Kadınlar, kendilerine iltifat edildiğinde bunu kabul edip teşekkür edeceği yerde, bu iltifatla mücadele ediyor. Peki ama neden?
Bir partide tanımadığınız biri elbiseniz hakkında güzel şeyler söyledi, iş yerindeki bir arkadaşın yemek arasında işinizdeki başarıyı dile getirdi ya da sevgiliniz için hazırladığı akşam yemeğiyle sevgilinizden büyük övgüler topladınız… Bu durumları yaşadığınızda karşınızdakine ne dersiniz?
Biz kadınlar bir taraftan övülmeyi beklerken diğer taraftan da biri bize iltifat ettiğinde inandırcı bulmayıp bu durumu kabul etmiyoruz. Psikoterapistler bu durumu, kadınların kültürleri gereği daha mütevazi büyümesi gerektiği baskısı olduğunu söylüyor.
Bakın kadınlar başka hangi sebeplerle iltifatları kabul etmiyor…
Aslında kadınlara övgüden küçük yaşlardan beri kaçıyoruz. Anaokuluna gittiğiniz günleri düşünün bir…
Anaokulunda bile biz kızlar ‘’ En iyisi benim babam, benim babam herkesi yener! ‘’ gibi cümleler kullanıyoruz ve buna inanıyoruz. Oysa annelerimiz için bu laflar kullanmaktan o yaşta dahi uzağız. Övgüleri hep güçlü olan babaya diziliyor.
Bizim iç eleştirmenlerimiz oldukça iğrenç ve geveze… Bu ses bize gün içinde ‘’ Yeterince ince değilsin, saçların korkunç gözüküyor, tembelsin, iyi bir anne değilsin! ‘’gibi sürekli negatif mesajlar yolluyor.
İçimizden gelen bu öfkeli ses çoğu zaman bizim gerçek düşüncemizmiş gibi bu durumları benimsememize neden olabiliyor. Yani kendimizi güzelliklere kapatıp, güzel bir şeyler duyduğumuzda inanmamamızın çoğu sebebi bu yüzden. Karşı tarafın iltifatlarına inanmayıp şüphe duymamız aslında biraz da kenimizle alakalı…
Peki bu durumu nasıl değiştirebiliriz?
Emin olun bu durum estetik ameliyatlarla, yeni giysi ve ayakkabılarla, saç ve tırnaklar için daha fazla para harcamakla alakalı değil. Kendinizi farketmenin ve iltifatları zevkle kabul etmenin başka yolları var…
İltifatları inanarak zevkle kabul etmek için, şu unsurları göz önünde bulundurun…
Birisi size iltifat ettiği zaman, karşınızdaki kişiyi kendi yerinize koyun. Ona yalan söyleyerek ne kazancınız olabilir ki…
Bu yüzden birinin size iltifat ettiği anda ona inanmayı tercih edin ve konuyu başka yerlere saptırmayın.
Unutmayın her iltifatın arkasında bir gerçeklik vardır. Yani başka bir kadın size güzel bir şeyler söylediyse gerçeklikle bağlantısı olduğunu unutmayın.
Aynı zamanda iltifatların altında tatlı bir bağ da yatıyor. Karşı tarafa iltifat eden kişi beğenisini, karşı tarafında hoşuna gitmesi için paylaşmakta bir sakınca duymuyor. Bu yüzden kalbinizi insanlara kapatmamalısınız.
İltifat duyduktan sonra karşı tarafa bir cevap vermeden önce biraz duraklamayı deneyin. Biraz zor gibi gözükse de çok etkili bir yöntem.
O güzel övgülerden birini aldığınız anda durun ve derin bir nefes alın. Nefesi alırken de aynı anda aldığınız iltifatı içinizden tekrarlayın. Kendinizi ne kadar iyi hissedeceğinize inanamayacaksınız.
Bu kendinizle geçireceğiniz sıcak 1-2 saniye iç dünyanızı da pozitifleştireceği için, aldığınız övgü ile kendinizi bağdaştıracak ve zevkle kabul edeceksiniz. Karşı tarafa teşekkür etmeyi de ihmal etmeyin tabii..
Biz kadınlar bir taraftan övülmeyi beklerken diğer taraftan da biri bize iltifat ettiğinde inandırcı bulmayıp bu durumu kabul etmiyoruz. Psikoterapistler bu durumu, kadınların kültürleri gereği daha mütevazi büyümesi gerektiği baskısı olduğunu söylüyor.
Bakın kadınlar başka hangi sebeplerle iltifatları kabul etmiyor…
Aslında kadınlara övgüden küçük yaşlardan beri kaçıyoruz. Anaokuluna gittiğiniz günleri düşünün bir…
Anaokulunda bile biz kızlar ‘’ En iyisi benim babam, benim babam herkesi yener! ‘’ gibi cümleler kullanıyoruz ve buna inanıyoruz. Oysa annelerimiz için bu laflar kullanmaktan o yaşta dahi uzağız. Övgüleri hep güçlü olan babaya diziliyor.
Bizim iç eleştirmenlerimiz oldukça iğrenç ve geveze… Bu ses bize gün içinde ‘’ Yeterince ince değilsin, saçların korkunç gözüküyor, tembelsin, iyi bir anne değilsin! ‘’gibi sürekli negatif mesajlar yolluyor.
İçimizden gelen bu öfkeli ses çoğu zaman bizim gerçek düşüncemizmiş gibi bu durumları benimsememize neden olabiliyor. Yani kendimizi güzelliklere kapatıp, güzel bir şeyler duyduğumuzda inanmamamızın çoğu sebebi bu yüzden. Karşı tarafın iltifatlarına inanmayıp şüphe duymamız aslında biraz da kenimizle alakalı…
Emin olun bu durum estetik ameliyatlarla, yeni giysi ve ayakkabılarla, saç ve tırnaklar için daha fazla para harcamakla alakalı değil. Kendinizi farketmenin ve iltifatları zevkle kabul etmenin başka yolları var…
İltifatları inanarak zevkle kabul etmek için, şu unsurları göz önünde bulundurun…
Bu yüzden birinin size iltifat ettiği anda ona inanmayı tercih edin ve konuyu başka yerlere saptırmayın.
Aynı zamanda iltifatların altında tatlı bir bağ da yatıyor. Karşı tarafa iltifat eden kişi beğenisini, karşı tarafında hoşuna gitmesi için paylaşmakta bir sakınca duymuyor. Bu yüzden kalbinizi insanlara kapatmamalısınız.
İltifat duyduktan sonra karşı tarafa bir cevap vermeden önce biraz duraklamayı deneyin. Biraz zor gibi gözükse de çok etkili bir yöntem.
O güzel övgülerden birini aldığınız anda durun ve derin bir nefes alın. Nefesi alırken de aynı anda aldığınız iltifatı içinizden tekrarlayın. Kendinizi ne kadar iyi hissedeceğinize inanamayacaksınız.
Bu kendinizle geçireceğiniz sıcak 1-2 saniye iç dünyanızı da pozitifleştireceği için, aldığınız övgü ile kendinizi bağdaştıracak ve zevkle kabul edeceksiniz. Karşı tarafa teşekkür etmeyi de ihmal etmeyin tabii..