biz 3 buçuk yıl önce İstanbul'dan eşimin ataması nedeniyle ayrıldık. Oğlum 2 yaşındaydı ve biz İstanbul'da çok mutlu bi hayat yaşamıştık. Geldiğimiz şehir deniz kıyısında küçücük bi şehirdi. 3 buçuk yıl eşimin işi, benim işim ve kreş arasında yürüme mesafesinde küçücük bir alanda geçti. ve benim aklım hep istanbul da kaldı, belki hergün İstanbul'u özledim. Sonra Bigün bişey oldu ve İstanbula taşınma fırsatı doğdu. Ev okul ayarlamak için gittik. Kiralar 3 buçuk yıl öncesine göre 3 kat artmış, ilkokula başlayacak oğlum için mahallede baktığımız devlet okullarında sınıflar 50 kişilik , özel okullar çok pahalı ve servisle uzun mesafe, ve en önemlisi her yer aşırı kalabalık, önceden çok sakin bulduğum bir avm bile adım atılmayacak kadar kalabalık ve yabancılarla dolu. ilk defa sevmediğim o şehirdeki küçük hayatıma imrendim onu özledim. Ve istanbula taşınmaktan vazgeçtik. Şimdi çocuğum ilkokula başladı, öğle yemeğini evde yiyor, evden çıkınca okula 5 dakikada yürüyerek gidiyor. herkes herkesi tanıdığından tenefüste düşse haberimiz oluyor. okuldan babası alıp işyerine götürüyor, 5 ten sonra eve girmeden mahallede oynuyor, bisiklete biniyor ve çoook mutlu. bu imkanlar için İstanbulda belki büyük harcamalar yapmam gerekecekti. Çünkü çocuğu mutlu edecek park bahçe çevrende yoksa en yakın avm de soluğu alıyorsun. Bence düşünürken çalışma hayatınız olduğunu seneye ilkokula başlayınca nasıl bir yol izleyeceğinizi göz ardı etmeyin. ve unutmayın küçük şehirde çalışan anne için çocuk büyütmek daha kolay..