Kadın ve medya

ybay

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
10 Haziran 2010
74
0
Medya ve kadın


PELİN ÇALIŞKAN

Televizyonda her gün bir program veya filmde, ya da bir reklamda, kadının ve ezilen cinsel kimliklerin aşağılanmasına, ayrımcılığa teşvik edilmesine tanık oluyoruz.

Show TV’de Mayıs ayında başlayan “Evcilik Oyunu” adlı program da bunlardan biri. Tam BBG’den kurtulduk derken, yeniden başlayan bir kabus gibi ‘evcilik oyunu’. Evli taklidi yapan ünlüler! 4 erkek-4 kadın aynı evin içinde debelenip duruyor. Programın amacı ise, evlilik öncesi çiftlere ‘iyi bir evlilik’ profili yaratmak, kadın erkek ilişkilerini anlatmak olarak açıklanıyor. Ve izleyicilerden de en ideal çifti seçmeleri isteniyor. Bu yalan ilişkiler üzerine kurgulanmış ‘evcilik oyununda’ kadın ve erkek rollerine ve çizmeye çalıştıkları ‘aile’ yapısına baktığımızda görebildiğimiz tek şey, geleneksel olarak erkek egemen ‘aile’ kurumunun kutsanmasından başka bir şey değil. Programın her bölümünde, erkek egemenliğinin ‘aile’ kurumu içindeki varlığının kadını nasıl aşağıladığına ve bunun üzerinden reytingleri yükseltmeye çalışıldığına tanık oluyoruz.

‘Evcilik oyunu’ adlı programda, geleneksel kadın ve erkek rolleri üzerinden öne çıkan başlıklar şöyle; kadın ev işi yapmayı nasıl bilmez, kadın erkekten daha iyi yemek yapabilmeli, kadın erkeğe saygı duymalı, erkek çalışırken kadının çalışmasına gerek yok, kadın çalışıyor ise çocuk yaptıktan sonra çalışmamalı, evinin kadını-çocuğunun annesi olmalı vb. vb.…

Bir başka "TV Programı" kategorisinde ise "Çok Güzel Hareketler Bunlar" var. Yılmaz Erdoğan’ın yönetimindeki tiyatro okulunun her Pazar Kanal D’de yayınlanan skeçlerinde de homofobik ve kadını aşağılayan ve şiddeti meşrulaştıran ögelerle karşı karşıyayız. Hatta LGBTT tarafından her yıl düzenlenen “Homofobik Domates” ödülünü bu yıl alanlar arasında, ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ programı da yer aldı.

Ve daha nice "Sırtından sopa, karnından sıpa" eksik olmayan dizi karakterleriyle her gece ekranlardan kadına yönelik şiddet pompalanıyor. Reklamlarda, dizilerde ve ‘evlilik programlarında’ biçilen rollerin yansıması ise kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarının her geçen gün artması oluyor. Geçtiğimiz günlerde TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun yayınladığı raporda, televizyon programlarında kadına yönelik ayrımcılık ve şiddeti teşvik edici film ve yayınlar için uyarıcı işaret kullanılması önerildi.

Bunun amacı da seyircilerin izlediği programda bu işaretle birlikte izlediğini yorumlaması. Ama bu medya nasıl erkek egemenliğini üreten bir araç olmaktan çıkarılabilir, buna yönelik hangi yaptırımlar uygulanabilir, bu konuda ise hiçbir adım atılmıyor. Neden atılsın ki, bu tam bir danışıklı dövüş. Başbakan'ın kadınlara üç çocuk doğurup, çocuklarının annesi, evlerinin kadını olmasını önerdiği bir ülkede, medyanın rolü de bu fikri pekiştirmek oluyor.

Her kapitalist işletmenin pazara dayalı bir kâr politikası bulunmaktadır. Burjuvazinin, sermaye sınıfının çıkarlarına dayalı olan medyanın da bir varlık politikası vardır. Bu yüzden ‘medya sadece medya değildir’ denir. Burjuva medya, kadınlar bakımından da kadınları metalaştıran ve acıları üzerinden kendisine reyting sağlayan bir amaçla işlemektedir. Bu amaçla kurulu düzenin bekası için erkek egemenliğine kan taşıyıcı işlevini yerine getirmektedir.

Burjuva medya patronları ya da onların yazarları, muhabirleri, program yapımcı ve sunucuları gazete ve televizyonlarda, reyting aracı olarak kullandıkları kadını, bedenini, erkek egemen sermaye düzeninin bakış anlayışı içinde ‘pazara’ sürmektedir. Bu amaçla, medyada kullanılan kadının soyunuk ya da giyinik olması veya ölü ya da diri olması çok bir şeyi değiştirmez. O bunu bir reyting malzemesi haline getirir. Bu amaçla bir tecavüz saldırısını bile, bazen haberde kullandığı ifadelerle, bazen de bir foto ile pornografikleştirebilir. Buna çok kereler tanık olmuşuzdur.

Bu amaçla geleneksel ‘kadın rolü’nü pekiştirmek de medyanın yayın politikasının eksenindedir. Bu rolün dışına çıkmış kadınlar ise Ortaçağ döneminde olduğu gibi cadı avlarıyla yok edilmeye çalışılırlar. İyi kadın-iyi anne rolleri, geleneksel kalıpların, kadınlık rollerinin dışına çıkmayan kadınlardır her zaman. Televizyon programlarında her gün sunulan diziler, programlar ve reklamlarda da kadınlara bu rolleri hatırlatılır ve pekiştirilmeye çalışılır.



Atılım Gazetesinin ''Özgür Kadın '' Köşesinden Alıntıdır .
 
amaçla bir tecavüz saldırısını bile, bazen haberde kullandığı ifadelerle, bazen de bir foto ile pornografikleştirebilir. Buna çok kereler tanık olmuşuzdur.

bu nasl oluyor anlamadm :nazar:

başbakan 3 çocuk yapın diyor
bir torba kömür
kuru gıda yardımı bitti gitti gerisini düşünmez hiç kimse

bkm mutfakta ayrıca kadını aşağılayan bir skece rastlamadm ben
haaa yazan kişi aslında bkm nin ağlanacak halimizi güldürerek verdiği msjı anlamaması da ilginç geldi
bi kaç skeci varsa çıkarsnlar görelim


bu bir komedi programı.
buna sıra gellene kadar....

atılım gazetesiydi di mi?
 
X