.com.tr/kadin-orgutlerinden-erdogana-aile-planlamasi-anayasal-hak-ve-gorev/
31/05/2016 09:14
PrintPocketPinterestGoogle+TumblrWhatsAppTwitterTelegramFacebook79
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘hiçbir Müslüman ailenin nüfus planlaması anlayışı içinde bulunamayacağına’ dair sözlerine, iktidara yakın kadın örgütleri itibar etmedi. Kadın örgütleri, çocuk sayısını sosyo ekonomik durum ve ebeveynlerin kararının biçimlendirmesinden yana.

Fotoğraf: Reuters
BBC Türkçe’den Rengin Arslan, Erdoğan’ın Müslüman ailelerin doğum kontrolü yapmayacağını, yapmaması gerektiğini söylemesiyle ilgili olarak kadın örgütleri ile konuştu.
Bu Erdoğan’ın kadın bedeni ve doğurganlığı ile ilgili ilk açıklaması değil. Erdoğan, 2013 yılında “en az üç çocuk” direktifini bir adım öte taşımış ve yeni evlenenlere bu defa dört çocuk tavsiyesinde bulunmuştu.
Erdoğan başbakan olduğu dönemde, Roboski katliamına atıfta bulunarak, “Sezaryenle doğumlara karşı olan bir başbakanım. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Her kürtaj bir Uludere’dir. Bu milleti silmek için sinsice bir plandır” demişti.
Cumhurbaşkanı seçilmesinden kısa bir süre sonra doğum kontrolünü ‘ihanet’ olarak niteleyen Erdoğan, “Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler” ifadelerini kullanmış, son olarak geçtiğimiz mart ayında “Bu ülkede milletin soyunu kurutmak için yıllarca doğum kontrol uygulamaları yapıldı” demişti.
Aile planlaması anayasal hak ve görev
Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sema Kendirci açıklamayı “Neresinden bakarsanız eğri” diye nitelendirerek, Anayasa’ya da aykırı olduğunu söyledi: “Anayasa’nın 41. Maddesinde, aile planlamasının öğretimi ve uygulanması bir görev olarak tanımlanıyor. Aileleri, geleceğini sağlayamayacağı kadar çocuk sahibi olma baskısı ile karşı karşıya bırakmaya dünya üzerinde kimin hakkı olabilir?”
Kendirci açıklamadaki din vurgusunu ise “Müslüman aile ölçüsü, doğru olmayan bir ölçü. Aileler doğum kontrolü yapabilirler, yapmayabilirler. Bunu din temelli konuşulmasını onaylamamızın imkanı yok” sözleriyle yorumladı.
AK-DER: Söylemler karşılık bulmayacaktır
İktidara yakınlığıyla bilinen Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AK-DER) ise devletlerin nüfus politikalarını düzenleyebileceğini söyledi ve“Cumhurbaşkanımızın konuşması, kendi üslubuyla, yaşlılık nüfusu artan Türkiye’de genç nüfusun artması için bir devlet politikası olarak görülebilir” dedi. Diğer yandan dernek çocuk sayısına çiftlerin karar vermesi gerektiğini de söyledi. Bu arada, derneğin internet sitesinde yer alan ‘ilgili linkler’den biri de Karaman’daki istismar skandalının merkezindeki Ensar Vakfı’na ait.
AK-DER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Fatma Zehra Güneş ise bazı söylemlerin karşılık bulmayacağını vurgulayarak, “Toplumda karşılık bulacak şeyler var, bulamayacak şeyler var. Uygulanabilecek şeyler var uygulanamayacak şeyler var. Örneğin 3 çocuk karşılık buldu. Ama bugünkü bence teşvik anlamında söylenmiş bir sözdür. Bu konuda müdahale olacağını sanmıyorum”dedi.
İşe yaramadığının göstergesi: Ortalama çocuk sayısı düşüyor
Türkiye’de kadınların ortalama çocuk sayısı 2,14 ve bu nüfusun kendini yenieleyebilmesi için yeterli bir oran. Diğer yandan doğum oranlarının son 30 yılda düşmüş olması, aslında dini değil, ekonomik bir soruna karşılık gündemde tutuluyor. Refah, eğitim ve kentleşme arttıkça ortalama çocuk sayısı ve ilk çocuğa sahip olma yaşı artıyor ve bu özünde toplam refah açısından iyi bir gösterge.
TÜİK istatistiklerine göre AKP iktidarından hemen önce, 2001 yılında kadın başına çocuk sayısı 2,38 idi. Aynı zarfta ilk çocuk için annenin ortalama yaşı da 26,2’den 28’e çıktı.
http://www.diken.com.tr/kadin-orgutlerinden-erdogana-aile-planlamasi-anayasal-hak-ve-gorev/