• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendimle evliliğim arasında kaldım.

Bunca sey yasanirken neden hic sınir cizmediniz gorumce kardes va her gelmeye kabul etmeseydiniz musait degiliz deseydiniz hele gorumcenin dugunune neden perisan oldunuz hic anlamadim isim var de gec onlar ugrassin sizde fazla abartmissiniz bunlar cozulmeyecek seyler degil esiniz ne diyeyim gelmemi diyeyim dediginde bana sormalarini soyle ben artik ayrilmayi dusunuyorum diye bir konusma yapin ve kabul etmemeye baslayin
 
Kızlar biraz uzunca içimi dökeceğim vakti olan, sıkılmayacak olan okusun. Daha önce de burda benzer dertlerden yakınmıştım ama hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 30 yaşındayım yaklaşık 2 buçuk yıl oldu evleneli. Eşimle çoook severek evlendik ama biz de muhafazakar aile yapısının sarstığı evliliklerden biriyiz. İstenmeyen gelin olarak (dindar olmadığım için) evlendim ve sonrasında sevildim. Çünkü her şeye uyum sağlamaya, ailesiyle zıtlıklarımızı bile bile verdiğim bu kararın arkasında durmaya çalıştım ama tükendim artık. Beklentileri karşılamaya çalıştım, kimseyle yüz göz olmadım. Cici kız olursan herkes sever tabi. Bu yaşam tarzına alışkın olmadığı halde muhafazakar aileye gelin olan hemcinslerim belki beni anlar. Ben iki kişilik bir yaşam hayaliyle evlenmiştim ama maalesef kendimi bir koloninin üyesi olarak buldum.

Sadece son olayı anlatayım, bir sene eşimin ailesiyle aynı şehirde yaşadıktan sonra benim şehrime taşındık. Nefes alabileyim diye. Eşim bu konuda destekçimdi çünkü o da her şeyin farkındaydı. Peşimden görümcem de buradan biriyle evlenmeye karar verdi. Geçen gün görümcemin düğünü oldu. Zaten hengameleri asla bitmeyen bir aile. Mevlidler, düğünler, bayramlar, ramazanlar, toplanmalar her şey bir olaydır. Düğün de bizim yaşadığımız şehirdeydi. Evini yerleştir, kınası, düğünü, kuaförü derken perişan oldum. Bugün kayınvalidem eşime telefonda dedi ki “Aslında biz babanla düğünden sonra birkaç gün sizde kalacaktık eşyalarımı bile getirmiştim ama moralim bozuktu o yüzden vazgeçtim.” Peşinden de (eşim ufak bir operasyon geçirecek kıl dönmesi) “senin ameliyatına gelir kalırız artık” dedi. Eşim gerek yok falan deyince de ısrar etti. Benim tabi moralim o kadar bozuldu ki anlatamam. Sen eşyalarını bile yanında getirmişsin ama bırak sormayı haber verme nezaketinde bile bulunmamışsın. Ben de düğün telaşı, evi hazırlanırken oluşan dağınıklıkla bırakmıştım. Her şey bir yerde. Ev de hiç müsait değildi yani. Çünkü eşime sordum “buraya gelme planı var mı” diye “hayır direk döneceklermiş” dedi.

Nitekim olay belki basit gözükse de ben artık doldum. İnsan demez mi bu kız da bizim için günlerdir perişan oldu, yorgundur. Düğün ertesi bir de bizle mi uğraşsın? Ya da eşim alt tarafı üç dakikalık kıl dönmesi aldıracak, gör ve git, 1 saatlik mesafe. Neden bir de o arada kendini ağırlatma derdindesin? Görümcem de buraya geldiği için artık benim işim çok zor olacak. Kv damadının olduğu evde kalmaz, kızını da oğlunu da görmek için sürekli benim başımda olacaklar. Ben yatılı misafir hiç ama hiç sevmiyorum. Zaten evim küçük gece geç saatlerde çalışırım, rutinim misafire uymuyor. Görümcem evlenmeden önce canı sıkıldıkça gelir kalırdı, abisi, kuzeni vs. gelip kaldılar. Hiçbirinde ben davet etmedim tabiki. Onlar oğlumun evi rahatlığındalar ama kim ne derse desin ev kadının evidir. Sizinle oğlunuz ilgilenmiyorsa kalkıp kahvaltınızı, akşam yemeğinizi oğlun hazır etmiyorsa sen benim evime geliyorsundur. Adam zaten evde akşamları 2 saat oturuyor sonra yatıp işe gidiyor. Siz bütün gün karı koca benimle oturup ne yapacaksınız? Oğlun yokkk. Gerçekten bu kafayı anlamıyorum ve İnanın bunların üstesinden de kolay gelemiyorum. Bir gün misafir ağırlamak bile benim gücümü aşıyor. Bu işler yani ev hanımlığı, insan ağırlamak da bence altyapı isteyen şeyler. Fakat ben kendimi hiç bu düzene hazırlamadım. Evlendim ve bir anda hayatım değişti. Beni aldılar büyüdüğüm aileden bambaşka bir aileye hop diye bıraktılar. Hayatım değişti ama ben tabi aynı kaldım. Bu hayatla kendim arasındaki zıtlığı da kaldıramıyorum. Eski hayatımı çok özlüyorum.

Zaten görümcem için de “size emanet artık” deyip duruyorlar, burda çok sıkılacakmış, onu yalnız bırakmayacakmışım vs. Yani evlendiğimden beri gelin olma görevlerim hiç bitmedi. Görümcemle de yaşıtız ama ilişkim çok zorlama. Kendisiyle normal şartlarda asla oturup kalkamam, hiç benim anlaşabileceğim türden biri değil. O anlatır anlatır, ben de he he deyip geçerim, mesaimi bitirir yanlarından ayrılırım. Aslında hepsiyle mecbur olduğum sürece görüşüyorum. Haricinde samimiyet kurmayan, geride duran, mesafeli bir tutum içindeyim. Ama bunu delme konusunda çok kararlılar. Mecburiyetler o kadar fazla ki..

Freelance çalışan biriyim, çoğunlukla evden çalışırım. Sırf bu yüzden beni resmen ev hanımı sanıyorlar. İşim varken var, yokken yok evet ama neticede bir işim var. Ben sürekli ajandamı size gösteremem ki. Maaşlı bir işe girsem de kariyerimde gerilemiş olacağım. Kendi işimi yaparken bırakıp başkasının işini yapmak istemiyorum. Gerçi o şekilde çalışsam da haftasonuna denk getirirler, bir yolunu bulurlar. Mutsuzum, hatta depresyondayım. Görümcemin evliliği de burnumun dibinde bitince yok ben kurtulamayacağım, git gide tükeniyorum dedim ve boşanma fikri aklıma düştü.

Eşimi çok seviyorum, bizim yaşam tarzımız, fikirlerimiz tamamen uyuşuyor ama ailesi işte.. Anneci değil ama annesine düşkündür. O sonuçta bu düzene alışık, belki beni anlamayacak. Beni kendinden yana hiç üzmedi de ama onunla evlendiğim için hayatım hep eksi yöne doğru gitti. 3 yıldır kötüyüm, sağlığım bozuluyor stresten artık. Migren ataklarım arttı, cildim bozuldu, kendimi saldım. Eşim doğru seçim olsa bile bu evlilik yanlış seçimdi. Zaten evlilik insanı olmadığımı hep biliyordum fakat içimde yetişkin olduğumdan beri büyüyen bir anne olma isteği var. Sevdiğim adamla tanışınca bu isteğim haliyle katlandı. Bilmem yargılanır mıyım ama sanırım bu istek olmasa ben evlilik düşünmezdim. (Zaten eşimle bir dönem birlikte de yaşadık, o şekilde bir yol düşünürdüm.) İşe bakın ki 1 buçuk yıldır denememize rağmen çocuğumuz da olmuyor..

Neticede ben bu evlilikte ne eş olabildim ne anne, sadece gelin oldum. Artık kimsenin gelini olmak istemiyorum. Galiba bitsin istiyorum. Eşimi suçlamıyorum ama tabiki çoğu erkek gibi ailesine hayır diyemiyor. Zaten ben bu talepler nasıl reddedilir bilmiyorum, karşımda davet beklemeden plan yapan insanlar var ve kötü olmadan reddetmenin yolu da yok. Sorsalar bile hayır deme şansımız yok. Bilmiyorum kv geleceğim dediğinde siz dümdüz hayır istemiyorum diyebiliyor musunuz? Çünkü bahane sununca da alternatif üretiyor tamam deyip geçmiyor.

Bilmiyorum sizce boşanmak dışında bir yol var mıdır? Yanlış anlaşılmasın ben doğruyum onlar yanlış da demiyorum. Ben böyleyim, onlar öyle diyorum. Onlara göre de kendi iç içe geçmiş yaşam biçimleri en doğrusu. Ben sadece buna alışık değilim, kendi aile evimde dahi bireyselliğini koruyan biriydim. Evlenince de evim ayrı, ailem ayrı oldu. (Canım annem evime gelmez bile, beni özlediğinde sen gel ben seni yedirip içireyim der. Eşin de canı istiyorsa gelsin istemiyorsa sakın mecbur hissetmesin der.) Bugüne kadar zorlanmama rağmen hep ben onlara uymaya çalıştım ama gücüm yok artık birilerinin düzenini, idealini, beklentisini yaşamaya. Ben bir insanım diye bağırasım geliyor. Birinin eşi, birinin gelini olmaktan öte gününü nasıl geçireceğini seçme şansını hakeden bir insanım.
Görümceniz neden bu kadar yardımcı oldunuz ne gerek vardı? Evlenmeyi biliyorsa tüm işlerini kendileri halledecekti.Kimse size emanet değil.Artık eşi var üstelik ailesi de uzakta değil yakınmış.Sıkılırsa onlara gitsin.Telefon ederse cevap vermeyin.Kendi evi var evinde kalır .Mümkün mertebe iletişimi azaltın.Telefonlarına cevap vermeyin.Çalışoyırsunuz kendinize göre planınız var.
Kim gelirse de fazla rahat ettirmeyin.Kaynanız gelme konusunda ısrar mı etti misal Temizlik mi yapıyorsunuz verin eline süpürgeyi sen süpür ben sileyim diyin.Şu malzemleri çıkarttım akşama şu yemeği yapın ben PC başında olacağım tarzında) .Ama mümkünse gelmesinler bi başlarlarsa kızımız da orda diyip zırt pırt gelme çabasında olurlar.Lütfen kimseye karşı sessiz kalmayın saygınızı koruyun tabi ki ama konuşun da
 
Kızlar biraz uzunca içimi dökeceğim vakti olan, sıkılmayacak olan okusun. Daha önce de burda benzer dertlerden yakınmıştım ama hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 30 yaşındayım yaklaşık 2 buçuk yıl oldu evleneli. Eşimle çoook severek evlendik ama biz de muhafazakar aile yapısının sarstığı evliliklerden biriyiz. İstenmeyen gelin olarak (dindar olmadığım için) evlendim ve sonrasında sevildim. Çünkü her şeye uyum sağlamaya, ailesiyle zıtlıklarımızı bile bile verdiğim bu kararın arkasında durmaya çalıştım ama tükendim artık. Beklentileri karşılamaya çalıştım, kimseyle yüz göz olmadım. Cici kız olursan herkes sever tabi. Bu yaşam tarzına alışkın olmadığı halde muhafazakar aileye gelin olan hemcinslerim belki beni anlar. Ben iki kişilik bir yaşam hayaliyle evlenmiştim ama maalesef kendimi bir koloninin üyesi olarak buldum.

Sadece son olayı anlatayım, bir sene eşimin ailesiyle aynı şehirde yaşadıktan sonra benim şehrime taşındık. Nefes alabileyim diye. Eşim bu konuda destekçimdi çünkü o da her şeyin farkındaydı. Peşimden görümcem de buradan biriyle evlenmeye karar verdi. Geçen gün görümcemin düğünü oldu. Zaten hengameleri asla bitmeyen bir aile. Mevlidler, düğünler, bayramlar, ramazanlar, toplanmalar her şey bir olaydır. Düğün de bizim yaşadığımız şehirdeydi. Evini yerleştir, kınası, düğünü, kuaförü derken perişan oldum. Bugün kayınvalidem eşime telefonda dedi ki “Aslında biz babanla düğünden sonra birkaç gün sizde kalacaktık eşyalarımı bile getirmiştim ama moralim bozuktu o yüzden vazgeçtim.” Peşinden de (eşim ufak bir operasyon geçirecek kıl dönmesi) “senin ameliyatına gelir kalırız artık” dedi. Eşim gerek yok falan deyince de ısrar etti. Benim tabi moralim o kadar bozuldu ki anlatamam. Sen eşyalarını bile yanında getirmişsin ama bırak sormayı haber verme nezaketinde bile bulunmamışsın. Ben de düğün telaşı, evi hazırlanırken oluşan dağınıklıkla bırakmıştım. Her şey bir yerde. Ev de hiç müsait değildi yani. Çünkü eşime sordum “buraya gelme planı var mı” diye “hayır direk döneceklermiş” dedi.

Nitekim olay belki basit gözükse de ben artık doldum. İnsan demez mi bu kız da bizim için günlerdir perişan oldu, yorgundur. Düğün ertesi bir de bizle mi uğraşsın? Ya da eşim alt tarafı üç dakikalık kıl dönmesi aldıracak, gör ve git, 1 saatlik mesafe. Neden bir de o arada kendini ağırlatma derdindesin? Görümcem de buraya geldiği için artık benim işim çok zor olacak. Kv damadının olduğu evde kalmaz, kızını da oğlunu da görmek için sürekli benim başımda olacaklar. Ben yatılı misafir hiç ama hiç sevmiyorum. Zaten evim küçük gece geç saatlerde çalışırım, rutinim misafire uymuyor. Görümcem evlenmeden önce canı sıkıldıkça gelir kalırdı, abisi, kuzeni vs. gelip kaldılar. Hiçbirinde ben davet etmedim tabiki. Onlar oğlumun evi rahatlığındalar ama kim ne derse desin ev kadının evidir. Sizinle oğlunuz ilgilenmiyorsa kalkıp kahvaltınızı, akşam yemeğinizi oğlun hazır etmiyorsa sen benim evime geliyorsundur. Adam zaten evde akşamları 2 saat oturuyor sonra yatıp işe gidiyor. Siz bütün gün karı koca benimle oturup ne yapacaksınız? Oğlun yokkk. Gerçekten bu kafayı anlamıyorum ve İnanın bunların üstesinden de kolay gelemiyorum. Bir gün misafir ağırlamak bile benim gücümü aşıyor. Bu işler yani ev hanımlığı, insan ağırlamak da bence altyapı isteyen şeyler. Fakat ben kendimi hiç bu düzene hazırlamadım. Evlendim ve bir anda hayatım değişti. Beni aldılar büyüdüğüm aileden bambaşka bir aileye hop diye bıraktılar. Hayatım değişti ama ben tabi aynı kaldım. Bu hayatla kendim arasındaki zıtlığı da kaldıramıyorum. Eski hayatımı çok özlüyorum.

Zaten görümcem için de “size emanet artık” deyip duruyorlar, burda çok sıkılacakmış, onu yalnız bırakmayacakmışım vs. Yani evlendiğimden beri gelin olma görevlerim hiç bitmedi. Görümcemle de yaşıtız ama ilişkim çok zorlama. Kendisiyle normal şartlarda asla oturup kalkamam, hiç benim anlaşabileceğim türden biri değil. O anlatır anlatır, ben de he he deyip geçerim, mesaimi bitirir yanlarından ayrılırım. Aslında hepsiyle mecbur olduğum sürece görüşüyorum. Haricinde samimiyet kurmayan, geride duran, mesafeli bir tutum içindeyim. Ama bunu delme konusunda çok kararlılar. Mecburiyetler o kadar fazla ki..

Freelance çalışan biriyim, çoğunlukla evden çalışırım. Sırf bu yüzden beni resmen ev hanımı sanıyorlar. İşim varken var, yokken yok evet ama neticede bir işim var. Ben sürekli ajandamı size gösteremem ki. Maaşlı bir işe girsem de kariyerimde gerilemiş olacağım. Kendi işimi yaparken bırakıp başkasının işini yapmak istemiyorum. Gerçi o şekilde çalışsam da haftasonuna denk getirirler, bir yolunu bulurlar. Mutsuzum, hatta depresyondayım. Görümcemin evliliği de burnumun dibinde bitince yok ben kurtulamayacağım, git gide tükeniyorum dedim ve boşanma fikri aklıma düştü.

Eşimi çok seviyorum, bizim yaşam tarzımız, fikirlerimiz tamamen uyuşuyor ama ailesi işte.. Anneci değil ama annesine düşkündür. O sonuçta bu düzene alışık, belki beni anlamayacak. Beni kendinden yana hiç üzmedi de ama onunla evlendiğim için hayatım hep eksi yöne doğru gitti. 3 yıldır kötüyüm, sağlığım bozuluyor stresten artık. Migren ataklarım arttı, cildim bozuldu, kendimi saldım. Eşim doğru seçim olsa bile bu evlilik yanlış seçimdi. Zaten evlilik insanı olmadığımı hep biliyordum fakat içimde yetişkin olduğumdan beri büyüyen bir anne olma isteği var. Sevdiğim adamla tanışınca bu isteğim haliyle katlandı. Bilmem yargılanır mıyım ama sanırım bu istek olmasa ben evlilik düşünmezdim. (Zaten eşimle bir dönem birlikte de yaşadık, o şekilde bir yol düşünürdüm.) İşe bakın ki 1 buçuk yıldır denememize rağmen çocuğumuz da olmuyor..

Neticede ben bu evlilikte ne eş olabildim ne anne, sadece gelin oldum. Artık kimsenin gelini olmak istemiyorum. Galiba bitsin istiyorum. Eşimi suçlamıyorum ama tabiki çoğu erkek gibi ailesine hayır diyemiyor. Zaten ben bu talepler nasıl reddedilir bilmiyorum, karşımda davet beklemeden plan yapan insanlar var ve kötü olmadan reddetmenin yolu da yok. Sorsalar bile hayır deme şansımız yok. Bilmiyorum kv geleceğim dediğinde siz dümdüz hayır istemiyorum diyebiliyor musunuz? Çünkü bahane sununca da alternatif üretiyor tamam deyip geçmiyor.

Bilmiyorum sizce boşanmak dışında bir yol var mıdır? Yanlış anlaşılmasın ben doğruyum onlar yanlış da demiyorum. Ben böyleyim, onlar öyle diyorum. Onlara göre de kendi iç içe geçmiş yaşam biçimleri en doğrusu. Ben sadece buna alışık değilim, kendi aile evimde dahi bireyselliğini koruyan biriydim. Evlenince de evim ayrı, ailem ayrı oldu. (Canım annem evime gelmez bile, beni özlediğinde sen gel ben seni yedirip içireyim der. Eşin de canı istiyorsa gelsin istemiyorsa sakın mecbur hissetmesin der.) Bugüne kadar zorlanmama rağmen hep ben onlara uymaya çalıştım ama gücüm yok artık birilerinin düzenini, idealini, beklentisini yaşamaya. Ben bir insanım diye bağırasım geliyor. Birinin eşi, birinin gelini olmaktan öte gününü nasıl geçireceğini seçme şansını hakeden bir insanım.
kıl dönmesi ameliyatı için gelmek nedir ya? adam bir tarafından parça aldıracak bu neden tüm ailenin gündeminde? eşiniz de sınır koyamıyor belli ki. bazı şeyler karı koca arasında kalmalı. hadi neyse gene söylediler tamam ama açık kalp ameliystı olmayacak yani gelip size destek de olmayacaklar ne diye geliyorlsr? çok uzak bir mesafe degilse gelir geçmiş olsun der, yemeğini yapar çeker gider. ama fazla yüzgöz olmaya çalışıyorlar. ben de sizin gibiyim yatılı misafir sevmem, temizlik dışında öyle ahım şahım bir hazırlık yapmayı da bilmem. bir kadın evlenince bunlar otomatik yüklenmiyor genel kanı aksine. siz mesafeli olmaya çalışarak doğrusunu yapıyorsunuz, ne güzel eşiniz de sizin yanınızda. tek çare kayınvalidenize uygun yolla söylemek. eşiniz de kötü olsa boşanın diyeceğim ama anlattıgınıza göre değil.
 
Buradan bekar nisanli kizlarimiza kamu spotu inanin cici gelinlere kimse saygi duymuyor bakin sevmek falan demiyorum saygidan bahsediyorum hicte cici gelin olmaya calismayin kimse sizi sevsin diye ugrasmayin sinirlarinizi net cizen insan olun sevmeseler bile oyle guzel saygi duyuyorlar ki sasarsiniz konu sahibi guzel arkadasim esini seviyorsan bir kere acik.ve net sekilde konus ama direkt aileni istemiyorum diye degil buraya yazdigin gibi konus mutsuz oldugundan kendinden ne kadar verdiginden bahset artik ruhunun bunu kaldiramadigini soyle ailenle arana giremem ben bosanmka istiyorum de oda gercekten seviyorsa gerekeni yapar ama bu arada istemedigin icinden gelmeyen hic bir seyi yapma mesela kv kizini size emanet etmis sikilir demis niye animatormusunuz siz kocasi eglendirsin onu cok istiyorsa gelsin kizinda kalsin cantasi hazir
 
Ben sizi çok iyi anladım çok benzer kişilik yapılarımız var.
Ben bu tavrı tam olarak tanışmaya giderken koymuştum.
Münasip bir kıyafet değil tam da beni yansıtan bir şey giymiştim beğenmeyen şimdi beğenmesin Ben buyum böyle biriyim demiştim.
Fakat benim farkım şu benim kendi aile yapım muhafazakar ben hiç değilim hepsiyle baş etmeyi yok saymayı kendimi ortaya koymayı yıllar içinde öğrendim.
Sizin aile yapınız böyle olmadığı için bu konuda deneyiminiz yok.
Dolayısıyla kendinizi sıyırıp koruyamamışsınız.

Biraz durup nefes alıp kendinize bir bakın derim.
Eşinizle değil başkasıyla da evlenseniz farklı fedakarlıklar olacaktı zaten evlilik biraz böyle bir şey.Biraz sen kendinden verirsin biraz o.
Fakat sizde sorun ven sevilmeliyim kabul görmeliyim duygusu olmuş.
Bu onay alma ihtiyacıyla verilmeyen tavizler verilmiş.
Ailenin seromonileri bitmeyebilir ama size hepsine uymak zorunda değilsiniz.
Kendinizi her durumda geri çekebilirsiniz.
Görümcenin o şehre gelmesi talihsizlik olmuş evet ama bunu da eşinizle konuşacaksınız.
Çok fazla içli dışlı olmak istemediğinizi dile getireceksiniz eşiniz buna önlem alacak.
Veya annesi arayıp ona söylüyorsa anne eşime de sormam gerek o uygun mu bakalım diyecek.Her seferinde böyle yaparsa seve seve bunu öğrenmek zorundalar.
Biraz mücadele edin sınırlar koyun kendinizi kollayın derim ve eşinize de hep anlatın kendinizi duygularınızı.
Vazgeçmeyin hemen evliliğinizden.
 
Burada sorun eşinizde ama.
En baştan annesi gelmeye niyetli olduğunu söylediğinde evin hanımı uygun mu değil mi onunla konuş müsaitliğe göre hareket et anne demesi gerekirdi mesela.
Yüzü olana bu kadarı yeter.

Haa yok yüzsüzse, umursamaz oğlum değil misin senin evin diyerek gelen tipler ise hem vallahi hem billahi ben de umursamam. Öğlene kadar uyur akşam erkenden yatağa gırerım. Odalara kilitlenir iş bahanesi ile çıkmam.
Çayını çorbasını da oğulcuğu koyar neticede onu insan yerine koyup danışmış beni yok saymış.

Yok gibi olurum.

Yapabilirsiniz..
Bu şekilde hayallerindeki gelini değil gerçek sizi tanıyıp kabul edecekler.
Mecbur..
 
Back
X