Kendimi hiçbir yere ait hissedemiyorum...

Çalışmayı düşünüyorum farklı bir bölüm okumak da istiyorum aslında ama şuan çalışmak için koşullar müsait değil. Annem hasta ev işlerine yetişemiyor, eve temizlikçi tutmak gibi bir düşüncemiz de yok. Bir yandan bizimle aynı apartmanda yaşayan kardeşimin 11 aylık kızıyla ilgilenip yardımcı oluyorum. Yengem bunalıma giriyor kendini tek hissediyor bebek sorumluluğu zor geliyor,uykusuz kalıyor. Bebekle 1 saat ilgilenip yardım etmeye çalışıyorum. O sırada kendisi duş alıyor, ev işlerini hallediyor ya da uyumaya çalışıyor. Nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Ama kendi hayatımın içine ettiğimin farkındayım.
Bence hata yapıyorsun.
Çalışarak da ev işlerine destek olabilirsin.
Yengem bunalıma giriyor demişsin peki ya sen ?
Yeğeninle ilgilenmen çok güzel ama sen onun annesi değilsin.
Yengen de sana mı güvenerek çocuk yapmış ?

Bence sınır koymalısın önce kendi hayatın sonra başkaları
Farkında değil misin kaybolup gidiyorsun.
 
Ben de senin gibi çok hassas ve merhametli doğmuşum, doğmuşum diyorum çünkü sonradan büyük bir değişim yaşadım, üstelik benim bir tarafım böyleyken diğer tarafım ise çok gaddar acımasız ve duygusuz. Hal böyle olunca inanılmaz hızlı duygu değişimleri yaşıyordum senin gibi, 19 yaşında yaptığım evliliği 21 yaşında bitirdikten sonra başladı gelişim ve değişim sürecim, etrafıma bakıyorum hayat devam ediyor insanlar iyi kötü yaşadıklarını bir kenara bırakıp iyi olmanın bir yolunu buluyor, ben olduğum yere çakılmış gibi çaresiz hiç evim ailem bir hayatım olmamış hissediyorum ileri değil hep geri gidiyorum derken iyileşmeye karar verdim kendimle uzun tartışmalar, beyin fırtınaları ve bilimum hasbihal sonrasında kurban rolünden çıkıp eski eşim dahil herkesi affettim kendi içimde, kendimde eksik ve aşırı gördüğüm her şeyi psikolojik tedaviyle beraber üstüne giderek hatta tabiri caizse kanırtarak aştım ama ne var oluş sancıları ne yıkılıp ayağa kalkmalar anlatamam, hayatımın en zorlu süreciydi. Bu süreçte hayatıma birisi girdi çok tutkulu ama toksik bir ilişkiydi 27 yaşında onu da 30 saniyede bıçak gibi kesip atınca hayatımın 3. ama en konforlu dönemine giriş yaptım, dedim ki bunca şey yaşandı ölmedim daha beni hiç kimse hiç bir şey üzemez, öyle de oldu :) içinde bulunduğum her durumdan keyif almayı öğrendim sonra, bugün ölüp gidebilirim o yüzden her anı ne kadar keyifli hale getirebilirsem o kadar iyi mantığıyla ve kendimi listenin en başına koyarak. İnsanların ya da olayların ben önemsediğim sürece var olduğunun kafamı çevirdiğim anda kaybolacaklarının bilincindeyim mesela, o yüzden kim ne yapmış kim ne demiş umurumda bile değil, bazen sınırlarım çok zorlandığında şunu diyorum 1 yıl sonra bu olayı hatırlayacak mısın? tabi ki hayır, o zaman kendine gel, halen gelemiyorsam içimdeki her şeyi söyleyerek rahatlıyorum ve konuyu orada kapatıyorum, böylelikle negatifi bile pozitife çevirmenin bir yolunu buluyorum ve daha iyi hissediyorum :)

Zamanında yüzleşemediklerimiz genelde bugünümüze taş koyan şeyler oluyor kendimden ve çevremden gördüğüm kadarıyla, öncelikle bunu gözden geçirmeni ve kesinlikle psikoterapi almanı öneririm bunların yanı sıra şu an hepimizde gelecek kaygısı, güvensizlik ve belirsizlik var haliyle bu durum bizi toplum olarak mutsuz ediyor orası da ayrı bir boyutu :( kısacası hissettiklerin konusunda asla yalnız değilsin ve sen istersen tekrar iyi hissetmenin bir yolunu bulacağına eminim :)
Kendinizi mutlu etmenin , psikolojik olarak güçlü olmanın yollarını çok iyi öğrenmiş ve kendinizi geliştirmişsiniz. Buna çok sevindim. ❤️ Umarım ben de sizin gibi olmayı öğrenebilirim." Kurban rolünden çıkıp herkesi affettim kendi içimde, kendimde eksik ve aşırı gördüğüm şeyleri psikolojik tedaviyle üstüne giderek çözdüm" yazmışsınız. Özellikle kurban rolü dikkatimi çekti. Bu rolden çıkmak eminimki o kadar kolay olmamıştır ama siz bunu başarmışsınız , darısı benim ve benim gibi hissedenlerin başına.
 
Ben de sizin gibiyim artık hissizleştim. Hiçbir Hiçbir şey beni üzmüyor bu çok güzel hiçbir şeye çok fazla üzülmüyorum ama hiçbir şey beni mutlu etmiyor.her şey anlık mutluluk veriyor.
 
Şu an hayır. Hayatım fazlasıyla dolu, fakat bir tek ona zaman ayıramadım, halbuki ilk önceliğimin bu olması lazımdı :)
İşte öncelik sırasına kendimizi koymayınca böyle tükeniyoruz. Kesinlikle kendinizi ihmal etmeyin, mutlaka psikolojik destek alın derim.
 
Ben de sizin gibiyim artık hissizleştim. Hiçbir Hiçbir şey beni üzmüyor bu çok güzel hiçbir şeye çok fazla üzülmüyorum ama hiçbir şey beni mutlu etmiyor.her şey anlık mutluluk veriyor.
Peki hissizleşme noktasına gelmeden önce sizi derinden etkileyen bir şey mi olmuştu? Neden öyle oldu sizce?
 
e cok normal degil mi?
annen toksik bir anne, baban toksigin de ötesi kötü, abin desen karisindan ayrilmis seni cocugunun annesi yapmis, o cocugun herseyi sende tum sorumluluğu, öteki kardesin bedava bakici yapmis cocugunu basina atip duruyor, işin yok, ailenden istemeden kendine bir sac boyasi alamiyorsun, özgürlüğün yok, bugun kiz arkadasinda kalsan bir araba laf duyarsin, tatil matil zaten hayal, 10 gun evi temizle yemek yap 1 gün yat laf işitirsin.
sence bu hayatın nesine neşeyle uyanacaksin ki?
sorun da cok açık cevap da cok açık
tek yapman gereken bir ise girmek ve kendini ailenden olabildigince soyutlamak.
 
Boşandıktan sonra birkaç sevgilim oldu. Almanca kursundan tanıştığım olmuştu. Sosyal medyadan tanışıp buluştuğum kişiler de oldu. Arkadaşlarım da aracı olmak, birilerini tanıştırmak istiyor ben beğenmiyorum iyi enerji almadığımda tanışmak istemiyorum. Çevreme bakıyorum evli olanların çoğu mutsuz. Evli birkaç arkadaşım bana evliliğinden dert yanıyor sonra hiçbir şey olmamış gibi "sen de evlensen çift halinde takılır gezerdik" diyor mesela. Ben de evleneyim de başıma bela alayım dimi diyorum. Flört etmeyi seven birisiyim ama şuan önceliğim kendi ruh halimi iyileştirmek. Bu durumdayken biriyle tanışsam da her şeyi batırabilirim, çünkü bazen ağzımdan istemediğim sözcükler kaçabilir, patavatsızca konuşabilirim. Yanlış zamanda doğru bir insanla karşılaşır istemeden onu üzersem bu sefer de bir erkeğin canını yaktığıma üzülürüm. Sürekli empati kurmak da yoruyor beni.
Haklısın emek ve hoşgörü gerekiyor hele ki ilişkinin başında
 
Peki hissizleşme noktasına gelmeden önce sizi derinden etkileyen bir şey mi olmuştu? Neden öyle oldu sizce?
4 yıl önce annemi kaybettim sonrasında aile büyüğümüzün hastalıklarıyla uğraştık. Hep gerçeklerle yüzleşmeyi ertelediğim içn böyle olduğunu düşünüyorum.
 
Çalışmayı düşünüyorum farklı bir bölüm okumak da istiyorum aslında ama şuan çalışmak için koşullar müsait değil. Annem hasta ev işlerine yetişemiyor, eve temizlikçi tutmak gibi bir düşüncemiz de yok. Bir yandan bizimle aynı apartmanda yaşayan kardeşimin 11 aylık kızıyla ilgilenip yardımcı oluyorum. Yengem bunalıma giriyor kendini tek hissediyor bebek sorumluluğu zor geliyor,uykusuz kalıyor. Bebekle 1 saat ilgilenip yardım etmeye çalışıyorum. O sırada kendisi duş alıyor, ev işlerini hallediyor ya da uyumaya çalışıyor. Nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Ama kendi hayatımın içine ettiğimin farkındayım.
sen evlenince ne yapacaklar? gelininiz alt katinizda sizin verdiğiniz evde mi yaşıyor? eger oyleyse beleşe yasayip cocuguna baktirana kadar arasira ciksin annen cocuga baksin o da haftada bir ev temizlesin. ya da bazen iki yemek yapsin getirsin, abin gelince yapsin bazi yemekleri. annen de hasta da yatalak da degil sonucta arasira bjr corba yapar, arasira geceden sen yaparsin isitir vs. bir sekilde yasanir.
herkes kendi basinin caresine gayet de bakabilir , kendini bosu bosuna kurban pozisyonuna sokuyorsun
 
Su sıralar bende kendimi öyle hissediyorum yorgunum bitkinim nereye ait olduğumu nerede mutlu olabilirim diye düşünüyorum bunu bugün bir arkadaşım da söyledi kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum diye bence insanların üstünde bugünlerde bişey var biran önce ferahlığa kavuşuruz inşallah
 
Kendinizi mutlu etmenin , psikolojik olarak güçlü olmanın yollarını çok iyi öğrenmiş ve kendinizi geliştirmişsiniz. Buna çok sevindim. ❤️ Umarım ben de sizin gibi olmayı öğrenebilirim." Kurban rolünden çıkıp herkesi affettim kendi içimde, kendimde eksik ve aşırı gördüğüm şeyleri psikolojik tedaviyle üstüne giderek çözdüm" yazmışsınız. Özellikle kurban rolü dikkatimi çekti. Bu rolden çıkmak eminimki o kadar kolay olmamıştır ama siz bunu başarmışsınız , darısı benim ve benim gibi hissedenlerin başına.

Kurban rolünü şu sebeplerle yazdım; ben bütün hatalarımı ebeveynlerimle olan problemlerime bağladım hep onları suçladım sizin yüzünüzden diye, oysa ki hata benimdi, etkileri elbette olmuştur ama gözlerinin içine bakarak yapma demelerine rağmen hataya koşan bendim :) bu böyle devam ederken ilk evliliğimi yaptım eşime kızmaya başladım bu sefer senin yüzünden diye, hatayı yapan yine bendim tabi ki. Sonrasında oturup düşündüğümde aslında mağdur değil düşe kalka yaşamayı öğrenen, hata yapan, ders çıkaran, hayatı öğrenen bir birey olduğumu idrak edebildim. Ailem ailesinden gördüğünü yaptı eşim de zaten çocuktu benim gibi :) aslında suçlu yoktu ortada ben suçlu arıyordum kendimi iyi hissetmek için :) Bütün bunları keşfettikten sonra kendimi bulmaya başladım aslında, tam bu sıralarda psikolojik destekle tamamladım bu farkındalık sürecini. Bir daha da asla o role girmedim, evet ben hata yaptım pişman değilim dersimi aldım sürecimi tamamladım deme özgürlüğünü seviyorum şimdilerde, düştüm kalktım, hatalar yaptım, acı çektim çektirdim her neyse her duyguyu hakkını vererek yaşadım ve bugünkü ben oldum :) insan bir günde bile 4 mevsim yaşıyor, koca bir ömürde hep mutlu ya da mutsuz olmak mümkün mü hiç, önemli olan o ince noktayı keşfetmek bulmak ve orayı iyileştirmek :) düzenli psikolojik destek alarak, önceliklerinin en tepesine kendini koyarak ve çalışmaya başlayarak üstesinden gelebileceğine inanıyorum :)
 
Hayatınızla ilgili detayları okuyunca daha ne olsun böyle hissetmek için dedim. Aksi olsa anormal olurdu bence.
Anneniz hastaysa tek çocuğu siz değilsiniz, evde bir yeğen, annesini dinlendirmeye çalıştığınız diğer küçük yeğen. Resmen ailenin gönüllü hizmetçisi gibi olmuşsunuz. Biraz ağır olabilir ama durumunuz bu.
Evden çıkmanız lazım. O da çalışmakla mümkün olur.
 
Uzun süredir ferritinin boyleyse anemi olacak kadar demirin düşük demektir. Boyle birinin mutlu hissetme şansı fizyolojik olarak yok zaten. Doktor bi sey demedi mi? İşini seviyor musun diye sormaya gelmistim aslinda da ondan once demiri yukseltmen lazim cok mu kan kaybediosun regl olurken günlerce?
 
Evet ben de eskisi kadar hayata bağlı, umutlu hissetmiyorum.eskiden de çok mutlu biri değildim ama nasıl desem tam anlatılmıyor da.sanki ileride birşeyler olacak gibiydi.mutsuzdum ama yine de beklentili ve coşkuluydum diyeyim.üzüldüğüm oluyordu ama ağlayıp, zırlayip tekrar hayata bağlanıyordum.o kadar rahatlamış oluyordum ki.şu an o kadar tekdüze hissediyorum ki ne mutlu olabiliyorum, ne mutsuz.hani Albert camunun yabancı diye bir kitabı vardı ya onun gibi.ilgisizlik gibi.31 yaşındayım.ben de konusunu açmıştım ama arkadaşlar bu yaşta yaşlanılmaz sende sorun var dediler.cinsel isteğim de hiç eskisi gibi değil.eskiden adet döneminin sonundaki birkaç gün delirecek gibi olurdum cinsel istekten.vajinam aşırı istekten ağrıyordu.o bölgedeki sinir uçları kaşınırdı, ağrırdı. Şimdi herşey sütliman.ilişki sırasında bile doğru dürüst ıslanmıyorum.bir dönem düzelir gibi oluyor sonra yine aynı.eee diyorum mutsuz da değilim neden böyle oluyor? Birilerine anlatıyorum herkes diyor bu yaşta cinsel istek azalmaz, yaşlanma olmaz.benim dedem nine 80 yaşında hâlâ yapıyor falan diyorlar.eee neden böyleyim o zaman? Kaç haftadır canlı müziğe gideyim, şöyle güzel bir eğleneyim diyorum onu da canım istemiyor.tatile çıkayım diyorum hevesim yok.yolla bile uğraşmak istemiyorum.işin içinden ben de çıkamıyorum.ee yaşla alakalı değilse ne o zaman? Bu arada psikiyatri ilacı da kullanıyorum.birileri ya evet haklısın yaşlanıyoruz yapacak birşey yok dese rahatlayacağım ama o da yok.tam tersini söylüyor herkes.
O kadar çok şey sayıp tek sebep gösterebildiğiniz şey neden yaş? Sizden 10 yaş büyük olup daha dolu dolu insanlar var ve inanır mısınız sevişiyorlar.
Yani bir yerde bir şey okumuşsunuz ve tek doğru bu suçlu yaş çıkmalı diye diretiyor gibisiniz. Psikolojik olabilir, kan değerleri olabilir, bıkkınlık olabilir, yaşanmışlıkların içi boşluğu olabilir her şey olabilir ama söylediğiniz yaş bunların sebebi değil. En fazla bir sağlık probleminiz vardır onun da suçlusu yaş değil.
Bu forumda özellikle denk gelmişsinizdir kadınlar 30 larında daha kendi ayakları üzerinde durmaya başlıyor, toksik kocalarını bırakıp yeni bir hayata başlıyor. Siz takıntınız yüzünden hepsini yaşlı kefesine koyuyorsunuz. Hayır daha en güzel yaşların başına yeni gelmişler. Kendiniz üstünden genelleme yapmak için ortakçı arayıp durmayın ya
 
e cok normal degil mi?
annen toksik bir anne, baban toksigin de ötesi kötü, abin desen karisindan ayrilmis seni cocugunun annesi yapmis, o cocugun herseyi sende tum sorumluluğu, öteki kardesin bedava bakici yapmis cocugunu basina atip duruyor, işin yok, ailenden istemeden kendine bir sac boyasi alamiyorsun, özgürlüğün yok, bugun kiz arkadasinda kalsan bir araba laf duyarsin, tatil matil zaten hayal, 10 gun evi temizle yemek yap 1 gün yat laf işitirsin.
sence bu hayatın nesine neşeyle uyanacaksin ki?
sorun da cok açık cevap da cok açık
tek yapman gereken bir ise girmek ve kendini ailenden olabildigince soyutlamak.
Yaptığım işi de beğendiremiyorum hep şikayet ediyor eleştiriyor annem. Babam onu kaygılı, mutsuz bir kadına çevirdi. Şimdi de annem beni delirtmeye çalışıyor. Sinirlenip hıncını benden çıkarıyor çünkü beni kolay lokma görüyor galiba. Daha geçen aylarda çaydanlıkta çay demledim neden bu suyu kullandın dedi bağırdı çağırdı sıcak suyu üzerime dökecekti sonra geri çevirip tezgaha döktü. Su kabloya geldi. Annem de pek sağlıklı birisi değil onun haline de üzülüyorum bana ettiği hakaretleri, psikolojik şiddeti görünce de soğuyorum kendisinden.

Benim kalbimi kırıp 10 dk sonra hiçbir şey olmamış gibi yarın dışarı çıkalım gezelim mi diyor. Ee sen bende heves mi bıraktın? Sana dair sevgi mi bıraktın? Özgüvenimi yıktı, geçti ama ben artık çözüm bulmak istiyorum. Çözümü de çalışmak ve psikolojik destek almak kesinlikle.

Onun hastane işleriyle de uğraşıyorum kalp damar cerrahi, ortopedi, diyetisyen, dahiliye vs gezinip duruyoruz hastanelerde. Bazen kendine geliyor canım kızım diyor durduk yere beni övüyor. Böyle yaptığında çok yapmacık geliyor bana. Mutfağı topluyorum mesela, bu tabağı niye almamışsın diyor. İstiyorki her şeyi mükemmel yapayım. Ailemden her şeyimi gizliyorum saklıyorum. Bir sevgilim olunca ben kizlarla görüşeceğim diyorum. Zaten bir erkekle yakınlaştığımı, cinsellik yaşadığımı bilseler bu evden beni kovarlar kesin. Anneme içimi açamıyorum yalanlar söylerek yaşıyorum ne yazıkki.

Yalan söylemek istemiyorum ama buna mecbur hissediyorum kendimi. Ortaokul zamanı kızlarla buluşacakken çok baskı yapardı yanında ben de geleyim derdi arkadaşımın kapıya kadar gelirdi benimle. Geçen yıllarda kız arkadaşlarımla yazlık eve gittik 1 gece kaldık, abimle annem bana demediklerini bırakmadılar.

Bir erkekle konuştuğumu duyunca "neden konuşuyorsunki elin oğluyla , yabancılarla konuşup ne yapacaksın,konuşma etme" diyordu. Bu yıl garip davranıyor. Şimdi bana diyorki " hayatında birisi var mı kızım, konuştuğun birisi varsa söyle çekinme benden, evlilik düşünmüyor musun" diyor. Niye anlatayım ki , bu saatten sonra neyine güvenip anlatayım?

Maddi olarak abim para konusunda eksik etmez , bana paran var mı diye sormadan direkt kendisi verir. Ama kesinlikle insanın kendi parasını kazanıp özgür olması daha farklı hissettirir.
 
Son düzenleme:
4 yıl önce annemi kaybettim sonrasında aile büyüğümüzün hastalıklarıyla uğraştık. Hep gerçeklerle yüzleşmeyi ertelediğim içn böyle olduğunu düşünüyorum.
Başınız sağolsun Allah rahmet eylesin mekanını cennet eylesin inşallah annenizin... Ben de sanırım gerçeklerle yüzleşmekten korktuğum için bu hale geldim her şey birikti üst üste geldi ve taştım artık. Kendimi kaybettim sonunda. Öncelik sırasına kendimizi koyup kendimize değer vermediğimiz sürece mutlu olmamız imkansız gibi.
 
Back
X