- 29 Aralık 2010
- 8.416
- 23.879
- 548
- Konu Sahibi denizderya07
- #41
Bu forumu işte bu yüzden çok seviyorum, dili güzel kullanan hayat tecrübesini bu denli iyi ifade eden insanlarla bir arada olmak güzel, insan öğreniyor.Ben sizi anladım.
Kendimi yeterince ifade edemedim endişesiyle tekrar izah etmeye çalışayım;
Sizin için "birilerinin merakını gidermek", "özgeçmişimi anlatmak" olan, ve sizin için çalışmak için gidilen yerde olmaması gereken şeyler var. Ben diyorum ki, karşınızdaki kişilerin aynı konulara yaklaşımı sizden farklı. Çalışmak için gidilen yerde konuşulacak, konuşulmayacak şeyler hususunda bilgi-görgüleri sizden farklı. O kadar ki, örneğin sizin zaten meraklanmamalı, meraklansa da sormamalı diye düşündüğünüz şeyler, onlara göre ne var bunda yahu...
Siz bana tekraren, sizin baktığınız, bildiğiniz, olduğunuz, edindiğiniz yerdeki kavram, görgü, bilgiyi anlatıp, bunlar bu işyerinde çalışanlarca benimsenmemiş olduğu için, rahatsız olduğunuzu, sinirlendiğinizi anlatıyorsunuz.
83 milyonluk bu ülkedeki herkes maalesef ikinci bir siz değil diyorum ben de, ve ikinci bir siz olmayan insanlardan farklısınız, ama bu, sizin doğrunuz onların doğrusunu ortadan kaldırır ya da kaldırmalıdır anlamına asla gelmeyecek bu hayatta diyorum. Onların yaşam biçimi, yaşamı algılayış biçimi sizinkinden farklı diyorum. Eğer kendinizi olması gereken, onları da yanlış diye etiketlerseniz, ve "böyle olmamalı" diye sinirlenirseniz, bu sadece sizi yorar, o yüzden, kendinize ait üslupla, onlarınkilerin iki ayrı merkez olduğunu, birinin diğerinden daha önemli olmadığını farketmeniz lâzım diyorum. Farklı bir" kültürün" varlığını, sinir ve öfkeyle karşılamak, sadece sizi yorar, yıpranırsınız diyorum.
Konunuz bekar olmak ağırlıklı ve mahalle baskısı denilerek açılmış olduğu için, yaşın kaç nerelisin sorusunun değil de, evlilikle ilgili soruların değersiz hissetmeye meylettirdiğini düşündüğüm için, önceki paragraflarımın içine onunla ilgili ayrı bir satır, talep ettiğiniz gibi bir -kendimce- tavsiye eklemiştim. Bu sizi rahatsız ettiyse, içtenlikle özür dilerim. Umarım bu, diğer paragrafları tamamen yok saymanıza vesile olmaz. Çünkü, üzüntünüzü gerçekten anlıyorum, ve içinde olduğunuz durum, tek başına çocuk yetiştirmiş bir kadın olarak, aşina olmadığım bir durum değil.
Kolaylıklar dilerim.
Konu sahibi arkadaşım ben de bu yoruma benzer düşünceler içindeyim. Öncelikle beğenelim veya beğenmeyelim (ben beğenmiyorum mesela) toplumumuzun fazla iç içe bir yapısı olduğunu kabullenmek, insanlara o kadar da kızmamak lazım. Yani bu soruları bak şimdi denizderyayı nasıl gıcık edeceğim dur bi hayatına burnumu sokayım hisleriyle sormuyorlar. Meraklılardır, görgüleri eksiktir, böyle sorular sorulmazı öğrenmemişlerdir vs. Öte yandan bu tabi ki her türlü meraklarını tatmin edeceğiniz anlamına gelmiyor. Şimdilerin moda tabiriyle sizin de sınırlarınız olduğunu bilmeliler. Tatlı sert "ablacım görüyorsun işte yüzüm gülüyor hayatım tıkırında nasipte ne varsa olur çok şeyetme bunları" gibisinden yanıtlar verebilirsin. Bir ikiden sonra sormamaya başlarlar. Az burnu havadalıkla karışık güler yüzlü ama mesafeli bir ilişkiyi zamanla oturtursunuz. Sanane kardeşim işine bak tarzı tepkiler zamanla ortamdan izole antipatik olmanıza neden olur sonunda yine siz mutsuz olursunuz.