Mantralarım

inciitanesi

Popüler Üye
Pro Üye
29 Ocak 2017
4.440
8.478
158
-Bu dünyada senden bir tane daha yok, önce kendini sev, sonra kendine iyi geleni sev :)
-Hatırladığında 'iyi ki' diyeceğin anılar biriktir.
-Her ortamı kendi boyalarınla boya.
-Kendi cenazenize katıldığınızı düşünün. Aileniz, eşiniz, çocuklarınız, iş arkadaşlarınız ve toplumdan başka birileri sizin hakkınızda konuşma yapıyor. Ne söylesinler isterdiniz? Bu dünyadan nasıl bir hayat yaşamış olarak ayrılmak istersiniz?
-Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın! İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder. İnsanın tüm evrende kesin olarak düzetebileceği tek bir şey vardır… KENDİSİ!
-Bugün değilse ne zaman!
-Olumlu ya da olumsuz düşünceler, zihnimizde kartopu etkisiyle çoğalarak büyür. O nedenle zihninizde hangi düşüncelere yer ayırdığınıza tekrar bakın. Neye odaklanırsanız ondan sonuç alacağınızı unutmayın.
-"Bu olay, 1 yıl sonra hatırlayacağım önemde mi?" diye kendimize tekrar sormak gerek. Eğer cevap "Hayır" ise, lütfen o olayı kenara koyun ve devam edin. Çünkü vücudunuza yaptığı hasara değmez!
 
Tülay Kök
Dertleşmek dedikodu sayılır mı?

Acı çeken kişiye sarıl, üstünü ört. Daha sonra kendi başına iş açacak yorumlar yapma,rahatlamasını sağla.
Her şeyi anlatarak ,ilişkini yorma. Biraz ayıklayarak anlat.

Psikolojik Sağlam İnsan
Bu bir yetenek değil. Hem hassas, hem duygusal hem de psikolojik olarak sağlam olabilirsin.
Travmatik olayları atlatma becerisi. Etkilenmemek değil, elbette etkilenebilir, acı çekebilir.
Psikolojik sağlam insanlar yaptıkları işi iş gibi görmüyorlar, sadece para için yapmıyorlar. Mecburum demiyorlar. Yaptıkları işte bir anlam bulan insanlar. Makam, mevki ile ilgisi yok.
Maneviyatları kuvvetli, sorunları aşabileceklerine inanıyorlar. sorunları kabul ediyor, yüzleşiyor.
Büyük acıların çaresi her zaman çok zaman almaz.
Kendimiz de dahil olmak üzere, hayatta her şeyi ciddiye almamalıyız. Oyunlar oynanıyor, gemiler mukavvadan yapılmış.
 

Sinirlerimizi zayıflatan temaslar: Direnç​

Sinirlerimizi kullandıkça zayıflar. Hiçbir anlamı olmadığı halde girdiğin sinir harplerini düşün: Ne gerek var???
Israrla o teması sürdürdüğümüzde hem sinirlerimizi bozuyoruz hem de karşı tarafın değişme ihtimalini azaltıyoruz. İnsanlar bir durumdan çıkmamak için direniyorsa ordan bir gizli kazanımı vardır (Belki kendileri de farkıda değildir). Direnci gördüğümüz noktada geri çekilmeliyiz. Değişim hızımız olması gerektiği kadardır, olması gerektiği gibidir.
Strese giren bitkinin bile büyümesi durur. Karşı tarafı değiştirmeye çalışma, ben burdayım de kenara çekil. Direncin olduğu yerde bir şey yapamazsın zaten.
İnsan insanla beslenir. temasla bunu sağlıyoruz. kişisel algılama direncin seninle hiçbir ilgisi yok. sınırlılıklarımız var, insanların da sınırlılıkları var.

Psikolojik Yüklerden Kurtulun​

Dayanıklı olmak istiyoruz, sinirlerimiz bozulmasın istiyoruz.
 

Ruhsal yorgunluğa sebep olan içsel durumlar​

Manevi yorgunluk kendi içimizden kaynaklanabilir.​

 

Durumlar ve duygular​

Bazı ortamlarda kendimizi yabancı hissederiz, oraya ait değilmiş gibi hissederiz. Dışlanmak herkesin başına gelebilir, sahip olduğumuz nitelikler buna engel olmaz. Gerçekler ve duygular bazen bizi farklı yönlere götürebilir. Değersizlik duygusu gerçek mi yoksa senin inançlarından mı kaynaklanıyor?
Çocukken kendimizi ifade etme ihtiyacımız karşılanmadıysa biz boyun eğici, aşırı fedakar biri olabiliriz.
Dışlanmışlık hissi, kabul edildiğin bir ortamda bile seni bırakmayabilir. Değer görmemek başka, değersizlik hissi başka.
Hep benim başıma geliyor diyorsan....İnançlarını gözden geçir.
Duygularımızın kaynağı sadece yaşadığımız olaylar değildir.

İnsanları değiştiremezsin, bunu kabul etmek zo-run-da-sınnn
 
Son düzenleme:

Affetmek kabullenmek midir?​

Affetmek sana yapılanı kabul etmek değildir. biz insanların bize verecekleri zararı kabul ediyoruz. bu insanın sana ne kadar yaklaşacağına karar verirsin. "neden böyle yapıyor, ben ona ne yaptım" vs kısır döngüye girme. kabullen. her şey hayal ettiğin gibi olmayabilir. Bu insan hep böyle. basit düşün. nasıl olması gerekir diye düşünerek ömrünü tüketme.

El iyisi ev delisi insanlar size nasıl zarar verir?​

eşin olabilir, çocuğun olabilir, anne-baban olabilir. sana karşı nasıl? sen hangisine maruz kalıyorsun? bu tarz insanlar dışarıda herkese evet der. ama kaybetmeyeceklerine emin oldukları insana karşı zalim davranır. dış dünyada kendini koymaya cesaret edemezler. hayıt diyemezler. var oluş mücadelesi göstermezler. sevilmemekten, dışlanmaktan korkarlar, mücadele etmezler.
sınır problemi olan insanların eşleri mutsuzdur. ruhsal anlamda şiddete maruz kalmış oluyorlar. "insanın nazı sevdiğine geçer" diyenler olacak. ama bu naz değil. kötü davranış ve nazı birbirinden ayır. bu kötülüktür. sana zarar verir. seven sevdiğine böyle davranmaz.
onun seni etkilemesine, senin üzerinden var olmasına izin verme. sinir uçlarını kaşıyacak davranışlarda bulunacak. onunla iddialaşma. haksız yere seni suçladığında sakın ha tuzağa düşme!! anlatmaya çalışma. kendini koru. evin müsaitse oda değiştir, duygularında iniş çıkış olmasın. sinirlenme. nötr davran. duygularının üstünü kapat, dalgalanmasına izin verme.
 

Anne babaların endişe duymaması gereken konular neler?​

annenin kendi ihtiyaçlarını çocuğun onayını almak için feda etmesi de sıkıntılı. çocuğun yönetemeyeceği kadar alan açmış oluyorum.

Annelerin en büyük kaygısı​

 

Diş sıkarak yaşamak sabır değildir​

off off yaparak hayat geçmez. şu da bitsin de vs vs diyerek hayat geçmez.
 

Hatasız kul olmaz!​

onu küçük düşmekten korumaya çalışırken, kendi olma hakkını elinden alıyorum ve cesaretini kırıyorum. ona akıl verdiğimizde ona ait olan alana girmiş oluyoruz ve eyleme geçme kabiliyetini elinden almış oluyoruz. oysa o kişi küçük mü düştü yanıma gelebilmeli, onun cesaretini asla kırmamalıyım. bırakın insanlar cesaret etsinler. ama işler istedikleri gibi gitmewzse utanmadan sıkılmadan yanına gidecekleri kişi siz olun.

Misafire yapılan kek neden kabarmaz?​

 

Kalbimizi kırılmaktan nasıl koruruz?​

kalplerin birbirine olan yakınlığının getirdiği duygusal ağırlığı kaldıramayabiliriz

Ruhumuzun en sevdiği gıdalar​

kalbiniz değerli, sürekli olarak kimseye vermeyin.. İyi hislerinizin nedeni kimse degil, sizin hissetme kapasitesine sahip olmanız..
karşı tarafa onu söyleme cüretini sen verdin...
 

Toksik bir ilişkide olduğumu nasıl anlarım?​

Kaçış rampası metaforu
toksik olan karşındaki insan değil, toksik olan ilişkidir. saklandın, gizlendin, bitti.

Yaşlanma korkusuyla nasıl başa çıkılır?​

 

Kabullenme sanatını öğrenmek.​

Bir sorun var. Bu sorunu çözemiyorum. Bu soruna rağmen haytaımı devam ettirmek zorundayım: kabbulleneceksin.
Özellikle haytaınızdan çıkaramayacağın insanlar için.
bir insan mizaç olarak 7sinde neyse 70üinde de odur. insanların değiştireeyeceği mizaç özellikleri vardır.
bii siyah kalem, mavi yazamaz ki..
 
Biz hep yapılabilecek bir şey olduğuna inanıyoruz. “ben yeterince çabalarsam bir şey yapılabilir” diye düşünüyoruz. (kabullenmek nedir)kabullenmek dediğimiz şey aslında durumu kabul etmek demek de değildir. “Kabullendim ama bu kabul ediyorum anlamına da gelmez.” Kabullenmek onaylayıp doğru bulmak değildir. Kabullenmek, bir sorun var ve bu sorunu çözemiyorum, bu sorunla ya da bu soruna rağmen ben hayatımı sürdürmek zorundayım demektir. (Kabullenmek neden zor?)çünkü bizler insanların değişmez niteliklerinin değişebilir olduğuna inanıyoruz. “istemese yemez, istemese içmez, istese çalışır, istese yapar” diyoruz. İnsanların sinirimizi bozan huyları ile ilgili onların değişebileceğine dair bir inanç taşırız. (mizaç) yaradılışımız çeşit çeşit; ama biz insanları bu çeşitliliğe göre değil dünyada sahip oldukları ele geçirdikleri elementlere göre sınıflandırıyoruz; makam, rütbe, gelir, takipçi sayısı vb. bunlar bizim ele geçirdiğimiz şeyler ve bu şeyler bize ait değil. Değiştirilebilir olan ile değiştirilemez olan arasındaki farka dikkatinizi çekmek istiyorum. siyah yazan bir kaleme “başlık atacağım kırmızı yaz” diyorum; yazamaz bunu biliyorum. Sevdiğimiz insanlar ile girdiğimiz mücadeleler de bunun aynısı. Yemin ediyorum aynı. (kabullenme ve yas)Bir şeyi kabullenebilmek için bir şeyi içinize sindirmeniz lazım. Kabullendim demekle kabullenemezsiniz. Acısız bir kabullenme yolu yok. Kabullenmeye giden süreç aynı zamanda bir yas süreci. İnsan acı çeken ve kaybeden bir varlık. Hepsi bizim olamaz ve bu bizim yetersizliğimiz ile ilgili değil. (yaratılıştan gelen sınırlar)Her kedinin ayrı bir karakteri vardır, ama bütün kediler tırmalar ve avlanır yani bu onların sınırıdır. İnsanın da bir sınırlılıkları vardır. Kediler miyavlıyor, ses çıkarıyor diye şarkı da söyleyebilir diyemeyiz. “kediler istese kelime de ezberleyebilir” diyemeyiz. (sınırlarımızdan biri)insanın sınırlarından biri şu, ağırkanlı ve tezcanlı farkı. Aceleci bir mizaca sahip kişinin sakin hali ile ağırkanlı birinin aceleci hali birbirine denk olabilir. (fıtratımız)bizler fıtratımızla, doğamızla uyumlu bir hayat sürersek, sahip olduğumuz bu özellikler diğer insanların hayatına katkı sunar. Huylu huyundan vazgeçmez. (kabullenme ve acizliğimiz)kabullenme noktası insanı kendi acizliği ile de yüzleştirir. “nasıl elimden bir şey gelmez?” olmuyor, elden bir şey gelmiyor bazen. (başkasının davranışı)sevdiğiniz biri var; şakacı, girişken ve yersiz bir yerde size göre kendini küçük düşürecek şeyler yapıyor diyelim. bu tespitiniz yüzde yüz doğru bile olsa gidip de o kişiye “biraz ağır ol bu ne hal böyle, şaklabanlık yapma vb.” şeyler söylemeye hiç hakkımız yok. Bu kul hakkı, çünkü o kişinin varoluşuna yönelik bir saldırı. İnsan davranışlarını seçebilir ama ben seçtiremem ben gösteremem doğrusunu. Daha sonraki sakin bir zamanda yargılama tonu olmadan bu konuyu açabilir ve onun iyiliğini isteyerek yapmalısınız. (kabullenme ve irade)kabullenmeyi tam olarak anlamadığımızda, kayıplarımızın yasını tutmadığımızda olay irade savaşına dönüyor. Siz söylersiniz ama o sizi değil arkadaşını dinler. Kabullenmek ruhsal bir basamak. “özgür iradeye Tanrı bile müdahale edilemez” insanın iradesi çok cüzi bir irade olmakla beraber varlığımızın çekirdeğindeki bu iradeye müdahale edildiğinde biz daha fazla direnç gösteriyoruz.
 

Size ayıp edenleri ayıplarıyla baş başa bırakın!​

şemalarını tetikleme, olayları üstüne alma.
 

Çocuklar için sınırlar eğitimine giriş​

Çocuklarımıza neden sınır çizemiyoruz?​

koyduğun kurallar çocuklar tarafından sınanır, bu çok normaldir. bazen işin çok olur, yorgun olursun vs kriz anı gelir ve ihlal edersin ve çocuklar bunu kullanır.
Koyduğumuz kurallar cocuklar tarafından sinanir... Bu sınama durumuna öfkelenmeyin; koyduğumuz sinirlarin arkadinda duralım...huzur olsun diye taviz verilmez. Verdiğin her taviz baska bir taviz dogurur çocuk büyüyünce de bu verdiginiz tavizin büyüğünü isteyecek... Stratejik davranmayı öğrenmeliyiz yarini da inşa ettiğimizi unutmamalıyız... Ben ne kadar zorlarsam zorlayayim asamayacağim eşikler var diyebilmeli çocuklar...
 

Eleştiri her zaman yıkıcıdır!​

Eleştri her zaman sınır ihlalidir. Üslupsuz yapılan eleştiri zaten hakarettir. "Hiç eleştiriye katlanamıyorsun" demek bir kere daha sınır ihlalidir. Biz boğun eğecek kişileri eleştiriyoruz genelde, sınır çizmekte zorlanan kişileri, hayır diyemeyen kişileri. Kimse eleştiriyle bir durumu düzeltmez. Tabi ki sevdiklerimize yardım edicez ama bizden yardım istendiği zaman. Karşımızdaki insanın yanlışına da saygı duymamız lazım. Herkesin hatalı olma hakkı vardır. Bedelini ona sen ödetmeyeceksin, bu seni ilgilendiren bir mesele değil. Eğer insanların yaptığı hatalar yüzünden etkileniyorsan temelde kendin acı çekmemek için ona yardım ediyorsan karşılıklı bağımlı bir insan olabilirsin. Kendi hayatına bakmayı öğrenmen lazım.
Ama benim hayatımda “ ben onun iyiliği için diyorum, fazla kırılgan, onu hayata hazırlıyorum” modunda sınır ihlali yapan insanlar oluyor
 
Son düzenleme:

Anne babanın hangi psikolojik özellikleri sınır çizmeyi zorlaştırır?​

sınır çizmek neden zor?
1-mevcut durumun getirdiği: misafir gelecek oyuncağı ben topladım
2-durumu olduğu gibi kavrayamıyorum, tarafsız bakamıyorum. benim çocuğumun hakkı yeniyor.
çocuğum benim düşündüğüm kadar travmatize olmuyor, ben kendi travmalarımı da işin içine katıyorum.
ben çocuğun ihtiyaçlarından çok arzularını görmeye başlıyorum.
çocuklar biz göstermedikçe sınırları bilmez. iyiyi kötüden ayıramazlar.
bazı durumlar çocuğa sınır çizmeyi öğretmen için fırsattır. çocuklar sınır çizmeyi bilerek doğmuyor.
 
Back
X