Şu an oturdum ağlıyorum hüngür hüngür... Günlerdir okumadığım yazı, bakmadığım site kalmamıştı nette; ama aradığım şey burnumun dibinde, buradaymış.. hem de yeni açılmış başlık.. Allah senden razı olsun arkadaşım bu konuyu açtığın için... İnsanın aynı durumda olan birilerini bulması gibisi yok..
Ağustos başında doğum yaptım, küvez vs. derken sütüm hiç gelmedi.. hastanede pompalamaya da çalıştım, bir damla bile akmadı.. O dört gün boyunca hüngür hüngür ağladım, sütün hiç gelmediği olur mu ki diye araştırdım ama yokmuş öyle bir şey, illa ki gelirmiş.. hatta annemin evlatlık aldığı bebeği psikolojik olarak kendini adapte edip sütünün gelmesini sağlayarak kendisi emziren bir arkadaşı var.. tüm bunları düşünüp, iyice konsantre olup bir manuel makina edindim, sağmaya çalıştım evde. Beşinci günün akşamı 4 saatlik bir sağım mücadelesinin sonunda elimde 3-4 cc (eder mi bilmem) kadar olduğunu tahmin ettiğim 10-15 damla sarı süt vardı... ne olsa kardır dedim, yılmadım, birkaç gün devam ettim.. bebeğe de emzirtmeye çalıştım göğüslerimi (tabii ki mama ile besliyordum o esnada hep), kof göğsümü zorla ağzına tuttum, ki ağzına alınca hüngür hüngür ağlıyordu oğlum... Derken 1 hafta falan sonra 20 cc.lere ulaştım.. Arada sık sık hastaneye gittim sarılık yüzünden, bebeğimden, elinden kan alındı bir defasında, ciyak ciyak bağırıyor canım yavrum; hemşire "emzir de sussun" dedi... "sütüm gelmiyor, ağlaması artıyor memeyi verince dedim". Klasik tabii "emzirdikçe gelir, ağlıyor diye emzirmezsen, mamayı dayarsan gelmez tabii" dedi... Sesimi çıkartmadım, bebeğime ağlamasına rağmen memeyi dayadığımı, her 2-3 saatte bir azıcık süt sağmak için bütün gün yatak odasına kapandığımı (çünkü kayın pederim de evde bütün gün, memeler açıkta içeri gir dışarı çık yapamıyorsun ve bir odanın içinde yaşıyorsun) ve nasıl mücadele ettiğimi söylemedim... E ağlayınca nasıl susturayım o zaman diye de sormadım.
Bu arada o herkesin bahsettiği çok iyi bilenler tayfası komple etrafımda; ya yanımda ya da telefonda (yanında olmadan da moral verme becerisine sahipler)...Anneler, yengeler, teyzeler, arkadaşlar... Herkes süt uzmanı. E ben de internette araştırmak dışında hiç bir şey bilmeyen bir çaylağım.. Önce beslenmeme el atıldı; humana çay, rezene çayı, tahin helvası, sarı üzüm, armut, iç börülce, incir, yeşillikler...aklınıza ne geliyorsa yedim, içtim, içtiğim şeyler dışında da 3 litre civarında su tükettim (80 ile doğuma girmiştim, bunları yaparken 77 falandım, bi de kiloma kilo kattım yani). 20 cc oldu 30 cc, bazen 40 cc.. Ha bir de gelen bu bol miktarda sütün, Ağustos ayında kolsuzla evde oturduğum için üşüttüğümü ve bebeğe de gaz yaptığını söyledi bir de kayınvalidem (bebeğe annenin üşütmesinden dolayı gaz olmaz bu arada)...
Telefonda doğum için tebrik edenlere telefon açtığımda tüm sohbet süt arttıran yiyecekler, sütümü uyursam ya da psikolojim güzel olursa arttırabileceğimle ilgili konuşmalar.. Tamam herkes iyi niyetinden anlatıyor bildiklerini, amaç yardımcı olmak ama, arada geçen"mama verme" cümlesi var ya, o beni bitiriyordu işte.. Sanki zehir veriyorum. NE VEREYİM? diye bağırmak istiyordum her diyene..
Ha bu arada ola ki ileride sütüm gelirse diye bebeğimi biberona alıştırmamak için verdiğim kaşıkla mama mücadeleleri, bebeğimin mememi istememesi ve mamayı memeden dökerek memeye alıştırma çabalarım vs.. Normal gelen bir sütle 2 saatte bir emzirirken emzirenler, ben o 2 saatimi bebeğe mamayı bu yollardan vermek için 1 saat, sonra da sağmak için 1 saat harcıyordum ve yeni acıkma saati geliyordu.. "Emzir" diyen aynı kişiler de bir de "iyi uyuman lazım" diyorlardı...
Velhasılı şu an bebeğim tam 64 günlük ve sütümün miktarı artmadı. En fazla 50 cc.yi gördüm biberonda; o da iki günde bir en fazla bir kez olabiliyor. 3 saat sonra yeniden sağınca 5 cc. çıkıyor en fazla (biberonda 20 cc.nin altında işaret bile yok, 5 cc. yapar mı onu da bilmiyorum). Yani iki günde taş çatlasa 100 cc. çıkarsa çıkıyor. Bebeğime ancak atıştırmalık bir öğün gibi bir şey.. Günlerce hep umut ettim, ya gelirse dedim, konsantre oldum, o evlat edinenleri düşündüm, benim kesin gelir dedim moral verdim kendime.. Mama vermek o kadar zor geliyor ki... Bebek ağlıyor, sen suyun kaynamasını bekliyorsun kucağında ağlayan bebeğinle, sterilizasyonu, hijyeni, dışarı çıkarken yanında biberon, termos içinde sıcak su, başka bir şişede temiz soğuk su, mama taşımak, unutursan apar topar eve dönmek, sonra, mamanın gaz yapması, köpürmesi, marka araştırıp hangisinin iyi olduğuna kafa yorup durmak vs.vs.. Hele hele bir de emzirmenin manevi hazzı... İşte en çok da ona ağladım, hala da ağlıyorum; bebeğim bana bakarken mememi emecekti, ayağını oraya buraya atacaktı, elini tenime değdirecekti, tırmalayacaktı, vuracaktı, ben konuşurken emmeyi bırakıp bana bakacaktı, sonra susunca tekrar devam edecekti, her ağladığında mememi verince annesinin sıcacık göğsünde susacaktı, daha büyüyünce kendisi açmaya çalışacaktı göğsümü emmek için... işte bu düşünceler var ya, hamile kalmadan önceki en büyük hayalimdi, anneliğin en güzel anlarının hep emzirme anları olduğunu hayal etmiştim, çok istemiştim... Sütüm gelmediği için bundan mahrum kalmak var ya, en çok da bu koyuyor bana; dayanamıyorum, bunu her düşündüğümde tutamıyorum, gözyaşlarına boğuluyorum..
Ama artık eşim çok ama çok kızıyor bana. "Olmadığını artık gördün, kendini harap ettin, değer mi, bebeğe iyi bakamaz hale gelmeye başladın, eli kolu sağlam, oturup şükretmek varken buna ağlanır mı, yazık hepimize, bırak artık bu mücadeleyi" diyor. Sanırım haklı da...
Evet, mama zehir değil, bizim gibi emzirmeye hasret ama çaresiz kadınların sihirli iksiri hatta..
Çok sağol arkadaşım, hislerime tercüman olduğun için.....