- Konu Sahibi mrsduzcelee
- #1
arkadaşlar nereden nasıl başlayım bilemedim. ama öncelikle eşimin durumunu anlatarak başlayayım en iyisi.
geneç yıl mayıs ayında eşim rahatsızlandı. tansiyonu 7-4 e düşerken aynı anda nabzı 148lere çıktı. anormal bir durumdu ve bayılmasına yol açıyordu. iş yerinde de bayılmış acile kaldırmışlar filan. haliyle elinin ayağının titremesinden bir şey yapamıyordu işte. bir de bu durumunun geççmesi için verdikleri ilaç fazlaca uyku yaptığından sürekli uykulu ve bitkindi. evlendiğimizden beri ara ara benim yüzümden ani izinler alması gerekti. tansiyonum aniden çıkınca doktora götürmek için filan. patronu işlerimi akstıyorsun diyerek işten çıkarttı. 5 yıldan fazladır orda çalışıyordu. ve iyi anlaşıyorlardı. neden böyle bir şey yaptığını anlayamadık. ve eşim bunun yani böyle ortada bırakılmanın etkisiyle depresyona girdi. 1,5 yıldır ne öyle gezmeye gidiyoruz. ne devamlı gelen misafirlerimiz geliyor. ne de balkon sefası yürüyüş gibi hobilerimizi gerçekleştiriyoruz. bu arada burnundaki yamulan bir kemikten dolay ameliyat oldu. daha sonra da kendini toparlayamadı uzunca bir süre. daha öncesinde ise evlilikti benim eş durumu özrüm için gelmemi beklemekti derken askerliğisürekli ertenmek zorunda kaldı. (önümüzdeki ay kaçışı yok gidecek) ve yeni bir iş buşlması için de askerlik hep engel. neyse gidecek işte. bu arada ben öğretmenim. eşimin istediği için değil iş bulamadığı için çalışmıyor ben biliyorum. 1,5 sene oldu nerdeyse
şimdi askere gidecek ve ben yalnız kalıcam.
mahalledeki dedikoduları sıralayım:
1. eşimin beyninin etini yiyormuşum ben eve para getir hep benim paramı yiyon diyormuşum. birileri kulaklarıyla duyduğuna bile yemin etmiş evim 3. katta. nasıl duydularsa olmayan bir şeyi onca mesafeden.
2. eşim askere gidince ben evdeki eşyaları bir oda gibi bir yere kaldıracakmışım. sonra kayınvalidemlerde kalacakmışım
3. eşimin askere gitmesi filan hep yalanmış. o askere gidiyom diye burdan gitcekmiş ben deo gidince tayinimi alıp gidecekmişim bunun için de 2 teorileri var
a. biz boşanıyormuşuz. duyulmasını istememişiz
b. buralarda borç harç içindeymişiz herkese borcu takıp gidecekmişiz(borcumuz yok değil ama çok şükür bankaya şahsa değil)
4. benim çocuğum olmuyor diye eşim beni boşamak istemiş bende nolur beni boşama ben sana bakarım sen çalışma yat demişim (5 yıllık evliyiz çocuğumuz yok)
böyle işte.
tabiki bunlarn hiçbiri benimiçin çok önemli değil. ama insan üzülüyor ne de olsa.
bunların cevaplarını nasıl verebilirim. kimlerin dediklerini de bilkmiyorum
işin garibi ev sahibim ve 2 komşumdan başka kimseyle gdip gelmem. ama selamımı da eksik etmem. bahçede görürsem selam veririm hal hatr ederim. iş yapıyorsakolaylıklar dilerim filan. sonuçta küçük bir yerde öğretmenim ve mahallenin geliniyim. bu tür incelikleri severek yaparım yapmazsam da ayıp olur. kaynanamlara yakışmaz öyle bir davranış onları düşünürüm.
bugün ev sahibim geldi kızm evimi boşaltacaksınız diye sordu bu dedikodulardan bazılarını söyledi. akşam kaynanama gittim. kızım yanlış anlama gelininle oğlun boşanıyorlar mı doğru mu diye sordu. öyle bir şey var da bana mısöylemiyonuz dedi(kendisi panik atak hastas)
anne gönlünün ferah tut dedim. beni biliyorsun ben bugün paran varyanındayım yarın yok hadi bana eyvallah diyecek karakterde değilim lütfen böylr yanlış düşüncelere kapılmayın dedim
bu tür dedikodulardan nasıl kurtulacağım. nefret ederim arkamdan konuşulmasından.
off çok uzattım kusura bakmayın.
takma kafana diyeceksiniz biliyorum ama elimde değil. takıyorum işte. cevaplarını vermem lazımmmmm
geneç yıl mayıs ayında eşim rahatsızlandı. tansiyonu 7-4 e düşerken aynı anda nabzı 148lere çıktı. anormal bir durumdu ve bayılmasına yol açıyordu. iş yerinde de bayılmış acile kaldırmışlar filan. haliyle elinin ayağının titremesinden bir şey yapamıyordu işte. bir de bu durumunun geççmesi için verdikleri ilaç fazlaca uyku yaptığından sürekli uykulu ve bitkindi. evlendiğimizden beri ara ara benim yüzümden ani izinler alması gerekti. tansiyonum aniden çıkınca doktora götürmek için filan. patronu işlerimi akstıyorsun diyerek işten çıkarttı. 5 yıldan fazladır orda çalışıyordu. ve iyi anlaşıyorlardı. neden böyle bir şey yaptığını anlayamadık. ve eşim bunun yani böyle ortada bırakılmanın etkisiyle depresyona girdi. 1,5 yıldır ne öyle gezmeye gidiyoruz. ne devamlı gelen misafirlerimiz geliyor. ne de balkon sefası yürüyüş gibi hobilerimizi gerçekleştiriyoruz. bu arada burnundaki yamulan bir kemikten dolay ameliyat oldu. daha sonra da kendini toparlayamadı uzunca bir süre. daha öncesinde ise evlilikti benim eş durumu özrüm için gelmemi beklemekti derken askerliğisürekli ertenmek zorunda kaldı. (önümüzdeki ay kaçışı yok gidecek) ve yeni bir iş buşlması için de askerlik hep engel. neyse gidecek işte. bu arada ben öğretmenim. eşimin istediği için değil iş bulamadığı için çalışmıyor ben biliyorum. 1,5 sene oldu nerdeyse
şimdi askere gidecek ve ben yalnız kalıcam.
mahalledeki dedikoduları sıralayım:
1. eşimin beyninin etini yiyormuşum ben eve para getir hep benim paramı yiyon diyormuşum. birileri kulaklarıyla duyduğuna bile yemin etmiş evim 3. katta. nasıl duydularsa olmayan bir şeyi onca mesafeden.
2. eşim askere gidince ben evdeki eşyaları bir oda gibi bir yere kaldıracakmışım. sonra kayınvalidemlerde kalacakmışım
3. eşimin askere gitmesi filan hep yalanmış. o askere gidiyom diye burdan gitcekmiş ben deo gidince tayinimi alıp gidecekmişim bunun için de 2 teorileri var
a. biz boşanıyormuşuz. duyulmasını istememişiz
b. buralarda borç harç içindeymişiz herkese borcu takıp gidecekmişiz(borcumuz yok değil ama çok şükür bankaya şahsa değil)
4. benim çocuğum olmuyor diye eşim beni boşamak istemiş bende nolur beni boşama ben sana bakarım sen çalışma yat demişim (5 yıllık evliyiz çocuğumuz yok)
böyle işte.
tabiki bunlarn hiçbiri benimiçin çok önemli değil. ama insan üzülüyor ne de olsa.
bunların cevaplarını nasıl verebilirim. kimlerin dediklerini de bilkmiyorum
işin garibi ev sahibim ve 2 komşumdan başka kimseyle gdip gelmem. ama selamımı da eksik etmem. bahçede görürsem selam veririm hal hatr ederim. iş yapıyorsakolaylıklar dilerim filan. sonuçta küçük bir yerde öğretmenim ve mahallenin geliniyim. bu tür incelikleri severek yaparım yapmazsam da ayıp olur. kaynanamlara yakışmaz öyle bir davranış onları düşünürüm.
bugün ev sahibim geldi kızm evimi boşaltacaksınız diye sordu bu dedikodulardan bazılarını söyledi. akşam kaynanama gittim. kızım yanlış anlama gelininle oğlun boşanıyorlar mı doğru mu diye sordu. öyle bir şey var da bana mısöylemiyonuz dedi(kendisi panik atak hastas)
anne gönlünün ferah tut dedim. beni biliyorsun ben bugün paran varyanındayım yarın yok hadi bana eyvallah diyecek karakterde değilim lütfen böylr yanlış düşüncelere kapılmayın dedim
bu tür dedikodulardan nasıl kurtulacağım. nefret ederim arkamdan konuşulmasından.
off çok uzattım kusura bakmayın.
takma kafana diyeceksiniz biliyorum ama elimde değil. takıyorum işte. cevaplarını vermem lazımmmmm