Tibet egzersizlerine başlarken bunuda araştırmıştım. Güzel bilgiler var.
Peygamberimiz s.av. iki öğün seklinde yemek yerdi
Yemekten önce ellerini yıkayıp havluyla kurulamaz bilakis yemekten sonrs ellerini yıkadıgında kurulardı. Yemekten önce elleri yıkamak bereket
yemekten sonra elleri yıkamak ise delirmeyi önler Peygamber Efendimiz s.a.v hayatı boyunca bir defa olsun masa üzerinde yemek yememis, inceltilmis bugday unundan ekmek yememistir.Zira masa üzerind yemek yemek hem saglıga zararlı hemde sünnete aykırıdır. Yemege besmele ile sag elle baslanmalıdır tuzla baslayıp tuzla bitirilmelidir bilim adamları tarafından açıklanmıstırki midenin iki türlü ögütme sistemi vardır.
1 Vurma yoluyla ögütme
2 Asit salgılama yolula ögütme Tuz ile baslanıldıgında tuz sinir sistemi vasıtasıyla mideye yemegin geldigi sinyalini verir midede asit salgılamaya baslarki buda yemegin mideye zarar vermesini önler yemegi çok sıcak ve çok soguk yememelidir. Yedigi kaba getirir.
Ayrıca sıcak yemek yemenin 8 kadar zararı vardır
1 Kulagı sagır olmaya sebep olur
2 Gözleri iyi görmez
3 Rengi sarı olur
4 Disleri sararır
5 Agzının lezzeti olmaz
6 Karnı doymaz
7 Anlayısı kıt olur
8 Aklı az bedeni hasta olur
mideni tıka basa doldurma üçte birini yemek üçte birini su üçte birinide rahat hava almak için bos bırak
Dislerinin arasında kalan artıkları süpürge çöpü kibrit çöpü ve buna benzer seylerle temizleme çünkü bunlar hem fakirlige hemde hastalıga sebepdir kürdanla çıkart yut.
Beslenme konusunda ölçüler:
Peygamberimiz (asm) ümmetinin zayıf noktalarını çok iyi bildiginden, zaman zaman çesitli ikaz ve tembihlerde bulunmuslardır. Bu hususta dikkat çeken ikazlardan biri de söyledir: "Ümmetim hakkında korktugum seylerin en korkuncu (tehlikelisi) sunlardır: Karın büyüklügü (göbek baglamak), edinen belki böylece sisman olan insanlar kastedilmektedir. Zira Peygamberimiz böyle yasayan kimseler için dünya ve ahiret hayatları adına endise duymuslardır. Su halde bir insanın hayatında yeme ve içme gaye olmussa, onda ahiret hayatı adına bir hazırlık beklemek de zordur. Nitekim Peygamberimiz "Ademoglu karnından daha kötü bir kap doldurmamıstır. Oysa ki Ademoglu için belini dogrultacak birkaç lokma yeterlidir. Sayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırsın" (Tirmizi, Zühd, 47)
buyurmuslardır.
Konunun diger temel bir adabı da, yeyip içerken, asırıya kaçmamaktır. Fazla kullanım gibi, gereginden az kullanım da helal olmaz. Bu hem tıbben, hem de ahlakî açıdan uygun görülmemistir. Ibadet düsüncesiyle de olsa gereginden az beslenmek dogru degildir.
Peygamberimiz, ömür boyu her gün oruç tutmayı uygun görmemistir. Ayrıca, midenin üçte birinin yemege, üçte birinin suya ayrılmasını, diger üçte birinin ise bos bırakılmasını tavsiye etmis, tıka basa yemeyi onaylamamıstır. Iyice acıkmadan sofraya oturulmamasını, oturunca da tam olarak doymadan kalkmasını tavsiye etmistir. Peygamberimiz, bu konuda da bizim için güzel bir örnektir. Hadis kitaplarından ögrendigimize göre, onun sofrası çok çesitli yemeklerden meydana gelen zengin bir sofra degildi. Sade bir hayat yasadıgı için sofrası da sadeydi. O, yemek için yasamaz, yasamak için yerdi. Eve geldiginde yemek yoksa bunu problem etmez, bazen bir iki hurma ile yetindigi olurdu. Hz. Peygamber, günde iki kere yemek yerdi. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diger yiyecekleri yerdi. Sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek
yönlü beslenmezdi. Bazı yemekleri daha çok sevse de, hiçbir yemek için "sevmiyorum" ifadesini kullanmazdı. Yemek davetlerine katılırdı. Yemege baslamadan önce ve yemekten sonra ellerini yıkardı. Besmele ile baslar, uygun ve kısa bir dua ile bitirirdi. Sag eliyle yerdi. Sol eliyle yiyenleri ikaz ederdi. Ortaya konulmus yemegin, kendi önüne gelen kısmından yerdi. Yemek yerken saga, sola dayanmaz, yaslanarak yenilmemesini tavsiye ederdi. Yüzü koyun uzanarak yemek yemeyi yasaklardı. Yemegin israf edilmesini menederdi. Sogan, sarımsak gibi kokusu baskalarını rahatsız eden yiyecekleri yedikten sonra toplum içine girmeyi hoş karşılamazdı. Yemeğe ve suya üflemeyi yasaklardı. Yemek ve su kaplarının agzını kapatmayı tavsiye ederdi. Aile fertlerinin yemegi bir arada yemelerini tavsiye eder ve beraber yenen yemegin bereketli oldugunu belirtirdi. Asırıya kaçmadan konusup sohbet ederdi.
Bu ve benzeri sünnetlerinden hareketle yeme içme adabı söylece sayılmıstır:
1. Yemekten evvel ve sonra elini yıkamak,
2. Yemegi kendi önünden almak,
3. Sag eliyle yemek,
4. Lokmayı agza göre almak ve iyice çignedikten
sonra yutmak,
5. Lokmayı yutmadıkça ikinci lokmaya el uzatmamak agzında lokma ile konusmamak,
6. Suyu içmeden evvel bardaga bakmak,
7.Suyu bir solukta içmemek,
8. Bardagın içine nefes vermemek,
9. Baskalarını tiksindirecek söz ve hareketten kaçınmak,
10. Baskasının lokmasına ve yedigine bakmamak,
11. Lokmayı agzına korken kafasını tabaga dogru uzatmamak,
12. Yemekte israf etmemek, lokmasını ve aldıgı yemegi bitirmek,
13. Agzından bir sey çıkarmak gerektiginde yüzünü sofradan çevirmek ve sol eli ile almak,
14. Disleriyle koparmıs oldugu lokmayı yemege batırmamak.
15. Helâlinden, temiz yemek ve Allah'a sükretmek.
16. Sofra sahibiyse, utanmamaları için herkes yeyip bitirmedikçe sofradan el çekmemek ve kalkmamak (az yiyen biriyse agır yemeli ve yer gibi davranmalı),
17. Önce yasça veya mevkîce büyük olanın baslaması,
18. Mecbur kalmadıkça sokaklarda yemek yememek.
Yemekle, beslenmeyle ilgili önemli tavsiyeler:
1. Acıkmadan yeme, doymadan kalk.
2. Yedigin vakit az ye, yedikten sonra 45 saat kadar daha yeme.
3. Sifâ hazımdadır.
4. Mideye, bedene en
büyük eziyet, yemek üstüne yemek yemektir.
5. En güzel diyet: Sünnete uygun bir beslenmedir.
6. Sünnete uygun beslenen kimse, sismanlık hastalıgına düçâr olmaz.