Biraz uzun olacak ama çok doluyum sevgili hanımlar. Bu sabah bu dizinin ilk bölümünü izledim ve uzun uzun ağladım. Kendi yaşadıklarım, babamın yaptıklarını gördüm orda. Biten iğrenç evliliğimi gördüm. Şu saat olmuş hala ruh gibiyim evde. Dizide intihar etmeden önce saçlarını kazıtan bir kadın vardı. Çok sevdiğim arkadaşım da intihar etmeden önce saçlarını kazıtmıştı. Meğer intiharın en net Belirtilerindenmiş. Neden anlayamadık diye ona üzülerek başladım bu bunalıma. Sonra orda baba şiddetini gördükçe kendi yaşadıklarım geldi aklıma. Onun bizde bıraktığı çok derin izleri düşündüm tüm gün. Öfke problemi, panik, özgüven eksikliği, güvensizlik, sevgisizlik.... bizim hücrelerimize kadar yerleştirmiş hepsini.
babam dışardan muhafazakar, bonkör, merhametli bir adamdır ama birde içini görseniz. Küçükken bizi yanına çağırır, soru sorar, bilemeyince döver veya 1 hafta okul yok diye günlerce okula yollamazdı. Akrabalarla toplanınca bizi çağırır hadi şu sureyi okuyun der, azıcık kekelesek hemen azarlardı. Daha 7 yaşındaydım ve o kadar kalabalığın içinde bir şey okumaya utanırdım. Çünkü onun yüzünden hafif kekemelik başlamıştı. Her şeye azarladığı için. Hala az az var, üstelik hem bende hem kardeşlerimde.
doğru düzgün kıyafet almaz, anneannem vs aldığında da bir şeye kızdıysa onları yırtardı.İnsan içinde giyecek düzgün bir şeym olmadığı için çok utandığım zamanlar oldu. Eski fotoğraflarımı görseniz, beni dilenci zannedersiniz. Niye almazdı? İsrafmış. Ama günde 3 paket sigara içerdi.
annemi ve bizi hep zina işlemekle suçladı. Markete gittik, gizli gizli erkeklerle mi buluştunuz derdi. Annem balkonda çamaşır assa karşı komşuya iş mi atıyorsun, terziye gitse terzi ile mi kırıştırıyorsun... hep ağlatırdı kadını. Annemin de kimsesi yok. Gidemedi çünkü o gitseydi babam bizi okutmazdı. Hiç unutmam daha 10 yaşındayım, ellerim çatlamış. Anneannemin aldığı Arko krem vardı. Onu sürdüm. Sen kime süsleniyorsun diye beni dövmüştü ve yine 1 hadta okula yollamadı. Ama kendisi parfümleri sıkar sıkar annemi aldatırdı. Ben kaç kere yakaladım aldattığını.
erkek kardeşimi evden kovardı hep. Bir kere hasta olduğu için altına kaçırmıştı. Daha 8-9 yaşlarındaydı. Dövüp evden atmıştı. Kömürlükte yatmıştı da annemle ben inip almıştık.
Çatalı niye düşürdün, neden sofrada kaşık eksik, niye çok güldünüz, neden zil çalar çalmaz açmadınız, niye çok uydunuz, neden dizi izliyorsunuz,müzik dinlemeyin, gezmeyin, arkadaş edinmeyin.... hepsi kavga sebebi. Hatta arkadaşımız olmasın diye eve gelen arkadaşlarımızın yanında bir bahane ile kavga çıkarırdı. Biz de bir daha kimseyi çağıramaz olduk. Sonra bizi suçladı.Sizin yüzünüzden eve kimse gelmiyor diye.
yazdıkça ağlıyorum ve ağladıkça nefretim artıyor. Şu yaşımda hala geberse diye dua ediyorum. Aylardır görüşmüyoruz, annem de boşandı zaten. Ama en son akrabaları arayıp korona olmuşum kimse bakmadı bana, hepsi analarının peşinden sikti... gittiler deyince kayış koptu bende. Ki korona falan da olmamış.
bugün başıma bir iş gelse en son arayacağım insandır. Çünkü üniversitede hem okudum hem çalıştım. Lisede bursla okudum. Ondan zerre iyilik istemedim. Abartmıyorum sadece yiyecek içeceğimizi alıyordu. Onda da çok yedik diye kızardı hep. Lokma sayardı. Roman okuduk diye kitaplarımızı yırtardı mesela.Bir insan kitaplardan bile niye nefret eder? Her sabah bugün neye kızacak diye Uyanmak çok zor.
uzun oldu kusura bakmayın ama kimseye anlatmaya gücüm yok. Ondan öyle nefret ediyorum ki.Ölse keşke. Ve keşke herkes baba - anne olamasa. İnsnaın evlat, anne ve babası ile imtihan olması en ağırı sanırım.