Ticari kafa ayrı bir şey herkesin kafası basmaz ticarete.
Çok hoş örnekler verilmiş pozitif, ben de negatifini göstereyim, ölç biç, tart, değer mi bak:
Seneleeer önce, en küçük teyzemin eşi olan o zamanki enişte bey, kendi yağında kavrulan 2 çocuklu bir memurdu.
Ancak hırslı bir adamdı... Belki arkadaşlarının gazıyla, belki daha başka sebeplerden ticarete atılıp kendi işinin patronu olmaya karar verdi. Sermaye olarak neyi kullandı? Teyzemin dedemden kalma evini...
Neyse, ufak yatırımlar, atılımlar...
Okul kantinini aldı ihaleyle, oradan cebi para gördü, üzerine kola bayiliği aldı, baya baya zenginlediler.
Ancak babam uyardı (Babam muhasebecidir): "Çok dallanıp budaklanıyorsun, hangisinin başında duracaksın, öyle her muhasebeciye güvenme"
Pek kulak asmadı, hatta babamı tiye almaya kalktı. Gel zaman git zaman, muhasebecileri bir dolandırdı... Tepe taklak indiler.
Elde ne varsa, alınan evler, arabalar teker teker satıldı. Kiraya düştüler. Rahmetli dedem, bazı mülklerini ipotekten çıkardı, teyzemin diğer dairesi elden gitmek üzereyken, dedem satın alıp tekrar teyzeme verdi. Bu arada tüm kardeşler de ayrı yardım etti teyzemlere.
Bi daha bi şeyler yapmaya kalktı. Yapma dedi herkes, "Millet yanında çalışamam ben" dedi. Patron olacak...
Bir daha batırdı. Bu sırada diğer kuzenim de doğdu. Elde son olanlar da gitmekle birlikte, çok fena bir borcun altına girdi.
Borcu kapatmak için, Almanya'ya çalışmaya gitme kararı aldı. Formalite bir evlilik lazım oturma -çalışma izni için.
Teyzemden nikahı aldı, orada yaşlı bir kadınla evlilik ayarladığını söyleyerek gitti.
Meğer evlendiği gencecik bir kadınmış, onu da bekarım diye kandırmış. Bir çocuk da ondan.
Para biriktirip borç ödeyecekti ha. Gerisin geri kadını da aldı geldi teyzemin tepesine.
Ödeyemediği borçlar yüzünden bir de hapis geldi üzerine.
Yattı çıktı.
Neymiş, ticaret adamıymış o, teyzemin bütün varlığını yedi, yedirdi. Diğer almanyadan getirdiği zavallı kadını da yedi bitirdi.
Yine iş kuracakmış bey efendi, en büyük oğlu 18 yaşına basacağında götürmüş çocuğu imza attırmış. O kadar uyardık "Güvenme, o adam yakar, evladım diyen bir adam değil, sakın seni kandırmasına izin verme, babam deyip sakın gardını indirme"
Full bir iş de 18indeki kuzenimin üstüne aç.
Al onu da batır, ufacık kal.
Hırslar... Hırslar...
Kuzenimin üzerindeki borcu, tüm aile bir araya gelip temizledik.
Teyzemin -aşığım- salaklığı yüzünden, bütün malı mülkü gitti, anneannemin yanına oturdu.
Diyeceğim o ki, eşini iyi tahlil et canım. O hırs yok mu o hırs... "Başkasının yanında çalışamam, kendi işim olacak" durumu... Her adama gitmez... Can yakar.
Aza kanaat etmeyen de çoğu bulamaz derler.
Çoğu ticaret adamı, fakirliğin içinden, her işte ayırt etmeden çalışarak, bileğinin hakkıyla kendi sermayesini toplayarak bu günlere geldiler.
Burnu büyüklük yapıyor gibime geldi eşin,
Umut ediyorum ki ben yanılırım.
Neyse, Allah kolaylık versin.