• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendimi regule ediyorum

Anne evinde ağlaya ağlaya ders çalıştım, kitaplar en iyi arkadaşımdı hep onlara sarıldım, bir abla-rehber ihtiyacım, biri gelsin beni sevsin isteğim çoook oldu...
O günler geçti büyüdüm, okudum, maaşım var. Ama kalıp yine aynı, karşı taraf tepki verir diye kendimi kasıyorum, isteklerimi söylemiyorum laf işiteceğime bu da böyle olsun diye... Ama tek farkla: çocukken bir hedefe ulaşma gayreti, umudu vardı, şimdi o hedefin ta kendisindeyim...
Korkuyorum: 10 sene sonra burayı okuduğumda "10 senedir hiçbir şey değişmemiş ömrümün en güzel yıllarında hayatımın yarı gecesinde ağlamışım, içimde dev gibi büyüyen pişmanlık var" demek istemiyorum.....
 
Ah... o kadar çok ki onay takdir ihtiyacım..
Ben kötü biri değilim neden bunları hiç örmüyorum, hep eksikliklere odaklanılıyorr....
 
Terapiye başladıktan sonra bazı içi boş, duygu sandığım şeyleri fark ettim...Sonu hayır olsun:(
 
Buğzetmek....Sanırım şu aralar en yoğun hissettiğim duygu bu. Ve yüzümde o buğz yüz ifadesi.... Boğuluyor gibi hissediyorum kendimi, işin içinden çıkamıyorum, her gün aynı döngü...günler günleri kovalıyor, haftalar haftaları, aylar ayları...Ömür geçiyor...:(
 
Buğzetmek....Sanırım şu aralar en yoğun hissettiğim duygu bu. Ve yüzümde o buğz yüz ifadesi.... Boğuluyor gibi hissediyorum kendimi, işin içinden çıkamıyorum, her gün aynı döngü...günler günleri kovalıyor, haftalar haftaları, aylar ayları...Ömür geçiyor...:(
tam bu yazının üstüne bir saat sonra yine bir kriz çıktı... Aynı döngülere girmeme lazım ama konuşmak da işe yaramıyor?? eş terapisine gitsek,, işe yar mı acaba??
 
günün notu: talep etmek ve yeri geldiğinde itiraz etmek, varlığını ortaya koymanın bir yoludur.
 
zihnim yorgun, aklım allak bullak...
bir sihirli değnek olsa da her şey düzelse keşke, içime yaşam sevinci istiyorum..
Daha ne bekliyorum aile terapistine gitmek için? Neden bunu teklif dahi edemiyorum, bilmiyorum..
Gerçi ben hiçbir şeyi talep edemiyorum, dışarı çıkmak istediğimi de söyleyemiyorum ki... neyse acil bir şey değil zaten diye kendimi erteliyorum
 
Bu aralar kalbim donmuş gibi, ruh halim bazalin altında donuk bir şekilde. Kafamda sürekli bir kavgalar, debelenmeler... En çok ihtiyaç duyduğum şeyler: kendimi değerli hissetmek, beğenilmek, kıymet bilinmek, övülmek. Yer yer küçük jestlerle düşünüldüğünü hissedilmek. sanki bunlar olursa donmuş olan kalbimdeki don eriyecek ve kalbim yine kanlı canlı pıt-pıt atmaya başlayacak ve içimden bir kahkaha çıkacak..
 
Bazı insanlar iyi mi kötü mü bilemiyorum... Bulunduğu ortamda bana 'nasılsın' diye soran tek kişi olduğu için sanırım, abla-rehber gibi görmek istiyorum ve de çok yalnız olduğum için birine danışmak istediğim şeyler olabiliyor. Ama bazen bakıyorum ki samimi değil mi acaba... İnsanlara hızlı güvenmek gibi bir huyum var
 
bu aralar kendimi çok dinliyorum, ama her gün de "keşke" diye düşünmek artık çok büyük azap vermeye başladı. Sevgi var mı... sanırım sadece alışkanlık, ve çevreye karşı "mış gibi" yapma hali. yakınımdan birine anlatamıyorum, anlatırsam kendimi daha kötü hissedeceğimi düşünüyorum, sanırım mış gibi yapmalarımdan ötürü kendimi iki yüzlü hissedeceğim... Zihin olarak acayip büyük bir çıkmazdayım, ama hala aynı döngüleri tekrarlıyorum, bir ömür böyle geçer mi ki kızım ya...:( bunu düşünmek beni çok üzüyor, istemsiz gözlerim doluyor, gözyaşlarım sel oluyor...
 
Yine aynı döngüdeyiz, karşıdan bir sürü şey söylendi, bu defa ben de cevap verdim. aman birden sessizlik, tavır... Bu durum beni çok tetikliyor. Hemen o soğukluğu çözme, gönül alma isteği uyanıyor, kim haklı önemli değil ki-gurur da yapılmaz, ben mutlu olmak istiyorum... diyorum. ama benim alınmayan gönlüm ne olacak...
düşnüyorum, surat asılması bana ne hissettiriyor?? sevilmeme, istenmeme-değersizlik duygularını uyandırıyor sanırım ondan. tabi çocukluktan da alışığım haksız da olsam surat asan annemin gönlünü alıyor gibi yapmaya, sarılmaya sözde af dilemeye...
 
Kenimi başkaları ile karşılaştırmayı bırakıp kendi işlerimin üstüne odaklanmalıyım. Aksi takdirde zaten geriye düşeceğim.
 
küsmek, geri çekilmek, ödevler verilmesini beklemek... bunlar çocuk davranışları. kendim yetişkin gibi olmalıyım ki bana yetişkin gibi davranılsın
 
işler konusunda üzerimde garip bir gaflet var. ama hep öyleydi masa başı iişlerde iyiyim ama deneylerde tembelim gözümde büyüyor ve öğrenemyorum
 
onu yeteneksizlikleriyle bencillikleriyle öyle kabul et, kapasitesi bu kadar. sen onu değiştiremezsin
 
Ayrışamamak, özerklik sorunu
biriyle yakınlaşmanın tek yolu onu ailece eve çağırmak sanıyorum, telefonlaşıp nasılsın demek, ona değer verdiğimi göstermek, merak etmek yok
 
kimseyle tam olarak güvenemiyorum.
Hayatında kime güvenirsin?
Hangi anlamda? Her kategoride farklıdır?
 
Kendi işim üzerine konuştuk, kendimi yeterli görmüyorum, yaptığım işi değerli görmüyorum bu yüzden dışardan gelen eleştirileri hemen üzerime alıyorum.
Çok yalnız biriyim zaten , pek etrafımda bir şeylar paylaşacağım biri yok, terapi bu eksikliği de karşılıyor sanırım. Artık bir senedir biri var ve beni baya tanıyor, kendimi şeffaflıkla ifade edebiliyorum, evde bir şey olsa hemen not ediyorum terapide anlatırım diye
 
Back
X