Feryalcim, ben 22 yaşındayken 33 yaşında biriyle evlendim.
Başlarda her şey çok doğru görünüyordu, sonra bir gün fark ettim ki sırf eşime olan aşkımdan dolayı, ona yakın olabilmek uğruna, onun dünyasına uyum sağlayabilmek adına 30 yaşında gibi davranmaya başlamışım.
Abla, abi demediğim hiçbir arkadaşım yoktu.
Senelerce "sen sus bakiiim.. sen daha küçüksün, bilmezsin..." esprilerine maruz kaldım.
Hafta sonları, akşamları ben gezelim, görelim, çıkalım derken eşim kafam kaldırmıyor benim artık diye evde oturmayı tercih eder, tatillerde sessiz sakin tatil yörelerine götürürdü.
Beni sürekli bir uyarma, ikaz etme, tembihleme tavırları içine girerdi ister istemez.
Ne de olsa ben daha "çok gençtim" "toydum" "cahildim"...
En acı koyanı da ne olurdu biliyor musun?
Bayramlarda ailenin en büyüğünde toplanırdı bütün sülale.
Yemekler yenilip, ortalık toplandıktan sonra gençler toplaşıp dışarıya çıkarlardı.
Bazen bir bara, bazen sinemaya.. vs. vs.
Eşim yaşça onlardan epey büyük olduğu için biz kalırdık, gitmezdik.
Ve bana dönüp ".. onlar genç, eğlensinler..." denilirdi.
Ben de gençtim halbuki ama ben kahvelerini, çaylarını ikram eder... onlar sohbet halindeyken köşede oturur sus pus dinlerdim sadece.
Evliliğim boyunca eşimin gölgesinde yaşadım yaş farkından dolayı.
Sonunda da bitti zaten.
Bu bende böyle oldu diye, sende ya da başkasında aynı şey olacak demek asla değil.
25 yıl yaş farkı olup da inanılmaz mutlu çiftler de var.
Yine de bu riski göze almaya değer mi değmez mi.... pek emin değilim..