Ay umarım ifşa olmam, bi tane daha var ortaokulda.
Bizim geleneksel her sene bilim fuarı yapılırdı halka açık, herkes bi standın başında beklerdi.
Bize kimya standı düştü; orada kolonya yapıp millete ikram ediyoruz filan. Ölçüler belli işte, su etil alkol, biraz da limon esansı karıştırıp işte "Hoşgeldiniz" edasıyla ellere döküyoruz, tebessümler gırla..
Ama şöyle bir nokta atlanmış, bize pipetler için puar vermemişler. Puarı bilmeyenleriniz için kısaca geçeyim; bir çeşit manuel vakum gibi düşünün, işte cam pipetlere etil alkolu vs ölçüsüne göre çekmek için o alet kullanılır. Amma ve lakin o alet olmayınca biz ağzımızla asıldık.
Kaç kere ağza geldi o etil alkol, buharına da maruz kaldıkça zaten biz ömründe alkol görmemiş ortaokul bebeleri hafiften kafayı bulduk. Karnımız da aç öğle arasına gideceğiz. Başım bi döner, bi değişiklik var bende ama tahlil edemiyorum kendimi, keza yanımdaki arkadaş da öyle ota bka gülüyoruz filan.
Neyse bi fastfoodcuya girdik, siparişleri verdik bekliyoruz. Geldi, yemeye koyulduk. Zaten hangi ara yemişim belli değil, hamburger önüme geldi ve direkt yok oldu. O sıra bir arkadaş var, narindir az "Ayyy içinden kıl çıktı" dedi. Biz de "Vay efendim bu nasıl rezalet, zaten her şey iğrençti"ye bağladık. Ne biçim haldeyim belli değil, öyle bir gaza gelme potansiyeli var bizde o an.
Şikayet kartlarından aldık dolduruyoruz, masada rahat bi 8-10 kişi varız, ikimizin kafası az iyi gibi.
Öyle bir şikayet formu doldurulamaz yani, Allah, bir insan, bir ortaokul çocuğu.... Artık kelime haznemiz neye yettiyse, öylesi hakaretler filan. Belki de kıl çıkmadı bile, hatırlamıyorum.
Neyse 10 kişinin şikayeti tek tek dolduruldu, hepimiz zaten adamlara vermiş veriştirmişiz. Dedik kimse bilgisini vermesin he. Öyle isimsiz kutudan attık, daha doğrusu arkadaş attı hepimizinkini toplayıp.
Bu akıllım da düzgün düzgün eleştirmiş adını telini vermiş, bizim gibi coşmamış. Akıllım bir de hepsini, tüm yazdığımız formları iç içe katlayıp atmış.
Neyse günler geçti, bir telefon; bu arkadaş arıyor:
"Gangsta adamlar bizi dava edecekmiş, özür dilememiz lazım"
"Şaka mı yapıyorsun ne diyorsun" derken döküldü bizimki.
İç içe katlanınca adamlar bunun tel nodan ulaşmışlar, haliyle zincirleme olarak 10 kişiye de ulaşmış oluyorlar. Durduk yere adama "Bezefenk müdürler kıllı hamburgeri görmüyorlar" filan da dedim yani

Ayıp ki ne ayıp.
Neyse adama numaramı da vermiş arkadaş, adam nuh der peygamber demez, içerlemiş o bezefenk lafına

Ya çocuğuz işte duymuşuz, bi yerde de kullanmışız. Ayıp ettik haklı da, ne bileyim çok korkutmuştu, kafa da iyiydi zaten o an ne yazdım onu da kestiremedim.
Artık utana sıkıla babama açtım konuyu. Biz elin heriflerine, kadınlarına böyle böyle dedik filan...
Babam bi azar kaydı zaten "Hiç beklemezdim senden, ne büyük ayıp" diye, ben yerin dibi...
Sonra adamla görüşmeye gitti genel bir özür olsun, kızlar da korkmasın daha fazla diye.
Ve...
Şaka gibi ki keşke şaka olsaydı. Adam babamın arkadaşı çıkmış.
Babam ne biçim utanmıştır hayal dahi edemiyorum. Adam demiş "Benim de iki kızım var ve böyle bir hakaret bilmezler" diye filan konuşmuş. Babam bi azar daha kaydı eve gelince. Ayy... Allah kahretmesin, böyle tesadüf olamaz dedim.