- 8 Aralık 2011
- 44.526
- 157.093
Kahverengi şeker, beyaz şekerden daha mı sağlıklı?
Beyaz şekerin zararlarına dair farkındalık arttıkça kahverengi şeker daha çok tercih edilmeye başlandı. Bilimfili'nin haberine göre ise kahverengi şekerin beyazdan daha sağlıklı olduğunu düşünmek ancak büyük bir yanılgı olabilir.
Son zamanlarda birçok insanın farkındalığının arttığı gibi, rafine beyazşeker tüketimi, insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Şu ana kadar yapılmış yüzlerce araştırmada da, rafine beyaz şekerin vücudumuza olan etkileri incelenmiştir. Bu araştırmaların neredeyse hepsi, düzenli şeker tüketiminin etkileri ile ilgili olumsuz bir resim çizmektedir. Rafine beyaz şeker; obezite, kalp rahatsızları, hipertansiyon ve kanser gibi rahatsızlıklarla bağlantılıdır. Hatta bazı bilim insanları ve diyetisyenler rafine beyaz şekeri zehirli olarak tanımlarlar.
Beyaz şekerden kaçınmak için, çogumuz kahverengi şeker türevlerini tercih ederiz. Kahverengi şeker, daha az rafine olduğundan ve nispeten az işlem gördüğünden daha sağlıklıdır değil mi? Ki aynı durum pirinç ve ekmek için de geçerlidir, neden şeker için de olmasın?
Süpriz! Aslında kahverengi şeker beyaz şekerden daha fazla işlem görür. Her ikisi de aynı refine etme sürecinden geçerler, fakat işlemin sonuna doğru beyaz şeker az miktarda melas(pekmez-molasses) karıstırılarak kahverengi şeker elde edilir. Aksi durumda, her iki şeker kimyasal olarak birbirine eş sayılabilirdi. İki şeker çeşidi de çoğunlukla sükrozdan oluşur (beyaz şeker yüzde 99.9 Sükrozdan oluşurken, kahverengi şekerde bu oran yüzde 96’dır), ve her çay kaşığı kahverengi şeker, içeriğindeki melastan ötürü fazladan bir kalori içerir.
İnsan vücudu beyaz ve kahverengi şekeri aynı işlemden geçirir. Sükroz, yarı glükoz ve yarı fruktoz olan bir disakkarittir. İnsan vücudu normalde glükozu verimli bir şekilde enerjiye çevirebilir, fakat glükoz fruktoza bağlandığında, vücut tarafından bu işlemin gerçekleştirilmesi zorlaşır. Sükroz yalnızca sınırlı miktarda vitamin ve besleyici öğe içerir. Bundan dolayı da sindirim sistemi bu süreci gerçekleştirmez- şeker ince bağırsağın ilk kısmı olan onikiparmakbağırsağı boyunca ilerler ve burada glükoz ve fruktozo çevrilerek kan dolaşımına katılır. Glükoz bütün vücutta metabolize edilirken, fruktoz karaciğerde metabolize edilir. Eğer karaciğer bu fruktozun üstesinden gelemezse, karaciğer fruktozu yağa çevirmeye başlar. Araştırmalara göre, karaciğerdeki bu yağlanma birçok rahatsızlıklıkla da bağlantılıdır.
Aslında, hem beyaz hem de kahverengi şeker “saf” haldedir, – eğer içinde ek maddeler ve koruyucular yoksa ve şeker kamışı doğal kaynaklardan geliyorsa – fakat bu saflık hali şekerin sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Her iki şeker türü de temel olarak aynı olduklarından, herhangi bir yemek tarifinde birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Kısaca, kahverengi şekerin daha sağlıklı olduğunu düşünmek bir yanılgıdan ibarettir.
Kaynak .Radikal
Beyaz şekerin zararlarına dair farkındalık arttıkça kahverengi şeker daha çok tercih edilmeye başlandı. Bilimfili'nin haberine göre ise kahverengi şekerin beyazdan daha sağlıklı olduğunu düşünmek ancak büyük bir yanılgı olabilir.
Son zamanlarda birçok insanın farkındalığının arttığı gibi, rafine beyazşeker tüketimi, insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Şu ana kadar yapılmış yüzlerce araştırmada da, rafine beyaz şekerin vücudumuza olan etkileri incelenmiştir. Bu araştırmaların neredeyse hepsi, düzenli şeker tüketiminin etkileri ile ilgili olumsuz bir resim çizmektedir. Rafine beyaz şeker; obezite, kalp rahatsızları, hipertansiyon ve kanser gibi rahatsızlıklarla bağlantılıdır. Hatta bazı bilim insanları ve diyetisyenler rafine beyaz şekeri zehirli olarak tanımlarlar.
Beyaz şekerden kaçınmak için, çogumuz kahverengi şeker türevlerini tercih ederiz. Kahverengi şeker, daha az rafine olduğundan ve nispeten az işlem gördüğünden daha sağlıklıdır değil mi? Ki aynı durum pirinç ve ekmek için de geçerlidir, neden şeker için de olmasın?
Süpriz! Aslında kahverengi şeker beyaz şekerden daha fazla işlem görür. Her ikisi de aynı refine etme sürecinden geçerler, fakat işlemin sonuna doğru beyaz şeker az miktarda melas(pekmez-molasses) karıstırılarak kahverengi şeker elde edilir. Aksi durumda, her iki şeker kimyasal olarak birbirine eş sayılabilirdi. İki şeker çeşidi de çoğunlukla sükrozdan oluşur (beyaz şeker yüzde 99.9 Sükrozdan oluşurken, kahverengi şekerde bu oran yüzde 96’dır), ve her çay kaşığı kahverengi şeker, içeriğindeki melastan ötürü fazladan bir kalori içerir.
İnsan vücudu beyaz ve kahverengi şekeri aynı işlemden geçirir. Sükroz, yarı glükoz ve yarı fruktoz olan bir disakkarittir. İnsan vücudu normalde glükozu verimli bir şekilde enerjiye çevirebilir, fakat glükoz fruktoza bağlandığında, vücut tarafından bu işlemin gerçekleştirilmesi zorlaşır. Sükroz yalnızca sınırlı miktarda vitamin ve besleyici öğe içerir. Bundan dolayı da sindirim sistemi bu süreci gerçekleştirmez- şeker ince bağırsağın ilk kısmı olan onikiparmakbağırsağı boyunca ilerler ve burada glükoz ve fruktozo çevrilerek kan dolaşımına katılır. Glükoz bütün vücutta metabolize edilirken, fruktoz karaciğerde metabolize edilir. Eğer karaciğer bu fruktozun üstesinden gelemezse, karaciğer fruktozu yağa çevirmeye başlar. Araştırmalara göre, karaciğerdeki bu yağlanma birçok rahatsızlıklıkla da bağlantılıdır.
Aslında, hem beyaz hem de kahverengi şeker “saf” haldedir, – eğer içinde ek maddeler ve koruyucular yoksa ve şeker kamışı doğal kaynaklardan geliyorsa – fakat bu saflık hali şekerin sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Her iki şeker türü de temel olarak aynı olduklarından, herhangi bir yemek tarifinde birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Kısaca, kahverengi şekerin daha sağlıklı olduğunu düşünmek bir yanılgıdan ibarettir.
Kaynak .Radikal